Baraj ve kan davası!

Diyarbakır’daki Pamukçay Barajı’nda su tutulunca, Yangıntepe köyünün üç yolundan ikisi su altında kaldı. Köylüler açık kalan tek yolu da korka korka kullanıyor. Çünkü o yol, 28 yıldır kan davalı oldukları Beybulak köyünden geçiyor.

Baraj ve kan davası!

Yangıntepe köyü Diyarbakır’ın kendi halinde köylerinden biriydi. 60 haneli köyde yaşayanlar geçimlerini tarımla sağlıyor. Binlerce dönüm araziye sahip olan köyün kaderi hemen yakınlarına baraj yapılmasıyla değişti. 2012 yılında tamamlanan barajda su tutulmaya başlanınca, çevredeki yerleşim yerlerinin bazıları sular altında kaldı. Sular altında kalan yerler arasında çevre köylerin yolları vardı. Yollarını kaybeden köylerden biri de Yangıntepe’ydi.

>Yangıntepe kent merkezine yaklaşık 50 km. uzaklıkta. Köyün baraj yapılana kadar üç yolu vardı. Köylüler bu yolların ikisini kullanarak arazilerine, diğer köylere ve şehir merkezine yolculuk ediyordu. Baraj yapılınca bu yolların ikisi de sular altında kaldı. Geriye köylülerin kullanabileceği bir tek yol kaldı. Köylüler mecburen bu yolu kullanmaya başladı ama korka korka.

>Ya köprü ya kan davası

>Yangıntepe’de yaşayan Kırmızı ailesiyle Beybulak köylüleri arasında 1977 yılında başlayan kan davası halen sürüyor. İki taraf da yeni bir olayın meydana gelmemesi için karşılaşmamaya çalışıyordu. Yangıntepe köyünün açık kalan tek yolu da bu köyden geçiyor.

>Yangıntepe sakinlerinden Recep Kırmızı, komşu köyden geçerken tedirgin olduklarını söyledi. Kırmızı çok zorunlu olmadıkça gece dışarı çıkmadıklarını, gündüz de silahsız gezmediklerini belirtti

>38 yıl süren bir dava

>“1977’de bitişik köyle aramızda bir husumet başladı. Hâlâ barışmadık ve husumet sürüyor. Biz silahsız o yoldan geçemiyoruz. Yarın bir olay olursa sorumlu DSİ’dir. Oradan geçerken olay olmasından korkuyoruz. Eskiden oldu, şimdi yine olur diye endişe ediyoruz. Buradakilerin hepsi akrabamdır. Bir olay olursa bu köyün hepsi olaya karışmak zorunda kalır. Mecbur olmasak gece dışarı çıkmıyoruz. Gün ışığında gidebilirsek gidiyoruz. Gerçeği budur. Gündüz de silahlı geziyoruz. 60 metrelik bir köprü yapsa gerisi kolay.”

>Kırmızı’ya göre yolların su altında kalması ekonomik zarara da neden oluyor.

>“Bu köylerin çocukları servisle okula gidiyor, böyle olunca yol uzuyor. Yıllık kiraları 25 bin liradır. Yol uzadığı için artış yapılması gerekiyor. Milli Eğitim bu kadar parayı fazladan verecek. Eskiden bu yoldan giderlerken servis bin lira alıyordu ayda, şimdi 1850 lira alıyor. Topraklarımızın yarısı orada kaldı, yarısı burada kaldı. Böyle olacağını bilsek yapılmasına karşı çıkardık.“

>Baraj yolu uzattı

>Çiftçilik yaparak geçimini sağlayan Selahattin Eker de mağdur olduğunu söyledi. Baraj köyü ikiye ayırınca Eker’in toprakları baraj gölünün karşısında kaldı. Şimdi topraklarına ulaşmak için göl çevresini dolaşmak zorunda. Bu da fazladan 40 kilometre demek.

>“Arazilerimiz barajın öte yakasında kaldı. Oraya gitmek için fazladan yol yapıyoruz. Okul servislerimizin yolu uzadı. Yolumuzun ve köprümüzün yapılmasını istiyoruz. Araziye gitmek için iki yol arasında 40 kilometre fark var. Gece seyahat edemiyoruz. Husumetin yeniden olmasından korkuyoruz.“

>Üç köy daha yolsuz kaldı

>Baraj nedeniyle yollarını kaybeden sadece Yangıntepe köyü değil. Tapik, Kızıltepe ve Kayacık köylerinin yolları da su altında kaldı. Ancak bu köylerin husumeti olmadığı için uzun da olsa diğer köy yollarını kullanabiliyorlar. Yangıntepe köylülerinin umudu, diğer köyle aralarında yeni bir olay olmadan köprü yapılması. (Al Jazeera Türk)

Kaynak: Diyarbakır Söz