Katliamlar yaşanabilir

Arazi toplulaştırması Diyarbakır'da, köylü ve hak sahiplerinin "muvafakati" izni alınmadan yapıldığı ortaya çıkarken, hukuksuzluk karşısında Silvan'daki arazi anlaşmazlığı sonucunun yaşanan katliama benzer olayların her an onlarcasının yaşanabileceği bildirildi.

Katliamlar yaşanabilir

Recep KAYA/M. Şerif DOĞRU/Tahir KARAKEÇİ

font-family>DİYARBAKIRfont-family>-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in, Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu'da "çığır" açacağını iddia ederek uygulamaya soktuğu, Arazi Toplulaştırması köylü ve hak sahiplerinin "muvafakati" izni alınmadan yapıldığı ortaya çıktı. Hukuki hiç bir gerekçeye dayanmayan işlemlerin yarattığı çarpıklık, hak sahiplerine ait arazilerin kendilerinden habersiz kaydırılması, başkasına ait tarlalarla birleştirilmesi, akıllara durgunluk verirken, uygulama bölge köylerinde kaos yarattı. Hukuksuzluk karşısında Silvan'daki arazi anlaşmazlığı sonucunun yaşanan katliama benzer olayların her an köylerde onlarcasının yaşanabileceği ifade edildi.

font-family>İDARE KENDİ TÜZÜĞÜNE UYMUYORfont-family>

font-family>Diyarbakır Söz "İşte Büyük Vurgun" adını verdiği Diyarbakır'daki Arazi Toplulaştırmasında yaşanan hukuk dışı ve keyfi uygulamaların dosyasında, ikinci perdeyi aralıyor.

font-family>Toplulaştırma idaresi kendi tüzüğündeki, 16 Madde'nin 1. fıkrası ile 19 maddenin 3'üncü fıkrasında yer alan "köylünün ve arazi sahiplerinin 'muvafakati' izni alınmadan, ilanı yapılmadan toplulaştırmanın yapılamayacağına" dair hükme rağmen, bu işlemleri Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğu illerinde yaptığı ortaya çıktı.

font-family>İŞLEMLERİN HUKUKİ DAYANAĞI YOKfont-family

font-family>Yasal ve hukuki hiç bir gerekçeye dayanmayan, köylü ve arazi sahiplerinin de izni alınmadan yapılan Arazi Toplulaştırması, beraberinde keyfi, usulsüz ve yolsuzluk içeren işlemleri de getirmeye başladı. Özellikle, köylülerin uzun yıllardır kullandıkları arazilerin yer değiştirilmesi, habersiz kaydırılması, arazisinin başkasına verilmesi, verim oranındaki düşüklükler, mevcut arazisinden, yol, kanal gibi yapılar için de pay alınması büyük tepki çekerken, köylüler arasında da husumetlerin oluşmasına neden oldu.font-family>

font-family>ŞİKÂYET ÇOK, İLGİLENEN YOKfont-family

font-family>Diyarbakır Valiliği ve İl Cumhuriyet Başsavcılığı başta olmak üzere, yetkili kurumlara yüzlerce köylü ortaya çıkan keyfi ve hukuk tanımazlık işlemine karşı, şikâyette bulunurken, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bünyesindeki Toplulaştırma İdaresi, Milli Emlak Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Müdürlükleri arasındaki uyuşmazlık ise köylüyü isyan eder noktaya geldi.font-family>

font-family>HER AN AYAKLANMA OLABİLİRfont-family

font-family>Toplulaştırmadan büyük darbe alan arazi sahipleri başlattıkları hukuk mücadeleleri devam ederken, tepkilerini şöyle dile getirdiler:

font-family>"Bu nasıl bir toplulaştırmadır, bu nasıl bir hukuk tanımazlıktır. Elimizdeki, avucumuzdaki malımızı-mülkümüzü adeta gasp ettiler. Kim yapıyor, kimler karar veriyor belli değil. Bir kez olsun kimse gelip, bizle görüşmedi. İznimizi almadı. Köyde, arazinizde, toplulaştırma yapacağız, şunu edeceğiz demedi. Tek gördüğümüz bir iki harita mühendisi. O da kendilerine göre, gelip ölçü yapıyorlardı. Nasıl yaptıkları da, meçhul. Birgün geliyorlardı on gün gelmiyorlardı. Kimseye de bilgi vermiyorlardı. Şimdi gelmişler, yok bu arazi şunun, senin ki burada. Her şey Arap saçına dönmüş. Asırlardır var olan bir arazi düzeni, darmadağın oldu. Köylüler birbirlerine husumet beslemeye başladı. Her gün kavga var"

font-family>İTİRAZLARIMIZI DUYAN KİMSE YOKfont-family

font-family>Tüm şikâyetlere rağmen idareden gerekli cevabı alamadıklarından da şikâyetçi olan Köylüler, "Kime gidiyorsak, bizi başkasına yönlendiriyorlar. Toplulaştırmaya gidiyoruz, bizi müteahhide gönderiyor. Nasıl müteahhitse, nasıl bir harita mühendisliğiyse belli değil. Onlar da bizi oyalıyor. Sonra, gidin Tapu Kadastro'ya diyorlar. Oraya da gidiyoruz; memurlar yüzümüze bakıyorlar, bildikleri bir şey yok. Yani kimin ne yaptığı, ne yapacağı bilinmiyor. Beri berdan bir durum. Anlayacağınız, köylü bu toplulaştırma işlemiyle, hem mağdur ediliyor, hem de işkence ve baskılara maruz kalıyor" diyerek tepki gösterdi.

font-family>BAKAN OLAYA KAYITSIZ KALIYORfont-family

font-family>Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in de şikâyetlere kayıtsız kaldığını söyleyen Arazi Sahipleri, şöyle dedi: "Diyarbakır Bakanın memleketi. Ama tüm hukuksuzluk ve yasal mevzuata uygunsuzluk burada yapılıyor. Şikâyetlere karşı, bakan kayıtsız ve sessiz kalıyor. Bunu anlamış değiliz. Hangi kanunda, nizamda var ki, vatandaşın tapulu arazisi üzerinde bir başka kişinin söz sahibi olması. Biz şimdi köylerimizde, birbirimize düşman gözüyle bakıyoruz. Benim arazimi ona vermiş, onun arazisini başkasına vermişler. Buradan sesleniyoruz tüm yetkililere; bu işe acil çözüm bulun. Hak, hukuk, yasa ne diyorsa o yapılsın. Yoksa bu hukuksuzluk ve keyfi uygulamalar, cinayetlere, toplu katliamlara neden olur. İşte, geçtiğimiz yıl Silvan'da 8 insan bu yüzden öldü. Ama kimse, bu tehlikenin farkında değil. Yeni katliamlar yaşanmasın."

font-family>Köylüler, çözüm süreciyle bölgede yaşanan huzur ve güven ortamının, arazi toplulaştırmasıyla ortaya çıkan husumetlerle yeniden bozulabileceğine dikkat çekerken, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin de, sorgulanmasını istedi.

font-family>MERALARIMIZDA ELİMİZDEN ALINDIfont-family

font-family>Diyarbakır Valiliği ve İl Cumhuriyet Başsavcılığı başta olmak üzere, yetkili kurumlara yüzlerce köylü ortaya çıkan keyfi ve hukuk tanımazlık işlemine karşı, şikâyette bulunurken, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü bünyesindeki Toplulaştırma İdaresi, Milli Emlak Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Müdürlükleri arasındaki uyuşmazlık ise köylüyü ayaklanma noktasına getirdi. Köylüler arazileriyle ilgili yaşanan hukuksuzluğun yansıra, köyün ortak kullanım alanı olan meralarına da göz dikildiğini bildirdi.font-family>

font-family>HANGİ YASAL GEREKÇEYE DAYANIYOR?font-family

font-family>İl Mera Komisyonunun aldığı keyfi kararlarla köylülerin ortak kullanım alanı olan ve bölgedeki hayvancılığın bir ölçüde can simidi konumundaki meraların da, köylünün elinden alındığı ifade ediliyor. Mera Komisyonunun, yasal ve hukuki hiç bir gerekçeye dayanmadan, özellikle maden işletmelerine köylüye ait meraların peşkeş çekilmesiyle ilgili şu tepkiyi verdiler:

font-family>"Toplulaştırma bir taraftan bize darbe vuruyor. Bir taraftan da, şimdi İl Mera Komisyonu Başkanlığı veriyor. Her dilekçe veren, her talepte bulunan, köylünün hakkına, hukukuna saldırıyor. Şimdi, meralarımız bir bir elimizden alınıyor. Köylü hayvancılığı bırakır duruma geldi. Köyün ortasında, şirketler şantiye kurmuş, iş makineleri çalışıyor. Kimi taş topluyor, kimi yeri kazıyor. Biz de, bırakın, ineğimizi, koyunumuzu, keçimizi otlatalım, artık evimizden çıkamaz hale geldik."

font-family>OT BEDELİ VE MERA TAHSİS ÜCRETİfont-family>font-family> 

font-family>Tüm bu keyfi uygulamaların yansıra, köylüler gasp edilen meralar için belirlenen ot bedeli ve mera tahsis ücretlerinin de kendilerine ödenmediğini söyledi. 20 yıllık ot bedeli ve meranın işgaliyle ilgili alınan tahsis ücretinin kim ve kimler tarafından, devletten nasıl aldığını bilmediklerini belirten Köylüler, "Tüm işlemler gibi burada da pis kokular geliyor. Paraların bize ödenmesi gerekirken, kimse bize bir kuruş dahi ödeme yapmış değil. Arazilerimiz ekiliyken, yapılan toplulaştırma esnasındaki tahribatın da bedeli ödenmiş değil. Birileri buralardan büyük vurgunlar yapıyor. Yoksa bu kadar usulsüzlüğe rağmen, kimse sessiz kalmazdı." şeklinde konuştular.

font-family>6 SORUMUZ HALA YANIT BULMUŞ DEĞİLfont-family

font-family>Diyarbakır Söz'ün "İşte Büyük Vurgun" manşetiyle gündeme taşıdığı yolsuzluk ve usulsüzlüklerle ilgili iddialara ilişkin verilen bilgi notu tatmin etmezken, Valilik ve Bakanlık büyük bir sessizlik içerisinde olmaları, Arazi sahiplerinin tepkisine yol açarken, yetkililer de uyardı.

Kaynak: Diyarbakır Söz