Meramızı geri verin!

Yaytaş Köylüleri, 3 bin dönümlük köy merasının "mera kapsamından" çıkarılıp hazineye devredilmesi ve kişilere peşkeş edilmesine isyan etti. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a çağrıda bulunan Köylüler, "Meramızı geri verin, yoksa 9 bin hayvanımız telef olacak" dedi.

Meramızı geri verin!

Fırat AVCIL/Remzi ETİK/Naif DURGUN

DİYARBAKIR-Merkez ilçe Yenişehir'e bağlı Yaytaş Köyündeki 3 bin dönümlük mera alanının "mera kapsamından çıkarılarak" hazine arazisine çevrilip, bir bölümünün belli kişilere satılarak peşkeş edilmesi, bir bölümünün de Karadeniz yolu için arazilerine el konulan köylülere dağıtılması büyük tepki çekti. Köylüleri isyan ettiren ve hukuki hiç bir dayanağın olmadığı ifade edilen uygulamaya tepki gösteren Yaytaş Köyü sakinleri, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a çağrıda bulunarak "Meramızı geri verin, yoksa 9 bin hayvanımız telef olacak" dedi.

TOPLULAŞTIRMA MAĞDUR EDİYOR

Diyarbakır ve yöresinde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Arazi Toplulaştırma İdaresi tarafından, sözde parçalanmış arazileri birleştirmek, her parsele su, yol götürmek, tarlaların şekil bozukluklarını gidermek, doğal hayatı korumak için yapılan toplulaştırmada ortaya çıkan skandal uygulamalar, köylüleri ve arazi sahiplerini mağdur etmeye devam ediyor.

BÜYÜK KAVGALAR ÇIKABİLİR    

Belirlenen amaçlar doğrultusunda işlem yapılmaması, tarlaların bilinçli ve bilinçsiz kaydırılması, bir başkasına ait tarlanın bir başkasına verilmesi gibi işlemlerin yansıra, köylüler için hayatı öneme sahip "meraların da" mera vasfından çıkarılıp, hazine arazisine dönüştürülerek peşkeş edilerek satılması, köylüler ve arazi sahipleri arasına fitne ve husumetin girmesine neden olması büyük tepki çekiyor.

‘TOPLU’LAŞTIRMA KAVGALARI ÇIKABİLİR

Merkez Yenişehir ilçesine bağlı Yaytaş Köyü sakinleri, köylerinde toplulaştırma idaresinde yapılan arazi işlemlerindeki hatalar ve 3 bin dönümlük köy merasının "mera kapsamından" çıkarılıp, hazineye dönüştürülmesinin ardından bazı kişilere satıldığını iddia ederek, tüm yetkili makamlara ve yargıya başvurmalarına rağmen, hukuk dışı uygulamaların devam ettiğini bildirdi. Köylüler, toplulaştırma nedeniyle her an için büyük kavgaların çıkabileceği uyarısında bulundu.

MERAMIZI ELİMİZDEN ALIP SATTILAR

Köy sakinlerinden Mehmet Budak, Arazi Toplulaştırma İdaresinin başta olmak üzere, Milli Emlak ve Kamulaştırmanın, keyfi uygulamalar yaparak, köyün ortak kullanım alanı olan "mera'nın" mera vasfından çıkarılıp, hazine arazisine dönüştürmesiyle büyük mağduriyetler yaşadıklarını ifade ederek şöyle dedi:

HANGİ YASA KAPSAMINDA YAPILDI?

"Yaytaş köyüne ait mera, 3 bin dönümdü. Köylülerin ekseriyeti hayvancılıkla geçiniyor. Köyde büyük-küçükbaş hayvan sayısı toplamda 9 bin civarındadır. Su kaynağımızda, köyün sınırı noktasında olan dere. Su kaynağıydı. Hayvanlarımız bu dereden su içiyorlardı. Ancak, toplulaştırma idaresi geldi, çalışma yapıyoruz dediler. Kimse bize bir şey anlatmadı. Meranın mera vasfından çıkarılacağı, 3 bin dönümün köylünün elinden alınacağını, bin 600 dönümünün başkasına satılacağını. Hiç bir şeyden haberimiz yoktu. Toplulaştırma işini bitirdi gitti. Komşu köy var Bozak köyü. Bitişiğimiz. Aramızda, hayvanlarımızı suladığımız dere geçiyor. Bu dere aynı zamanda sınır konumundadır.

BİN 600 DÖNÜM PEŞKEŞ EDİLDİ

Sonra Yenişehir ilçe Tarım'dan öğreniyoruz ki, "meramız" mera vasfından çıkarılmış. Hazineye çıkarılmış. Buradan bir de Diyarbakır'ı Karadeniz'e bağlayacak Trabzon yolunun geçeceği iddiasıyla, hazineye çevrilen arazi kamulaştırılmış. Tabi araşırdık. Baktık ki, Köy Muhtarı ve A.D adlı zengin adama, bin 600 dönüm arazi verilmiş, hatta tapuları dahi verilmiş. Nasıl verilmiş, kim ihale etmiş, kamulaştırma hangi araziye karşılık bunu vermiş, bilmiyoruz"

Meranın köylünün elinden alınmasıyla, yüzlerce ailenin mağdur duruma düştüğünü belirten Budak, üç mezra sakinlerinin tek bir karış hayvanını otlatacak alanın bulunmadığını söyledi. Budak şöyle dedi:

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A ÇAĞRI

"Meramız elimizden alındı. Mağdur durumdayız. Dicle mezrası, Örnek mezrası ve Yaytaş ile Baver mezrasında yüzlerce aile var. Hepsi de hayvancılıkla geçiniyor. Toplamda üç yüz haneyiz. Meramızın geri verilmesini, satışı yapılan arazinin de geri alınmasını istiyoruz. 9 bine yakın küçük ve büyük baş hayvanımız var. Eğer bunları otlatamazsak, perişan olacağız. Hayvanlar telef olacak. Buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na İl Valisi Hüseyin Aksoy'a çağrıda bulunuyoruz. Allah rızası için, gelin görün araştırın ve soruşturun, perişan durumdayız. Hukuksuzluğa son versinler."

Budak, sorunun çözümlenmemesi halinde çok vahim hadiselerin olabileceğini belirterek, Mardin'de üç kişinin ölümüyle sonuçlanan Mera kavgasını örnek verdi. Budak, "Mahkemeye vermişiz. Dava devam ediyor. Nasıl sonuçlanacak bilemiyoruz. Ama toplulaştırma, milli emlak ve kamulaştırma tamamen hukuk dışı bir işlem yapmıştır. Bunu herkes biliyor. Ancak, kimse ilgilenmiyor, sesini çıkarmıyor." dedi.

YETKİLİLER BİZİ GÖRMÜYOR?

Köy sakinlerinden Metin Varhan ise, Yaytaş köyünde yaşananların skandal uygulamalar olduğu gibi, hakkın, hukukun ve adaletin nasıl ayaklar altına alındığına ilişkin örnek teşkil edilebilinecek bir hadisenin yaşandığını belirterek şöyle dedi:

"Yaytaş köyünde, hukuk ihlali yaşanmıştır. Meramızın elimizden aldığını öğrendiğimizde, Tarım İl Müdürlüğüne gittik. Defalarca kapılarına gittik, bizle görüşmediler. Görüşmek istemediler. Bir keresinde bizi yardımlarına yönlendirdiler. Konuştuk. Bize dediler ki, 2012 yılındaki toplulaştırma haritasında bunlar yapılmış. Mera komisyonundan karar alınmış. Şimdi ki, harita ile kamulaştırma haritası, toplulaştırma haritası birbirini tutmadığı gibi, skandal arazi taşıması yapılmış. Şimdi köyün ortak malı olan mera nasıl, hazineye devrediliyor, sonra da birilerine satılıyor. Şuan bizde mahkemeye başvurduk. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. 9–10 bin hayvanımız var. Nerede otlatacağız. Bırakın atlatmayı hayvanımızı dışarı çıkaracağımız yol ve arazi kalmadı. Köyün sınırı olan dere de elimizden alındı. Bu nasıl bir anlayıştır bilemiyoruz. Devlet büyüklerimize sesleniyoruz. Lütfen sesimizi duyun. Bizi bu mağduriyetten kurtarın. Yoksa çok kötü olaylar çıkabilir. İnsanlar birbirini öldürebilir. Katliamlar yaşayabiliriz."

KEŞKE TOPLULAŞTIRMA YAPILMASAYDI

Köylüler ortaya çıkan ve aileler, köylüler arasında husumete neden olan toplulaştırmayla ilgili olarak, “Keşke bu toplulaştırma yapılmasaydı" diyerek tepki gösterdiler. Köylüler, şöyle dedi "Diyarbakır’daki bütün köylüler toplulaştırmadan rahatsız oldular. Bunu bilerek veya bilmeyerek yapanlar hakkında gerekirse davalar açacağız. Bakan Mehdi Eker hangi yüzle Diyarbakır'a gelip AK Parti'ye oy isteyecek acaba? AK Parti hala Mehdi Eker'i bakanlık koltuğunda oturtuyor. Bu nasıl iştir anlamadık gitti. Bize daha karlı olacaksınız dediler ama maddi manevi ne kadar zararda olduğumuz ortada. Toplulaştırma bölgeye huzursuzluk getirecek. Hemen hemen tüm köyler mevcut tarlalarının yerinde bırakılması, yerlerinin değiştirilmemesini talep etmişti. Köylünün yıllardan beri ekip biçtiği tarlasının bir başkasının tarlası ile değiştirilmesini hazım etmesi kolay olmayacak. Şimdi iç huzuru olmayan, yarın tarlasının nerede olacağı kuşkusunu duyan köylü nasıl üretim yapabilir? Bu çalışmaları en kısa ve hızlı bir şekilde çözülmesi gerekir. Bölgemizde yakın zamanda, bazı köylerde arazi davasından kaynaklı toplu cinayetleri oldu”

Kaynak: Diyarbakır Söz