Faili meçhul cinayetlere ilişkin dava

Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 kişinin yargılandığı davada, Ağar'ın çapraz sorgu için duruşmada hazır edilmesine, eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Eymür'ün tanık olarak dinlenmesine karar verildi.

Faili meçhul cinayetlere ilişkin dava
Bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin Mehmet Ağar, özel harekat polisleri ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 19 kişinin yargılandığı davada, Ağar'ın çapraz sorgu için duruşmada hazır edilmesine ve eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür'ün tanık olarak dinlenmesine karar verildi.

Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklardan Alper Taşdemir ve Abbas Semih Sueri, bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada, celse arasında dosyaya giren evrak okunduktan sonra, tanıklar dinlendi.

Tanık Avukat Kazım Genç, 1990'ların başında Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı olduğunu ve hak ihlalleriyle ilgilendiğini anlatarak, şunları söyledi:

Faili meçhul cinayetlere ilişkin dava "O dönemde insan hakları ihlaline yönelik her bilgi bize akardı. Bir pazartesi, bir avukat arkadaşım aradı, Avukat Faik Candan'ın cuma öğlen bankaya gitmek için çıktığını ve kendisinden bir daha haber alamadıklarını söyledi. Sık sık gözaltılar olduğu için sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısını aradım. O dönemde kendisiyle medeni ilişki içinde bilgi alırdık. Bana 'Bir dakika bekleyin' dedi. Telefon açıkken şubeleri aradıktan sonra, 'Siz de dinlediniz, arkadaşınız bizim şubelerde yok' dedi. Bu, ilginç geldi. Çünkü genelde bir gözaltı bilgisini almak istediğimde, 'Araştırıp, bilgi verelim' denirdi."

Genç, olay üzerine dönemin İçişleri Bakanından randevu aldıklarını ve meslektaşlarının bulunmasını istediklerini aktaran Genç, "Bakan Bey, 'Merak etmeyin, bulunur, bir yerden gelir' benzeri sözler söyledi. Biz de 'Sayın bakan, 8-10 ay önce benzer şeyler söylediniz, ama arkadaşlarımızın cenazesini bulduk' dedik. Öğleden sonra Bala ilçesinde Faik Candan'ın cesedi bulundu" diye konuştu.

Tanık Eşref Abdülbaki Önal ise maktullerden Namık Erdoğan ile Sağlık Bakanlığında çalıştıklarını bildirerek, "Ölüm haberini aldık, sarsıldık. Hala üzülüyoruz. Ama gazete haberleri haricinde bilgim yok. Kürtçülük yaptığına ilişkin izlenimim olmadı" dedi.

Tanık Nadire İçkale de maktul Yusuf Ekinci'nin avukatları olduğunu belirterek, Ekinci'nin, "Yenge Hanım, gün gelecek Kürt aydınlarını evlerinden toplayacaklar" dediğini anlattı. İçkale, Ekinci'nin evine gitmediğini öğrendiğinde, bu sözü hatırlayarak, paniğe kapıldığını söyledi.

Candan'ın ölümüyle ilgili Bala'da soruşturmayı yürüten jandarma görevlisi Mücahit Avkıran ise bir çobanın beyaz bir arabadan bahsettiğini anlattı ve "Olayı çözemedik, maalesef" dedi.

Candan ailesinin avukatı Levent Kanat, Yıldıray Soysal adlı Uzman Çavuş'un, bir başka suç nedeniyle cezaevindeyken savcılığa gönderdiği dilekçede, "cinayetin faillerinin olaydan sonra Bala'da jandarmaca yakalandığını, ancak talimat üzerine dosyanın kapatıldığını" anlattığını ifade ederek, Avkıran'a iddiayı sordu.

Avkıran, Soysal'ı tanımadığını bildirerek, "Bu uzman çavuş, sanırım, bizden sonra orada görev yapmış. Bitlis'te görev yaparken, sanırım uyuşturucu işine karışmış. Jandarma teşkilatına da aklına gelen, duyduğu ne kadar konu varsa hepsiyle ilgili mektup göndermiş" dedi.

O dönemde maktul Namık Erdoğan ile Sağlık Bakanlığında çalışan Ali Tekin ise arkadaşının öldürülmesine ilişkin doğrudan bilgisi olmadığını ifade etti.

- Avukatların talepleri Maktullerden Yusuf Ekinci'nin oğlu Avukat Sertaç Ekinci, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakanı Tansu Çiller ile dönemin MGK üyeleri, eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, Özer Uçuran Çiller, Orhan Taşanlar, Kemal Yazıcıoğlu ve "ölüm listesini gördüğüne ilişkin açıklaması bulunan" gazeteci İsmet Berkan'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.

Cinayetlerde kullanılan Uzi silahların sadece Özel Harekat Dairesi envanterinde bulunduğuna dikkati çeken Ekinci, Türkiye'deki bütün Uzilerin balistik inceleme sonuçlarının istenmesi talebinde bulundu.

Müdahil avukatlarından Zahit Şeyhanoğulları, maktullerden Adnan Yıldırım, Hacı Karay ve Savaş Buldan'ın kaçırılmasına tanık olan kişilere, sanıkların o dönemdeki fotoğraflarıyla teşhis yapılmasını istedi.

Mahkeme Başkanı Fatma Nilgün Kökçek, bazı müdahil avukatlarını, konuşmalarını uzatmayarak, taleplerini söylemeleri konusunda uyardı.

Sanık avukatları ise açıklamalarının, taleplere dönük olduğunu ifade ederek, Kökçek'ten kendilerini dinlemelerini istedi.

Müdahil avukatları ile tartışmanın büyümesi üzerine Kökçek, duruşmaya bir süre ara verdi.

Aranın ardından söz alan bazı müdahil avukatları, mahkeme heyetinden, "davadan çekinme kararı almalarını" istedi.

Müdahil avukatları, sanıklar hakkındaki vareste tutulma kararlarını eleştirdiler, sanıklara yönelik tutuklama talebinde bulundular.

Sanıklardan Ercan Ersoy'un avukatı Hasan Ulvi Öztürk de "Binlerce Kürt, devlet tarafından öldürüldü. Tansu Çiller'in, bu kahramanların kim olduğunu söylemesi için tanık sıfatıyla çağrılmasını istiyorum" dedi.

-Ağar ve Eymür dinlenecek Mahkeme heyeti, "müdahil avukatlarının çapraz sorgu hakkının engellenmemesi açısından Mehmet Ağar'ın duruşma günü hazır edilmesi için çağrı kağıdı yazılmasına, Mehmet Eymür'ün de tanık sıfatıyla dinlenmesine" karar verdi.

Tanıklar Yıldıray Soysal'ın beyanının alınması için Bitlis Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına, Fatih Mehmet Bucak'ın da Siverek'ten sesli ve görüntülü sistemle ifadesinin alınmasına karar verilirken, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama emri infazının beklenmesine hükmedildi.

Maktul Behçet Cantürk'ün kullandığı araç telefonundan 14 Ocak 1994'de yaptığı telefon görüşmelerinin TİB ve PTT'den sorulmasını da isteyen mahkeme, müşteki avukatlarının "heyetin, davadan çekinmesi" talebini reddetti.

Sanıklar Lokman Külünk, Ahmet Demirel ile Ziya Bandırmalıoğlu hakkındaki yurt dışı yasağına yönelik adli kontrol kararını kaldıran mahkeme, sanıklar Tekdemir ve Sueri'nin duruşmalardan vareste tutulmasına hükmetti.

Sanıkların tutuklanması taleplerini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.

Sanıklar, 1990'larda işlenen 18 faili meçhul cinayete ilişkin suçlanıyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz