'Gizli bir el çözüm sürecini engelliyor'

Türkiye’de PKK sorununa ilişkin ilk resmi görüşmenin 1989’da Turgut Özal tarafından yapıldığını belirten Yrd.Doç.Dr. Hüseyin Yayman, Özal’ın ölümü ya da öldürülmesinin bu meseleyi çözme girişimleriyle ilişkili olduğunu öne sürdü.

'Gizli bir el çözüm sürecini engelliyor'
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin her hafta düzenlenen Yeni Türkiye Buluşmaları’nın bu haftaki konusu ’Çözüm Süreci’ oldu. Antalya Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen konferansa çok sayıda dinleyici katıldı. Murat Yılmaz’ın yönettiği konferansta köşe yazarımız  Yrd.Doç.Dr. Hüseyin Yayman ve Türkiye’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Viyana Temsilciliği İnsan Hakları Danışmanı görme engelli diplomat Dilek Ertürk konuşmacı oldu.

EN ÇOK ELEŞTİRİ GÖZALTI SÜRESİ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ Gözaltı sürelerinin uzunluğu yönünden çok eleştiriler alındığını belirten Yrd.Doç.Dr. Ertürk, şöyle dedi:

"Basın özgürlüğü bugün de gündemde. İki yıl evvel de gündemdeydi çeşitli davalar vesilesiyle. Özellikle AGİT’in medya komitesinden gelen raporlarda Türkiye bu yönde çok köşeye sıkıştırılmak isteniyor. ’Çözüm sürecine’ girilmeden evvel Kürt meselesi konusunda çok eleştiriler alıyorduk. Lakin kompleksiz yaklaşıyoruz, ’Aman Batı bizi eleştirmesin’ diye değil devletimize, milletimize ne katarız, kendi vatandaşımızın yaşam kalitesini yükseltmek adına bunları yapıyoruz."

40 BİN KİŞİ, 350 MİLYAR DOLAR KAYBEDİLDİ ’Çözüm sürecinin’ Türkiye’nin en önemli sorunu olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Hüseyin Yayman ise, Türkiye’de 40 yıldan bu yana devam eden terörde hayatını kaybeden insan sayısının 40 bin kişi, ikinci olarak da 350 milyar dolar gibi 150 Atatürk Barajı, 200 Boğaziçi Köprüsü yapılabilecek bir rakamın harcandığını dile getirdi.

"ÖZAL’IN ÖLÜMÜ PKK SORUNUN ÇÖZÜMÜYLE İLİŞKİLİ" İDDİASI Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi Güneydoğu politikasının, 1925’de yapılan ve ’güvenlik, asayiş sorunu’ olarak nitelendirilen kanuna bağlı olduğunu söyleyen Yayman, ’Terör örgütüyle devlet pazarlık masasına oturur mu, hükümet görüşür mü?’ sorularına ilişkin şöyle konuştu:

"Dünyanın her yerinde devletlerin istihbarat örgütleri herkesle görüşür. Türkiye’de PKK kurulduktan itibaren Türkiye istihbaratının görüşmeleri olmuştur. İlk görüşme rahmetli Turgut Özal zamanında başlatılmış. Özal, ’Gidin o adama söyleyin silahı baraksın biz onla görüşelim’ diye haber göndermiş. Rivayet; Özal’ın ölümü ya da öldürülmesi bu meseleyi çözme girişimleriyle ilişkili. PKK’yı ortadan kaldırmak isteyeni devlet ortadan kaldırır gibi bir yaklaşım olduğunu biliyoruz."

  PKK İLE İLK RESMİ GÖRÜŞME 1989’DA BAŞLADI Yayman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"1989’da PKK’yla ilk resmi görüşme başladı. 8 defa çok ciddi biçimde devlet, hükümetlerle PKK ve Abdullah Öcalan arasında görüşme trafikleri yaşandı. En son Abdullah Gül’ün Tahran ziyareti öncesi ’Güzel şeyler olacak’ sözüyle çözüm süreci başladı. Reşadiye saldırısıyla son buldu. Ardından Oslo görüşmeleri Silvan saldırıysa son buldu. Bu meselenin çözümü konusunda ne zaman ciddi bir şekilde el atılsa bir görünmez elin devreye girdiği ve çözümü engellemeye yönelik bir çok adım atıldığını görüyoruz."

1993’TE PKK’YA GENEL AF GÖRÜŞÜLDÜ Oslo görüşmelerinin basına sızdırılmasını çözümü istemeyen gizli bir el olarak gösteren Yayman, 24 Mayıs 1993’de Bingöl’de gün ortasında 33 erin şehit edildiği gün Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşülen konunun bugün bile hala açıklanmadığını söyledi. Askerlerin sevkiyatı sırasındaki aşırı güvenlik önlemlerinden söz eden Yayman, o gün göz göre göre 33 erin katledildiğini belirterek, "O gün MGK’da PKK’ya genel af verilmesi konuşuluyordu. Biz şunu anlıyoruz. Bir taraftan devleti yöneteler bu meseleyi çözmeye çalışıyor, öbür taraftan görünmez bir el ’sen af çıkaracağım diyorsan ben de 33 eri katlettiririm’ dedi. 5 bin faili meçhul cinayet var. 3 bin 500 yerleşim yeri boşaldı. 3 milyon Kürt vatandaşı Adana, Mersin, Antalya, İzmir gibi kentlere geldi" diye konuştu.

Konferans sonunda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Ak Partili Menderes Türel, konuşmacılara tablo hediye etti.

Kaynak: Diyarbakır Söz