Görüş Bildir

Jitem İşkencehanesi Turist Ağırlayacak

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyarbakır Valiliği, 90'lı yıllarda JİTEM'in faili meçhul cinayet ve işkence üssü olarak kullandığı, İçkale bölgesini, "Müze Kompmeksine" dönüştürerek, turizmin hizmetine verdi.

Jitem İşkencehanesi Turist Ağırlayacak

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyarbakır Valiliğinin, 1990'lı yıllarda JİTEM'in faili meçhul cinayet ve işkence üssü olarak kullandığı Diyarbakır Surları'nın içinde kalan İçkale bölgesini yürütülen 11 yıllık restorasyon çalışması sonucu dün büyük bir kısmı, inanç ve kültür turizmine açıldı. İçkale Müze Kompleksinin açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Birileri çıkıp diyor ki: 'Bugünler 12 Eylül'den bile beter.' Bu topraklarda söylenmiş en utanç verici laflardan biri bu. Bundan daha büyük nankörlük, bundan daha ayıp bir laf olamaz. O 12 Eylül politikalarını bitiren biziz. Biz devletten kaynaklanan ret, inkar ve asimilasyon politikalarını bitirirken de ret inkar ve asimilasyonun her türlüsüne karşıyız"  dedi.

JİTEM'İN KALESİ İÇKALE MÜZE KOMPLEKSİ OLDU

Diyarbakır'da, 1990'lı yıllarda JİTEM'in karargah olarak kullandığı ve oraya girenin bir daha sağ çıkmaması dolayısıyla "JİTEM'in kalesi" olarak gösterilen Sur ilçesindeki tarihi İçkale Alanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Diyarbakır Valiliği tarafından 2004 yılından buyana yürütülen restorasyon çalışmaları kısm-i olarak tamamlandı. İçkale Müze Kompleksine dönüştürülen alan için dün tören düzenlendi.

Açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, AK Parti Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Oya Eronat, Mine Lök Beyaz, Mehmet Süleyman Hamzaoğulları, AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar, İl Emniyet Müdürü Halis Böğürcü ile Kumu Kurum ve Kuruluşlarının daire müdürleri, STK temsilcileri ve Ak Partililer katıldı.

26 MİLYON LİRA HARCANDI

Törende açış konuşmasını İl Valisi Hüseyin Aksoy yaptı. Vali Aksoy, Diyarbakır'ın çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptığını belirterek, İçkale'nin tarih boyunca şehrin yönetim merkezi olduğunu söyledi. Bakanlığın desteğiyle 2004 yılından bugüne kadar kompleks içerisindeki 9 tarihi binanın restorasyonunun gerçekleştirildiğini bildiren Aksoy,  bu kapsamda İçkale'nin tarihi misyona uygun hale dönüştürüldüğünü kaydetti. Kapsamlı çalışmalar için 26 milyon liralık kaynak harcandığını vurgulayan Aksoy, "Eski çağlardan bugüne kadar çeşitli medeniyetlere ait çok önemli eserler müzede sergilenecek. Son 12 yılda 146 milyon liralık kaynak kültür eserleriyle buluşturuldu" dedi.

DÜĞÜN VE TAZİYELER

Kalkınma Bakanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Adayı Cevdet Yılmaz da İçkale'de yaşanan acılarla ilgili konuşmazken, isim vermeden HDP ve PKK'yı eleştirdi. Bazı güçlerin Diyarbakır'ın kalkınmasında engel olduğunu ifade eden Yılmaz, "Diyarbakır'ı geziyorum, görüyorum. Bazı güçler düğünleri, taziyeleri bile propaganda alanı haline getirdi. Düğünü ve taziyeyi propaganda alanı haline getirirseniz kenti özünden koparmış olursunuz" ifadelerini kullandı. Yılmaz, konuşmasına partilerinin kente dair vaatleri ile devam etti.

Yılmaz, "tek tipçilikten" şikayet eden bazı kesimlerin, bugün kendilerinin tek tipçi mantalite içinde hayatın bütün alanlarını ideolojik hale getirdiğini ifade ederek, "Buna karşı Diyarbakır'ın aziz hatırasına saygı için birlikte karşı durmamız lazım" diye konuştu. Diyarbakır'ın geçmişinde farklılıkları bir arada yaşatmayı bilen bir kent olduğunu vurgulayan Yılmaz, farklı din, inanç ve etnik yapıların yüzyıllarca Diyarbakır'da bir arada, barış içerisinde yaşadığını söyledi.

ZOR İŞLERİN ALTINDA KALKACAĞIZ

Diyarbakır'a her yıl 1 milyon turistin gelmesi yönünde hedeflerinin bulunduğunu dile getiren Yılmaz, "Turizm sadece turistin gelip para harcaması demek değildir, yatırımcının gelmesi, dış dünya ile daha fazla etkileşim demektir" dedi. Bakan Yılmaz, Çözüm Süreci'nin önemine değinerek, "Çözüm Süreci'ni sonuçlandıracak, ekonomik gelişmeyi sağlayacak olan güçlü yönetimlerdir. Bu proje de gösteriyor ki zor işlerin altından kalkacak olan güçlü liderlikler ve yönetimlerdir" ifadesini kullandı.

TEKÇİ ANLAYIŞI TAKLİKT EDEN

Daha sonra konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise, kentin tarihi yapısının yakın tarihte yapılan "yanlışlar" nedeniyle tahrip edildiğini iddia etti. İsim vermeden bölgede yaklaşık 40 yıldır yaşanan savaş nedeniyle, kentin tarihi yapılarının tahrip edildiğini ve kendilerince yeniden inşa edilmesinin önüne geçildiğini ileri süren Eker, "Şimdi biz AK Parti olarak, AK Partinin şehir tasavvufuyla bu tarihi şehri yeniden inşa ediyoruz. Bu tarihi Amida şehrini, sadece Amed olarak niteleyen kimi güçler, vandalca gerçekleştirdiği saldırılarla kenti tahrip ediyorlar" diye konuştu.

DEVLET HERKESİN DEVLETİ DEĞİLDİ

Bakanları yaptıkları konuşmada "bilge" olarak tanımladıkları Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de Diyarbakır'da bu eserlerin ortasında bulunmanın heyecan verici olduğunu ifade ederek şunları dile getirdi: "Diyarbakır'a, Diyarbakır'ın kültürel hayatına ve Diyarbakır'ı var eden ruha AK Parti hükümetlerinin yaptığı en büyük katkı, geçmişte devlet içinde birtakım çetelerin, birtakım oligarşik grupların Kürt kardeşlerimizin kültürel kimliğini yok etmesine karşı ortaya koyduğumuz direniş, ret, inkar ve asimilasyon politikalarını bitirmemiz, Kürt kimliğini korumaya almamız, bugün de bu kimliğin gelişmesi için gerekli teşvikleri ortaya koymamızdır."

"Geçmişte devlet herkesin devleti değildi. Bunu Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı olarak söylüyorum" diyen Çelik, devlet içindeki birtakım grupların insanların Kürtçenin konuşmasını, başörtülü okula gitmesini yasakladığını, bir başkasını Alevi olduğu için dışladığını, bir başkasına Sünni olduğu için başka muamele yaptığını ifade etti.

Çelik, şöyle devam etti: "Devlet vatandaşların içerisindeki özel bir örgütlenme, birtakım oligarşik grupların zemini değildir. Devlet vatandaşının tamamının örgütlenmiş halidir. O sebeple sokaktaki vatandaşın kimliğini koruyamayan devlet, demokratik devlet olmaz. Şimdi o ret, inkar ve asimilasyon politikalarını bitiren, kimlikleri koruma altına alan biziz. Kimliklere karşı devlet içerisindeki birtakım kişilerin bu dışlayıcı politikalarına son veren biziz."

BİRİLERİ YİNE ASİMİLASYON POLİTİKASI PEŞİNDE

Çelik, o dönem kamuoyunun bildiği veya bilmediği her gün birtakım siyasi suikast teşebbüsleriyle karşı karşıya kaldıklarını anlatarak, 27 Nisan'da iktidar partisine muhtıra verilmeye başlandığını, birtakım reflekslerin AK Parti'yi yok etmeye teşebbüs etmek istediği bir noktada Kürt kimliğinin korunması için Çözüm Süreci'nin başlatıldığını belirtti.

Ret, inkar ve asimilasyon politikalarına son verildiğine işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birileri çıkıp diyor ki? 'Bugünler 12 Eylül'den bile beter.' Bu topraklarda söylenmiş en utanç verici laflardan biri bu. Bundan daha büyük nankörlük, bundan daha ayıp bir laf olamaz. O 12 Eylül politikalarını bitiren biziz. Biz devletten kaynaklanan ret, inkar ve asimilasyon politikalarını bitirirken de ret inkar ve asimilasyonun her türlüsüne karşıyız. Birileri çıkıp, herhangi bir siyasi parti, örgüt adına Kürt vatandaşlarımıza yine asimilasyon politikasını uygulamaya çalışıyor. 'Makbul Kürt nedir, makbul olmayan Kürt kimdir?' Bunu yukarıdan dayatma ile belirlemeye çalışıyorlar. O asimilasyon politikalarına karşı durduğumuz gibi bu asimilasyon politikasına da karşı dururuz."

Çelik, Kürt kimliğinin nasıl korunacağının, Kürtçenin nasıl geliştirileceğinin Anadolu coğrafyasındaki Kürt ve Türk, tüm vatandaşların karar vereceği bir mesele olduğunu söyledi.

BAŞLATILAN ÇÖZÜM SÜRECİNE İLİŞKİN

Çelik, devlet içindeki bu olumsuz uygulamaları sona erdirmek adına Çözüm Süreci'ni başlattıklarını hatırlatarak, "Vatandaşımızın da birtakım sivil görünümlü yapılardan gelen bu inkar ve asimilasyon politikaları ile otantik Kürt kimliğini tehdit eden bu suni yapılara karşı aynı şekilde Çözüm Süreci'ne sahip çıkması gerekir" şeklinde konuştu. Tüm vatandaşların, huzur ve istihdam ile Diyarbakır'ın tarihteki görkemli günlerine dönmesini istediğini işaret eden Çelik, "İstikrarı koruyarak, 2023'e birlikte dayanışma içinde gireceğiz. Diyarbakır'ın her yerini not alın. 'Şunun yapılması hayaldir.' diye yazıp, bir zarfın içerisine koyun, 2023'te göreceksiniz ki, 'hayal' dediğiniz şeyi gerçekleştirmişiz" dedi.

PALMİRA ANTİK KENTİ TEHDİT ALTINDA

Bakan Çelik, DAEŞ'in Suriye'deki saldırılarına değinerek, sözlerine şöyle devam etti: "DAEŞ denilen insanlığın belası bir terör örgütü, Palmira Antik Kenti'ni ele geçirdi, insanlık mirasını tehdit ediyor. Bugün Diyarbakır'da Artuklular döneminden yakın döneme, kiliseden camiye tüm eserleri koruyan bir mesaj veriyoruz. Müslümanların, dünyaya esas mesajı budur. DAEŞ, mukaddes dinimizin sembollerini, kavramlarını kullanarak İslam tarihinin ve insanlığın gördüğü en büyük zulümleri gerçekleştirmiştir. Böylesine zulüm yapan bir örgüt asla Müslüman olamaz. Bunlar tarihi eserleri, insanlık mirasını yok ediyorlar. Irak ve Suriye'de yapmadıkları zulüm kalmadı." AK Parti hükümetleri olarak yaşadıkları topraklardaki tüm medeniyetlerin, gelmiş geçmiş tüm devletlerin mirasçısı olduklarını vurgulayan Çelik, tüm kültürlerin de hamisi olduklarını bildirdi.

ANADOLU DA, MEZOPOTAMYA KÜLTÜRÜ DE

Çelik, Diyarbakır'ın, Anadolu kültürünün, Yukarı Mezopotamya'nın ve Ortadoğu'nun tüm karakteristik özelliklerini barındırdığını söyledi. Çelik, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan birilerinin Anadolu kültürünün Türklere, Mezopotamya kültürünün ise Kürtlere ait olduğunu savundu. Çelik, "Burada ele aldığımız her kültürel mirasın, insanlığa bir katkı olduğunun farkındayız. O sebeple bakanlığımın en titizlikle çalıştığı dosyalardan birisi Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin UNESCO Dünya Miras Listesi'ne alınması dosyasıdır. Gelen yorumlar dosyanın uzmanlar tarafından 'mükemmel' olarak değerlendirildiği şeklinde. Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmazsak Haziran sonu Temmuz başında yapılacak toplantıda bana en büyük müjde, 'Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Dünya Miras Listesi'ne girmiştir' denilmesi olacak."

DİYARBAKIR'IN TANIMINA ÖZEL STRATEJİ

Bakan Çelik, herkesin ortak iradesinin Diyarbakır'ın bugünden çok daha iyi olması olduğunu, bu kapsamda Diyarbakır'ın hem bölgenin kültür başkenti hem iş başkenti hem de bu medeniyet mirasının en önemli unsuru olarak daha çok öne çıkmasını istediklerini ifade etti. "Bakanlık olarak Diyarbakır'ın tanıtımına yönelik özel bir strateji hazırlıyor, tüm dünyada Diyarbakır'ın tanıtımı konusunda yeni bir aşamaya geçiyoruz. Bu stratejiyi de inşallah bir iki ay içerisinde yürürlüğü koyacağız" diyen Çelik, o zaman hedeflenen turist rakamlarına ulaşılacağını sözlerine ekledi.

GEÇMİŞİN ÜZERİ ÖRTÜLMEK Mİ İSTENİYOR

Yapılan konuşmaların tümünde, İçkale'nin uzun yıllar "JİTEM" tarafından yargısız infazların, işkencelerin üssü olarak kullandığı ve 2002 yılında onlarca kişiye ait insan iskeletinin çıktığına dair bir bölgenin, müzeye dönüştürüldüğüne dair herhangi bir ifadelerin olmayışı dikkat çekerken, geçmişin üzerine örtülmek mi isteniyor, yorumlarına neden oldu?

Konuşmaların ardından müzenin açılışını kurdele keserek gerçekleştiren bakan ve milletvekilleri, İçkale'de sergilenen tarihi eserler hakkında bilgi aldı. Gerçekleşen açılış töreninde özel hareket ile çevik kuvvet polislerinin yanı sıra bakanların koruma ordusu dikkat çekti.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi