Aracın sahibi rehin alınmış

Bağlar'da 8 polisin şehit olduğu, 14'ü polis 29 kişinin yaralandığı saldırıda kullanılan bomba yüklü aracın sahibi olan ve PKK'lılarca rehin tutulan müteahhidin karakol istinat duvarının yapılması ihalesinden çekilmesi için PKK tarafından tehdit edildiği ortaya çıktı

Aracın sahibi rehin alınmış

Müteahhidin soruşturma kapsamında tutuklanan eşi ve kayınvalidesi, iş adamının rehin alınma sürecini mahkemede anlattı. Müteahhidin eşi Ç.İ, "Bu olayların akabinde böyle bir patlama hadisesinin gerçekleşeceğini bilseydim, eşimin hayatının tehlikede olduğunu bilmeme rağmen bu olayı güvenlik güçlerine bildirirdim" derken, Kayınvalide Z.Ö "Keşke o kadar insan öleceğine örgüt mensupları beni öldürseydi" dedi.

DİYARBAKIR- Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde 8 polisin şehit olduğu, 14'ü polis 29 kişinin yaralandığı saldırıda kullanılan bomba yüklü aracın sahibi olan ve örgüt üyelerince rehin tutulan müteahhidin, karakol istinat duvarının yapılması ihalesinden çekilmesi için PKK tarafından tehdit edildiği ortaya çıktı.

Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi'nde 31 Mart'ta zırhlı servis aracının geçişi sırasında teröristlerce gerçekleştirilen ve 8 polisin şehit olduğu, 14'ü polis 29 kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sürüyor.

Saldırıda kullanılan bombalı otomobilin sahibi olan ve Lice kırsalında örgüt militanları tarafından rehin tutulan müteahhit M.İ'nin karakol istinat duvarının yapılması ihalesinden çekilmesi için PKK tarafından tehdit edildiği belirlendi.

Soruştarmada araçın sırrı ortaya çıktı

M.İ'nin soruşturma kapsamında tutuklanan eşi Ç.İ. ve kayınvalidesi Z.Ö, mahkemedeki ifadelerinde, müteahhidin rehin alınma sürecini anlattı. Ç.İ, ifadesinde, PKK tarafından eşinin karakol duvar yapım işinin ihalesine katıldığı için tehdit edildiğini belirterek, örgütün eşini Lice kırsalında rehin tuttuğunu söyledi.

Rehin tutulan kişinin eşi konuştu

Örgütün eşinin para karşılığında serbest bırakılacağını bildirdiğini ifade eden Ç.İ, şunları kaydetti: "Terör örgütü üyeleri para vermemiz halinde eşimi serbest bırakacaklardı. Parayı bulamayınca istedikleri paranın miktarını daha da artırdılar. Eşimin hayatından endişe ettiğimiz için adli makamlara başvuruda bulunmadık. Eşim hala örgütün elinde. Sağ mıdır ölü müdür bilgimiz yok. Bu olayların akabinde böyle bir patlama hadisesinin gerçekleşeceğini bilseydim, eşimin hayatını tehlikede olduğunu bilmeme rağmen bu olayı güvenlik güçlerine bildirirdim."

Kayınvalide Z.Ö. ise terör örgütü tarafından alıkonulan damadını kurtarmak için çabaladıklarını aktardı.

Keşke ben yerlerine ölseydim

"Keşke o kadar insan öleceğine örgüt mensupları beni öldürseydi" diyen Z.Ö, "Örgüt mensuplarının damadımı rehin alacaklarını bilseydik kesinlikle oraya gitmezdik. Ben damadımı kurtarmak istedim, kızımı ve torunumun mağdur olmamasını istedim. Ben daha önce oğlumu kaybettim, damadımı da kaybetmek istemedim. Yaşanan bu olaydan dolayı çok üzgünüm" ifadelerini kullandı.

Tutuklanan A.Ç. de PKK tarafından tehdit edildiğini ileri sürerek, örgüt üyelerinin talimatıyla patlamanın ardından kiraladığı araçla iki örgüt mensubunu Diyarbakır'dan Lice kırsalına götürdüğünü aktardı.

Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 12 şüpheliden 6'sı tutuklanmış, 6 şüpheli ise serbest bırakılmıştı. Hain saldırının, teröristlerce rehin tutulan müteahhit M.İ'nin gasbedilen aracı ile gerçekleştirildiği belirlenmişti.

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi'nde 31 Mart'ta, terör örgütünün faaliyetlerinin engellenmesine yönelik çalışmalar için Diyarbakır'da geçici görevlendirilen personelin içinde bulunduğu servis aracının geçişi sırasında PKK mensuplarınca bomba yüklü araçla saldırı gerçekleştirilmişti. Patlamada 8 polis şehit düşmüş, 14'ü polis 29 kişi yaralanmıştı.

Kaynak: Diyarbakır Söz