Artık yeter, adalet istiyoruz!

Diyarbakır'da toplanan 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları; hükümete seslenerek "aileler olarak 'artık yeter, artık adalet' istiyoruz" dedi.

Artık yeter, adalet istiyoruz!

Merkez Yenişehir ilçesinde bulunan AZC Plaza önünde toplanan aileler, "Siyasi yargı kararları iptal edilsin", "28 Şubat mahpuslarına özgürlük", "28 Şubat tarihin yüz karasıdır", "28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru mahpusları serbest bırakılsın" yazılı pankart ve dövizler taşıdı. Grup adına açıklama yapan Musab Arasan, inançlarından dolayı yıllardır cezaevinde olan insanların 28 Şubat ve FETÖ yargısı kurbanı olduğunu söyledi.

Hakim ve savcıların verdikleri kararların yeniden gözden geçirilmesini istediklerini dile getiren Arasan, şöyle konuştu: "Beklentimiz yıllardır haksız ve hukuksuz gerekçelerle işlerinden olan, okullarını bırakmakta zorunda kalan, fişlenen ve yıllardır zindanlara mahkum edilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için adalet mekanizmasının işletilmesidir. Gençlikleri, ömürleri zindanlarda tüketilen mazlumlara uygulanan zulüm sona erdirilmelidir. Evlatlarından, anne babalarından yıllardır ayrı bırakılmış mahpuslar artık özgürlüklerine kavuşturulmalıdır."

Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesi Ofis Semtinde AZC Plaza önünde bir araya gelen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağduru aileler, basın açıklaması yaparak, adalet istediklerini vurguladılar.

Basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan Avukat Mirhan Özbekli, 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının unutturulmak istendiğine dikkat çekti. Daha sonra toplanan grup adına basın açıklamasını 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Sözcüsü Musap Arasan okudu. Arasan, çıkarılacak olan ceza indiriminden 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının da bu kapsama alınması gerektiğini söyledi.

Basın açıklamasına "Andolsunki, Yusuf ve kardeşlerinde, soranlar için dersler vardır." Yusuf Suresi'nin 7'nci Ayet-i Kerime'sini hatırlatarak başlayan Arasan, şunları söyledi:

"Tarih boyu nice zulümler yaşandı. Ders ve ibret alınmadığı için bu zulümlerin bedeli ağır oldu. Ne Yusuf'u kuyuya atanlar ne de zindanda hapsedenler payidar olmadı. Yusuf'un maruz kaldığı iftirayı, mazlumiyeti ve mağduriyeti bile bile O'nun zindanda yıllarca kalmasına göz yumanlar da zulme sessiz kalmanın bedelini ödedi. Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de ders ve ibretlerle dolu Yusuf kıssasından gereken dersi bugün dahi çıkaramayanlar, Yusuf aleyhi selamın maruz kaldığı haksızlığın, hukuksuzluğun bugün bir benzerinin sürmesine rıza gösterenlerde akıbetlerinden endişe etmelidir. En nihayetinde Yusuflar muhakkak ki bu dünyada aziz kılınacak, ahirette de bahtiyar olacaklardır."

"Bizler buradan Yusuf Peygamberin kıssasına işaret ederek günümüz Yusuflarının yaşadığı mazlumiyete bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz." diyen Arasan daha sonra şunları kaydetti:

"Onlar, 28 Şubat'ın brifingli yargısı ile FETÖ yapılanmasının emniyet ve yargıdaki unsurlarınca 10, 15, 20, 25 yılı aşkın zamandır zindanlarda olan Yusufilerdir. Bin yıl sürecek denen 28 Şubat darbesinin bugünde hâlâ etkin oluşuna, FETÖ soruşturmalarının samimiyetsizliği ve Yusufilerin içinde bulunduğu durum şahitlik etmektedir. 28 Şubat darbecilerini yargılayacak, mahkûm edeceksiniz! Ama onların brifingleriyle mahkûm ettiklerini görmeyecek, haklarını iade etmeyeceksiniz. Nitekim FETÖ elemanı polis, asker, savcı, hâkimleri terörist diye derdest edeceksiniz, fakat onların terörist diye yaftaladıklarını yine görmeyecek, özgürlüklerine gem vuracaksınız. Bunun izah edilir ve savunulabilir hiçbir yanı yoktur. Hukukun bu kadar ayaklar altına alındığı daha kaç dönem vardır!"

Tarih yaşanan bu zulümlerin kaydettiğini söyleyen Arasan, "28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının yaşadıklarını tarih yazmıyor mu sanıyorsunuz! Gelecekte utançla anılacak bugünlerin unutulacağını mı sanıyorsunuz, heyhat! Ey bu zulme sessiz kalan ve ellerinde imkan varken bu zulmü ortadan kaldırmayanlar! Yıllarca dört duvar arasında yaşamanın, hayata tutunma mücadelesi vermenin, evlatlarınızla demir parmaklıklar arkasından kucaklaşmanın, anne ve babaların çocuklarına hasret ile bu dünyadan göçmelerinin ne anlama geldiğini bilir misiniz?" diye sordu.

"Mağdur aileler, 'artık yeter, artık adalet' diyor"

28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının ardık adaletin tecelli etmesini istediklerini söyleyen Arasan, "Yusuf aleyhi selam gibi Rabbinin buyruklarına teslim olmanın, O'nun hudutları dışına çıkmamanın, rıza-i ilahiyi gözetmenin, İslami kimlikten taviz vermemenin bedeli olarak ödetilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mahpusları ile aileleri 'artık yeter, artık adalet' diyor. Mutlak adaleti ahirette görmeyi bekleyenler, bu dünyada da hukuksuzlukların giderilmesini, haklarının iadesini bekliyor." ifadelerini kullandı.

"En büyük mağduriyet ve acı Müslüman halka yaşatıldı"

Arasan, "Vesayet sisteminin dönemsel olarak el değiştirdiği Türkiye'de en büyük mağduriyet ve acı Müslüman halka yaşatıldı. İnsanlar inançlarından dolayı ötekileştirildi, mürteci yaftalamasıyla ya zindanlara konuldu ya darağaçlarına çıkarıldı. Sistemin zulmü yetmezmiş gibi ondan türeyen virüslerde halka musallat oldu, kanını emdi, zulmetti. İnancından taviz vermeyenler zulme rıza göstermedi, direndi. Yine bunun bedeli de ya ölüm oldu ya da zindan." şeklinde konuştu.

"Hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmayan masumların çığlıkları arş-ı âlâya yükselmişken bugün hâlâ bu çığlıkları duymamak gayretullaha dokunacaktır." diyen Arasan, insanlık namına seslerini haykırdıklarını ifade ederek şunları söyledi:

"28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapılamaz"

"-Yıllardan beridir bu insanlar içerdedir. Bunların cezaevinde olmalarının sebebi 28 Şubat ve FETÖ yargısıdır. Bu zulmün devam etmesi insanlık ve adalet namına büyük bir ayıptır.

-İslami yaşamı istedikleri için kimisi 30 yılı aşkındır cezaevinde tutulan bu insanların halen bırakılmaları anlaşılır değildir.

-Yıllardan beridir cezaevlerinde tutulan bu insanlar ile birlikte aileleri de cezalandırılmaktadır. Bu insanlar defalarca şehirden şehre sürgüne gönderilerek adete kendileriyle birlikte aileleri de cezalandırılmak istenmektedir. Bu insanların birçoğunun anne ve babası onlar cezaevlerindeyken çocuklarına hasret gittiler.  Kimisi de cezaevlerindeki kötü koşullardan dolayı cezaevinden çıktıktan sonra vefat ettiler.

-28 Şubat hemen her çevre tarafından “darbe” olarak adlandırılıyorken; 28 Şubatçılardan bir kısmının darbeciliği mahkeme tarafından da tescil edilmiş ve onlara müebbet hapis cezası verilmişken; 28 Şubatçı hakim ve savcıların brifingli ya da paralel yargının elemanları olduğu tespit edilmiş ve kritik mahkemelerde görev yapanlar ya ihraç edilmiş ya da tutuklanmışken; örgütçülerin başka kişileri örgütçü diyerek soruşturduğu ve cezalandırdığı ortaya çıkmışken, 28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapılamaz.

-Hukuksuzluğun bu derece ayyuka çıktığı bir konuda böylesi bir sessizlik ve tavırsızlık endişe ve utanç vericidir.

-Bu insanların ailelerinin hak taleplerine kulak vermek herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir

-Çocukları babasız, anneleri evlatsız bırakan bu sorunun hemen çözülmesi gerekir.

-Unutulmasın ki mazlumların ahı bütün siyasi hesapları ve matematik hesaplarını alt üst edecek bir güce sahiptir.

-Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz.

 -28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını ve oluşan tüm mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz.

-28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.

"Cezaevlerinde tutulan Yusufiler derhal serbest bırakılmalı"

Beklentilerinin adalet mekanizmasının işletilmesi olduğunu vurgulayan Arasan, "Beklentimiz yıllardır haksız ve hukuksuz gerekçelerle işlerinden olan, okullarını bırakmakta zorunda kalan, fişlenen ve yıllardır zindanlara mahkûm edilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için adalet mekanizmasının işletilmesidir. Gençlikleri, ömürleri zindanlarda tüketilen mazlumlara uygulanan zulüm sona erdirilmelidir. Evlatlarından, anne babalarından yıllardır ayrı bırakılmış mahpuslar artık özgürlüklerine kavuşturulmalıdır. 28 Şubat ve FETÖ yargısının yol açtığı tüm mağduriyetlerin giderilmesini ve 30 yılı aşkın suredir cezaevlerinde tutulan Yusufilerin derhal serbest bırakılmalarıdır. Bu iktidarın boynunda büyük bir vebaldir." şeklinde konuştu

Kaynak: Diyarbakır Söz