Kayıpların akıbeti soruldu

Kayıp yakınları, Diyarbakır da düzenledikleri eylemlerle kaybedilen ve cinayetler sonucu katledilen yakınlarının akıbetini sordu.

Kayıpların akıbeti soruldu

DİYARBAKIR-İHD Diyarbakır Şubesi üyeleri ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle 333. kez Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kaybedilenlerin fotoğraflarının olduğu dev "Şehitler albümü" pankartının açıldığı eyleme, birçok kurum temsilcisi de destek verdi. Eylemde, 1984 yılında Hakkari'nin Çukurca ilçesinde gözaltında katledilen Mustafa Erdal'ın hikayesi anlatıldı.

KAYIP YAKINLARI         

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Üyesi Nigar Kocaman, zorunlu askerlik yaparken 12 Haziran'dan bu yana kendisinden haber alınamayan kayıp er Osman Karadeniz'i hatırlatarak, devletin 90'lı yılların politikasını hala sürdürdüğünü ve bir an önce bu politikadan vazgeçerek kayıp askerin derhal bulunması gerektiğini belirtti. Ayrıca Kobanê'deki DAİŞ'in bombalı saldırısına da değinen Kocaman, saldırıyı kınadı.

İHD yöneticisi Emin Ermin ise, Mustafa Erdal'ın hikayesini ağabeyi Kemal Erdal'ın beyanları üzerinden şu şekilde anlattı: "29 Aralık 1984 tarihinde Çukurca Komanda Taburu ve Çukurca İlçe Jandarma Karakolu'na bağlı askerler tarafından Narlıda köyünde bulunan kardeşim Mustafa'nın evine baskın düzenlendi. Baskında kardeşim Mustafa'yı yanlarına alıp götürdüler. Ailesi olarak sık sık, kardeşimin akıbetini sormaya gittik. Ancak her seferinde bize yakında serbest bırakılacak dediler. Gözaltına alındıktan 25 gün sonra bize gelip 'cenazenizi alın' dendi. Yetkililerce bize, Mustafa'nın 85 metre yükseklikte bulunan kayalıklardan kendini attığı söylendi. Cenazemizi aldık. Köyde birçok insan onu, askerlerce iple bağlanıp, dağdan sürüklenir vaziyette getirilirken görmüştü. Kafasında çok sayıda silah dipçiği izi vardı. Kollarının bir sicimle bağlandığını gösteren ip ya da kablo izi mevcuttu. 85 metre yükseklikten atlayan ya da atılan bir ceset değildi. Ancak vücudunda işkence izleri mevcuttu. Kardeşimle beraber Vahit Karabaş adlı bir köylümüz de gözaltına alınmıştı. Aslında bu kişi olayın tanığıdır. Ancak korktuğu için tanıklık yapmadı. İlçe Jandarma Karakol Komutanı Ramis Üstteğmen, Fahrettin Başçavuş ve Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'ndaki Askeri Birlik Komutanı Tümer Kılıç kardeşimin ölümünden sorumludur. Ailesi olarak dava açamadık. O dönemde korkuyorduk. Askerler hakkında dava açmak, geride kalanlar için büyük risk taşıyordu ve sonuç alınamıyordu. Daha sonra yaptığımız başvuru talebimiz zaman aşımından kaynaklı reddedildi. Red kararını avukatımız bir üst mahkemeye taşıdığını söylüyor ve devamında da dava AİHM'e götürülecek."

Sincar'ın katilleri 22 yıldır bulunamadı

Ardından 4 Eylül 1993 tarihinde katledilen DEP Milletvekili Mehmet Sincar'ın eşi Cihan Sincar konuştu. Sincar, eşinin katillerinin yargılanması için 22 senedir mücadelelerini sürdürdüklerini belirterek, davanın artık AİHM'e taşındığını söyledi. Failin devlet olduğuna dikkat çeken Sincar, "Kaybedilen ve katledilen insanlara sözümüz vardır. Devlet ailelerden ve bu halktan özür dilemeden biz bu mücadele bayrağını bırakmayacağız" dedi. Yapılan konuşmaların ardından Mustafa Erdal, Mehmet Sincar ve tüm kayıplar anısına 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz