Ailelere "sınav" uyarısı

Psikiyatrist Doç. Dr. Nursu Çakın Memik, sınavın sonucunun değil çocuğun emeğinin ödüllendirilmesi gerektiğini belirtti.

Ailelere

Memik, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavının bir çocuğun gelişimi açısından riskli olan ergenlik dönemine denk geldiğini, çok önemsendiği için de çocukların ruhsal açıdan zor bir süreç yaşadıklarını belirtti.

Sınavın, bilgilerin test edildiği bir durum olarak algılanması gerektiğini, çok büyütülmesi veya hiç önemsenmemesinin yanlış olacağını aktaran Memik, sınavın abartılarak hayat-memat meselesi haline getirilmesinin çocuklarda büyük problemlere yol açabileceğini bildirdi.

Çok kaygılı çocuklarda, evde anne-babalarının, okulda öğretmenleri ve yöneticilerinin başta olmak üzere birçok kişinin fazla baskı yapabileceğine dikkati çeken Memik, "Anne ve babanın bu olaya verdiği anlam, öğretmenlerin verdiği anlam, çocuğun bu sınava verdiği anlamı doğrudan etkiler ama arkadaşlar arasında rekabet olması, başarının istenmesi ve sürekli bu alanda buna odaklanmak da önemli." değerlendirmesinde bulundu.

- "Başarısız şeklinde etiketlenmemeli"

TEOG sınavının sadece akademik başarıyı ölçtüğünü ancak çocukların başarılı olduğu birçok alan bulunduğunu dile getiren Memik, çok iyi bilgi sahibi olup da kaygısı, dikkatsizliği nedeniyle yapamayan, o günü kötü geçen, fiziksel bir ağrısı olan ve bu nedenle sınavı kötü geçen çocukların da olabileceğini anlattı.

Memik, bir sınavın bir çocuğun geleceğini tek başına belirlememesi, çocuk sınavı kazanamadı diye "başarısız" şeklinde etiketlenmemesi gerektiğini vurguladı.

Sınavın sonucu yerine çocuğun emeğinin ödüllendirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Memik, şöyle devam etti:

"Sınav süreci içerisinde bu çocuk emek harcamışsa puan ya da kaç yanlış yaptı, kaç net yaptı değil. Emek harcamış, gayret etmiş, uğraşmış. Biz biliyoruz ki elinden geleni yaptı. Daha fazlasını istemek yanlış olur. O açıdan ailelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor. Çocuğun dershaneye gitmiş olması, para vermiş olmaları aslında anne ve babanın tercihi. Çocuğun, 'Beni dershaneye gönderin, bana masraf yapın, benden beklentiniz şu olsun' diye bir talebi yok. O nedenle anne-babanın kendisini kontrol etmesi gerekiyor. Emek harcamışsa çocuğun emeği ödüllendirilmeli. Genellikle anne ve babalar kendilerinin yapamadığını çocuklarını yapmasını beklerler."

- Çocuklar mukayese edilmemeli

Memik, çocukların, yakın arkadaşları veya komşuların çocuklarıyla mukayese edilmemesi gerektiğini belirterek "Sizin çocuğunuzun gelse 'Ayşe teyze sarma, dolmayı çok güzel yapıyor' dese anne nasıl üzülür. Babaya 'Falanca amca daha çok para kazanıyor, sen niye az kazanıyorsun dese' baba kırılır. Bu çocuğa 'Hasan'ın notları daha yüksek, Ayşe'nin yanlışları çok daha az' demenin anlamı yok. Yani kıyaslamak ruhsal açıdan bir çocuğa verilebilecek en büyük zararlardan bir tanesidir." şeklinde konuştu.

"Sınavdan sonra çocuk başarısız olmuşsa ya da beklediği hedefi tutturamamışsa anne ve babanın tepkisine göre çocuk depresyona girebilir, yoğun kaygı bozukluğu da yaşayabilir" diyen Memik, bu nedenle kendilerine çok sayıda çocuğun başvurduğunu, ailelerin çok dikkatli davranması gerektiğini dile getirdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz