Görüş Bildir

Tarladan sofraya isotun "acı" yolculuğu

Şanlıurfa'da yöre halkının vazgeçilmezi isot, kavurucu sıcağın biberin acılığıyla birleştiği zahmetli aşamaların ardından sofralara ulaşıyor

Tarladan sofraya isotun

Şanlıurfa'da yöre halkının vazgeçilmezi isot, kavurucu sıcakta uzun ve zahmetli sürecin ardından hazırlanarak tezgahlardaki yerini alıyor.

Nisanda ekilen, bakım ve sulamanın ardından ağustosta hasat edilmeye başlanan biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor.

Geçimlerini isot satarak sağlayan ailelerin aldığı biberler, Sırrın bölgesinde daha çok kadın ve çocuklar tarafından ev veya bahçede yıkandıktan sonra sap ve çöplerinden arındırılıyor.

Kavurucu sıcağın üzerine acılığı da eklenince çalışanları bir hayli yoran biberler, elle parçalandıktan sonra makineden geçirilip naylonların üzerinde bir süre bekletiliyor. Gün içinde yönü değiştirilerek güneşte tamamen kuruması sağlanan biberler, rengi koyulaştıktan sonra makinelerde çekiliyor.

Zeytinyağıyla harmanlanmasıyla eşsiz tat ve parlaklığını kazanan biberler, bu zahmetli ve "acı dolu" yolculuğun ardından sofraların lezzetlerinden isota dönüşüyor.

Şanlıurfa'nın simgelerinden isot, yıl boyunca küçük ev işletmeleri ya da baharatçıların tezgahlarında kalitesine göre kilogramı 15 ila 35 liraya alıcı buluyor.

Sezonun başlamasıyla kırmızıya bürünen Sırrın bölgesi de güzel görüntüler oluşturuyor.

"İsot Şanlıurfa'nın markasıdır"

Şanlıurfa İsot Üreticileri Kooperatifi Başkanı Bekir Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, isotun kent için marka değer olduğunu söyledi.

Yeni sezonun üreticilere hayırlı olmasını dileyen Polat, isot sezonunu festival havasında açmak istediklerini ifade etti.

Daha temiz ve kaliteli üretim yapmayı amaçladıklarını vurgulayan Polat, "Sezonu açtık. İnşallah bizim için hayırlı bir yıl olur. Beklentimiz, yerel yöneticilerin bu değere sahip çıkmasıdır. İsot Şanlıurfa'nın markasıdır, herkesin bunu daha da yükseltmek için katkı sunması gerekiyor. Yeterince destek görmüyoruz." dedi.

Kentte birçok ailenin geçimini isottan sağladığını anlatan Polat, şunları kaydetti:

"İsot işi kolay değil. Zaten hava sıcaklığı 45 dereceyi aşıyor, bunun yanında biberin acılığını düşününce çalışanların işi daha da zorlaşıyor. Biberler tarladan akşam geliyor. İşçiler ise sabah erkenden gelip temizlemeye başlıyor. Çuvalını 2 liradan temizliyorlar. Bir ailenin günde 15 çuval çıkardığını düşünürsek, yaklaşık 50-60 lira kazanıyor. Çok sayıda aile bu şekilde geçimlerini sağlıyor. Daha sonra biberleri sahada serip kurutuyoruz. Sonrasında ise işleyip esnafa sunuyoruz."

Vatandaşların, aldıkları isotun kuru olmasına dikkat etmesi gerektiğini belirten Polat, "Ağza aldıklarında güzel bir tat vermesi lazım. Nemliyse bu Urfa isotu değildir, fabrika malıdır. Bu ürünlerden kaçsınlar." diye konuştu.

"Çok zor bir iş"

Sırrın Mahallesi'nde çocuklarıyla isot temizleme işinde çalışan Saliha Yıldırım ise işlerinin zorluğuna karşın hakkettiklerini alamadıklarını söyledi.

Uzun yıllardır bu işi yaptığını bildiren Yıldırım, "Ailece bu işi bekliyoruz. Sezon başlayınca çocuklarımla burada biber temizlemeye geliyoruz. Sabahları erkenden işe koyuluyoruz. Biberleri parçaladıktan sonra makineden geçirilip naylonların üzerinde bekletiyoruz. Gün içinde güneşte tamamen kurumasını sağlıyoruz." dedi.

Günde 10-15 çuval biber temizlediklerini dile getiren Yıldırım, "Ama parası az. Çok zor iş, çünkü ellerimiz yanıyor, ne kadar yıkasak da acısı geçmiyor." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi