Türkiye tarımsal GSYH’de Avrupa şampiyonu

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Arzu, Türkiye'nin 23 milyar dolarlık tarımsal GSYH'den 61 milyar dolarlık tarımsal GSYH'ye ulaşarak dünyada 11'incilikten 7'nciliğe, Avrupa'da ise 4'üncülükten 1'inciliğe yükseldiğini ifade etti.

Türkiye tarımsal GSYH’de Avrupa şampiyonu

gıda tarım ve hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu, Türkiye'nin tarımsal GSYH'sinin 23 milyar dolardan 61 milyar dolara yükseldiğini belirterek, "Buradaki başarının altında hükümetin çiftçiye, üreticiye, yatırımcıya verdiği ciddi desteği var" dedi.

Arzu, İstanbul İli tarım Sektörü Ortak Akıl Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak gerekli yasal düzenlemeleri yaptıklarını ancak esas bu işin sıkıntısını çekenlerin sektör paydaşları olduğunu söyledi.

Eski gıda tarım ve hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in "Yaptığınız bütün işlemleri sektör paydaşlarıyla yapın, ortak akıl kullanın" sözüne atıfta bulunan Arzu, burada elde edilen başarıda, sektör paydaşlarının ciddi desteğinin bulunduğunu kaydetti.

Arzu, Türkiye'nin 23 milyar dolarlık tarımsal GSYH'den 61 milyar dolarlık tarımsal GSYH'ye ulaşarak dünyada 11'incilikten 7'nciliğe, Avrupa'da ise 4'üncülükten 1'inciliğe yükseldiğini ifade etti.

78 milyon nüfusun yanında, 40 milyon turisti ve 2 milyonun üzerinde Ortadoğu'da yaşananlar sebebiyle Türkiye'ye gelmek durumunda kalan misafiri beslediklerini vurgulayan Arzu, şöyle devam etti:

"Bunun üzerine de 18 milyar dolar tarımsal ürün ihracatı yapıyoruz. Buradaki başarının altında hükümetin çiftçiye, üreticiye, yatırımcıya verdiği ciddi desteğin yanında sizin de büyük çabası var. Bakanlık olarak sektörle yaptığımız ortak akıl toplantılarının ne kadar faydalı olduğunu herkese aktarıyoruz. Bugün de o çalışmalardan birini yapıyoruz. Bakanlığımız, üreticisi, bu ürünü mamul hale getiren sanayicisi, pazarlamacısı ve ihracatçısıyla iç içe çalışıyor. Bu başarının altında bu ortak iş birliği var."

Arzu, Türkiye'nin toplantılardan büyük fayda gördüğünün altını çizerek, bundan sonraki süreçte de bu toplantılara devam edeceklerini ve sektör paydaşlarıyla iş yapmanın ülkenin menfaatine olduğunu ifade etti.

"ÜNİVERSİTELER VE ARAŞTIRMA ENSTİTÜLERİNİ SİSTEME DAHİL ETMELİYİZ"

Eski gıda tarım ve hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise Ortak Akıl Toplantıları ile gerek yapısal meseleler gerek süreç içindeki uygulamalarla ortaya çıkan problemleri aşma konusunda, sorunu hisseden paydaşların onu ifade etmesi ve bunun çözümüne dair teklifleriyle sorunun sağlıklı zeminde tartışılmasının amaçlandığını söyledi.

gıdanın kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Eker, İstanbul'da üretim olduğunu ancak büyükbaş hayvancılığın geliştirilmesi ve sebzede gereken teknoloji yoğun üretim sistemlerinin kullanılması gerektiğini kaydetti.

Bu toplantılarda, daha çok teknoloji, bilgi, daha yüksek standart, kalite ve daha az maliyetle tarım sektörünün nasıl gelişeceğini konuştuklarını vurgulayan Eker, "Bunların bir kısmı coğrafyamız, kültürümüzle bir kısmı da bizim dışımızdaki faktörlerden etkilenir. Ticaret partnerlerimiz var. Bunlarda durum eğer iyi değilse biz etkileniriz. İnsanlar artık kendileri için değil başkaları için üretim yapıyor, uzak pazarlarda yarışarak rakipleriyle ticaret yapıyor. O zaman yeni bir ihtiyaç alanı olarak modern depolama konusu ortaya çıkıyor.

Bilgi ve teknolojiyi çok yoğun kullanmak zorundayız. Bilgi ve teknoloji verimlilik artışı için en önemli girdiler arasında. Bunlar, üniversite ve araştırma enstitülerinde geliştirilebilir. Eğer bu yerler, araştırılacak konuyu kendileri belirliyor ve sahadan kopuk işliyorsa, o zaman önemli bir kaynağımız heba oluyor demektir. Üniversiteler ve araştırma enstitüleri bizim işimize yaramıyor demektir. Bunları da sisteme dahil etmeliyiz. Çünkü bunlar, ülkemizin entelektüel sermayesini kullanıyor. Bu kolayca elde edilebilecek bir şey değil."

"İSTANBUL'DA ÜRETİM MİKTARININ ARTIRILMASI, VİZYONUMUZUN BİR PARÇASI"

Mehdi Eker, Ortak Akıl Toplantıları'nı hangi ihtiyaca yönelik oluşturduklarını anlatarak, pek çok mekanizmadan faydalandıklarını ve pek çok tarım sektörünü de mevzuat alanındaki reformlarıyla yapılandırdıklarını aktardı.

Eker, bundan sonraki süreçte günün ihtiyaçlarının gerektirdiği günlük meselelerle ilgili nasıl daha iyi bir noktaya yaklaşılır ve bu işten ekmek kazanan insanlarla kamunun çıkarları nasıl dengelenir konusunu konuşmak gerektiğini söyledi.

"İstanbul'un topraklarının burada yaşayanların beslenmesindeki katkısı ne kadar artırılabilir" diye çalışmak gerektiğini vurgulayan Eker, "Üretimin daha verimli kılınmasıyla ilgili araştırmada, girdi tedarikinde, gıda sanayinde ve bunların hepsinin entegrasyonunda, tüketici sağlığında sistem inşa etme konusunda oldukça önemli mesafe kat edildi. Sizinle bugün bu toplantıda, bir ufuk turuyla meseleleri, aslında birbirimizi, daha iyi anlama ve geleceğe dair sorunları çözebilmek için buradayız" diye konuştu.

Eker, bitkisel üretimde İstanbul'un çiftçileriyle ilgili bir vizyon oluşturduklarını ve gerek sebzeciliğin geliştirilmesi gerek üretim miktarının artırılmasının, bu vizyonlarının bir parçası olduğunu belirterek, ele aldıkları diğer konular hakkında da bilgi verdi.

İstanbul'un bir çok ilçesinin bir gıda ürünüyle anıldığına dikkati çeken Eker, bunların yerli üretiminin artırılması, marka değerinin korunması, pazarlama zincirinde etkin rol alınması ve bunların geliştirilmesinin de vizyonları dahilinde bulunduğunu vurguladı.

Küçükbaş hayvancılık ve balıkçılık sektörlerinin yanı sıra arıcılığın da çok önemli olduğunu vurgulayan Eker, bir takım aromalı balların geliştirilmesinin de vizyonlarının parçası olduğunu söyledi.

Eker, lüfer cinsi balığın, İstanbul Boğazı'nın balığı olduğunu vurgulayarak, "Bu balığın ne şekilde korunup geliştirileceğine dair bir vizyonumuz var. Bu projelerin hayata geçmesi sizlerin katkısıyla belirlenecek" dedi.

"İSTANBUL 3. BÖLGEDEN MİLLETVEKİLİ ADAYI OLMAK BENİM İÇİN BÜYÜK BİR ONUR"

Mehdi Eker, şu anda AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı olduğunu belirterek, burada yaşayanların Türkiye'nin dört bir yanından geldiğini, dolayısıyla Türkiye'nin tamamından vatandaşın bulunduğu bir bölgeden milletvekili adayı olmanın kendisi için büyük bir onur olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin istikrara ihtiyacı olduğunu vurgulayan Eker, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin sorunlarını çözmesi, barışı tesis etmesi, ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmesi, krizlerden etkilenmemesi lazım. Türkiye'nin güçlü ve istikrarlı olması lazım. Siyasi istikrar olmazsa ekonomik istikrar olmaz. Bu seçim, bu nedenle Türkiye'nin kader seçimidir. Barış ve huzur için güçlü bir hükümet olacak ki elini taşın altına koyarak cesur kararlar alabilsin."

Bir projeye dair hatırladıkça acı duyduğu bir anısını aktaran Eker, bazı koalisyon ortaklarının tamamen haset duygusu ve politik çıkar endişesinden kaynaklanan şekilde projenin engellendiğini anlattı.

Eker, Türkiye'nin herkesin ortak çevresi olduğunu belirterek, bir geleceğin hep birlikte inşa edilmesinden başka çare olmadığını ifade etti.

İster Türk, Kürt ister Arap ister Çerkez ister Orta Anadolulu olsun herkesin burada olduğuna işaret eden Eker, "Bu vatana ortak sahip çıkmamız lazım. Bunun için güçlü bir yönetime ihtiyaç var. O güçlü yönetim Türkiye'yi üste çıkarır. Başka türlü olmaz. 1 Kasım bunun için bir kader seçimidir, sadece milletvekili seçme günü değildir" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz