Açılım sürsün!

Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Kimlik Kültür ve Değişim Sürecinde Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Uluslararası Sempozyumu' sona erdi. Kürtler konusunun geniş kapsamlı ele alındığı sempozyum 16 oturumdan oluştu, 70 bildiri sunuldu.

Açılım sürsün!

Sempozyumun sonuç bildirgesinde "Yanlış uygulamalar, Kürtlerle Türkler arasında birçok önyargının oluşmasına neden olmuş ve toplumsal barışı yaralamıştır. Buna rağmen, toplumsal barışı tehdit eden faktörlerin ortadan kaldırılması, sanıldığı kadar da zor değildir" denildi.

Sempozyumda Fethullah Gülen Hocefendi'nin Kürt sorunuyla ilgili çözüm teklifleri de ele alındı. Doç. Dr. Cengiz Yıldız, "Hocaefendi'nin görüşlerine baktığımızda Bediüzzaman Said Nursi ve bunun gibi güncel olan birçok kişiden yararlandığını ve bunları çözüm önerisi olarak gündeme getirdiğini görmekteyiz." dedi.

Arş. Gör. Ramazan Korkut, Bediüzzaman Said Nursi'nin " 'Milliyetçiliğim Müslümanlığımdır” sözünü hatırlatarak, “Üstad, ben eskiden beri milletimi Müslümanlık olarak biliyorum, Kürtlüğe hiçbir zaman vakit ayırmadım' sözü bize yol gösteriyor aslında' diyor."

Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Kimlik Kültür ve Değişim Sürecinde Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Uluslararası Sempozyumu' sona erdi. Kürtler konusunun geniş kapsamlı ele alındığı sempozyum, birçok ülkeden ve Türkiye'nin çeşitli şehirlerinden akademisyen, araştırmacı, yazar, kanaat önderi ve siyasetçiyi bir araya getirdi. 3 gün süren sempozyum, 16 oturumdan oluştu, 70 bildiri sunuldu.

OSMANLI DA KÜRTLER

Sonuç bildirgesinde, meselenin, yakın zamanda devletin ve toplumun bütün katmanları tarafından büyük bir sağduyuyla çözüleceği kanaatinin ortaya çıktığı vurgulandı. Bildiride şöyle denildi: "Trt 6, diğer açılım politikaları ve Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması gibi uygulamalar provokatif eylemlerle kesintiye uğratılmamalıdır."

31 MART VAK’ASI

Sempozyumda, 'Kürt sorununa kalıcı çözüm: Adalet temayülü', 'Bediüzzaman Said Nursi'nin 31 Mart Vak'ası'ndaki yatıştırıcı rolü bağlamında Kürt meselesine bakış' ve 'Kürt sorununa bir çözüm önerisi: Fethullah Gülen örneği' gibi başlıklar yer aldı. Eski Diyarbakır Milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, adaleti esas almadan bu problemi çözmenin mümkün olmadığını belirtti. 

ÜÇ DÜŞMANA KARŞI

Bingöl Üniversitesi'nden Arş. Gör. Ramazan Korkut ise Bediüzzaman Said Nursi'nin cümlelerinden yola çıkarak şunları aktardı: "Bediüzzaman 'Milliyetçiliğim Müslümanlığımdır. Ben eskiden beri milletimi Müslümanlık olarak biliyorum, Kürtlüğe hiçbir zaman vakit ayırmadım.' diyerek bize yol gösteriyor aslında. Said Nursi, 'Bizim düşmanımız; cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihat edeceğiz.' diyor."

GÜLEN’EN ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Sempozyumda Fethullah Gülen Hocefendi'nin Kürt sorunuyla ilgili çözüm teklifleri de ele alındı. Bingöl Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Cengiz Yıldız, 'Kürt Sorununa Bir Çözüm Önerisi: Fethullah Gülen Örneği' başlıklı sunumunda, Fethullah Gülen'in, düşünceleri sebebiyle terör örgütünün hedefi haline getirildiğini kaydetti. Yıldız, "Hocaefendi'nin görüşlerine baktığımızda Bediüzzaman Said Nursi ve bunun gibi güncel olan birçok kişiden yararlandığını ve bunları çözüm önerisi olarak gündeme getirdiğini görmekteyiz." dedi.

ŞİDDET ÇÖZÜM OLAMAZ

Hocaefendi'nin görüşlerinin hiçbir zaman şiddetten yana olmadığını söyleyen Yıldız " Hocaefendi, her zaman uzlaşma göstermekte ve hiçbir zaman terörle Müslümanlığın, ya da Müslümanlıkla terörün bir araya gelemeyeceğini ifade etmektedir. Terörün, hiçbir zaman bir gaye olamayacağını, bir vesile olduğunu ve bu vesilenin de birileri tarafından sürekli Türkiye üzerinde oynandığını dile getirmektedir. O, genel anlamda bu sorunun çözümüne değinirken, hiçbir zaman meşru bir yola, gayrimeşru bir yolla, araçlarla gidilemeyeceğini vurgulamakta, ondan dolayı da iyiliğin iyilik, kötülüğün de kötülük doğuracağını beyan etmektedir." ifadelerini kullandı.

SAĞDUYUYLA ÇÖZÜLECEK

Sempozyumun sonuç bildirgesinde Türklerin ve Kürtlerin yüzyıllardan beri aynı vatanda aynı kaderi paylaşmış ve aynı dine mensup iki millet olarak günümüze kadar geldiği ifade edildi. Bildirgede, "Yanlış uygulamalar, Kürtlerle Türkler arasında birçok önyargının oluşmasına neden olmuş ve toplumsal barışı yaralamıştır. Buna rağmen, toplumsal barışı tehdit eden faktörlerin ortadan kaldırılması, sanıldığı kadar da zor değildir." denildi. Yakın zamanda, meselenin, devletin ve toplumun bütün katmanları tarafından ve büyük bir sağduyuyla çözüleceği kanaati ortaya çıktığı belirtilen bildirgede, Türkiye'de yaşayan herkesin eşit haklara sahip olması gerektiğinin altı çizildi.

FARKLI IRK VE KÜLTÜRLER

Farklı ırk ve kültürlerin çatışma sebebi değil, aslında bir zenginlik olduğu belirtilen bildirgede şunlar kaydedildi: "Geçmişte yapılmış birçok hatalı uygulama bulunurken, devlet artık şefkatli yüzüyle meseleye bakmaktadır. Trt 6, bunu takip eden diğer açılım politikaları ve bunun somut örneği, Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması gibi uygulamalar provokatif eylemlerle kesintiye uğratılmamalıdır."

Kaynak: Diyarbakır Söz