Ankara saldırısından sonra kullanılan biber gazına suç duyurusu

Ankara'da, 10 Ekim'de "Barış, Emek ve Demokrasi" mitinginde düzenlenen canlı bomba saldırısı sonrası yaralılara ve onlara yardım etmek isteyenlere biber gazı sıkıldığını, yaptığı basın açıklamasıyla dile getiren aralarında İnsan Hakları Derneği, Kimya Mühendisleri Odası ve Türk Tabipler Birliği'nin de bulunduğu "Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi" sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Ankara saldırısından sonra kullanılan biber gazına suç duyurusu

104 KİŞİ ÖLDÜ, 30'U AĞIR 131 YARALI...

İnsan Hakları İstanbul Şubesi'nde düzenlenen basın açıklamasını "biber gazı Yasaklansın İnisiyatifi" adına Kimya Mühendisleri Odası Eş Başkanı Selin Top yaptı.

"Yaralıların bulunduğu bir ortama biber gazı sıkanları insanlık ve vicdan namussuzu ilan ediyoruz" diyerek sözlerine başlayan Top, düzenlenen saldırıda Türk Tabipler Birliği'nin verilerine göre Ankara'daki canlı bomba saldırısında bugün itibariyle 104 kişinin öldüğü, 30'u ağır toplam 53'ü yoğun bakım olacak şekilde, 131 kişinin ise yaralı olduğunu açıkladı.

"YÜZLERCE KİŞİNİN AĞIR YARALI OLARAK İLK YARDIM BEKLEDİĞİ BİR ORTAMDA..."

Selin Top , "Bizler, kimyasal silah olarak kabul edilen biber gazının yasaklanması için çalışmalar yürütüp, etkisiyle ilgili bilimsel toplantılarla kamuoyu bilgilendirmesi yapmaya, insan hakkı ihlallerine, yaralanmalara ve ölümlere sebep olduğunu dile getirmeye çalışırken, aynı biber gazı bu kez Ankara'da, miting alanında karşımıza çıktı. Hem de onlarca kişinin ölümle pençeleştiği, yüzlerce kişinin ağır yaralı olarak ilk yardım beklediği bir ortamda" diye konuştu.

"AMBULANSTAN ÖNCE biber gazı VE TOMA GELDİ"

Top, "10 Ekim'de Ankara'da, Türkiye'nin sürekli gözetlenen başkentinde, şehrin göbeği olan tren garında iki bomba patlatıldı. Bizler de cinayeti gördük. Bombalar patladıktan sonra, alana ambulanstan önce biber gazı ve TOMA geldi. Tren garında ölüm ve kan yetmemiş olacak ki, bu kin ve nefret dolu senaryoya, insanlık dışı bir yaklaşımla bir de biber gazı eklendi" dedi.

Top konuşmasına şöyle devam etti: " Ölümlere ve yaralanmalara sebep olduğu bilinen bu kimyasal silahın, yaşam savaşı verilen bir ortamda, Ankara Garı önündeki katliamın hemen ardından, henüz bombalar patlamışken kullanılması açıkça cana kast etmek olmuyor mu? Katliamı perçinleyen bu tutumun adının nefret suçu olduğunu söylemeye gerek var mı? Hangi gerekçeyle olursa olsun kolluk kuvvetlerinin bu tutumunun bir izahı bulunmuyor. Kendilerine yönelmiş protestolara karşı bu katliamın sonuçlarını ve vahşetini yok sayarak, plastik sopaları, tekmeleri veya atılan pet şişeleri gerekçe göstererek kullanılan biber gazı, ancak kendi yurttaşlarını 'düşman' olarak gören bir devlet anlayışı ile izah edilebilir"

"biber gazıNIN ÖLÜMLERİ HIZLANDIRDIĞINA DAİR HENÜZ RAPOR ÇIKMADI"

Türk Tabipler Birliği Onur Kurulu Üyesi Ali Çerkezoğlu da yaptığı açıklamada, "Doğrudan biber gazı nedeniyle ölüm olduğunu iddia etmiyoruz. Zaten yeterince ölüm var. Bir de biber gazından ölmesi gerekmiyor inanların. Yeterince vahşet, yeterince katliam yapıldı Ankara'da. biber gazının bu olayda ölümcül tabloyu hızlandırıp hızlandırmadığına dair otopsi raporu henüz çıkmadı. Fakat biliyoruz ki bu kimyasal gazın en büyük özelliği de o. İlk anda insanı boğacak şekilde nefessiz bırakıyor. Sonrada iz bırakmıyor. Aslında en sinsi katilleri bu biber gazı oluşturuyor. Bu nedenle tespiti güç. Fakat tartışmasız olarak tespit edilen birşey var ki, o alanda yaralılar henüz meydandayken ve onlara ilk yardım yapılırken biber gazının kullanılmış olması" dedi.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULACAK

biber gazını kullanan ve bu konuda sorumluluğu bulunan herkesin yargılanmasını talep ettiklerini dile getiren Çerkezoğlu, mitingi düzenleyen DİSK, KESK, TTB ve TMMOB'nin hukuk bürolarının, Türk Tabipler Birliği'nin derlediği verilerle biber gazı kullanımına dair oluşturacakları kapsamlı bir raporla, gelecek hafta bir suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

"GAZ BOMBASIYLA KAMU GÜVENLİĞİ SAĞLAMIYOR"

İHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hulisi Zeybek de yaptığı açıklamada, yaşanan ölümlü olaylarda 'kamu güvenliği'nin gerekçe gösterildiğini ifade ederek, "Diyarbakır Şubemizin açıkladığı son 9 aylık rapora bakıldığı zaman 76 sivil ölmüş" dedi. Sivillere yönelik yaşam hakkı ihlallerinin savaş suçu sayıldığını belirten Zeybek, "Nerede kamu güvenliği... Kamu güvenliği diye diye güvenliksiz bir ülkeye döndük. Artık herkes güvenlik sorunuyla yatar kalkar hale geldi. Bu nedenle gaz bombasıyla ya da açılan çukurları kapatacağız diye hergün bir çocuk öldürmek kamu güvenliği sağlamıyor" diye konuştu.

Kaynak: DHA

Kaynak: Diyarbakır Söz