Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ordumuzun yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Ordumuzu FETÖ ve PKK başta olmak üzere ülkemizin düşmanı terör örgütlerinin tasallutundan kurtarmakla kalmayacak, her yönüyle yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz. Bu konuda Milli Savunma Üniversitesi ve komuta kademesine güveniyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ordumuzun yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Kara Harp Okulu'nda Milli Savunma Üniversitesi Harp Okulları Mezuniyet Töreni'ne katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk olarak Kara, Deniz ve Harp Okullarında eğitimlerini tamamlayan subayları tebrik etti. Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tüm Harp Okullarını Milli Savunma Üniversitesi'nin bünyesinde toplayarak yeniden yapılandırdıklarını söyledi. Bu nedenle 2016-2017 yıllarında Harp Okullarından öğrenci mezun edilemediğini belirten Erdoğan, "Subay ihtiyacını karşılamak içinde temel askerlik ve subaylık anlayışı kazandırma eğitimlerini başlattık. Böylece geçtiğimiz yıl Kasım ayında ve bu yılın Temmuz ayında yaklaşık 3 bin teğmeni TSK'ya kazandırdık. Aynı şekilde, üniversitemize bağlı Astsubay Meslek Yüksek Okullarımız da mezunları ile ordumuzun insan gücüne katkılarını sürdürdüler Bugün ise yeniden yapılandırma sonrası Harp Okullarımızın ilk mezunlarını veriyoruz. İnşallah yarın Balıkesir'e gidecek, astsubaylarımızın mezuniyet törenlerinde onlarla ve aileleri ile birlikte olacağız" diye konuştu.

'TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI 9 BİN 500'ÜN ÜZERİNDEDİR'

Milli Savunma Üniversitesi'nin gelecek Ekim ayında yeni eğitim öğretim yılına başlayacağını söyleyen Erdoğan, "15 Temmuz'un ardından başlayan yeniden yapılandırma süreci büyük ölçüde tamamlanmış ve Harp Okullarımız tam kapasite ile faaliyetini yürütür hale gelecektir. Bazıları 'askeri okullar kapatıldı' diye propaganda yapıyor. Halbuki işte burada olduğu gibi Harp Okullarımız, Astsubay Meslek Yüksek Okullarımız faaliyetlerini sürdürüyor. Sadece artık günümüz şartlarında ihtiyaç kalmadığı için askeri liseler kapatıldı. Şu anda üniversitemizin toplam öğrenci sayısı 9  bin 500'ün üzerindedir. Sadece bu yıl üniversitemize bağlı okullara 4 bine yakın yeni öğrenci alınacak. Görüldüğü gibi askeri okullar kapanması bir yana kapasitesi ve faaliyet alanı daha da genişleyerek ülkemize hizmete etmeyi sürdürüyor" dedi.

'TÜM ENERJİMİZİ VE ZAMANIMIZI İÇERİK ÜZERİNDE YOĞUNLAŞTIRABİLİRİZ'

"Tabii en az bunun kadar önemli husus da askeri okullarımızdaki eğitim öğretimin içeriğidir" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personel ihtiyacını karşılamak konusundaki reformumuzu tabela ile sınırlı tutarsak kendi kendimizi kandırmış oluruz. Asıl buradaki zihniyeti değiştirmek mecburiyetindeyiz. Türkiye'nin sürekli darbe ve cunta üreten, vesayetin aracı haline gelen değil, ülkesini ve milletini en iyi şekilde savunacak bir orduya ve insan gücüne ihtiyacı vardır. Milli Savunma Üniversitemizin bu doğrultuda çok önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini biliyorum. Ancak içerik konusunda henüz arzu ettiğimiz seviyeye gelemediğimizi düşünüyorum. Kurumsal açıdan yeniden yapılandırma sürecini önemli ölçüde tamamladığımıza göre artık tüm enerjimizin ve zamanımızı içerik üzerinde yoğunlaştırabiliriz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizi sadece silahı ile sadece insan gücü ile sadece fiziki performansıyla değil, aynı zamanda hayata, dünyaya, ülkemize istenilen sorumluluklara bakış açısıyla da en ileri düzeye ulaştırmak noktasında kararlıyız. İnşallah önümüzdeki dönem bu doğrultuda çok büyük reformlara imza atılacak bir dönem olacak. Türkiye'nin diğer tüm kazanımları gibi Milli Savunma Üniversitesi ile kurduğumuz yeni sistemden de geriye dönüş kesinlikle mümkün değildir. Üniversitemizin, rektörümüzün, dekanlarımızın tüm çalışmalarını yakından takip ediyor ve destekliyorum."

'HER GELİŞMENİN KAYNAĞINDA ASKERLİKLE İLGİLİ İHTİYAÇLAR VARDIR'

Tarihçilerin Türk milletini 'asker millet' veya 'ordu millet' olarak tanımladığını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Buradaki askerlik vurgusu birilerinin iddia ettiği gibi Türk insanının başka bir işe yaramayacağını ifade etmiyor. Tam tersine, 'asker millet' kavramı milletimizin ezanı, bayrağı, vatanı, devleti söz konusu olduğunda topyekûn kıyama kalkan bir millet olduğunu anlatıyor. Günümüzdeki tecrübelerden de biliyoruz ki, askerlik ve onunla ilgili tüm faaliyetler toplumların gelişmesinin büyümesinin, güçlenmesinin temel alt yapısıdır. Nitelikli insan gücünden yüksek teknolojiye kadar her türlü gelişmenin kaynağında askerlikle ilgili ihtiyaçlar vardır. Bizim de tüm gelişmiş ülkelerde kullanılan bu sistemi etkin şekilde çalıştırmamız şarttır. Esasen bu hakikatin örneklerini kendi tarihimizde de görüyoruz."

'ASKERİMİZİN MAYASINDA BU ANLAYIŞ VAR'

Malazgirt Zaferi'ni yıl dönümünde kutladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Malazgirt'ten bir asır sonra, Sarı Saltuk'un önderliğinde bölgeye yerleşen Türkmenler 'asker millet' oluşumuzun en bariz örneğidir. 12 bin kişiyle başlayan yerleşim, şehirlerin imarından eğitime kadar geniş bir alandan sonuçlar doğurarak genişlemiştir. Selçuklu devrinde yaşanan bu hadise, gönüller fethedilemeden toprakların fethedilemeyeceğini gösteriyor. Bin yıllardır milletimizin bileği bükülmüyor. Küllerinden hep yeniden doğmayı başarıyor. Ecdadımızı, tarihteki barbar ordulardan farklı kılan insana bakış açısıdır. Bugün Suriye'den Somali'ye kadar dünyanın dört bir yanında görev yapan askerlerimizin, diğer ülkelerin askerlerinden farklı olarak öncelikle bölge halkının gönlünü kazanıyor olması boşuna değildir. Bizim her bir insanımız gibi, her askerimizin de mayasında işte bu anlayış var."

'BİN KERE AYAĞA KALKACAĞIZ'

Türk Silahlı Kuvvetleri'ni güçlendirmeye devam edeceklerini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ordumuzu FETÖ ve PKK başta olmak üzere ülkemizin düşmanı terör örgütlerinin tasallutundan kurtarmakla kalmayacak, her yönüyle yerli ve milli vasfını güçlendireceğiz. Bu konuda Milli Savunma Üniversitesi ve komuta kademesine güveniyoruz. Tarih bize bu coğrafyada yaşamanın bir bedeli olduğunu göstermiştir. Bu bedel sürekli tehdit altında olmak, sürekli teyakkuz halinde olmaktır. Coğrafya bir kaderdir. Biz de kaderimize razı göstererek ve burada hayatımızı sürdürmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Anadolu'dan başka gidecek yerimiz olmadığı gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. 15 Temmuz'da tüm gücümüzle vatanımızı savunduk. Alıştıkları için kendi yolunu kendi iradesiyle çizen Türkiye'ye tahammül edemiyorlar. Büyük ve güçlü Türkiye'nin önünde duramayacaklar. Bize bin kere diz çöktürdüklerini zannetseler de biz bin kere ayağa kalkmaya devam edeceğiz."

Kaynak: Diyarbakır Söz