HDP önündeki eylemde 38'inci gün

Kaya, HDP'lilerle görüştüğünü, oğlunun verilmeyeceğini söyleyip, kendisini tehdit ettiklerini belirtti. Oturma eylemine 4 yıldır hasret kaldığı oğlu için katılan Salih Gökçe, baygınlık geçirdi.

HDP önündeki eylemde 38'inci gün

PKK tarafından kaçırıldığını belirttikleri çocuklarının bulunmasını isteyen 54 aile, HDP binası önündeki oturma eylemini 38'inci gününe girerken,  Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 2015'te yol kesen teröristler tarafından kaçırılan polis memuru oğlu Vedat Kaya (28) için 5 Eylül'den beri oturma eylemi yapan Şeyhmus Kaya, HDP'lilerle görüştüğünü, oğlunun verilmeyeceğini söyleyip, kendisini tehdit ettiklerini belirtti. Oturma eylemine 4 yıldır hasret kaldığı oğlu için katılan Salih Gökçe, baygınlık geçirdi.

'ÖLMEDEN OĞLUMU BİR SEFER GÖRMEK İSTİYORUM'

Mardin'in Derik ilçesinden gelen Emine-Şeyhmus Kaya çifti, İstanbul'da polis memuruyken, Muş'tan, kardeşinin düğün konvoyuyla memleketine dönerken, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde yol kesen teröristler tarafından kaçırılan oğulları Vedat Kaya için 5 Eylül'de oturma eylemine başladı. Baba Kaya, HDP'lilerle görüştüğünü, oğlunu kendisine verilmeyeceğini söylediklerini belirtti. HDP'lilerin kendisini tehdit ettiğini de ifade eden Kaya, şöyle konuştu:

"Çocuğum 24 Temmuz 2015'te kayboldu. İstanbul Güngören'de görev yapıyordu. 3 gün izine gelmişti. Ağabeyi ve yengesini Muş'tan alıp oradan Mardin'e gelecekti. Lice'de araçlarını durduran PKK'lı teröristler oğlumu kaçırdı. Ben de olayın ardından Lice'ye gittim. Lice'nin HDP eş başkanıyla görüştüm, oğlumu vermeyeceklerini söyledi. Bizi tehdit ettiler. Silahla etrafımızı sardılar. Birçok yere başvurdum, hiçbir netice alamadım. Oğlumu çok özlemişim. Bir an önce kurtarılmasını istiyorum. İnşallah devletimiz kurtarır. Annesi de hasta, ben de zor durumdayım. Kimse bize bir bilgi vermiyor. Ben ölmeden oğlumu bir sefer görmek istiyorum. Geceleri yatamıyorum. Hep aklıma geliyor. Bir an evvel görmek istiyorum. 62 yaşındayım. Hep düşünüyorum, hep kötü kötü şeyler aklıma geliyor. Onu görmek istiyorum, bir kere göreyim ve öleyim, başka bir şey istemiyorum" dedi.

Ziyaret sırasında, Ağrı'dan gelerek 4 yıl önce dağa kaçırılan oğlu Mehmet için oturma eylemine dahil olan baba Salih Gökçe duygulu anlar yaşadı. Gözyaşı döken ve baygınlık geçiren Gökçe'ye 112 Acil Sağlık ekipleri ambulansta müdahalede bulundu. Gökçe'nin durumuna üzülen Diyarbakır anneleri de gözyaşı döktü.

Kütahya’da yaşayan Hatice Levent'in Bitlis'te üniversite okuyan, o tarihte 18 yaşında olan kızı Fadime, 2015 yılında, terör örgütü PKK tarafından kaçırıldı. Kızından bir daha haber alamayan gözü yaşlı anne, 22 Eylül günü Diyarbakır'a gelerek HDP il binası önündeki oturma eylemine katıldı.

Kızı Fadime'nin kaçırılmasından sonra zor günler yaşadığını anlatan anne Levent, çocukları PKK tarafından kaçırılan ailelerin, HDP önünde bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. Anne Levent, "Kızımı okutmak istedim. Bitlis'e gitti. Bitlis'ten onu götürdüler. Yavrumu çok özledim. Fadimem, dizimin dibine gel, kardeşlerin seni çok özlüyor. Ben seni çok özeldim. Bittik, ciğerimi kopardılar. Sensiz bir lokma ekmek bile yiyemiyorum. Ne olur, bize gel. Anneler, evlatlarıyla kavuşsun. Yavrularımızı istiyoruz. Analara da sesleniyorum; Kardeşlerim gelin, duvarların arasında ağlamanın hiçbir faydası yok, korkmayın. Binanın (HDP) önüne gelin. Analar olarak sesimizi duyuralım. Fadimem, hani okuyup bana bakacaktın, kolumdan tutacaktın? Ne olur, dizimin dibine gel. Tatlı kuzum. Ben seni ne yokluklarla büyüttüm. Onlar (teröristler) için büyütmedim" dedi.

KAZADA ÖLEN BABASI CEKETİNİ SATTI

Fadime'yi çok zor şartlarda okuttuğunu ifade eden gözü yaşlı anne, eşini trafik kazasından kaybettikten sonra, kızının okul masrafları için alyansını sattığını söyledi.

İki yıl önce kızının öldüğüne dair internette bilgi paylaşıldığını ancak kendisinin buna inanmadığını belirten Hatice Levent, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Babası kazada öldükten sonra Fadimem 'Beni kim okutacak?' dedi. 'Ben varım yavrum' dedim. Parmağımdaki alyans yüzüğümü satıp, çantasına koydum. 'Ben seni okutacağım' dedim. Yavrum Bitlis'e gittiğinin 2'nci yılında onu benden kopardılar. Arkadaşları onu kuyunun dibine attı. Bu dünyada da ebedi dünyada da yerleri hiç olmasın. Ben yavrumu istiyorum. Çok hastayım. Kızımın öldüğünü internette yayınlamışlar ama ben inanmıyorum. Fadimem, beni duyuyorsan dizimin dibine gel. Senin yerin benim dizimin dibi. Bu vatan hepimizin, bu bayrak hepimizin. Kimseyle kavgamız yok. Bir gün televizyonu izlerken, ailelerin HDP önünde olduklarını öğrendim. Kuş olup uçarak geldim. Ailelerin yanında olmak istedim. Fadimem için geldim buraya. Babası ceketini satıp, onu okutacağını söylemişti. Ben onun sözünü yerine getirdim. Hayallerimi çaldılar, ciğerimi kopardılar. Fadimemi istiyorum, onu bana verin. Fadimem, arkadaş kurbanı oldu. O karıncayı bile incitmezdi."

ANNELERİN FERYADINA KULUK VERİLMELİ

Tatvan'dan gelen grup adına açıklama yapan Rıdvan Kökel, Tatvan gönüllüleri olarak çocukları dağa kaçırılan ailelerin acılarını paylaştıklarını, direnişlerini canı gönülden desteklediklerini söyledi.

Zulüm, acı, gözyaşı, nereden ve kimden gelirse gelsin, siyasi görüşüne, mezhebine, inancına bakmadan tepki göstereceklerini dile getiren Kökel, her zaman mağdurun ve mazlumun yanında olacaklarını belirtti. Kökel, şöyle konuştu:

"Burada bulunan fedakar annelerin arşa yükselen feryatları ve yürekleri dağlayan gözyaşları aslında uzun yıllar bu vatanda aynı kahrı ve çileyi çekmiş tüm annelerin feryadı oldu. Anneler evlatlarının dağlara götürülmesini istemiyor. Anneler dağa götürülen evlatlarına bir an önce kavuşmak istiyor. Buna kulak verilmeli. Hiçbir güç annelerin iradesine karsı koyamaz ve koymamalıdır. Kimi anneler mezar başında evlat, eş ve baba acısı çekiyor kimi de dağlarda ve bayırlarda evlatlarının akıbetini araştırıyor."

Annelerin feryadına kulak verilmesi gerektiğini dile getiren Kökel, vicdan sahibi herkesin bu acıyı yüreğinin derinliklerinde hissetmesi gerektiğini aktardı. "Bu annelerin bir an önce evlatlarına kavuşması için 82 milyonun seferber olması lazım. Artık ülkenin terör belasından kurtulmasının vakti gelmiştir." diyen Kökel, annelerin yüzünün gülmesini istediklerini belirtti.

Kökel, "Yüreği yanan bu annelerin haklı feryatlarına sonuna kadar katılıyor, Tatvan'dan gelen gönüllüler olarak hem bayrağımızın hem de annelerimizin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz." dedi.

İKİ EVLADI PKK'LILARCA KATEDİLMİŞ

Bingöl'den gelen, aralarında şehit ve gazi ailelerinin de bulunduğu bir grup da oturma eylemini sürdüren Diyarbakır annelerini ziyaret etti.

Grupta yer alan Genç ilçesindeki kanaat önderlerinden Muhammet Selim Dinsever, 1993 yılında 2 oğlunun  PKK mensuplarınca katledildiğini ifade ederek Diyarbakır annelerine destek için geldiğini söyledi.

"Şehit babasıyım, iki evladımı kaybettim. Allah bize de sabırlar versin. Terör acısını ilk önce ben çektim. Acısını biliyorum, Allah kimseye bu acıyı çektirmesin inşallah." diyen Dinsever, annelere sabırlı olmalarını tavsiye etti. Dinsever, "Sabrın sonu selamettir inşallah. Allah hayırlı bir kapı onlara açar. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi muhafaza etsin, vatanımızı bölmeye çalışanlara fırsat vermesin. Allah devletimize, milletimize, hükümetimize, ordumuza zeval vermesin. Onlara daima duacıyız." dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz