Safınızı Belirleyin

Erdoğan- STK ve Kanaat önderlerine terör örgüte karşı saflarını netleştirmeleri gerektiğini bemirtirken, "30 yıldır bölücü terör örgütü şehrimize, bölgemize ve ülkemize kan, gözyaşı ve acıdan başka bir şey vermemiştir" dedi.

Safınızı Belirleyin

M. Şerif DOĞRU/Ramazan GÜNOĞLU/Oktay DEMİR/Ahmet DEMİR

DİYARBAKIR-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Örgüt, Suriye'de elde ettiğini düşündüğü kazanımları, ülkemizde, hendekle, çukurla, bombalı barikatla taşımaya çalıştı. Bizim 2,5 yıl boyunca büyük bir sabırla devam ettirdiğimiz Çözüm Süreci'ni terör örgütü, bazı ülkelerin kulaklarına fısıldadığı sözlere ve ihtiraslara ne yazık ki kurban etti. Son olaylarla şu hakikati bir kez daha açık ve net bir şekilde görüyoruz, 30 yıldır bölücü terör örgütü şehrimize, bölgemize ve ülkemize kan, gözyaşı ve acıdan başka bir şey vermemiştir." dedi.

Erdoğan, Mitannia Regency Otel'de düzenlenen toplantıda sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri ve kanaat önderleri toplantısında ilk konuşan Başbakan Binali Yıldırım oldu. Yıldırım, "Türkiye artık ayağına bağ olan, ilerlemesini yavaşlatan, enerjisini tüketen bu terörle yoluna devam edemez. Bundan sonra hizmetlerimize kaldığımız yerden aynı kararlılıkla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizi birbirimizi düşürmeye çalışan, aramıza nifak sokmaya çalışanlara asla ve asla fırsat vermeyeceğiz. Terör örgütleri, onları içeriden ve dışarıdan destekleyenler günü gelecek bu milletin yüzüne bakamayacaklar, yaptıklarından dolayı bin pişman olacaklar." dedi.

TERÖRLE ANILMAK İSTEMİYORUZ

Diyarbakır meydanının “yeter artık Diyarbakır terörle anılmak istemiyor” dediğini söyleyen Yıldırım, "Peygamberler şehri, sahabeler şehri, huzur ve kardeşlik şehri, kadim şehir artık zaman kaybetmek istemiyor, gelişmesini ilerlemesini tamamlamak istiyor. Fidan gibi gençlerimizin toprağa düşmesini istemiyor, gençlerimizin Türkiye için üretmesini, milletimizi, ülkemizi en ileri seviyeye çıkarmasını istiyor. Onun için gençlerimize buradan bir çağrım var, bu çıkmaz yoldan bu karanlık yoldan vazgeçiniz, ananızın, babanızın, milletinizin o müşfik bağrına gelin, teslim olun. Hep beraber bu kutlu yürüyüşü sürdürelim. Genç yaşta hayatınızı karartan bu şer odaklarına asla ve asla prim vermeyin.” çağrısını yaptı.

MİLLETİN YÜZÜNE BAKAYACAKLAR

Yıldırım, "Türkiye artık ayağına bağ olan, ilerlemesini yavaşlatan, enerjisini tüketen bu terörle yoluna devam edemez. Bundan sonra hizmetlerimize kaldığımız yerden aynı kararlılıkla, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizi birbirimizi düşürmeye çalışan, aramıza nifak sokmaya çalışanlara asla ve asla fırsat vermeyeceğiz. Terör örgütleri onları içeriden ve dışarıdan destekleyenler günü gelecek bu milletin yüzüne bakamayacaklar, yaptıklarından dolayı bin pişman olacaklar. Yapacak çok işimiz var." diye konuştu.

Yıldırım'dan sonra kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aziz şehrin manevi iklimini teneffüs etmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, "Diyarbakır'ın enbiyasına, sahabelerine, evliyalarına selam ediyorum. Diyarbakır'ın mezralarındaki, mahallelerindeki, ilçelerindeki kalbi bizimle çarpan tüm kardeşlerime selamlarımı sevgilerimi yolluyorum. Rabbim muhabbetimizi, yol arkadaşlığımızı daim eylesin." dedi.

KULA KULLUK DİYE BUNLARDAN BİR ŞEY VAR MI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu zorlukları çok iyi bilen birisi olarak yılmadan hizmet üreten, eserleri Diyarbakırlıların hizmetine kazandıran kişi ve kuruluşları tebrik etti.  Türkiye'de hizmet üretmek ve proje yapmanın hiçbir zaman kolay olmadığını dile getiren Erdoğan, bürokrasiden, yerel menfaat odaklarından, mevzuattan, kimi zaman imkansızlıktan kaynaklanan bir sürü sorunla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hizmet etmenin diğer bölgelere nazaran 2-3 kat daha zor olduğunu söyleyen Erdoğan, PKK terör örgütünün çıkardığı engellere vurgu yaptı. Erdoğan, "Havalimanı açmak istersiniz, terör örgütü, müteahhidi, evine helal lokma getirmeye çalışan işçiyi tehdit eder. Yeni fabrika kurmak istersiniz, bu kez yatırımcıyı tehdit eder. Hastane, okul, kütüphane yaparsınız, örgüt kamu görevlisini kaçırır, camiyi yakar, okulu yakar, hastaneyi yakar." diye konuştu.

"PKK, 'ZERDÜŞTLÜK' DİYE BİR İNANCIN MENSUBUDUR"

"Temmuz ayından beri terör örgütünün kalleş saldırılarına maruz kalıyoruz. Örgüt, Suriye'den elde ettiği kazanımları ülkemize hendekle, çukurla, bombalı barikatla taşımaya çalıştı." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim 2 buçuk yıl boyunca büyük bir sabırla devam ettirdiğimiz çözüm sürecini terör örgütü, bazı ülkelerin, kulaklarına fısıldadığı sözlere ve ihtiraslarına ne yazık ki kurban etti. Son olaylarla şu anki durumu bir kez daha açık ve net bir şekilde görüyoruz. 30 yıldır bölücü terör örgütü, şehrimize, bölgemize, ülkemize kan ve gözyaşından başka birşey vermemiştir. Açık ve net konuşuyorum; Bu terör örgütünün bizi yaradan Rabb'imizle işi var mı? Kula kulluk diye bunlarda bir şey var mı? Var. Ama Allah'a kulluk diye bunlarda bir şey bunlarda yok. Tüm yaptıklarına baktığımız zaman bunlar, 'Zerdüştlük' diye bir inancın mensubudurlar. Bütün belgeler elimizde. Bunlarda Ateizm var mı? Var. Bunu söylemekten, benim inançlı, dindar Kürt kardeşime anlatmaktan niye çekiniyoruz, niye bunları anlatmıyoruz? Anlatacağız ki, benim dindar, inançlı Kürt kardeşim bunların ne mal olduğunu bilsin, görsün, ona göre de bunların safını belirlesin, kendi safını da bunların karşısında belirleyerek bunlara haddini bildirsin."

"NEREYE KAÇARLARSA KAÇSINLAR KOVALAYACAĞIZ"

Terörle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini belirten Erdoğan, Dürümlü mezrasındaki patlamaya da değindi. Erdoğan, "15 ton bombayla oraya gelmek suretiyle bunu orada patlatan ve 16 kardeşimizi şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla, vicdanla, 'Kürtlerin temsilcisiyim' demek gibi böyle bir yaklaşımla ne ilgisi, ne alakası olabilir? Hiçbir ilgisi olamaz. Bunlarda insanlıktan nasibini almak diye bir şey yok, vicdan diye bir şey yok. 16 tane kardeşimizin düştüğü durum, paramparça olan o bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Her şey devletten beklenmez, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız. Barış, hak, hukuk gibi cilalı kavramların arkasına siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar? Hadi kaçmasınlar, kalsınlar burda. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar kovalayacağız. Eğer 'demokrasi' diyorlarsa, 'hak ve özgürlük' diyorlarsa, o zaman silahı, bombayı, her şeyi gömerler, koordinatlarını da verirler, gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler." şeklinde konuştu.

ACILAR BİZİM ACILARIMIZDIR

"Terör örgütü tarafından evi yakılan yıkılan kardeşlerimizin acısı bizim de acımızdır." diyen Erdoğan, "Terör örgütünün kandırarak ölüme gönderdiği gençlere biz de üzülüyoruz. O dağlara kaçırılan kızların hesabını kim verecek? O taciz edilen kızlarımızın hesabını kim verecek? O gençelerin hesabını kim verecek? Bu terör örgütü 'özgürlük', 'barış', 'insanlık mücadelesi veriyorum' diyebilir mi ya? Diyemez. Özellikle Kürt kardeşlerime birinci derecede sesleniyorum; Gelin el ele verelim, Türk'ü Kürt'ü böyle bir ayrım yapmayalım. Bizim dinimizde böyle bir ayrıcalık yok, böyle bir ayrılık yok. Biz kardeşiz. Kardeşliğimizi kıskandılar ve bu kardeşliğimizi parçalamak istiyorlar. Biz, bizi parçalamak isteyenlere Diyarbakır'dan gür bir sada ile 'bizi parçalayamayacaksınız' dememiz lazım ve bu hükmün gereğini yerine getirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.

Toplantıya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım'ın eşi Semiha Yıldırım, bakanlar ve milletvekilleri ile Diyarbakır'da, 6-7 Ekim 2014'te Kobani (Ayn el Arap) bahanesiyle gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde öldürülen Yasin Börü ve diğer vatandaşların aileleri de katıldı. 

Kaynak: Diyarbakır Söz