Varlık içerisinde yokluk…

Tarihi ve kültürel varlıkları, doğası ve daha birçok yönüyle turizm açısından dünyanın sayılı şehirleri arasında gösterilen Diyarbakır, turizmde hak ettiği yeri yakalayamaması yetkilileri değil ama Diyarbakırlı esnafları kara kara düşündürüyor. Bacasız fabrika olarak nitelendirilen turizmden çevre iller kadar yaralanamadığımızın gerçekliliği kendini her geçen yıl biraz daha hissettirirken, mikrofon uzattığımız Diyarbakırlı esnaflar kentin tanıtımının önemine değindi.

İşte Diyarbakırlı esnaflarımızın Diyarbakır turizmi hakkındaki görüşleri;

“TARİHİ YERLERİMİZ RESTORE EDİLİRSE, BURALARA İNSAN AKINI OLUR”

Ekrem Altuner, “ Turistlerin buraya gelmemesinin nedenlerinden biri de meydanının bizi kötü haberlerle sürekli gündeme getirmesi. Bizi bir canavar gibi görmelerinden herhalde. İnsanlar korktuğu için Diyarbakır’a gelmiyorlar. Yoksa burası gerçekten çok güzel bir kent. Tarihi yerlerimiz restore edilirse, buralara insan akını olur. Başka kültürlere saygımız olursa daha fazla turist gelir. Milli menfaatlerimizi için onları kabul edersek, yani Türkü, Lazı ve diğer ektik unsurları kabul ettiğimiz zaman bölgemizde çok güzel şeyler olur. Biz ilk önce halk olarak kendimizi yetiştirmemiz lazım. Bizim okuma oranımız çok az. Daha medeni bir hal alamadık. Sorun biziz yani. Biz toplum olarak yeterince bu güzelliklerin değerini bilmediğimiz için bu böyle. Bu çaba olmayınca bölgeye turist gelmez.”

“DİYARBAKIR’DA 7 PEYGAMBER TÜRBESİ VAR AMA TANITAMAMIŞIZ”

Mansur Gündüz, “Bölgemize ilgi çok az. Turist neden gelmiyor diye hepimizin iyi araştırma yapması lazım. Diyarbakır kültür ve tarihiyle zengin bir kenttir. Ama Diyarbakır surları şuan dökülüyor. Şuana kadar hiçbir yetkili bu surlar niye dökülüyor böyle diye sormadı ve sahip çıkmadı. Şanlıurfa peygamberler diyarı diye biliniyor ama Diyarbakır’da 7 peygamber türbesi var ama tanıtamamışız. Ama maalesef kimse bu şehre sahip çıkmıyor. Şanlıurfa’ya turlar var ama Diyarbakır’a turist getirmiyorlar. Diyarbakır için yeterli tanıtım yapılmıyor.”

“BÜYÜKLERİMİZE SORMAK LAZIM”

Mehmet Çetin, “Diyarbakırımıza iki peygamberin duası var. Peygamberimiz miraca çıkarken Diyarbakır’a dua etmiştir. Yunus peygamberin yine Diyarbakır için duası var. Hz. Süleyman Camisinde 27 şehit sahabenin mezarı bulunuyor. Diyarbakır genelinde 500’ün üzerinde sahabe kabri bulunduğu bilgisi var. Kur’anda isim geçen 3 peygamberin kabri burada. Diyarbakır surları yükseklik bakımından birinci uzunluk bakımından dünyada ikinci sırada. Çok kutsal ve güzel bir şehrimiz olmasına rağmen turist neden gelmiyor? Bunu da büyüklerimize sormak lazım. Yetkililerin bu konuda çalışma yaparak, turist gelmesi için proje yapmaları gerekir.”

“GELEN TURİSTLERE KENDİMİZİ KANITLARSAK, HER SENE ARTAN ŞEKİLDE TURİZMDE BAŞARILI OLABİLİRİZ”

Çetin Nazlıcan, “Ben Diyarbakır’ın turizmden hak ettiği yeri alabilmesi için yeteri kadar tanıtılmadığını düşünüyorum. Gerekli tanıtım olduğu zaman durum farklı olur. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri UNESCO Dünya Mirası listesine girdi ama tanıtım olmayınca hak ettiğimiz turist sayısını çekemiyoruz. Gerekli tanıtımı yaparsak Diyarbakır hak ettiği yere gelecektir bence. Diyarbakır’da STK’larda üzerine düşen görevleri yerine getirmiyorlar. Mesela Ticaret ve Sanayi Odası ile Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde İstanbul’da veya Çin’de stantlar kurarsak ve gerekli tanıtımları yaparsak, çok iyi bir turist sayısını yakalarız. Gelen turistlere kendimizi kanıtlarsak, her sene artan şekilde turizmde başarılı olabiliriz.”

“TURİSTE PAHALI OLMAMALI”

Baran Şallı, “Diyarbakır’ın tanıtımı adına çok güzel reklam filmleri çekilmeli. Belediye öncülüğünde festival düzenlenmeli. Böyle etkinlikler düzenlendiği zaman kazançlı çıkabiliriz. Esnaflarımızın turistlere karşı daha kibar olmaları gerekir. Ürünlerini pahalıya satmamalılar. Böyle olursa turist kaçar ve bir daha gelmez diye düşünüyorum.

Kaynak: Diyarbakır Söz