Sultanların sultanı Bülent Ersoy yeni imajı ve açıklamalarıyla hayranlarını mest etti! Diva, imajı ile adeta Bursa’yı bombaladı!

Yeni imajıyla Bursa’da, dün gece konser veren sultanların sultanı ‘DİVA’ Bülent Ersoy, yer yerinden oynatan açıklamalar yaptı. Divanın bomba niteliği taşıyan açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.

Sultanların sultanı Bülent Ersoy yeni imajı ve açıklamalarıyla hayranlarını mest etti! Diva, imajı ile adeta Bursa’yı bombaladı!

Yeni imajıyla Bursa’da, dün gece konser veren sultanların sultanı ‘DİVA’ Bülent Ersoy, yer yerinden oynatan açıklamalar yaptı. Divanın bomba niteliği taşıyan açıklamaları gündeme bomba gibi düştü.

Diva’nın açıklamaları şu şekilde…

"TRT repertuarında bulunan 52 bin eser naçizane bendenizde var. Yaşayanların içerisinde en büyük repertuara sahip kişiyim. Bunda pek mütevazi olamayacağım, çünkü gerçek" dedi.

Sadece Tarkan var

"Bilmiyorum ki, tanımıyorum kendilerini, bağışlasınlar. Bu belki benim eksikliğim olabilir. Ama ben bir tek Tarkan beyle düet yaptım. Ondan sonra da başka düşünmedim. Ukelalık olarak nitelendirilmesin sakın" diye konuştu.

"İçerideki ambiyans ne getirir ne götürür, siz çok daha iyi bilirsiniz bu işleri. Bir anda o repertuar değişir, yerine bir başka repertuar gelebilir. En fazla ikinci şarkıdan sonra bunlar belli olur. Oradaki ambiyans kişilerin alım güçleri, yaş vasatileri itibariyle oluşur."

"Yaşayanların içerisinde en büyük repertuara sahip kişiyim. Bunda pek mütevazi olamayacağım. Çünkü gerçek. Bu hani bir güzellikti, şıklıktı falan filan olsaydı, o zaman görecelidir. Çeşitli şekillerde yorumayabilirler. Ama repertuar konusunda tabii bu benim söylediğim son noktadır. Onun üzerine de kimse konuşamaz zaten"

Sahne kıyafetlerini Semih Doğruel’in hazırladığını ifade eden Ersoy, "Bu gençler hem çiziyor, hem dikiyorlar. Onları tabii teşvik etmek gerekiyor. Güzel olduğuna inanıyorum. Ama bu mevzuda da fazla iddialı konuşmayayım. İnsanlar ne der, ne demezler bilemiyorum. Biraz fazla mı dekoltesi var? Var mı? Bursa biraz şeydir çünkü. Eyvah eyvah yanarım" diye espri yaptı.

Bülent Ersoy Biyografisi

Bülent Ersoy 1952 yılında Malatya da dünyaya geldi. 1960 yılına kadar Malatya da kaldı. Daha sonra ailesiyle birlikte İstanbul a göç etti. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı. Melahat Pars Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İlk olarak 1970 yılında Üsküdar Fıstıkağacı nda dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan Özlem Aile Gazinosu nda sahneye çıkarak sahne hayatına başladı. Fikret Torun un Sunar Konser Bürosu olarak düzenlediği ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanmış ve 1000 lira para ödülü almıştır. 1971 yılında Saner Plak tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada güfte ve bestesi bestekâr Muzaffer Özpınar a ait Lüz m Lalmadı ve Neye Yarar Gelişin adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikholleri nde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezen tarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir.

Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı. Bülent Ersoy Müzeyyen Senar Ekolü nün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. Baharı Bekleyen Kumrular Gibi Dert Çekmeye Gidiyorum gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRT ye musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri o günkü müzik piyasasında pop arabesk ve fantezi vb. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı. Ağustos 1980 de İzmir Fuarı nda seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980 de İzmir Kordon daki evinde bir hâkime hakaret edince tutuklanarak 45 gün hapis cezası aldı ve Buca Cezaevi nde tutuklu kaldı. Bu dönemde kariyerine Almanya da devam eden sanatçı orada Türk filmlerinde oynamaya devam etti bir müddet de Avustralya da yaşadı. 1995 tarihini taşıyan Benim Dünya Güzellerim S Müzik etiketiyle çıkan ilk albümü oldu.

Sanat hayatına özel müzik dersleri alarak başladı. Konservatuardan mezun olduğunda aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Allah vergisi hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı bulmuş ve sahneye ilk adımını 1970 yılında Fıstıkağacı Üsküdar da bugün Oya Düğün Salonu olarak bilinen dönemin ilk aile gazinolarından birisi Özlem Aile Gazinosu nda attı. Akabinde bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmış 1971 yılında ilk 45 liği Lüz m Yarar Gelişin Saner Plak tan çıktı. İlk sahne deneyimi 1974 te Maksim Gazinosu nda sahneye çıkmıştır.

Çıkardığı klasik uzun çalar Mucizeyi Guyem Ne Dersem Lâf Değil adlı plakla rekor satış elde Maksim Gazinosu nun sahibi Fahrettin Aslan Bülent Ersoy u assolist olarak çıkarmaya karar verdi. 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981 de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı aldı. Onlar şu anda mahkeme karşısındalar. Benim 8 yıl çektiklerim vardı. Adaletin yerini bulmasından dolayı çok mutluyum. Çok mutluyum çok kimse keyfimi 14 Nisan 1981 de Londra da geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu ancak pembe nüfus kağıdı alması yıllar sonra sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal ın öncülüğünde çıkartılan bir kanun sayesinde oldu. 1990 ve sonrası Bülent Ersoy yasaklı olduğu yıllarda çeşitli Avrupa ülkelerinden vatandaşlık teklifi aldı. 1989 yılında Adana da verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen Çırpınırdı Karadeniz adlı isteği okumadığı için kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti. 2011 yılında Aşktan Sabıkalı çıkartan sanatçı halen çeşitli konserler vermektedir. Popstar Alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.

İstanbul Belediye Konservatuarı nı bitiren değerli sanatçı aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Tanrı vergisi sesini hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı buldu. Erkoç tu Ersoy oldu Ünlü ses sanatçısı henüz 29 yaşında iken 14 Nisan 1981 tarihinde Londra da Charring Cross Hastanesi nde Opr. 24 Nisan 1981 de Londra dan 5 Haziran 1981 de de İstanbul Haseki Hastanesi nden kadın raporu alan Ersoy avukatları aracılığı ile Fatih Adliyesi ne başvurarak cinsiyetinin kadın olarak nüfus kütüğüne işletmek istedi. Ersoy Haseki Hastanesi nden rapor aldığı gün Fatih 1 Asliye Hukuk Mahkemesi nde yargıç huzuruna çıktı. Aynı günlerde Erkoç olan soyadını Ersoy olarak değiştirerek yeniden sahneye çıkmaya başlayan ünlü sanatçı yargı engeline takıldı. Tam olarak kadın sayılmaz Fatih Cumhuriyet Savcısı nın temyiz kararına çok üzülen Ersoy aylarca sahnelerden uzak kalmasının da etkisiyle bunalıma girdi. Temyiz üzerine dava Yargıtay 2 Hukuk Dairesi nde incelendi. Yargıtay ın istediği tıbbi incelemeleri yaptıran Fatih 1 Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti. Yerel mahkeme sonradan yapılan ameliyat ile kadın olduğu iddiasının cinsiyet tashihine yol açamayacağına dikkat çekti. Yerel mahkemenin ret kararını oy çokluğu ile onaylayan Hukuk Dairesi nin gerekçesinde Adli Tıp raporunda davacının kadınsı özellikler taşıdığına dikkat çekilerek şu görüşe yer verildi Raporlarda belirlenen hususlar doğuştan erkek olduğu halde özgür iradesi ile ve operasyonla erkeklik organlarını yok ettiren psikolojik yönlerden kendini kadınlığa intibak ettiren ve suni yolla da olsa vücudunu kadınlara özgü bir görünüme getiren kişiyi tanımlamaktan ibarettir. Her şeyden önce böyle bir eylem kişilik hakkı üzerinde tasarruf niteliği taşımaktadır. Zira bir kimsenin kanunda açıkça yer verilmeyen hallerde beden tümlüğü üzerinde tasarruf etme hakkı yoktur. Yine bir kimse erkeklere özgü olan askerlik milli görev yükümlülüğünden kurtulmaya kadınlar için tanınan daha erken emeklilik hakkı elde etmeye ya da başka haksız yararlar sağlamaya imkan Davacının hangi duygular içinde olursa olsun dosyadaki raporlara göre cinsiyetinin değiştirilmesini isteyemeyeceği vurgulanan gerekçede şöyle denildi Davacının serbest iradesi ile vaki ameliyat yüzünden erkekliğinin gerektirdiği imkanları yeniden elde edemeyecek duruma gelmiş olması varmak istediği sonuca ulaşmasını haklı kılmaz. Çünkü hukuk hak karşısında ne kadar şefkatli ise hata söz konusu olduğu hallerde de o derece müsamahasızdır.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler