Diva lakaplı Bülent Ersoy'un tabiri caizse yaptığı 'hamileyim' benzetmesi bakın sosyal medyaya nasıl nüksedildi!

Diva lakaplı Bülent Ersoy'un geçtiğimiz günlerde açılan aşk defteri hakkında yaptığı ilginç yorum sosyaş medya da fenomen hale geldi. Bülent Ersoy, 'Hamileyim' diyerek herkesi şaşırttı mı? Peki ya Bülent Ersoy hamile mi? Bülent Ersoy hayatında evliliğe yer vermeyeceğini erkeklere güvenmediği söylerken tbiri caizse yaptığı benzetme yanlış anlaşılmış olacak ki, herkes Bülent Ersoy hamile mi demekten kendini alamadı

Diva lakaplı Bülent Ersoy'un tabiri caizse yaptığı 'hamileyim' benzetmesi bakın sosyal medyaya nasıl nüksedildi!

Diva lakaplı Bülent Ersoy'un geçtiğimiz günlerde açılan aşk defteri hakkında yaptığı ilginç yorum sosyaş medya da fenomen hale geldi. Bülent Ersoy, 'Hamileyim' diyerek herkesi şaşırttı mı? Peki ya Bülent Ersoy hamile mi? Bülent Ersoy hayatında evliliğe yer vermeyeceğini erkeklere güvenmediği söylerken tbiri caizse yaptığı benzetme  yanlış anlaşılmış olacak ki, herkes Bülent Ersoy hamile mi demekten kendini alamadı

Bülent Ersoy, önceki akşam Kalamış Paysage’da sahne aldı. “Evleniyor” iddialarına yönelik açıklamalar yapan sanatçı; “Hamileyim. Bu ne kadar doğruysa o haberler o kadar doğrudur” diyerek şaşırttı.

Sanatçı sözlerini şöyle sürdürdü: “Evlilik defteri kapandı. Türkiye’de beni cezbedecek yakışıklılıkta erkek yok.”

Sıra dışı makyajıyla dikkat çeken Ersoy, “Her konuda olduğu gibi makyajda da en iyilerle çalışıyorum çünkü ben iyiyim” dedi.

BÜLENT ERSOY BİYOGRAFİSİ

Türk Sanat Müziği'nin güçlü sesi. Bülent Ersoy, 1952yılında Malatya’da dünyaya geldi. Annesi Naciye Poyraz'dır. 1960 yılına kadar Malatya’da kaldı. Daha sonra ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. Esas adı Bülent Erkoç’dur. Çok küçük yaşlardan itibaren müzikle ilgilenmeye başladı.Melahat Pars, Rıdvan Aytan gibi üstadlardan ve belediye konservatuarı hocalarından özel dersler aldı. İstanbul Belediye Konservatuarı'nı bitiren değerli sanatçı, aldığı akademik terbiye vasıtasıyla hem Tanrı vergisi sesini hem de müzikal tecrübelerini geliştirme fırsatı buldu.

İlk olarak 1970 yılında Üsküdar Fıstıkağacı’nda dönemin ilk aile gazinolarından birisi olan “Özlem” Aile Gazinosu'nda sahneye çıkarak sahne hayatına başladı.Fikret Torun’un Sunar Konser Bürosu olarak düzenlediği ses yarışmasına katılarak bu yarışmada birinciliği kazanmış ve 1000 lira para ödülü almıştır. Sonrasında bu gazinoda üç ay kadar assolist olarak çalışmıştır.

1971 yılında Saner Plak'tan çıkan kırkbeşlik plağı ilk albüm çalışması oldu. Bu çalışmada, güfte ve bestesi bestekâr Muzaffer Özpınar'a ait "Lüzûm Lalmadı" ve "Neye Yarar Gelişin" adlı eserleri seslendirdi. Sahneye ilk adımını 1974 yılında Büyük Maksim Müzikholleri'nde attı ve müzik dünyasına bomba gibi düştü. Ancak gerçek soy ismi Erkoç olan sanatçının soyadı Müjdat Gezentarafından Ersoy olarak değiştirilmiştir. Bu yıllardan itibaren gerek ismi gibi "bülend-paye" sesiyle gerekse hanımefendi kişiliğiyle Türk halkının beğenisini kazandı.

Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar Ekolü'nün temsilcisi olarak başladığı sanat hayatında, akademik sanat kariyerinin de yüksek olması hasebiyle olağanüstü bir yorumcu ve büyük bir tavrın sancaktarı oldu. "Baharı Bekleyen Kumrular Gibi", "Dert Çekmeye Gidiyorum" gibi her okuduğu şarkıyla grafiği sürekli yukarı tırmandı. O yıllarda TRT'ye, musikimizin bahtsızlığından ötürü kenara itilmiş, klasik makamlarda eski ve kalıcı eserler yorumladı. Yetmişli yılların ortasında daha da ileri giderek; o günkü müzik piyasasında pop, arabesk ve fantezi vb. gibi ticari şarkılar revaçta olmasına karşın Itrî'nin "Tut-î Mucize-I Gûyan"ı gibi eserlerden oluşan koyu klasik bir uzunçalar yaptı. Bu ilk uzunçalar çalışması müzik piyasasında ki tüm hesapları altüst etti ve satış rekoru kırdı.

Ağustos 1980'de İzmir Fuarı'nda seyircilerden gelen tezahürat sonrası göğüslerini açınca İzmir Cumhuriyet Savcılığı, hakkında soruşturma açtı. Eylül 1980'de İzmir Kordon'daki evinde bir hâkime hakaret edince tutuklanarak 45 gün hapis cezası aldı ve Buca Cezaevi'nde tutuklu kaldı.

14 Nisan 1981'de Londra'da Charring Cross Hastanesi'nde geçirdiği cinsiyet değiştirme ameliyatıyla kadın oldu, ancak “pembe nüfus kağıdı” alması yıllar sonra, sahne yasağını da kaldıran dönemin başbakanı Turgut Özal'ın öncülüğünde çıkartılan bir kanun sayesinde oldu.

Bülent Ersoy’a 12 Eylül darbesi sonrası Haziran 1981'de diğer travesti ve transseksüel sanatçılarla birlikte sahne yasağı getirildi. Bu dönemde kariyerineAlmanya'da devam eden sanatçı orada Türk filmlerinde oynamaya devam etti, bir müddet de Avustralya'da yaşadı. 1988 yılında Türkiye’ye döndü.

Yurtiçinde ve yurtdışında yüzlerce konser veren Bülent Ersoy, "Düşkünüm Sana", "Yaşamak İstiyorum", "Biz Ayrılamayız" ve "Ablan Kurban Olsun Sana" gibi satış grafiği çok yüksek albümlere imza attı. 1995 tarihini taşıyan "Benim Dünya Güzellerim", S Müzik etiketiyle çıkan ilk albümü oldu. Selçuk Tekay'ın müzik yönetmenliğini, Özkan Turgay'ın aranjörlüğünü yaptığı albümde on şarkı seslendirdi. Aynı yıl janrına ve yorumuna uygun olarak "Alaturka 95" adında bir albüm yaparak Klasik Türk Musikisi'ne hizmetini de eksik etmedi.Muzaffer Özpınar'ın yönetmenliğini yaptığı albümde Hacı Arif Bey, Münir Nureddin Selçuk, Selahaddin Pınar, Kadri Şençalar, İsmail Hakkı Bey,Kemani Serkis Efendi gibi birçok üstâdın eserlerine yorumuyla hayat verdi. Ondört eserin yeraldığı çalışmada; "Aziz İstanbul", "Dönülmez Akşamın Ufkundayım", "Nerelerde Kaldın Ey Servi Nazım" gibi klasik eserlerin yanında "Alıverin Bağlamamı Çalayım" ve "Karam" adlı iki de anonim türküye de yer verdi.

1989 yılında Adana'da verdiği bir konser sırasında bir seyirciden gelen "Çırpınırdı Karadeniz" adlı isteği okumadığı için Hacı Tepe isimli kişi tarafından kurşunlanarak bir böbreğini kaybetti.

Bülent Ersoy, bir sonraki çalışmasını 1997 yılında yayınladı. "Maazallah" ismini taşıyan albüm, piyasaya sürülmeden dahi yüksek siparişler aldı ve büyük yankı uyandırdı. Albümün hazırlık aşamasında bu sefer Halil Karaduman ve Osman İşmen'le çalışan sanatçı, popüler şarkılardan ve anonim türkülerden oluşan bir repertuar seslendirdi. Albüme ismini veren "Maazallah" adlı şarkısının video klibi ise büyük ses getirdi. Bülent Ersoy'un son albümü ise 2002 senesinde çıkardığı "Canımsın" albümüdür.

Otuz yıla yaklaşan sanat yaşamında pek çok ilke imza atan Bülent Ersoy, dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı salonlarda konser verdi. 1980 yılındaLondon Palladium'da ve 1983 yılında Madison Square Garden'da sahne alan ilk Türk sanatçısı oldu. 30 Mart 1997'te ise Ümmü Gülsüm'den sonra, etnik müzik sazlarıyla Paris Olympia müzikholünde sahne alan ilk sanatçı oldu. Dario Moreno'dan sonra Olympia'da konser veren ilk Türk sanatçısı olan Bülent Ersoy, elli kişiden oluşan orkestrasıyla dört saat süren bir program sundu.

Bugüne değin otuzun üstünde albüme imzasını atan sanatçı, Türk Müzik Tarihi'ne ismini altın harflerle yazdırdı ve klasik, alaturka şarkılar alanında gelmiş geçmiş en önemli yorumcular arasında yer aldı. Müzik yaşamı boyunca sayısız ödül aldı. Herkesin takdirini kazanan geniş entervalli ve yüksek volümlü sesi,Japonya'da ses laboratuvarlarında yapılan testler sonucu "yüzde yüz kusursuz" bulundu ve 1997 yılında Uluslararası Montu Merid Müzik Doktoru ünvanıyla ödüllendirildi.

Evlilikleri :

1. evliliği :1998 yılında Cem Adler ile evlendi, 1999 yılında boşandı.

2. evliliği : 2007 yılında Armağan Uzun ile evlendi, 2008 yılında boşandı.

Popstar Alaturka adlı şarkı yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır.

Albümleri : 1973 - Ah Tut-i Mucize Guyem

1975 - Şöhretler

1975 - Konser 1

1976 - Toprak Alsın Muradımı

1976 - Bir Tanrıyı Bir de Beni

1976 - Konser 2

1977 - Konser 3

1978 - Orkide 1

1978 - Ölmeyen Şarkılar

1979 - Orkide 2

1979 - Meyhaneci

1980 - Dolmamış Çilem

1980 - Beddua

1981 - Mahşeri Yaşıyorum

1981 - Yüz Karası

1983 - Ak Güvercin

1983 - Ne Duamsın Ne De Bedduam

1984 - Düşkünüm Sana

1985 - Yaşamak İstiyorum

1986 - Anılardan Bir Demet

1987 - Avustralya Konseri

1987 - Suskun Dünyam

1988 - Biz Ayrılamayız

1988 - Anılardan Bir Demet

1989 - Öptüm

1989 - İstiyorum

1989 - Şiirlerle Şarkılarla

1989 - Seçmeler

1989 - Bizim Hikayemiz

1991 - Bir Sen, Bir De Ben

1992 - Ablan Kurban Olsun Sana

1993 - Sefam Olsun

1995 - Benim Dünya Güzellerim

1995 - Alaturka 95

1997 - Maazallah

2000 - Alaturka 2000

2002 - Canımsın 2011 - Aşktan Sabıkalı

Filmleri : 1976 - Sıralardaki Heyecan

1977 - Ölmeyen Şarkı

1978 - İşte Bizim Hikayemiz

1980 - Beddua

1981 - Yüz Karası

1984 - Acı Ekmek

1984 - Asrın Kadını

1985 - Tövbekar Kadın

1986 - Efkarlıyım Abiler

1988 - Biz Ayrılamayız

1989 - Anılar

1989 - İstiyorum

MÜZEYYEN SENAR BİYOGRAFİSİ

Müzeyyen Senar, 16 Temmuz 1918 tarihinde Bursa ilinin Keles ilçesine bağlı bir köyü olan Gököz’de doğmuştur. Adını Hikmet koyuyorlar. Nüfus cüzdanı çıkarması için şehre gönderdikleri enişte, ‘Yapamadım’ diye dönüyor, “Bu çocuğun adının Hikmet olmasına gönlüm el vermedi, yakıştıramadım, Müzeyyen yazdırdım.” Diyor. Babası Cerrah Mehmet lakaplı kıraathane işletmecisi, annesi güzel Kuran okuması ve bülbül sesiyle ünlü köylü kızı Zehra. Müzeyyen Senar’ın ablası İsmet (d.1910), abisi Hilmi (d.1915)’dir. Müzeyyen Senar altı yaşındayken mevlitlerde annesine eşlik etmeye başlayınca millet hayrete düşüyor.Sonra kekeme oluyor.1927 yılında Müzeyyen Senar 9 yaşında iken babasının çapkınlıkları yüzünden annesi evi terkedip İstanbul’a gidiyor. 3 yıl sonra da Müzeyyen Senar annesinin yanına gidiyor. Okuluna İstanbul’da devam ediyor. Okuldaki müzik hocası sayesinde Üsküdar Musiki Cemiyeti’ne kaydoluyor.

Müzik eğitimine Anadolu Musiki Cemiyeti'nde, kemençe üstadı Kemal Niyazi Seyhun Bey ve udi Hayriye Hanım gözetiminde başladı.

Güçlü bir sese sahip olan Müzeyyen Senar, hafız Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Lemi Atlı, Mustafa Nafiz Irmak gibi devrin önemli üstatlarından da dersler aldı.

1932 senesinde İstanbul Radyosu'nda şarkı söylemeye başladı. Müzeyyen Senar’ı bu radyo programında dinleyen, İstanbul'un en önemli müzikhollerinden biri olan 10. Yıl Belvü Gazinosu'nun sahibi “İbrahim Dervişzâde” 1933 yılının yaz sezonunun yıldızlar programına Müzeyyen Senar'ı da aldı. Müzeyyen Senar, sonraki yıllarda İstanbul'un başka ünlü gazinolarında da sahne aldı. Sahneye çıkmak için getirdiği ‘solo’ şartı ile Senar, Türk gazino tarihinde solistlik müessesesini başlatan ilk sanatçı oluyor.

1938 yılında Ankara Radyosu’nun kurulması ile birlikte ilk yayınları yapanlar arasında yer aldı. Radyo programlarını ise 1941 yılına kadar devam ettirdi.

Müzeyyen Senar'ın yeteneği, Cumhuriyet'in kurucusu ve Türk sanat müziğinin büyük hayranı Mustafa Kemal ATATÜRK'ün de ilgisini çekti ve sanatçı birçok kez onun huzurunda, özel meclislerinde şarkı okudu.

İlk yurtdışı konserini Paris’te verdi. En çok ‘Haydar Haydar’, ‘Ormancı’, ‘Feraye’, ‘Benzemez Kimse Sana’ şarkısını söylemeyi seviyor.

Müzeyyen Senar, son sahne konserlerini 1983 yılında İstanbul Bebek Gazinosu'nda verdi. Bu tarihten sonra yalnızca ender anlarda, müzikli özel toplantılarda şarkı söyledi.

En son 2004 yılında Sezen Aksu tarafından düzenlenen 73. Sanat yılı konserinde Tarkan, Ajda Pekkan, Nilüfer gibi birçok sanatçıyla sahneye çıktı. Doktoru bir daha da sahneye çıkmasını yasakladı.

26 Eylül 2006 tarihinde İzmir'deki evinde beyin enfarktüsü geçirdi. Sol tarafının felç oldu. 2007'de İstanbul'daki Darüşşafakada Rehabilitasyon Merkezinde Nisan ayı başına kadar tedavi gördükten sonra kısmi olarak düzeldi. Bu tedavilerden sonra Muğla'nın Bodrum ilçesinde kızı Feraye ve oğlu Ömer ile birlikte yaşamaktadır.

Müzeyyen Senar 1998’de Devlet Sanatçısı unvanı ve ‘Cumhuriyet’in divası’ lakabını aldı.

Öğrencisi Bülent Ersoy tarafından Müzeyyen Senar'ın anısına 30 Ekim 2009 tarihinde Müzeyyen Senar'ın sanat yaşamından fotoğrafların yer aldığı “Cumhuriyetin Divası: Müzeyyen Senar” sergisi açıldı.

Müzeyyen Senar, bardak yemesiyle, elmayı eliyle ortadan ikiye bölebilmesiyle de meşhurdur. Ayrıca bir dönem Suudi Arabistan sefiri ile evlenip sefire ünvanını da almıştır. Arap filmlerinin dublajında Münir Nurettin Selçuk'la birlikte şarkı söyledi. Sadettin Kaynak'ın şarkılarını plağa okudu. Kerem ile Aslı, Kahveci güzeli gibi filmler de oynadı. Türkiye’de yakılan ama Amerika’da gösterilen "Ana Yüreği" adlı bir sinema filminde oynamıştır. Beş binden fazla plak yapmıştır.

Evlilikleri : Üç kere evlendi. kızı Feraye ve oğlu Ömer olmak üzere İki çocuğu var. 1. evliliği : 1935’te, 17 yaşında iken hayatı boyunca taşıyacağı soyadının sahibiAli Senar ile evlendi. 2. evliliği : 1943’te Galatasaray’da top oynayan Ercüment Işıl ile evlendi. Feraye (d.1 Şubat 1947) adında bir kızı ve Ömer Işıl (d.1944) adında bir oğlu oldu. Oğlu Galatasaray kulübünün genel sekreterliğini yapmıştır. Feraye, sinema oyuncusuKuzey Vargın ile 10 yıl süren bir evlilik yaptı. 3. evliliği : 1953’te Suudi Arabistan sefiri Tevfik Hamza Bey ile evlendi. Ama eşinin hükümeti istemediği için ayrılmışlar.

Müzeyyen Senar, 31 Temmuz 2012 tarihinde durumunun kötüleşmesi üzerine Bodrum'da hastaneye kaldırıldı.

2015 ocak ayında Bodrum ilçesindeki evinde yaşamını sürdüren Müzeyyen Senar'ın sağlık durumunun yaşlılığa bağlı nedenlerden dolayı ağırlaşması üzerine ailesi tarafından daha iyi şartlarda bakımının yapılacağı bir merkez olanİzmir'in Urla ilçesindeki Darüşşafaka yaşlı bakımevine götürüldü.

Yaşadığı Bodrum'daki evinden 2015 Ocak ayında Darüşşafaka Urla Yaşam Merkezi'ne getirilen Müzeyyen Senar 8 Şubat 2015 tarihinde 07.00'de tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Hastanesi'nde 97 yaşında hayatını kaybetti.

Kaynak: Diyarbakır Söz