Halil Ergün ağabeyi Dalyan Ergün'ü kaybetti, Dalyan Ergün nasıl öldü?

Yaprak Dökümü, Büyük Yalan gibi dizilerin efsane oyuncusu, Yeşilçam’ın usta ismi Halil Ergün bugün acı haberi aldı. Ünlü oyuncu Halil Ergün’ün 70 yaşındaki ağabeyi Dalyan Ergün yaşama gözlerini yumdu. Peki, Halil Ergün kimdir ve biyografisi, Dalyan Ergün kimdir? Halil Ergün’ün abisi nasıl vefat etti? İşte detaylar haberimizde.

Halil Ergün ağabeyi Dalyan Ergün'ü kaybetti, Dalyan Ergün nasıl öldü?

Yaprak Dökümü, Büyük Yalan gibi dizilerin efsane oyuncusu, Yeşilçam’ın usta ismi Halil Ergün bugün acı haberi aldı. Ünlü oyuncu Halil Ergün’ün 70 yaşındaki ağabeyi Dalyan Ergün yaşama gözlerini yumdu. Peki, Halil Ergün kimdir ve biyografisi, Dalyan Ergün kimdir? Halil Ergün’ün abisi nasıl vefat etti? İşte detaylar haberimizde.

Yeşilçam’ın ve Türkiye televizyonunun usta ismi, ekranların aranan oyuncusu Halil Ergün, Bursa’nın İznik ilçesinde yaşayan ağabeyi 70 yaşındaki Dalyan Ergün’den acı haber aldı. Emekli astsubay olan ağabey Dalyan Ergün, geçirdiği felç sonrasında Mahmut Çelebi Mahallesi’ndeki evinde 7 yıldır yatıyordu. Evli ve 2 çocuk babası olan Dalyan Ergün’ün ölüm haberini alan kardeşi usta oyuncu Halil Ergün, İznik’e gitti. Dalyan Ergün, İznik Eşrefzade Camii’nde kılınan cenaze namazını müteakip ebediyete uğurlandı. Ailesi ve sevenlerinin katıldığı cenazede Halil Ergün taziyeleri kabul etti. Cenazeye İznik Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan da katıldı. Dalyan Ergün, ilçe mezarlığında aile kabristanına defnedildi.

Halil Ergün kimdir?

Tam adı Halil İbrahim Ergün olan Halil Ergün, 8 Eylül 1946’de Bursa'nın İznik ilçesine bağlı Müşküle Köyü'nde doğdu. İlk ve ortaokulu İznik'te okudu. 16 yaşında İznik’ten Haydarpaşa’ya gelen Halil Ergün , İstanbul’daki Koşuyolu’nda halasının yanına yerleşir. Pertevniyal Lisesi'nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu ama bitirmedi. Kaymakam olmayı hiç düşünmemiş. Halil Ergün ,12 Mart (1971) askeri darbesinden sonra Vasıf Öngören, Erdoğan Akduman ve Mustafa Alabora ile birlikte ″gizli örgüt ″ kurmak suçuyla tutuklandı, hapse girdi. Hapisten sonra iznikte kendilerinin tarlasında çalıştı.

Tam adı Halil İbrahim Ergün olan Halil Ergün, 8 Eylül 1946’de Bursa'nın İznik ilçesine bağlı Müşküle Köyü'nde doğdu. İlk ve ortaokulu İznik'te okudu. 16 yaşında İznik’ten Haydarpaşa’ya gelen Halil Ergün , İstanbul’daki Koşuyolu’nda halasının yanına yerleşir. Pertevniyal Lisesi'nden mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okudu ama bitirmedi. Kaymakam olmayı hiç düşünmemiş. Halil Ergün ,12 Mart (1971) askeri darbesinden sonra Vasıf Öngören, Erdoğan Akduman ve Mustafa Alabora ile birlikte ″gizli örgüt ″ kurmak suçuyla tutuklandı, hapse girdi. Hapisten sonra iznikte kendilerinin tarlasında çalıştı.

Yaprak Dökümü

Yaprak Dökümü, Kanal D de yayınlanan Reşat Nuri Güntekin'in Yaprak Dökümü adlı eserinden günümüze uyarlanmış dizidir. Daha önce 1988'de TRT 1'de ekranlarında yayınlanmıştır. 2013-2014 yılları arasında tekrarları Beyaz TV'ide verilmiştir.Ve 2014-2015 yılları arasında Tekrarlarını Tv2 vermiştir.

Konusu               

Yaşamını biri erkek olan beş çocuğuna iyi fikirler ve temiz kişilik vermeye adayan "Ali Rıza Bey", yaşadığı bir olayda haksızlığa göz yumması istenince kaymakamlık görevinden istifa eder. Kızı "Necla" da İstanbul'da üniversite eğitimi kazanınca, ailece İstanbul'a, kendilerine ait eski bir konağa taşınırlar. "Leyla"'nın üniversiteye hazırlık kursu, "Necla" ve "Ayşe"'nin ise okul masrafları aileyi sıkıntıya sokar ve "Ali Rıza Bey" yeniden çalışmaya başlar. Yeni işinde de ilkelerinden ödün vermesi istenince yine istifa eder.

Şartlar artık daha zor olduğu için, anne "Hayriye Hanım" eşinin işten çıkma kararını desteklemez ve evde huzursuzluklar başlar. Askerden dönen "Şevket" bir bankada çalışmaya başlayınca Ali Rıza Bey'in yükü hafifler. Ama Şevket gönlünü evli bir kadın; "Ferhunde"'ye kaptırır ve "Ferhunde" kısa zamanda dizginleri ele alır, evin bütün düzenini değiştirir. Oğuz adlı kişinin de aileye sinsice girmesiyle beraber olaylar yavaş yavaş kötüye gider. Yine "Ferhunde"'nin bitmek tükenmek bilmeyen oyunları, "Şevket"'in, karısının isteklerine boyun eğişi, "Leyla" ve "Necla"'nın davranışları, "Hayriye'nin evi idare edemeyişi aileyi zor duruma düşürür. Ali Rıza Bey tüm olanlara direnmeye çalışsa da ömrünün sonuna dek seyretmeye mahkum olduğu "Yaprak Dökümü" artık başlamıştır.

Fatma Girik Kimdir?

Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit’le birlikte Türk sinemasının 60’lı yıllardan bugüne en önemli aktrislerinden biridir. Sert ve mağrur bakışları, haksızlıkların karşısında oluşu, sözünü esirgemeyen yapısıyla karakteristik rollerin oyuncusu olan Girik, bu özellikleri dolayısıyla Erkek Fatma adıyla anılmıştır. Köy temalı filmlerin de vazgeçilmez oyuncusu olmuş, çevirdiği 180’den fazla filmle birçok ödülün sahibi olmuştur. 1988–1993 yılları arasında Şişli Belediye Başkanı olarak görev yapan Girik, Söz Fato’da isimli reality show programıyla toplumsal sorunlara farklı bir perspektiften bakıp, çözüm yolları aramıştır. Ezo Gelin, Keşanlı Ali Destanı, Büyük Yemin ve Acı aktrisin önemli filmlerindendir.

12 Aralık 1942’de Münevver Girik ve Hayri Girik’in üç çocuğundan biri olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Babası dalgıç, annesi ev hanımıydı. Müesser Girik ve Günay Girik isimlerinde iki kardeşi de olan Girik’in çocukluğu Sultanahmet’te geçti. Cağaloğlu Ortaokulu’na devam ederken, ailesine yardımcı olmak zorunda kaldığı için eğitimini ikinci sınıfta sonlandırdı. Girik, annesiyle birlikte filmlerde figüranlık yapmaya başlamıştı ve küçük rollerle izleyicinin karşısına çıkıyordu. İlk filmi yönetmenliğini ve senaristliğini Seyfi Havaeri’nin yaptığı Leke’ydi. Leke’yi oyuncu olarak adından bahsettirmeyi başaramadığı birkaç iddiasız yapım daha izledi. Fatma Girik’in performansıyla dikkatlerden kaçmayacağı film, Memduh Ün’ün yönetmenliğindeki 1960 yapımı Ölüm Peşimizde’ydi. Memduh Ün’le tanışıklığı Girik’in hayatındaki dönüm noktalarından biri olacaktı. Zira o dönem Beşiktaşlı futbolcu Varol ile birlikteliğini sonlandırmış ve Ün’le uzun soluklu bir birlikteliğin ilk adımını atmıştı.

Fatma Girik kendi ağzından sinemaya başlayışını şöyle anlatmaktadır :

12 yaşına gelince, gazete okuyan babamın karşısına geçtim; en kararlı ses tonuyla, "Baba ben artist olmak istiyorum" dedim. Babam biraz daha okumaya devam ettikten sonra gazeteyi katlayıp yanına koydu ve sadece "Ne b.k olursan ol ama adam gibi ol" dedi. Komşumuz Sezai Abi Yeni Sabah Gazetesi'nde işçiydi ama vakit buldukça filmlerde figüranlık yapıyordu. Annemle bana, "Gelin sizi sete götüreyim" dedi, ve anne-kız birlikte setlere gidip figüranlık yapmaya başladık. Bazı komşular "Ana-kız filmlere gidiyor, kızını şıllık mı yapacak" diye tepki gösterdi. 13 yaşındaydım, büyük hayaller kurmuyordum. Levent'te bir villada oturur muyum, evde yardımcılarım olur mu, adıma ödüller konulur mu gibi şeyler aklımın ucundan bile geçmezdi. Tek derdim eve ekmek götürmekti. İlk olarak barda oturan bir kızı oynadım, elime 2.5 lira tutuşturdular. Bir sene sonra, 1957'de 1000 TL karşılığında oyunculuğa başladım. Bu parayı eve getirip anneme verdiğimde mavi bir bluz ve muz istedim. Muz o kadar ulaşılmazdı ki bizim için o zamanlar; ilk kez 14 yaşında yedim.

"İlk figüranlık yaptığım filmin yönetmeni Memduh Ün'dü. O yıllarda Muhterem Nur'la büyük aşk yaşıyordu. Filmin başrol kadın oyuncusu Neriman Köksal, erkek oyuncusu da Talat Artemel'di. Dedem yaşındaki Talat Artemel elçi gönderip annemden beni isteyince annem setlere gitmemi yasakladı. Gönderdiği elçi de Memduh Ün'ün büyük aşk yaşadığı Muhterem Nur'du. Memduh Ün, Antalya'da çektiği ‘Murada Ereceğiz' adlı filmde beni kesmeye başladı. O sıralar Memduh Ün 38, ben 15 yaşındaydım. Film bitti İstanbul'a geldik; Memduh bana, "Bak sen çok küçüksün, böyle olmaz. Kendi dengin birini bul" dedi ve özür dilercesine birşeyler söyledi, ayrıldık. Meğer Muhterem Nur'la kavga edip ayrılmışlar, o küslük sırasında beni idare etmiş!

Ömer Lütfi Akad bir gün Memduh Ün'ü bir kenara çekti. Konuşuyorlar. Yıllar sonra Memduh anlattı; "Böyle yeteneksiz kızlarla ne uğraşıyorsun?" demiş. Memduh Ün de, "Hayır Lütfi, onda bir ışık var. O ışık bir gün çıkacak ortaya" diye cevap vermiş. Kemal Film'in sahibi Osman Seden de, benim için "Daha çocuk" diye düşünüyordu. O sırada setlerde makyajcı olarak çalışan Feridun Karakaya (Cilalı İbo) bana makyaj yapıp, Osman Seden'e "Nasıl olmuş?" diye gösterdi. Osman Seden, "Bu kadından bir b.. olmaz" dedi. Memduh, Osman Seden'e de "Şimdi öyle pek kabiliyetli gözükmese de göreceksin bir gün çok açılacak, kendini gösterecek" demiş. O zamanlar beyaz perdede olmak, sevdiğin biri elinden tutmuş gibi bir his verirdi.

İşte biz bu duygularla film çekiyorduk. İnsanlar bizi olduğumuz gibi sevdiler. Çünkü biz beyaz perdede de kendimize yakın özellikte kadınları oynadık. Dürüst, samimi, fedakar, aşka ve gurura inanan. Gurur dolu bir uzun yolculuk oldu bizimkisi. Sinemada para kazanmadık. Sahneye çıktım; sinemada ün, sahnede para kazandım.

1959'da Memduh Ün'le tekrar birlikte olduğumuzda 16 yaşındaydım. O 39. Muhterem Nur'dan ayrılmıştı. Beraber olmaya başladıktan sonra başkalarını sokmadık hayatımıza. Memduh Ün ile 50 yılı aşkın büyük bir aşk, sevgi, tutku, şefkat, saygı, olmazsa olmaz beraberlik yaşıyoruz. Bizim ilişkimizin içine biz her şeyi sığdırdık. Aşkı büyüttük, besledik, vazgeçilmez hale getirdik. Beni incitmedi, kadınlık gururumla hiç oynamadı. Onu anlatırken gözlerim doluyor, tüylerim diken diken oluyor. Daha da büyüyor aşk biçim değiştirdikçe, yok olma ihtimali hiç kalmıyor. O sen, sen o oluyorsun. Onu doktora götürmeyi kimselere bırakamam, ne yiyeceğini benden başka kimse düşünemez, ilaç saatini benim kadar iyi kimse bilemez, neden üzülüp, neye sinirlenip, neye sevineceğini ben kendim gibi bilirim ve hayatı onun için öyle kurgularım.

Civanmert, Duvaksız Gelin, Kısmetin En Güzeli ve Severek Ölenler gibi filmlerde izleyicinin karşısına başrolde çıkan Girik’in popülaritesi giderek artıyordu. Fatma Girik’in ağlatılan ve ezilen kadın rollerinden Erkek Fatma olarak anıldığı döneme geçişi 1962 yılında yine Memduh Ün’ün yönetmenliğini yaptığı Belalı Torun filmiyle oldu. Filmde bir erkeği canlandıran ve bunun için saçlarını kısacık kestiren aktris, gerçek hayatta da dobra dobralığı, sözünün eri oluşu ve haksızlığa tahammül edemeyen yapısıyla Erkek Fatma imajıyla örtüşüyordu.

Girik, filmografisinde oldukça önemli bir yerde duran Keşanlı Ali Destanı isimli yapımdaki oyunculuğuyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandığında tarih 1965’i gösteriyordu. Dönemin başarılı aktrisleri Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray ve Filiz Akın arasında kendisine ayrıcalıklı bir yer edinen Girik, sinemalarda filmleri en çok ilgi gören oyunculardan biri olmuştu.

1968 yılına gelindiğinde Girik’in şarkıcılık kariyeri başlamıştı. Sinemadan sahneye geçenler içinde en başarılı olanlardan biriydi. Bu dönemde Öksüz, Vuruldum Bir Kıza, Köroğlu gibi yapımlarla kamera karşısına geçmeye devam eden aktrisin aynı yıl başrolde oynadığı Ezo Gelin isimli filmi büyük başarı kazandı. Behçet Kemal Çağlar’ın romanından beyaz perdeye aktarılan filmin yönetmeni Orhan Elmas’tı. Köylü kızı imajını Ezo Gelin’den sonra Boş Beşik ve birçok filmle daha sürdüren Girik, Anadolu’daki kadınların sorunlarının işlendiği filmlerde güçlü bir oyunculuk sergiledi.

Fatma Girik 70’li yıllarda kozmetik ve ev tekstili firmalarının reklam filmlerinde oynadı.

1987’de Yeşilçam’da yaşanan kriz sonrası bir TRT projesi olan Gönül Dostları’yla TV izleyicisiyle buluşan Girik, bu dizideki başarılı performansıyla Kültür Bakanlığı tarafından ödüle layık görüldü. Atılgan, sabırsız ve kendine güvenli, dik kafalı ve inatçı olması Fatma Girik’in oyunculuğuna da gerçek hayattaki projelerine de yansıyordu. Bu özellikleriyle çizdiği sağlam imaj, halkla kurduğu samimi ilişki ve haksızlıkların karşısında olması nedeniyle 1988 yılında politikaya atılan Girik, Şişli Belediye Başkanı oldu. 1993 yılında görev süresi tamamlandıktan sonra, Söz Fato’da isimli reality show programıyla izleyicinin karşısına çıkan Girik, toplumsal sorunları irdeleyen ve çözümler arayan bu programa uzun süre devam etti.

1999’da TV dizilerinin gördüğü yoğun ilgi üzerine bu formattaki projelerde görülmeye başlayan oyuncu, Bize Ne Oldu?, Benim İçin Ağlama ve Hasret gibi yapımlarda rol aldı.

Fatma Girik 2001 yılında İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde onur ödülüne layık görüldü.

Girik, 2005’te yönetmenliğini Tunç Başaran ve Memduh Ün’ün birlikte yaptıkları Büyülü Fener ve yine aynı yıl çekilen Sinema Bir Mucizedir filmlerinde rol aldı.

Fatma Girik, 1959 yılından, öldüğü 16 Ekim 2015 tarihine kadar Sinema Yönetmeni Memduh Ün ile birlikte yaşadı. Bodrum'da evlerinde yaşayan Fatma Girik, 17 kedisi ve 2 köpeği vardır.

Aldığı Ödüller

1965 - 2. Antalya film şenliği, Keşanlı Ali Destanı, en iyi kadın oyuncu

1967 - 4. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, en iyi kadın oyuncu

1969 - 1. Adana altın koza film şenliği , Büyük Yemin, en iyi kadın oyuncu

1969 - 1. Adana altın koza film şenliği, Ezo Gelin, en iyi kadın oyuncu

1971 - 3. Adana altın koza film şenliği, Acı, en iyi kadın oyuncu

1998 - 35. Antalya film şenliği, Sürtüğün Kızı, yaşam boyu onur ödülü

2001 - İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde onur ödülü

2007 - 18. Ankara Uluslararası Film Festivali, Aziz Nesin Emek Ödülü

Plakları

1965 - Aguş / Aşka Şepke

1975 - Aşk Düğümü / Su Sızmazdı Aramızdan

Filmleri

1954 - İstiklal Uğrunda

1956 - Yetimler Ahı

1957 - Memiş İş başında

1957 - Leke

1958 - Murada Ereceğiz

1958 - Memiş Gangsterler Arasında

1958 - Gönülden Ağlayanlar

1959 - Talihsizler

1959 - Sevdalı Gelin

1959 - Ömrümün Tek Gecesi

1959 - Eceline Susamışlar

1959 - Çakır Emine'm

1959 - Bağrıyanık

1960 - Vatan ve Namus

1960 - Üsküdar İskelesi

1960 - Telli Kurşun

1960 - Ölüm Peşimizde

1960 - Kaldırım Çocuğu Kopuk

1960 - Fakir Şarkıcı

1960 - Civanmert

1960 - Cici Kâtibem

1960 - Aşk Hırsızı

1960 - Aliii

1960 - Çapkın Hırsız

1961 - Seviştiğimiz Günler

1961 - İki Damla Gözyaşı

1961 - Duvaksız Gelin

1961 - Boş Yuva

1961 - Avare Mustafa

1961 - Mahalleye Gelen Gelin

1962 - Sokak Kızı

1962 - Küçük Beyefendi

1962 - Kısmetin En Güzeli

1962 - Günahsız Aşıklar

1962 - Fosforlu Oyuna Gelmez

1962 - Fatoş'un Bebekleri

1962 - Erkeklik Öldü Mü Atıf Bey?

1962 - Çöpçatan

1962 - Belalı Torun

1962 - Cengiz Han'ın Hazineleri

1963 - Zoraki Milyoner

1963 - Zifaf Gecesi

1963 - Yavaş Gel Güzelim

1963 - Yaralı Aslan

1963 - Katır Tırnağı

1963 - Hop dedik

1963 - Bulunmaz Uşak

1963 - Bir Hizmetçi Kızın Hatıra Defteri

1963 - Bire On Vardı

1963 - Bazıları Dayak Sever

1963 - Barut Fıçısı

1963 - Badem Şekeri

1963 - Kiralık Koca

1964 - Tophaneli Osman

1964 - Tatlı Sert

1964 - Öpüşmek Yasak

1964 - Öp Annenin Elini

1964 - Muhteşem Serseri

1964 - Köye Giden Gelin

1964 - Koçum Benim

1964 - Kırk Küçük Anne

1964 - Kimse Fatma Gibi Öpemez

1964 - Keşanlı Ali Destanı

1964 - Halk Çocuğu

1964 - Galatalı Fatma

1964 - Fatoş'un Fendi Tayfur'u Yendi

1964 - Beş Şeker Kız

1964 - Varan Bir

1964 - Hizmetçi Dediğin Böyle Olur

1964 - Kanun Karşısında

1965 - Yıldız Tepe

1965 - Üç Kardeşe Bir Gelin

1965 - Sevişmek Yasak

1965 - Severek Ölenler (Kartalların Öcü

1965 - Seveceksen Yiğit Sev

1965 - Şenol Birol Gool

1965 - Şeker Hafiye

1965 - Şeker Gibi Kızlar

1965 - Kumarbaz

1965 - Korkunç İntikam

1965 - Hırsız

1966 - Bir Garip Adam

1966 - Altın Şehir

1966 - Yiğitler Ölmezmiş

1966 - Seni Bekleyeceğim

1966 - Ölüm Temizler

1966 - Kucaktan Kucağa

1966 - Kolsuz Kahraman

1966 - Karakolda Ayna Var

1966 - Koca Yusuf

1966 - Hedef Ankara

1966 - Fakir Çocuklar

1966 - Fabrikanın Şoförü

1966 - Ben Bir Sokak Kadınıyım

1966 - Bana Bela Derler

1966 - Avare Kız

1966 - Aşkın Kanunu

1966 - Allahaısmarladık Yavrum

1966 - Namusum İçin

1967 - Zilli Nazife

1967 - Ya Sev Ya Öldür

1967 - Yaprak Dökümü

1967 - Son Gece

1967 - Ömre Bedel Kız

1967 - Kız Kolunda Damga Var

1967 - Kiralık Kadın

1967 - Karakolda Ayna Var

1967 - Hırsız Prenses

1967 - Dolmuş Şoförü

1967 - Ayşecik (Canım Annem)

1967 - Ağa Düşen Kadın

1967 - Sürtüğün Kızı

1968 - Vuruldum Bir Kıza

1968 - Öksüz

1968 - Nilgün

1968 - Köroğlu

1968 - Ezo Gelin

1968 - Çöl Kartalı Şeyh Ahmet

1968 - Ana Hakkı Ödenmez

1969 - Vatan ve Namık Kemal

1969 - Menekşe Gözler

1969 - Erkek Fatma

1969 - Büyük Yemin

1969 - Boş Beşik

1970 - Sevenler Ölmez

1970 - Şoför Nebahat

1970 - Meçhul Kadın

1970 - Ham Meyva

1970 - Duyduk Duymayın Demeyin

1970 - Yarın Son Gündür

1971 - Solan Bir Yaprak Gibi

1971 - Satın Alınan Koca

1971 - Önce Sev Sonra Öldür

1971 - Mualla

1971 - Mahşere Kadar

1971 - Kerem ile Aslı

1971 - İki Ruhlu Kadın

1971 - Acı

1971 - Namus

1971 - Murat ile Nazlı

1973 - Toprak Ana

1973 - Kızgın Toprak

1973 - Kambur

1973 - Gönülden Yaralılar

1973 - Dağdan İnme

1974 - Önce Vatan

1974 - Kuma

1974 - Kara Peçe

1975 - Ağrı Dağı Efsanesi

1977 - Ölmeyen Şarkı

1977 - Meryem ve Oğulları

1977 - Hatasız Kul Olmaz

1977 - İntikam Meleği (Kadın Hamlet)

1978 - Yaşam Kavgası

1978 - Gelincik

1981 - Kanlı Nigar

1982 - Kaçak

1982 - Gülsüm Ana

1984 - Postacı

1984 - Nefret

1985 - Yılanların Öcü

1987 - Japon İşi

1987 - Hacer Ana

1987 - Gönül Dostları (Dizi)

1988 - Kadın Dul Kalınca

1988 - Sevgilerin En Güzeli

1988 - Bu Devrin Kadını

1988 - Tek Başına Bir Kadın

1988 - Dünya Fraggle (Dizi)

1989 - Namusun Bedeli

1990 - Gün Ortasında Karanlık

2000 - Benim İçin Ağlama (Dizi)

2001 - Bize Ne Oldu (Dizi)

2003 - Gurbet Kadını (Dizi)

2005 - Sinema Bir Mucizedir / Büyülü Fener

2006 - Hasret (Dizi)

2007 - Oğlum İçin (Dizi)

2009 - Altın Kızlar (Dizi)

2012 - Babalar ve Evlatlar (Dizi)

Filiz Akın Kimdir?

2 Ocak 1943 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Gerçek adı Suna Akın’dır. Annesi Leman hanımdır. TED Ankara Koleji'ndeki eğitimini tamamladıktan sonra Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'ne kaydolan Akın, başarılı bir öğrenciydi. İyi derecede Fransızca ve İngilizce bilen, mimar olmak istemesine rağmen bir turizm acentasında çalışmaya başlaya olarak görev yaptı. Kolej yıllarından bir arkadaşının tavsiyesiyle sinema sektörüne girmeyi düşünmeye başlayan Akın, 1962'de Artist dergisinin düzenlediği yarışmayı kazandı. Yeşilçam’a adım atmasında önemli olan bu gelişmeden sonra Memduh Ün'ün yönetmenliğini yaptığı Akasyalar Açarken filmiyle sinema kariyeri başladı. Ardından Şakayla Karışık adlı filmde Ajda Pekkan'la başrolü paylaşan oyuncu, Kadın Berberi ve Kadın Terzisi filmlerinde canlandırdığı rollerle adını geniş kitlelere duyurdu.

Filiz Akın, dramadan komediye birçok farklı türde oyunculuğunun zirvesindeydi. Film yönetmeni Atıf Yılmaz ve Fikret Hakan’la nişanlandı. 1964 yılında izleyiciyle buluşan Yankesici Kız adlı filmdeki oyunculuğuyla da övgüler alan aktris, o dönemde yapımcı ve yönetmen olan Türker İnanoğlu ile tanıştı. İnanoğlu yönetimindeki birçok filmde başrolde oynayan Akın, bir süre sonra ünlü rejisörle 1964 yılında dünya evine girdi. Bu evlilikten İlker İnanoğlu (d. 20.08.1965) adında bir erkek çocukları oldu.

1965 yılında Akın, filmografisine bir film daha ekledi: Kolejli Kızın Aşkı. Ayhan Işık'la başrolleri paylaştıkları yapımdaki rolüyle romantik temalı Türk filmlerinin vazgeçilmez ismi olan Akın, daha sonra Cüneyt Arkın'la kamera önüne geçtikleri Çıtkırıldım da benzer bir tiplemeyi canlandırdı. 1969 yılının Mayıs ayında Filiz Akın'ın, Necdet Tosun'un refakatinde, bir takım allerji tedavisi için Londra'ya gider, aynı hastanede tedavi olmakta olan Filiz adındaki bir Türk hasta ölür. Ama bu kötü haber Türkiye’ye Filiz Akın öldü diye ulaşınca aynı tarihte Adana'da yapılmakta olan Altın Koza Film Festivali'nde anısına saygı duruşu bile yapılmıştı!

Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik’le birlikte Kare-As olarak adlandırılan en büyük dört kadın yıldızdan biri oldu.

121 sinema filminin başrolünde oynadı. "Kolejli Kız" olarak anıldı. Türk sinemasının ilk sarışın Avrupai kadın yıldızı ve aynı zamanda en güzel ve zarif yüzlü kadını oldu. Ama sinema kariyerini kocasının şirketiyle sınırladığı için pek ciddi filmde yer alamadı. 1976’da Türk sanat müziği şarkıcısı olarak gazino sahnelerine çıktı, sinemadan gelip “assolist” olan ilk isim oldu ama sonra “solistaltı”na indi. Bu süreçte ünlü mafya İnci Baba (Mehmet Nabi inciler) tarafından bıçaklatıldı. Uzun süre Paris'te yaşadı.

Ayhan Işık, Zeki Müren, Sadri Alışık, Ediz Hun, İzzet Günay, Tarık Akan ve Kartal Tibet gibi döneminin başarılı erkek oyuncularıyla başrolleri p kuran Akın, o zaman Paris Büyük Elçisi olan MİT eski Müsteşarı Sönmez Köksal'la 1994 yılında evlendi.

Akın 1971 yılında çekilen "Ankara Ekspresi" filmindeki Hilda rolüyle Antalya Film Festivali'nde "En başarılı kadın oyuncu" ödülünün sahibi oldu. Akın, 80'lerin başında sinemaya veda etti. Aktris yıllar sonra, 1989'da yeniden izleyiciyle buluştu. TRT için çekilen Geçmiş Bahar Mimozaları'nda Rutkay Aziz ve Mehmet Günsür'la başrolleri paylaştı.

Sabah gazetesinde köşe yazarı olarak yazmaya başlayan Akın, Hey, Kelebek/Hürriyet gibi gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaptı. 2002'de yakalandığı çene kanserini yendi. Kansere karşı destek amaçlı başlattığı "Sarı bilezik" ve "Mavi bilezik" gibi kampanyalar oldukça başarılı oldu. Aktris, 2005'te hastalık sonrası deneyimlerini kaleme aldığı Hayata Merhaba, daha sonra da "Filiz Akın ile Güzellik, Sağlık ve Genç Kalma Üzerine" isimleri kitapları yayımladı. Filiz Akın, Starkey İşitme Vakfı onursal başkanı olarak "Türkiye'de İşitmeyen Kalmasın" adlı bir kampanya başlatıp yürüttü ve sosyal güvencesi olmayan 2000 civarı çocuğu işitme cihazı sahibi yaptı.

Filiz Akın'ın en büyük hayranlarından biri olarak bilinen Pınar Çekirge, aktrisi Türk Sineması'ndaki yeri, ikonografik ve toplumbilimsel değeriyle değerlendirdiği "Başrolde Filiz Akın" isimli kitabı 2007'de yayınladı.

TED Üniversitesi Mütevelli Heyet üyesi Akın, halen Sabah Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Ekin Türkantos Tarafından Filiz Akın'la Yapılmış Röportaj

Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nde okurken Yeşilçam'a geçiş yaptınız. Arkeoloji istediğiniz bölüm değil miydi?

Bir arkadaşımın annesi sayesinde müracaat etmiştim. Arkeoloji güzel bir bölüm. İlk sene mitoloji okudum, keyifliydi. Annem merdivenlerden düşmüştü. Geçinebilmemiz için birimizin çalışması gerekiyordu. Annem ve babam ayrıydı. Koleji bitirince hemen o yaz çalışmak zorunda kaldım. Aslında Ortadoğu'da mimari ve dekorasyon okumak istiyordum.

Sizce kariyeriniz için en önemli film hangisiydi?

'Umutsuzlar' ile 'Ankara Ekspresi'dir. Çünkü bu iki filmde değişik iki kadını oynuyorum. Ben cinsel tarafım vurgulanmış bir oyuncu değilim. Bunu en iyi Müjde Ar değerlendirmiştir. Cinsel obje olmadan kadının cinsel sorunlarını sinemaya aktardı. Bizim hikayelerimizde bu gerekmiyordu. Bu anlamda en çok hissedilen oyuncu Türkan Şoray'dır. Çok dişi bulunur, beğenilir. Onun gülüşü, bakışı herkesin dilindedir. Ben bundan uzak olmak istedim. Bu taraf eksik olunca çok arzulanmayan kadın, kadın seyircinin de dikkatini çekmiyor. Ancak 'Ankara Ekspresi'nde erkeklerin başını döndüren ama onlarla yakınlık kurmayan bir casus kadın rolü vardı. Bunu yapabileceğimi biliyordum. Çünkü bu bir oyun. Ben demek değil. İnsanın içinde Rus bebekleri gibi pek çok kişiliği var. Doğal sarışın olmama rağmen sinemada sarışın rollere en uygun kişi bendim. Başrole düşünüldüğümde sevinmiştim.

Ya başrol verilmeseydi...

O zaman üzülürdüm. Çünkü benim başka bir yanımı ortaya çıkarttı. Hayat bir oyun diye düşünüyorum. Ama her zaman da çok şirin değil. İnişli, çıkışlı bir yol. İnsanlar bizlere bakıp paraları, şöhretleri oldu diye düşünüyor. Oyunculuğun çok boşlukları vardır. Duygusal dünyası zor. Yaşadıkları acıları hep sineye çekmek zorunda kalmıştır oyuncular. Bunu söylememin nedeni ise gençlerden çok özenen var. Bunu düşünerek girsinler. Çünkü faturası ağır.

Sinemayı neden bıraktınız?

Bırakmayı düşünmüyordum ama televizyon gelmişti. 'Dallas' tarzı diziler de Türk filmleri kıvamındaydı. Daha çok entrika vardı. Seyirci, evine dönük yaşamaya başladı. Kimse filmlere gitmiyordu. Erkek izleyiciler için erotik mesajlı filmler yapılıyordu. Bir dizi yaptım sadece. Büyük konuşmak istemiyorum ama bir daha dizi yapmak istemiyorum.

Peki hiç kayda değer bir proje gelmiyor mu sıcak bakabileceğiniz?

Geliyor. Ama bensiz de oluyor sinema. Özlemiyorum da. Çünkü 117 film yapmışım. Bu büyük bir tatmin.

Kimleri beğenirsiniz?

Arzum Onan ve Defne Samyeli gibi sansasyondan uzak, başarısını sadece güzellik üzerine kurmamış kişileri seviyorum. Sanem Çelik ve Nurgül Yeşilçay'ı beğenirim. Hülya Avşar da çok iyi bir oyuncudur.

Hastalık sürecine gelirsek... 'Neden ben?' diye düşündünüz mü?

Kanser normal bir kelime olsun istiyorum. Tedavisi zor ama var. Biraz tanınıyorsam bu beni hastalık karşısında özel kılmıyor. Sadece yanlış teşhis konulduğunda yıkılmıştım. Şimdi Arzum Onan ve Mehmet Aslantuğ ile Merve İldeniz ve Serdar Önal'ın o onurlu duruş hoşuma gidiyor. Yaygara yapmadıkları gibi herkesi susturdular. Dünyada büyük savaşlar oluyor. Bunun yanında bizimki hiçbir şey değil diyorlar. Bende buna öncülük yapabildiysem sevinirim.

'Arkadaşım reiki yollasa da acılarım hafiflese' dediğinizi okumuştum. Bu tarz yöntemlerden yararlandınız mı?

Bircan Usallı beni reiki uzmanına götürdü. Düşüncenin bir gücü olduğunu ve yol kat ettiğini düşünüyorum. İleride bu konuda bilimsel çalışmalar yapılacak. Bu hastalığın kimlerin başına geldiğine baktığınızda onların sevgi ve enerji dünyasına sığındığını görürsünüz. Bu rastlantı değil. Pozitif düşünceye inanıyorum.

Pelin Karahan Kimdir?

Vildan Pelin Karahan, 6 Ekim 1984 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Babası Bayram Ali Karahan’dır.

Anne babası o 8 aylıkken ayrılmışlar. 13 yaşından sonra 3 yıl İzmir’in Ödemiş ilçesinde bulundular

Ankara Arı Koleji’nde İlkokulu okudu. Ortaokulu Ankara Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulunda ve Ödemiş İlköğretim Okulunda bitirdikten sonra Ankara Sokullu Mehmet Paşa Lisesinden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Turizm İşletme’de okudu. Okul bitince İstanbul’a geldi İnteraktif reklam hizmeti veren bir şirkette müşteri ve halkla ilişkilerde çalıştı.

Aynı zamanda manken Neşe Erberk’in Erberk Ajans’sına kaydoldu. Demirdöküm reklam filmi ile reklam çekimlerine başladı. Daha sonra Nestle Kit-Kat, Coca Cola Light, Ülker Royal Golf, Yedigün, Carrefour, Penti,Komili Şampuan, İpana reklam filmlerinde de oynadı.

Pelin Karahan, 2007 – 2011 yılları arasında "Kavak Yelleri" adlı dizide İbrahim Kendirci, Dağhan Külegeç, Aslı Enver, Sarp Apak ile birlikte başrolde oynadı.

2011 yılında Medya ve Sanat Ödüllerinden, Kavak Yelleri dizisindeki rolü için “En Başarılı Bayan Dizi Oyuncusu” ödülünü kazanmıştır.

Pelin Karahan, 23 Ekim 2011 tarihinde pilates eğitmeni Erdinç Bekiroglu ile Barcelona'da evlendi. 19 Kasım 2013 tarihinde boşandı. 24 Haziran 2014 tarihinde iş adamı Bedri Güntay ile Adile Sultan Sarayı'nda evlendi. 27 Aralık 2014 tarihinde Ali Demir adında bir oğlu oldu.

Pelin Karahan, 2012 yılında da “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde Mihrimah Sultan karakterini canlanmıştır. Yönetmenliğini Taylan Biraderler'in yaptığı, yapımcılığını Timur Savcı’nın üstlendiği, senaryosunu Meral Okay ve Meral Okay’ın ölümünden sonra Yılmaz Şahin’in yaptığı “Muhteşem Yüzyıl” dizisinde; Halit Ergenç, Meryem Uzerli, Vahide Gördüm, Nebahat Çehre, Okan Yalabık, Burak Özçivit, Mehmet Günsür, Nur Fettahoğlu, Selma Ergeç, Ozan Güven, Merve Boluğur, Engin Öztürk, Aras Bulut İynemli, Berrak Tüzünataç, Deniz Çakır, Meltem Cumbul, Sarp Akkaya gibi oyuncular rol almıştır.

Kaynak: Diyarbakır Söz