Görüş Bildir

James Bond’tan Spectre'ın efsane arabası Aston Martin’i görücüye çıktı, açık arttırmayla satılıor, neden satılıyor?

Efsane film James Bond’da kullanılan harikulade araba firması Aston Martin’in film için yaptığı özel araba Londra’da açık arttırma ile satışa sunuluyor. Aston Martin, Seri film James Bond’un büyük ilgi gören son filmi Spectre için özel olarak ürettiği 10 adet DB10 modelinin sonuncusunu 18 Şubat 2016 tarihinde Londra’da düzenlenecek açık artırma görücüye çıkıyor.

James Bond’tan Spectre'ın efsane arabası Aston Martin’i görücüye çıktı, açık arttırmayla satılıor, neden satılıyor?

James Bond’da kullanıla Aston Martin’in film için yaptığı özel araba Londra’da açık arttırma ile satışa sunuluyor. Aston Martin, James Bond’un büyük ilgi gören son filmi Spectre için özel olarak ürettiği 10 adet DB10 modelinin sonuncusunu 18 Şubat 2016 tarihinde Londra’da düzenlenecek açık artırma görücüye çıkıyor.

Filmin çekimleri sırasında kullanılamaz hale gelen DB10 modellerinin sonuncusu olan aracın satışından elde edilecek gelir ise Sınır Tanımayan Doktorlar Vakfı’na bağışlanacak.

18 Şubat 2016 tarihinde İngiltere’de düzenlenecek açık artırmadan elde edilecek gelir Sınır Tanımayan Doktorlar Vakfı’na bağışlanacak.

18 Şubat tarihinde Londra’da yapılacak açık artırmaya Türkiye’den adı açıklanmayan bir koleksiyoner de davetli.

1 milyon Pound’dan başlayacak açık artırmada, Aston Martin BD10 modelini alacak kişi ayrıca 8’inci James Bond Daniel Craig imzalı bir plakete de sahip olacak.

18 Şubat tarihinde Londra’da yapılacak açık artırmaya Türkiye’den adı açıklanmayan bir koleksiyoner de davetli.

Aston Martin

Aston Martin, İngiliz otomobil üreticisi firma.

1913 yılında Londra’da küçük bir atölyede Lionel Martin ve Robert Bamford tarafından kurulmuştur. İlk otomobillerini 1914 yılında piyasaya sürmüşlerdir. Aston Martin otomobilleri tamamen el yapımı olup, üzerlerine, en son parçayı monte eden işçinin adı yazılır. Araçta plastik madde kullanılmadığından küllük, düğmeler ve havalandırma ızgaraları alüminyumdan imal edilir.

1947'de şirket David Brown Engineering Limited tarafından satın alındı.

Firmayı 2007 yılında Ford firması 924 milyon dolara motor sporları girişimcisi David Richards’ın önderlik ettiği bir yatırım grubuna satmıştır.

Kuruluşu

Aston Martin, 1913 yılında Lionel Martin ve Robert Bamford tarafından kuruldu. Bu iki kişi güçlerini birleştirdiler ve sonraki yıllarda Callow Street, Londra'daki tesislerden Singer tarafından yapılan arabalar satın aldılar. Martin Aston Clinton yakınlarındaki Aston Tepesinde yarışırdı, daha sonra çift kendi arabalarını yapmaya karar verdiler. Aston Martin olarak adlandırılan bu araba; 4 silindirli , 1908 model bir şaseye Coventry Climax motor takılmış bir şekilde tasarlandı.

İlk arabalarını Mart 1915'de Kensingon'da ki Henniker Placa adlı tesiste ürettiler. Ancak üretim Birinci Dünya Savaşı başlaması dolasıyla başlayamadı ve Martin de savaşa katılmak üzere deniz kuvvetlerine katıldı. Bütün ekipmanlar da Avition Şirketine satıldı.

Savaş Yıllarından Sonra

Savaştan sonra, şirket Aston-Martin adı ve yeni araba modelleri ile Abingdon Road, Kensington'da yeniden kuruldu. 1920 yılında Bamford şirketten ayrıldı ve Court Louis Zborowski şirketi ile çalışmaya başladı. 1922 yılında, Bamford & Martin, daha sonra da dünya rekorunu kıracakları Brooklands'da ki Fransa Grand Prix'ine katıldılar. Üç araba takımı ve 16 motor, yarışmak ve rekor kırmak üzere dizayn edildi.

Yaklaşık 55 araç kısa ve uzun versiyon şeklinde olmak üzere satış için üretildi. Şirketleri 1924 yılında iflas etti ve Lady Charnwood'a satıldı. Şirket 1925 senesinde tekrar başarısızlığa uğradı ve 1926 senesinde Lionel Martin'in ayrılması ile fabrika kapandı.

Sonraki yıllarda, yatırımcı Bill Renwick Lady Charnwood'dan fabrikanın kontrolünü aldı. Aston Martin olarak yeniden adlandırdı ve Feltham'da bulunan Whitehead Hava Yolları şirketinin eski çalışma alanına taşıdı. Renwick ve Bartelli birkaç sene ortaklaşa çalıştılar ve Ranwick'in patenti ile 4 silindirli motor dizaynı geliştirdiler. Sadece "Renwick ve Bertelli" motoru yapıldı ve "Buzzbox" adı ile adlandırıldı. Günümüzde hala sürmektedir.

1926 1937 yılları arası Bartelli hem teknik yönetici hemde Aston Martin arabalarının bütün yeni dizaynlarını yapan kişi oldu ve o tarihten sonra " Bertelli Arabaları" olarak adlandırıldı. Bu arabalar; the 1½-litre "T-type", "International", "Le Mans", "MKII" yarış için, the "Ulster", yarış için 2-litre 15/98'dan oluşuyordu.

James Bond

James Bond 007, Ian Fleming tarafından 1952'de yaratılan hayalî bir İngiliz ajan karakteridir. Fleming, 1964 yılında ölünceye dek bu karakter etrafında birçok roman ve küçük hikâyeler yazmıştır.

Takibindeki James Bond hikâyeleri; Kingley Amis, John Pearson, John Gardner, Raymond Benson ve Charlie Higson James Bond hikâyelerini yazmaya devam etmiştir. Christopher Wood da; eski romanları kullanarak 2 senaryo yazmıştır.

Romanları da ünlü olmasına rağmen; James Bond EON Productions film serisi sayesinde tanınmıştır. 2012 itibari ile 23 film çekilmiş, 2 adet bağımsız olarak çekilmiş ve 1 film de Amerikan televizyonlarında yayımlanmıştır. 1975'e kadar prodüktörü; Albert R. Broccoli ve Harry Saltzman iken; Brocolli 1975'den sonra tek prodüktörü olmuştur. 1995 yılından itibaren de kızı Barbara Broccoli ve damadı Michael G. Wilson prodüktörlüğüne devam etmiştir. Bond aynı zamanda dünyanın en uzun serili filmi olma özelliğinede sahiptir!

Daniel Craig Kimdir?

Daniel Craig, 1968 doğumlu İngiliz aktör. 2006 yapımı 21. Bond filmi Casino Royale’de James Bond karakterini canlandıran Craig, Bond’u canlandıran altıncı aktör olmasının yanısıra, ilk sarışın Bond olarak da dikkatleri üzerine çekti. Aktörün bundan önceki bilinen filmleri ise Çıldırış (The Jacket-2005), Münih (Munich-2005), Sylvia (Sylvia-2003) ve Azap Yolu (Road to Perdition-2002).

Daniel Wroughton Craig, 2 Mart 1968 tarihinde deniz ticaretiyle uğraşan Timothy James Craig ve resim öğretmeni Olivia Craig’in ve ablası Lee’den sonraki 2. çocukları olarak Chester, Cheshire, İngiltere’de dünyaya geldi. Önce Chester yakınlarındaki Frodsham’da, sonra da Liverpool yakınlarındaki Hoylake, Wirral’de büyüyen Craig, buradaki Hilbre Lisesi’ne devam etti. Lisedeyken Hoylake Rugby Club’da oynayan Craig, 16 yaşındayken National Youth Theather’a (Ulusal Gençlik Tiyatrosu) katılmak üzere Londra’ya taşındı.Guildhall School of Music and Drama’da (Guildhall Müzik ve Drama Okulu) aldığı eğitimin ardından, 1991’de buradan mezun oldu.

1992’den itibaren çeşitli tv ve sinema filmlerinde küçüklü büyüklü rollerde yer almaya başlayan Craig, televizyondaki çıkışını 1996 yapımı BBC’de yapımı mini dizi ‘Our Friends in the North’da canlandırdığı Geordie (George) Peacock karakteriyle yakaladı.

Aşk Şeytandır (Love is the Devil-1998) adlı parlak bir sanatçı ile onun aşığı ve resimlerinin ilham perisi olan erkek arasındaki, çok karmaşık ilişkileri anlatan filmde ‘George Dyer’ı canlandıran Craig, Angelina Jolie’nin başrolünde olduğu 2001 yapımı Lara Croft: Tomb Raider filminde, onun rakibi ‘Alex West’ karakterini canlandırdı. 2002’de Paul Newman, Tom Hanks, Jude Law ve Jennifer Jason Leigh’nin başrollerinde olduğu Azap Yolu (Road to Perdition) adlı Sam Mendes filminde yeralarak, oyunculuk yeteneğini sergileme fırsatı buldu. Craig bu filmde, cinayetlere göz yuman ve Paul Newman’ın canlandırdığı İrlandalı çete patronu babasının gölgesinde saklanan ‘Connor Rooney’ karakterini canlandırdı.

20. yüzyılın büyük şairlerinden Sylvia Plath ve Ted Hughes’un arasındaki ilişkiyi, tüm yönleriyle gözler önüne seren 2003 yapımı dram filmi Sylvia’da, Gwyneth Paltrow’la başrollerde oynadı. Steven Spielberg filmi Münih’de (Munich-2005) Eric Bana ve Geoffrey Rush’la başrolleri paylaşan Craig, 1972 Olimpiyat Oyunları sırasında yaşanan olayları anlatan bu filmde ‘Steve’ karakterini canlandırdı. Hemen ardından da Adrian Brody ve Keira Knightley’nin başrolünde olduğu Çıldırış’da (The Jacket-2005) oynadı.

2005 yılı şubat ayından itibaren basında ismi yeni Bond olarak geçmeye başlayan Craig’in, 6 Nisan 2005’de 3 filmlik bir Bond serisi için EON Productions’la £15 milyon dolarlık anlaşma yaptığı haberleri çıktı fakat haber, BBC’nin yaptığı resmi bir röportajla yalanlandı. Craig’in dediğine göre MGM rolü kendisine teklif etti fakat yapımcı Broccoli ailesi kendisiyle hiç temasa geçmedi. 14 Ekim 2005 tarihine gelindiğinde ise bu 3 filmlik kontrat imzalandı.

Antlaşmanın ilk filmi ‘Casino Royale’ 16 Kasım 2006’da vizyona girdi ve böylece Craig ilk Bond filmi ‘Dr. No’dan sonra doğan ayrıca James Bond karakterinin yaratıcısı Ian Fleming’in ölümünden sonra ‘Bond’ rolünü oynayan ilk aktör oldu.

Craig’in James Bond karakteri için seçilmesi bazı hayranlar ve eleştirmenler tarafından tartışmalı bulundu ve boykot tehditlerinde bulundular. Bununla ilgili bir de web sayfası açtılar ve Craig’in 1.80’lik boyunun diğer Bond’lardan kısa oluşuna, sarışın olmasının da Ian Fleming’in esmer Bond karakterine tamamen ters olmasına değindiler. Buarada daha önce Bond rolünü canlandıran 4 aktör (Timothy Dalton, Sean Connery, Roger Moore ve Pierce Brosnan), Daniel Craig’in iyi bir seçim olduğunu düşündüklerini açıkladı. ‘The Globe and Mail’ adlı gazetenin Pierce Brosnan ile yaptığı bir röportajda kendisine yeni James Bond hakkında ne düşündüğü ve yeni film Casino Royale’i izleyip izlemiyeceği sorulduğunda onlara şu yanıtı verdi:

Herkes gibi ben de filmi izlemek için sabırsızlanıyorum. Bence Daniel Craig çok iyi bir aktör ve harika bir iş çıkaracağına eminim.

Aynı zamanda bu rol için adı geçen oyunculardan Clive Owen’da, Craig’i destekleyenler arasındaydı. Birçok görsel ve yazılı medya haberine göre film çekimleri sırasındaki bir dövüş sahnesinde iki dişini kaybetti. Bond yapımcıları Michael G. Wilson ve Barbara Broccoli ise 22. Bond filminin hazırlıklarının şimdiden başladığını açıkladılar. Filmin isminin ne olacağı ile ilgili yapılan spekülasyonların ardından 20 Temmuz 2006’da filmin isminin sadece ‘22nd Bond’ olacağı ve 7 kasım 2008’de gösterime gireceği açıklandı.

Casino Royale,övgü dolu eleştiriler aldı ve Rotten Tomatoes adlı site tarafından da ‘Certifield Fresh’ ratingini aldı. Sitede 10 üzerinden 7.9 ortalama yakalayan filme yapılan 174 yorumdan %94’ü olumluydu. Bazı eleştirmenler Craig’in Sean Connery’den sonraki en inandırıcı ve karizmatik Bond olduğunu bile yazdılar. CNN spikeri Jeanne Moos ise canlı yayında Craig’den film yayınlanmadan önce yaptığı eleştiriler yüzünden özür diledi ve artık kendisine hayran olduğunu açıkladı.

Casino Royale‘i tamamladıktan sonra Philip Pullman’ın ‘His Dark Materials: Northern Lights’ romanından sinemaya uyarlandığı ‘His Dark Materials: The Golden Compass’ filminde ‘Lord Asriel’ karakterini canladırmak için çalışmalara başladı. Romanın daha önceki bir tiyatro uyarlamasında ise eski Bond Timothy Dalton yeralmıştı.

1992-1994 yılları arasında Britanya’lı aktris Fiona Loudon ile evli kaldı ve bu evlilikten annesiyle birlikte Londra’da yaşayan 1992 doğumlu ‘Ella’ adında bir kızı var. 1996’da Alman aktris Heike Makatsch’le ve 2004’de de ünlü model Kate Moss’la beraberlikler yaşayan Craig, sonra da 29 yaşındaki film yapımcısı Saskia Mitchell ile birlikte oldu.

Daniel Craig, 20 Haziran 2011 tarihinde oyuncu Rachel Weisz ile evlendi.

Ödülleri

2006 - Empire Ödülü - En İyi Aktör - Casino Royale

Filmleri ve Dizileri

2015 - The Whole Truth

2015 - James Bond 24

2013 - One Life

2012 – Skyfall 007

2012 - Dream House

2011 - Tenten'in Maceraları

2011 - Kovboylar ve Uzaylılar

2011 - Ejderha Dövmeli Kız

2010 - 007 Blood Stone

2008 - Quantum of Solace

2008 - Flashbacks of a Fool

2008 - Defiance

2007 - The Invasion

2007 - The Golden Compass

2006 - Renaissance

2006 - Infamous

2006 - Casino Royale

2005 - The Jacket

2005 - Münih

2005 - Fateless

2005 - Archangel

2004 - Layer Cake

2004 - Enduring Love

2003 - The Mother

2003 - Sylvia

2002 - Ten Minutes Older: The Cello

2002 - Road to Perdition

2002 - Copenhagen

2001 - Sword of Honour

2001 - Lara Croft: Tomb Raider

2000 - Some Voices

2000 - I Dreamed of Africa

1999 - The Trench

1998 - Love Is the Devil: Study for a Portrait of Francis Bacon

1998 - Love and Rage

1998 - Elizabeth

1997 - The Ice House

1997 - Obsession – Besessene Seelen

1996 - The Fortunes and Misfortunes of Moll Flanders

1996 - Our Friends in the North

1995 - A Kid in King Arthur's Court

1993 - Sharpe’s Eagle

1992 - The Power of One

Thom Hanks Kimdir?

Thomas Jeffrey Hanks, 1956 doğumlu Amerikalı oyuncu ve yapımcı. Hanks, dramalardaki başarısını kanıtlamadan önce birçok komedi ve aile filmlerinde rol almış ve iki Oskar’ı bulunan bir aktör. Aynı zamanda tüm zamanların en çok kazananan oyuncularından biri.

Tom Hanks, 9 Temmuz 1956’da California, Amerika’da doğdu. Babası Amos Mefford Hanks’in (1924 – 1991) soyu İngiltere’ye uzanıyordu ve annesi Janet Marilyn Frager bir hastane yöneticisiydi. Hanks henüz 5 yaşındayken annesi ve babası boşandı. Hanks’in 3 kardeşi vardı; Sandra, Jim ve Lawrence. Anneleri ve babaları ikinci evliliklerini gerçekleştirince, Sandra, Larry ve Tom babalarıyla, Jim ise anneleriyle yaşamaya başladı. Üvey annelerinin ise önceki evliliğinden 5 çocuğu vardı, böylece çok kalabalık bir aile olmuşlardı. Üvey anneleri ve babaları 2 yıl sonra boşandı.

Hanks okulda aşırı utanaç ve sessiz bir çocuktu. Popüler değildi ancak sorumluluk sahibiydi ve iyi bir öğrenciydi. 1965’te Hanks’in babası, Frances Wong’la üçüncü evliliğini gerçekleştirdi. Wong’un önceki evliliğinden 3 çocuğu vardı, bu yüzden Hanks, lise yılları boyunca üvey kardeşleriyle birlikte yaşadı. Skyline Lisesi’nde okuduğu sırada okul tiyatrosunda rol almaya başladı.

Hanks, Chabot College adlı üniversitede tiyatro eğitimi almaya başladı ancak 2 yıl sonunda Sacramento State Üniversitesi’ne transfer oldu. Zamanının çoğunu tek başına tiyatroya giderek, Bertolt Brecht, Tennessee Williams ve Henrik Ibsen oyunları izleyerek geçiriyordu.

Tiyatro öğrenimi gördüğü yıllarda, Cleveland’da, bir tiyatro festivalinin yöneticisiyle tanıştı. Yöneticinin teklifi üzerine Hanks, festivalde stayerlik yapmaya başladı. Böylece tam 3 yıl boyunca set dizaynından sahne yönetmenliğine kadar herşeyi öğrendi. Bu sırada Shakespeare’in Two Gentlemen of Verona oyununda sergilediği performansla Cleveland Eleştirmenler Ödülü’nü aldı.

Hanks Cleveland’dan New York’a taşındı. Riverside Shakespeare adlı tiyatro şirketinin bir üyesi oldu. Sırasıyla düşük bütçeli yapım He Knows You're Alone’da ve Mazes and Monsters adlı televizyon filminde rol aldı. 1979 yılında, ABC kanalının seçmelerine katıldı ve kanalda yayınlanacak olan komedi dizisi "Bosom Buddies"de bir rol aldı. Bu dizi sayesinde, yönetmen Ron Howard Hanks’le iletişime geçerek ona bir teklif sundu. Howard, Splash adlı film üzerinde çalışıyordu. Önceleri bir yan rol için düşünülmüştü ancak sonunda Hanks’e başrol teklif edildi ve film gişede büyük başarı elde etti.

Hanks’i Hollywood camiasına "gerçek bir yetenek" olarak tanıtan film, 1988 yapımı "big" oldu. Ancak ardından gelen "Turner and Hooch" (1989), başarısız oldu. Oyuncunun bundan sonraki film seçimleri de onu başarıya götürmedi. Kariyeri açısından kötü geçen birkaç yılın ardından, 1993 yılı Hanks’i parlatacak olan yıl oldu. Önce "Sleepless in Seattle" ardından da "Philadelphia" filmleriyle övgü topladı. Filmlerin başarısının tamamen Hanks’in başarısından kaynaklandığı söylendi. Oyuncu 1994 yılında Philadelphia’daki oyunculuğuyla en iyi erkek oyuncu Oskar’ını aldı.

1994 yılı yazında, hit film "Forrest Gump" geldi. Hanks’in oyunculuğu artık tartışmasız bir yükselişteydi ve onu dünya çapında üne kavuşturmuştu. Bu filmdeki rolüyle de 1995 yılında en iyi erkek oyuncu Oskar’ını aldı. Böylece, Oskar Ödülü tarihinde arka arkaya iki kez Oskar kazanan ikinci oyuncu olma ünvanını kazandı.

Forrest Gump’ın ardından "Apollo 13" ve "That Thing You Do" adlı filmlerde rol alan Hanks, 1996’da HBO kanalı için çekilecek bir belgesel-dizi "From the Earth to the Moon" için yapımcılığa soyundu. Televizyon projeleri arasında en pahalısı olma özelliğini taşıyan bu yapımın ardından Steven Spielberg’ün yönetmenliğindeki "Er Ryan’ı Kurtarmak" adlı filmde rol aldı. Gelmiş geçmiş en iyi savaş filmleriden biri kabul edilen bu yapım, Spielberg’e ikinci en iyi yönetmen Oskar’ını, Hanks’e ise en iyi erkek oyuncu Oskar adaylığını getirdi.

Başarılı kariyerine 1999’da "Yeşil Yol" ile devam eden oyuncu, bu güne kadar birçok ünlü yönetmenle işbirliği içinde onlarca başarılı yapıma imza attı. Bunlardan bazıları oyuncuya Altın Küre kazandıran "Cast Away" (2000), "Terminal" (2004) ve "Da Vinci Şifresi" (2006) idi. "Cast Away"deki rolüyle en iyi erkek oyuncu daliında Oskar adayı oldu.

Hanks, 1978 – 1987 yılları arasında Samantha Lewes ile evliydi. Çiftin iki çocuğu oldu. Bunlardan bir tanesi ise oyuncu Colin Hanks. 1988’de ise halen birlikte olduğu eşi, oyuncu Rita Wilson ile evlenen Hanks’in bu evliliğinden de iki çocuğu bulunuyor.

Hanks, Amerikan Film Enstitüsü tarafından verilen "Ömür Boyu Başarı Ödülü"ne sahip olan en genç oyuncu olma ünvanını taşıyor. Cleveland Indians beyzbol takımının ve Aston Villa’nın taraftarı. NASA’nın uzay çalışmalarıyla yakından ilgileniyor, hatta Ulusal Uzay Topluluğu’nun bir üyesi. Kız kardeşi Sandra Hanks Benoiton bir yazar, diğer kardeşlerinden Lawrence Hanks ünlü bir böcekbilimci ve Jim Hanks ise bir aktör ve film yapımcısı. 1.78 metre boyunda. En sevdiği şarkıcılar / gruplar ise Elvis Presley, Patrick Rondat ve Alabama Thunderpussy. Şarkıcı Bruce Springsteen’le gençliğinden beri yakın arkadaş. En sevdiği film 1968 tarihli "2001: A Space Odyssey". Aktörün 2007 ve 2008’de Amerika’da vizyona girecek olan filmleri ise şöyle: "The Great Buck Howard", "Charlie Wilson’s War", "A Cold Case", "Melekler ve Şeytanlar", "Boone’s Lick" ve "The Risk Pool".

2015 yılında Coen Kardeşler’in birlikte senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini Steven Spielberg’in yaptığı “Casuslar Köprüsü / Bridge of Spies” adlı sinema filminde Amy Ryan, Sebastian Koch, Michael Gaston, Alan Alda ile birlikte oynarken Tom Hanks, CIA tarafından görevlendirilen avukat rolünde oldu.

Ödülleri

2001 - 58.Altın Küre Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu (Yeni Hayat)

1995 - 52.Altın Küre Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu (Forrest Gump)

1995 - 67.Oscar Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu (Forrest Gump)

1994 - 66.Oscar Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu (Philadelphia)

1994 - 44.Berlin Film Festivali - En İyi Erkek Oyuncu (Philadelphia)

1994 - 51.Altın Küre Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu (Philadelphia)

1989 - 46.Altın Küre Ödülleri - En İyi Erkek Oyuncu (Komedi) (Büyük)

Filmleri ve Dizileri

Yönetmen

2011 - Larry Crowne (Sinema Filmi)

1996 - Hayal Şarkısı (Sinema Filmi)

Senaryo

2011 - Larry Crowne (Sinema Filmi)

2005 - Magnificent Desolation: Walkin... (Sinema Filmi)

1998 - From the Earth to the Moon (TV Dizisi)

1996 - Hayal Şarkısı (Sinema Filmi)

Yapımcı

2016 - My Big Fat Greek Wedding 2 (Sinema Filmi)

2015 - Ithaca (Sinema Filmi) 2015

2014 - Olive Kitteridge (TV Dizisi)

2013 - Parkland (Sinema Filmi)

2012 - Efsane Beşli (Sinema Filmi)

2010 - The Pasific(TV Dizisi)

2009 - Arkadaşım Canavar (Sinema Filmi)

2006 - Big Love(TV Dizisi)

2000 - Yeni Hayat (Sinema Filmi)

1998 - From the Earth to the Moon (TV Dizisi)

Oyuncu

2018 - Toy Story 4 (Woody) (Sinema Filmi)

2016 - Inferno (Robert Langdon) (Sinema Filmi)

2015 - Ithaca (Mr. Macauley) (Sinema Filmi)

2015 - Casuslar Köprüsü / Bridge of Spies (James Donovan ) (Sinema Filmi)

2015 - A Hologram for the King (Alan Clay) (Sinema Filmi)

2013 - Mr. Banks (Walt Disney) (Sinema Filmi)

2013 - Killing Lincoln (Himself - Narrator) (Sinema Filmi)

2013 - Kaptan Phillips (Kaptan Richard Phillips) (Sinema Filmi)

2012 - Radioman (Himself) (Sinema Filmi)

2012 - Bulut Atlası (Dr. Henry Goose, Otel Müdürü, Isaac Sachs, Dermot ) (Sinema Filmi)

2011 - Çok Gürültülü ve Çok Yakın (Sinema Filmi)

2011 - Larry Crowne (Larry Crowne) (Sinema Filmi)

2010 - The 82nd Annual Academy Awards (Kendisi (Sunucu))(TV Filmi)

2010 - The 67th Annual Golden Globe A... (Kendisi)(TV Filmi)

2010 - Oyuncak Hikayesi 3 (Woody-Seslendirme) (Sinema Filmi)

2010 - Afi Life Achievement Award: A ... (Kendisi)(TV Filmi)

2009 - The 66th Annual Golden Globe A... (Kendisi)(Tv Programı)

2009 - Melekler ve Şeytanlar (Robert Langdon) (Sinema Filmi)

2009 - Beyond All Boundaries (Anlatıcı (Seslendirme))Kısa

2008 - The 80th Annual Academy Awards (Kendisi)(TV Filmi)

2008 - The 60th Primetime Emmy Awards (Kendisi)(TV Filmi)

2007 - The Pixar Story (Kendisi) (Sinema Filmi)

2007 - Charlie Wilson'ın Savaşı (Charlie Wilson) (Sinema Filmi)

2006- Da Vinci Şifresi (Dr. Robert Langdon) (Sinema Filmi)

2005 - i Love The '90s: Part Deux (Kendisi)(TV Dizisi) (Arşiv Görüntüsü)

2005 - The Colbert Report (Kendisi)(TV Dizisi) (2 Bölüm)

2005 - Magnificent Desolation: Walkin... (Anlatıcı) (Sinema Filmi)

2004 - The 76th Annual Academy Awards (Kendisi)(TV Filmi)

2004 - Terminal (Viktor Navorski) (Sinema Filmi)

2004 - Kutup Ekspresi (Santa Cruz-Seslendirme) (Sinema Filmi)

2004 - Kadın Avcıları (Profesör G.H. Dorr) (Sinema Filmi)

2002 - Sıkıysa Yakala (Carl Hanratty) (Sinema Filmi)

2002 - Azap Yolu (Michael Sullivan) (Sinema Filmi)

2000 – Yeni Hayat (Chuck Noland) (Sinema Filmi)

2000 - Twentieth Century Fox: The Blo... (Kendisi/Josh/Rick Gassko (Arşiv Görüntüleri))(TV Filmi)

1999 – Yeşil Yol (Patron/Paul Edgecomb) (Sinema Filmi)

1999 - The Directors (Kendisi)(TV Dizisi) (Bölüm)

1999 - Oyuncak Hikayesi 2 (Woody-Seslendirme) (Sinema Filmi)

1998 - Return with Honor (Anlatıcı) (Sinema Filmi)

1998 - Mesajınız Var (Joe Fox) (Sinema Filmi)

1998 - From the Earth to the Moon (Himself - Host)(TV Dizisi)

1998 – Er Ryan'ı Kurtarmak (John H. Miller) (Sinema Filmi)

1996 - Hayal Şarkısı (Bay White) (Sinema Filmi)

1995 - The American Film Institute Sa... (Kendisi)(TV Filmi)

1995 - Oyuncak Hikayesi (Woody (Seslendirme)) (Sinema Filmi)

1995 - Apollo 13 (Jim Lovell) (Sinema Filmi)

1994 - Forrest Gump (Forrest Gump) (Sinema Filmi)

1993 - Sevginin Bağladıkları (Sam Baldwin) (Sinema Filmi)

1993 - Philadelphia (Andrew Beckett) (Sinema Filmi)

1993 - Late Show With David Letterman (Kendisi)(TV Dizisi) (17 Bölüm)

1992 - The Tonight Show With Jay Leno (Kendisi)Tv Programı (8 Bölüm)

1992 - Kızlar Sahada (Jimmy Dugan) (Sinema Filmi)

1990 - Şenlik Ateşi (Sherman McCoy) (Sinema Filmi)

1990 - Joe Yanardağa Karşı (Joe Banks) (Sinema Filmi)

1989 - Turner ve Hooch (Scott Turner) (Sinema Filmi)

1989 - Meraklı Komşular (Ray Peterson) (Sinema Filmi)

1988 - Punchline (Steven Gold) (Sinema Filmi)

1988 - Büyük (Josh) (Sinema Filmi)

1987 - Sıkı Polisler (Pep Streebeck) (Sinema Filmi)

1986 - Para Tuzağı (Walter Fielding, Jr.) (Sinema Filmi)

1986- Nothing In Common (David Basner) (Sinema Filmi)

1986 - Every Time We Say Goodbye (David Bradley) (Sinema Filmi)

1985- Volunteers (Lawrence Whatley Bourne III) (Sinema Filmi)

1985- The Man With One Red Shoe (Richard Harlan Drew) (Sinema Filmi)

1984 - Deniz Kızı (Allen Bauer) (Sinema Filmi)

1984 - Bekarlığa Son (Rick Gassko) (Sinema Filmi)

1982 - Labirentler ve Canavarlar (Robbie Wheeling) (Sinema Filmi)

1981 - Entertainment Tonight (Kendisi)(TV Dizisi) (65 Bölüm)

1980 - He Knows You're Alone (Elliot) (Sinema Filmi)

Elvis Presley Kimdir?

Amerikalı söz yazarı, besteci, yorumcu ve aktör. Gerçek adı Elvis Aaron Presley'dir. Bugüne kadar plakları tüm dünyada en fazla satan sanatçı ünvanına sahip, Rock'n Roll'un kralı Elvis Presley, üç Grammy, üç platin plak, 35 altın plak ödülünün sahibi olmuş ve 33 filmde oynamıştır. Albümleri 1 milyarın üzerinde satmış olan müzisyen, kendine has stili, sahne performansları ve etkileyici sesiyle milyonları peşinden koşturmuş, müzik tarihinde çığır açmış ve kendinden sonraki müzikal oluşumlar için ekol haline gelmiştir. 50'li yıllardan günümüze etkisini ve popülerliğini hiç kaybetmemiş olan, müziği sayısız müzisyene ilham vermiş ender sanatçılardan biridir. "Heartbreak Hotel", "Hound Dog", "Love Me Tender", "All Shook Up", "Jailhouse Rock", "It's Now Or Never", "Can't Help Falling In Love", "A Little Less Conversation", "Always On My Mind", "My Way", "Are You Lonesome Tonight?" Elvis Presley'in ölümsüz şarkılarından en çok bilinenleridir ve tüm zamanların en çok yorumlanan şarkıları Elvis Presley'e aittir.

8 Ocak 1935'te, kamyon şoförü babası Vernon Presley ve dikiş makinesi operatörü annesi Gladys Love Smith'in ikiz çocuklarından biri olarak, Tupelo, Mississippi'de, 2 odalı mütavazi bir evde dünyaya geldi. İkiz kardeşi Jessie Garon'un ölü olarak doğması nedeniyle, Presley çifti tüm ilgilerini Elvis'e yöneltti. Babası, az konuşan, somurtkan ve kendini sürekli hasta olarak gösterip sorumluluklardan kaçan bir yapıda olmasına rağmen Gladys Presley, konuşkan, hayat dolu ve cesurdu. Anne ve babasının farklı yönleri, Elvis'in mutlu bir çocukluk geçirmesine engel olmadı. Presley çifti Elvis'i sevgiyle büyüttü. Daha sonraları hayatıyla ilgili olarak hazırlanan bir belgeselde komşularından biri özellikle annesinin doğduğu günden beri Elvis'e taptığını söyleyecekti.

1938'te babası sahtekarlık yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Bu dönem Presley ailesi için sıkıntı verici oldu. Henüz üç yaşında olan Elvis, oturdukları evden akrabalarının yanına taşınmak zorunda kalan annesiyle birlikte doğu Tupelo'da yoksulluk sınırında yaşıyordu.

1941'de eğitim hayatına başlayan Elvis'in birkaç arkadaşı dışında iletişim içinde olduğu kimse yoktu. Dahil olduğu hiçbir grup ya da çete olmamasına karşın, öğretmenleri tarafından sevilen bir öğrenciydi.

1943 yılında hapisten çıkan babası Memphis'e yerleşip iş buldu. Vernon Presley haftasonları eşini ve oğlunu görmek için doğu Tupelo'ya gidiyordu. Ergenlik döneminde oldukça utangaç olan ve ilk kaçamağını 19 yaşında yapan Elvis, annesinin onu sürekli göz önünde tutmak istemesi nedeniyle içe kapalı bir profil çiziyordu. Sessizliği ve annesine düşkünlüğüyle okuldaki diğer arkadaşlarından ayrılıyordu ve bu özellikleri nedeniyle alay konusu oluyordu.

1946'da, annesi Gladys, doğumgünü için istediği bisikletin pahalı olması nedeniyle Elvis'e gitar almaya karar verdiğinde, oğlunun tüm zamanların en iyi müzisyenlerinden biri olacağının farkında değildi. İlk gitarını ve hayatının en anlamlı hediyesini annesinden alan Elvis, 1947 yılının noeline kadar gitara elini sürmedi. 1948'de annesiyle birlikte babasının yanına, Memphis'e taşınmadan önce, sınıf arkadaşlarına 'Leaf on a Tree' şarkısıyla veda eden Elvis, gitarıyla ilk performansını gerçekleştirmiş oldu.

Memphis'te aileyi zor günler bekliyordu. Annesi ve babası daha iyi ekonomik koşullarda yaşamak için sürekli olarak iş değiştiriyorlardı. Şehrin fakir bölgelerinden birinde yaşayan Presleyler, sık sık Pentecostal Kilisesi'ne gidiyorlardı. 13 yaşındaki Elvis, Memphis'in geleneksel blues müziğinden ve kilisedeki gospel korosundan çok etkileniyordu. Gitar çalmaya devam ediyordu, saçları o dönemin modasına uygun olarak uzundu ve favorileri vardı.

Çevresine uyum göstermeyen Elvis, Memphis'teki, Humes High School'a kaydoldu. Okuldan kalan zamanlarda, Loew's State Theatre'ın kütüphanesinde çalışıyordu. Girdiği futbol takımından koçu tarafından çıkarılmasının nedeni olarak favorilerini kesmemesi gösterildi. Okuldaki yetenek yarışmasında gösterdiği performansla birinci olunca müzik yapmaya duyduğu inanç daha da arttı.

Boş zamanlarını kentteki Afrika kökenli Amerikalıların yaşadığı bölgelerde geçiren Elvis, özellikle Beale caddesini çok seviyordu. 1953'te tarih ve İngilizce eğitimi aldığı Humes High School'dan mezun olduktan sonra Parker Machinists Shop'ta çalışmaya başladı. Mesaisi bittikten sonraysa babasıyla birlikte Crown Electric Company için kamyon şoförlüğü yapıyordu. O dönemde daha sonraları imzası olacak saç stili 'Pompadour'u kullanmaya başladı.

Aynı yılın 18 Temmuz'unda, 3 dolar ödeyerek Sun Studios plak şirketinde doldurduğu,'My Happiness" ve "That's When Your Heartaches Begin" gibi dönemin sevilen iki balladından oluşan çift taraflı demo kasetini gecikmiş bir yaşgünü hediyesi olarak annesine armağan etti.

4 Ocak 1954'te, aynı stüdyoda kaydettiği, "I'll Never Stand in Your Way" ve "It Wouldn't Be the Same Without You"şarkılarını seslendirdiği demonun, stüdyonun bağlı olduğu plak şirketinin eline geçmesi, Elvis'in müzik kariyeri için önemli bir başlangıç oldu. Çünkü Howlin' Wolf, James Cotton, B.B. King, Little Milton ve Junior Parker gibi ünlü müzisyenlerle çalışan Sun Records'un sahibi Sam Phillips, o dönemde, ağırlıklı olarak zencilerin yaptığı black blues ve boogie-woogie tarzında söyleyebilecek beyaz bir şarkıcı arıyordu. Phillips asistanı Marion Keisker'la birlikte Elvis'in demosunu dinlediğinde, sesinin aradığı özelliklere uygun olduğunu düşündü ve 26 Haziran 1954'te ikili Sun Records'ta buluştu.

5 Haziran 1954'te, Arthur Crudup'ın sözlerini yazdığı blues tarzındaki çalışma "That's All Right' için Elvis mikrofon başındaydı. Kayıt Sam Phillips tarafından çok beğenildi ve 2 gün sonra Memphis'in en çok dinlenen radyo istasyonu WHBQ'da dönmeye başladı. Elvis'in ilk ciddi performansı, şarkının lokal bir hit haline gelmesiyle sonuçlandı. Rock'n roll tarihini başlatan bu şarkıyla Elvis Presley, zenci şarkısı söyleyen ilk beyaz olmuştu.

O dönemde Elvis, zenci müziği yaparak yüzyıllardır süren gospel geleneğini değiştirmesi neden gösterilerek ırkçı olarak nitelendirildi. Ancak Afrika kökenli Amerikalıların dergisi Jet, 1 Ağustos 1957'de çıkan baskısında şunları yazacaktı: ' Elvis'e göre, ırkı ve teninin rengi ne olursa olsun herkes insandır.'

Kimi müzik çevrelerince Elvis'in yükselen bir yıldız olmaktan çok uzakta olduğu ve kamyon şoförlüğüne geri dönmesi gerektiği şeklinde söylenenler, şarkıcının şöhretinin başında aldığı eleştirilere bir yenisini daha eklemiş oldu. Gitarist Scotty Moore ise Elvis'in sadece gitarı elindeyken rahat olduğunu belirterek, az konuşan şarkıcının utangaçlığından dem vurdu. Hakkında söylenen onca şeye rağmen, Elvis müziğine tutkuyla bağlıydı ve 25 Eylül 1954'de "I Don't Care if the Sun Don't Shine"ı da içeren ikinci single'ı "Good Rockin' Tonight"'ı çıkardı. Single listelerde hızla yükseldi ve Elvis'in ünü Memphis sınırlarını aşmaya başladı.

15 Ağustos 1955'te ünlü counrty şarkıcısı Hank Snow'un da menajeri olan Tom Parker, Elvis'in menajerliğini üstlendi ve Presley'i finansal açıdan Sun Studios'tan daha güçlü olan RCA Victor Records'ın sanatçısı yaptı. Elvis'in RCA'da kaydettiği ilk single 'Heartbreak Hotel'di ve çok kısa bir süre içinde bir milyondan fazla sattı.

Parker, Elvis'in gitar akorlarının lisanslarını aldı, imajıyla yakından ilgilendi ve basınla olan ilişkilerini arttırdı. 28 Ocak 1956'da, dönemin en büyük TV kanalı CBS'te yayınlanan, Dorsey kardeşlerin sunduğu Stage Show'a çıkmasını sağladı. Böylece Elvis, ilk kez ulusal bir TV kanalında görünmüş oluyordu. Showda seslendirdiği 6 şarkıyla başarılı bir performans gösteren Elvis'in etkisi renkli camda da büyük oldu. Yılsonuna gelindiğinde Elvis'in plakları yok satmaya başladı, yıldız gittiği her yerde inanılmaz bir ilgi ile karşılanıyordu.

Milyonların sevgisini kazanan Presley'in beyazperdede de başarılı olacağına dair en ufak bir kuşku yoktu ve sanatçı sinema kariyerine 1956 tarihli Love Me Tender filmiyle başladı. Love Me Tender'ı, Jailhouse Rock (1957) ve King Creole (1958) takip etti.

Elvis Presley 24 Mart 1958'te, tüm dünyayı şok eden bir kararla askere alındı . Amerikan Ordusu'na katıldı, ordudaki numarası 53310761'di. Anne ve babası da 6 ay süresince askerlik eğitimini aldığı Texas'a yerleştiler.

Haziran 1958'te gösterime giren ve başrollerini Carolyn Jones, Walter Matthau, Dean Jagger and Vic Morrow 'la birlikte paylaştığı son filmi King Creole'daki rolü eleştirmenler tarafından en iyi performansı olarak değerlendirildi.

Aynı yılın ağustos ayında Gladys Presley, akut hepatit teşhisi konarak hastaneye kaldırıldı. Annesini Memphis'e aldıran Elvis, hastanede kaldığı süre boyunca Gladys'in refakatçisi oldu. Elvis'in hastaneden ayrılıp kısa bir süre için Graceland'deki evine dinlenmeye gitmesinden birkaç saat sonra, 14 Ağustos 1958 sabahı, 46 yaşındaki Gladys Presley öldü. Annesinin ölümünün ardından derin bir bunalıma giren Elvis, 25 Ağustos'ta askerliğini tamamlamak üzere orduya geri döndü.

Bölüğüyle birlikte Almanya'ya gittikten sonra Avrupa'daki hayranlarıyla da buluşma şansı yakalayan Elvis, 8 Ağustos 1959'da yirmidördüncü doğum günü için ABC televizyonunun özel olarak hazırladığı programa bölüğünden telefonla katıldı.

Kasım 1959'da, kaptan Joseph Beaulieu Texas'tan Almanya'daki Weisbaden Air Force'a transfer olmuştu. Eşi Ann Beaulieu'nun ilk evliliğini yaptığı, bir uçak kazasında ölen pilot James Wagner'den olan üvey kızı Priscilla Ann de onlarla birlikte Almanya'ya gelmişti. Priscilla, ortak bir arkadaşlarının sayesinde Elvis'in evinde verdiği partiye davet edildi. Elvis Presley ve Priscilla Ann tanışır tanışmaz birbirlerine aşık oldular.

3 Mart 1960 tarihinde terhis olan Presley'in, Amerika'ya dönüşü çok görkemli oldu. Hayranları tarafından büyük ilgiyle karşılanan Elvis, menajeri Tom Parker'ın isteğiyle konserlerine ve TV showlarına ara verdi. 1961'de NBC kanalında Frank Sinetra'nın sunduğu 'Eve Hoş geldin Elvis' programı ve Pearl Harbor'da verdiği konserden sonra sahnelerden çekilip, tüm ağırlığı sinemaya vermeye başladı. İlk olarak 'G.I. Blues' ile yeniden kamera karşısına geçen Elvis, 1962 tarihli 'Girls Girls Girls' ve 'Kid Galahad' filmleriyle beyazperdedeki başarılarına yenilerini ekledi.

1963 yılında 28 yaşına giren Elvis'in adı, yılın en çok kazanan erkek sinema yıldızları arasında üst sıralardaydı. 1964 yılında 'Roustabout've 'Kissin Cousins' filmlerinde başrolde oynayan Presley, 1965'te tüm dünyada büyük üne kavuşmuş 'Beatles' grubuyla buluştu. İki efsanenin bir araya gelmesinin yankıları da büyük oldu.

1966'da müzik çalışmalarına ağırlık vermek isteyen sanatçı, aynı yılın mayıs ayında gospel şarkılarından oluşan bir albüm kaydetti.

1967'de uzun bir müzikal aradan sonra hayranlarıyla buluşan yeni albümü 'How Great Thou Art' , Elvis'e Grammy ödülü kazandırdı. 1959'dan beri büyük aşk yaşadığı Priscilla Ann ile 1 Mayıs 1967'de dünya evine girdikten bir yıl sonra, 1 Şubat 1968'de, çiftin kızları Lisa Marie Presley doğdu.

8 yıl sonra TV'de ilk kez görüneceği bir programa katıldı. NBC için hazırlanan show, sonraki yıllarda 'Geri Dönüş' olarak nitelendirilecek ve kariyerine yeni bir yön verecekti.

O tarihten itibaren Elvis ilk ve en büyük tutkusu müziğe ciddi anlamda geri döndü. 1969 yılında, 14 yıldır uzak kaldığı kenti Memphis'te iki başarılı albüm kaydeden Presley, aynı yılın mart ayında son filmi 'Change Of Habit'i çekti. 31 Temmuz 1969'da Las Vegas International Hotel'de 8 yıl süren uzun aradan sonra verdiği büyük konserle hayranlarıyla buluştu.

1970 yılında hayatının anlatıldığı ilk dokümanter film olma özelliği taşıyan 'That's The Way It Is' çekildi. Aynı yılın eylül ayında ise 13 yıllık ara sonrası çıktığı ilk turnesiyle tüm dünyadan milyonlarca hayranını sevindirdi.

1971'de Amerika'nın en başarılı sanatçılarının ödüllendirildiği 'Bing Crosby' ödülüne layık görüldü.

1972'de yayınladığı ve yine gospel şarkılardan oluşan 'He Touched Me' albümü Elvis'e ikinci Grammy'sini kazandırdı.

1971 yılının sonunda karısı Priscilla'nın evi terketmesi üzerine Elvis, büyük bir şok yaşadı.

1972'de Linda Thompson ile tanıştıktan bir yıl sonra, 9 Ekim 1973 tarihinde eşi Priscilla'dan boşandı.

Konser performanslarından görüntülerin yer aldığı 'Elvis On Tour' isimli dokümanter nitelikli filmi, 1973'te Altın Küre ödülünü kazandı. Aynı yıl, sanat yaşamı boyunca ilk kez konser vereceği New York'ta Amerikalı hayranlarıyla buluşan Elvis, Madison Square Garden'da 3 gün süren konserler boyunca 80 bin kişiden oluşan büyük bir dinleyici kitlesine seslendi.

14 Ocak tarihinde gerçekleştirdiği 'Aloha From Hawaii' şovu uydu aracılığı toplam 40 ülkede canlı olarak gösterildi. 20 Mart 1974'de, Memphis'te verdiği konserde söylediği 'How Great Thou Art' şarkısıyla üçüncü kez Grammy ödülünü kazanmış oldu.

8 Ocak 1975'te 40 yaşına giren Elvis'in sağlık sorunları başladı ve kısa aralıklarla iki kez yattığı hastaneden taburcu olduktan sonra, mart ayında 'Today' albümü için stüdyoya girdi. 31 Aralık 1975'te, Pontiac Michigan'da verdiği yeni yıl konseri ise 62.000 hayranı tarafından izlendi.

Konser ve turneler açısından oldukça yoğun bir yıl olan 1976 Şubatında yeni albümünün kayıtlarını gerçekleştiren Elvis, artan sağlık problemlerine rağmen çok sayıda turneye çıktı. Mayıs ayında Lake Tahoe'deki son show programı kapalı gişe olarak gerçekleşti. Ekimde ise Graceland'da son kayıtları için stüdyoya girdi. Ginger Alden ile birlikte olmaya başlayan Elvis, Las Vegas'ta son konserlerini verdikten sonra 31 Aralık'ta bu kez Pittsburg'da hayranlarının karşısına çıktı.

1977 şubatında turne programına başlamasına rağmen o dönemde yapılması planlanan yeni albüm çalışmasını gerçekleştiremedi. Mart, nisan ve mayıs ayları boyunca birbiri ardına konserler verdi. Plak şirketi RCA, 1976 yılı kayıtlarının yanı sıra konser şarkılarını da içeren albümü 'Moody Blue'yu yayınlandı. CBS Televizyonu Elvis'in haziranda çıktığı turnesinden görüntülerin yer aldığı show programını izleyiciyle buluşturdu.

31 Temmuz 1969'dan 26 Haziran 1977'de Indianapolis'te verdiği son konsere kadar toplam 1126 konser veren Elvis, yeni turnesine çıkmaya hazırlanırken, 16 Ağustos 1977'de Graceland'deki evinin banyosunda kız arkadaşı Ginger Alden tarafından baygın halde bulundu. Turne menajeri Joe Esposito tarafından Baptist Memorial Hastanesi'ne kaldırılan Elvis tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Yaşama gözlerini yumduğunda 42 yaşında olan Elvis'in ölümü tüm dünyada büyük üzüntü yarattı. Elvis, Forest Hill Mezarlığı'nda yatan annesinin yanına defnedildikten sonra, 2 Ekim 1977 tarihinde mezarı, annesinin naaşı ile birlikte Graceland'a nakledildi.

5 Temmuz 1954 günü Sun Stüdyolarının Memphis'teki binasına ilk adımını atmış ve dünyayı sonsuza kadar değiştirmiştir. Ölümünün üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, tüm dünya Elvis'in olağanüstü yeteneği ve devam eden popülaritesi üzerine konuşmaktadır. John Lennon kendisi hakkında "Elvis Presley'den önce hiçbir şey yoktu" demiştir. Hakkında en çok kitap yazılan sanatçılardan birisidir. Robert Gordonun yazdığı 'The King On The Road' ve eski eşi Priscilla Presley'in yazdığı 'Elvis and Me' en çok bilinenleridir.

Elvis'ten

'Çocukken gerçek anlamda hayaller kuruyordum. Çizgi roman okur, kendimi çizgi kahraman hayal ederdim. Film seyreder, filmdeki kahramanla kendimi özdeşleştirirdim. Aslında tüm kurduğum hayaller bir gün gerçek oldu. Hatta defalarca. Çocukluğumda öğrendiğim bir cümle var: Şarkısız bir gün yaşanmış değildir. Yaşamınızda müzik yoksa arkadaşınız da yoktur. Şarkısız yolculuk bitmez. Ben de hep şarkı söylüyorum. Kendim için, sizler için''               

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi