Görüş Bildir

Okan Bayülgen'in sunuculuk yaptığı programda soyunarak protesto yapan kadın olay yarattı, neyi protesto etti, kim engelledi?

Sivri dilli şovmen Okan Bayülgen'in sunumu ile Start V ekranlarının Cumartesi akşamları izlenilen şov programı Dada Dandinista'da da Beyaz Show'da olduğu gibi propaganda yapılmak istendi. Okan Bayülgen'in bile şoka girdiği genç kızın soyunarak ülke vahamiyetini propaganda yapmak istemieine şoku atlatan Okan Bayülgen, bakın nasıl engel oldu

Okan Bayülgen'in sunuculuk yaptığı programda soyunarak protesto yapan kadın olay yarattı, neyi protesto etti, kim engelledi?

Sivri dilli şovmen Okan Bayülgen'in sunumu ile Start V ekranlarının Cumartesi akşamları izlenilen şov programı Dada Dandinista'da da Beyaz Show'da olduğu gibi propaganda yapılmak istendi. Okan Bayülgen'in bile şoka girdiği genç kızın soyunarak ülke vahamiyetini propaganda yapmak istemieine şoku atlatan Okan Bayülgen, bakın nasıl engel oldu

Her Cumartesi gecesi ekrana gelen ve seyircilerin en sevdikleri eğlence programları arasında olan Dada, bu gece yine birbirinden renkli konuklarıyla ve eğlenceli bölümleriyle bizleri hem güldürecek hem de eğlendirecek. Okan Bayülgen'in Dada'sının canlı yayınında sürpriz soygun yaşandı, kadın neyi canlı yayında soyunarak protesto etti?

Eğlencenin kralı, Okan Bayülgen’in sunduğu Dada’da birbirinden renkli konuklar izleyenlere eğlenceli saatler yaşatacak.

Dada'nın bu haftaki konukları şöyle;

'Fanatik' albümü ile güzel şarkıcı Gamze, düet şarkılarıyla Nez ve 7edi, on parmağında on marifet Ceyhun Yılmaz, Paramparça'nın başarılı oyuncusu Tolga Tekin, canlı performanslarıyla Fatma Turgut ve You May Kiss The Bride grubu, İşte Benim Stilim yarışmacısı, müzisyen Nil Karataş.

Okan Bayülgen'in Star'da yayınlanan Dada programının canlı yayınında, ikinci Beyaz Show krizinin eşiğinden dönüldü. Programın seyircileri arasında bulunan genç bir kız, program konuklarının bulunduğu bölüme çıkarak üstündeki elbiseleri çıkarmaya kalktı. Anında olaya müdahale eden Okan Bayülgen, güvenlik görevlilerinin protestocu genç kızı stüdyo dışına çıkarmalarına izin vermeyerek,  kızın çıplak olan vücudunun üst bölümünü örtmesine yardımcı oldu. Bu sırada ekranda protestocu genç değil, diğer konukların görüntüleri verilerek olası bir sorun giderilmiş oldu.

Protestocu kızı kendi koltuğuna oturtan Bayülgen, protestoların yanında durduğunu ama protestonun yapılacağı yerin eğlence programları olmadığını belirterek, genç kızın dizinin dibine çökerek şunları söyledi:

''Beyaz'ın programı da benim programım da bu tür protestolar için elverişli yerler. Bende bu ülkenin sorunlarını biliyorum ve her türlü protestonun yanındayım. Ama ben kanalımı ve protesto sonrası başına geleceklerden dolayı seni de korumak zorundayım'' dedi.

Bu sözler üzerine genç kız özür diledi ve stüdyodaki yerine geçerek programı izlemeyi sürdürdü.

Eylemci gencin hangi olayı protesto edeceği anlaşılmadı. Verilen reklam arası sonrası Okan Bayülgen protestocu genç kızın stüdyodan ayrıldığını söyledi.

Programa gelen konuklarla onların yaptıkları işler hakkında sohbet edilmekte ve telefonla bazı seyircilerin de yayına katılması sağlanmaktadır. Programda ayrıca Geçmişini Silemezsin, Medya Arkası ve Sprint Sorular bölümleri de yer almaktadır. Geçmişini Silemezsin bölümünde gelen konukların bazılarının eski görüntülerinden parçalar gösterilmekte, Medya Arkası bölümünde haftanın televizyon olayları Okan Bayülgen tarafından yorumlanmakta, Sprint Sorular bölümünde ise yayına telefonla bağlanan kişilere konuklarla alakalı sorular sorulmaktadır. Ayrıca programın ilk bölümlerinde Okan Bayülgen'in o haftaki bir konuğuyla daha önceden çektiği skeçler de yayınlanmıştır. Bazı bölümlerde ise konuk sayısının fazla olmasından ötürü konuklar programın iki yarısına bölüştürülmüştür.

Okan Bayülgen Kimdir?

Okan Bayülgen Kimdir?

Okan Bayülgen, 1964 İstanbul doğumlu televizyon programcısı, sinema ve tiyatro oyuncusu; ayrıca tiyatro yönetmeni, dublaj sanatçısı ve fotoğrafçı.

Okan Kaan Bayülgen, 23 Mart 1964'te Cihangir'de dünyaya geldi. Bayülgen henüz 6 yaşındayken, öz babası, Albay Hamid Bey'in oğlu, hukuk ve gazetecilik eğitimi almış Ümit Bayülgen ile annesi ressam Ayla Hanım boşandılar. Bayülgen'in büyükbabası avukat Hamdi Üge bir dönem, Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'i Türkçe'ye tercüme ettirdiği Elmalılı Hamdi Yazır'ın ailesinden, Rahime Hanım ile evliydi (büyükbabası toplamda beş evlilik yaptı).

1970 yılında annesi ve babası, ayrıldıklarını anlamaması için Bayülgen'i, yatılı olan İstanbul Göztepe'deki Taş Mektep'e yazdırdı. Babası Ümit Bey daha sonra, Okan'a şehir hatları vapurunda tanıştırdığı, avukat Doğudan Bayülgen ile ikinci evliliğini yaptı ve çiftin daha sonra Ozan ve Okşan adında iki çocukları oldu. Ayrıldıktan sonra Bodrum'a yerleşen ve burada resim yapmaya devam eden annesi Ayla Hanım ise bir süre sonra İsmet Görgün'le evlendi.

1970'te, Okan Bayülgen altı yaşındayken annesi ve babasının ayrılmasından sonra dedesi ve anneannesi ile yaşamaya başlayan Bayülgen, Göztepe'deki Taş Mektep'ten ayrılarak Şişli 19 Mayıs İlkokulu'na geçti ve buradan mezun oldu. Galatasaray Lisesi'nde öğrenimine devam etti ve okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarda etkin oldu. Bir sene iftiharla geçtiğini, ertesi sene sınıfta kaldığını söyleyen Bayülgen, okuldaki son dönemlerinde Rasih Nuri İleri'nin bir akrabasına aşık olup da okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında, annesi Ayla Hanım onu yanına Bodrum'a çağırdı ve Galatasaray Lisesi'ndeki 6 yılından sonra Bodrum Lisesi'ne devam etti ve ardından da Şişli Lisesi'nden mezun olarak 1984'te lise eğitimini tamamladı.

Bu yıllarda psikiyatrik sorunlar yaşayan Okan Bayülgen, Türkiye'nin en ünlü psikiyatrlarından Metin Özek'e gider.

Bunun ardından 1984 yılında Okan Bayülgen, fotoğraf eğitimi almak için Fransa'ya gitti. Tours Üniversitesi Hukuk ve Ekonomik Bilimler Fakültesi'nde hukuk okumaya başladı. Ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçti. Fransa'da tanıştığı antikacı bir kadınla antika mezatlarına katıldı, üniversitedeki fotoğraf ve tiyatro kulüplerinde çalıştı. Orada bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak Türkiye'ye döndü ve Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başladı. 1989 yılında mezun oldu ve aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi'nde mastır yaptı.

Devlet Tiyatroları'ndaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetti. Bazı oyunlarda da oynayan Okan Bayülgen, 1991'de Kent FM'de Son Saatler adlı bir programla radyoculuğa başladı. Bu sıralarda Genç Indiana Jones dizisinin Türkiye'de çekilen bölümünde rol aldı. 1993 yılı sonunda Trabzon Devlet Tiyatrosu'na tayini çıktı. Rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında Devlet Tiyatrosu'ndan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında kullanmaya karar verdi. Radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başladı. Televizyona geçtikten sonra da radyoda işler yapmaya devam etti. 1995'te Radyo Contact'ta çalışmaya başladı. 1997'de Kiss FM'de Okan Bayülgen On Air programını sundu. Özellikle 1998 ve 1999 yılında drive time'da yayınlanan Radyo D'deki Hayat Bilgisi programı ile dikkatleri çekti. En son 2001 yılında Radio Contact'ta, yine akşamın sıkışık trafik saatlerindeki Yol programı ile karşımıza çıktı.

Okan Bayülgen televizyon hayatına Satel TV'de klipler sunarak başladı ve ATV ekranlarında gece yarısında yayına başlayan Gece Kuşu adlı programı ile tanındı. Gece Kuşu'nun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca Televizyon Çocuğu ile devam ettirdi. 2 yıl kadar ekranlardan uzak kalan Bayülgen, bu aradan sonra Kanal D'de yayınlanan Zaga ile geri döndü. Sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve Medya Arkası ile kısa bir dönemin haricinde Cumartesi geceleri yayınlanan Zaga, Türk televizyon hayatındaki uzun soluklu, yeni bir anlayışın ürünü ve özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturdu. Okan Bayülgen, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve Beyazıt Öztürk’le birlikte döneminin yükselen dört şovmeninden biri oldu.

2004'de Herkes Bunu Konuşuyor ile karşımıza çıkan Bayülgen, eğlenceli olan ama eğlence programı olmayan bu denemesinde; akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla birlikte,kalite, eğlence ve izlenebilirliğin bir arada sunulduğu alternatif bir yayıncılık örneği sundu. 2005 yayın döneminde Televizyon Makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran Bayülgen bu sefer Hakkı Devrim ile beraberdi.

Okan Bayülgen, magazin ve basın üzerine takındığı eleştirel tavrıyla televizyon dünyasında gerçek devrimler yapmış, birçok tabu yıkmış, taklit etmeden yeni ve özgün çalışmalar yapmış bir isimdir. Zaman içinde programcılık anlayışında ve tarzında belirgin değişimler göstermekle beraber, bir şekilde kendi çizgisini yaratıp koruyabilen Bayülgen bir röportajında "Kendinizi nasıl tanımlarsınız?" sorusuna şu cevabı vermişti…

" Salak, aptal... Herkes kendine o sözleri kullanır zaten. Mesela kendi kendine uyanıp, ne yakışıklıyım diyen adamın herhalde kafadan bir problemi vardır. Genelde kendi kendimize kullandığımız sözler, ne salakmışım, ne aptalmışım, keşke öyle yapmasaydım. Kendi kendime kullandığım kelimeler salak ve aptaldır..."

Sinema oyunculuğuna, Mustafa Altıoklar'ın yönetmenliğini yaptığı 1996 yapımı İstanbul Kanatlarımın Altında filmi ile başlayan Okan Bayülgen, canlandırdığı Salih karakteriyle Sadri Alışık En İyi Erkek Oyuncu Ödülü aldığı 1997 yapımı Ağır Roman, 1999 yapımı Romantik, 2000 yapımı Oyun Bozan, 2001 yapımı Hemşo ve Komiser Şekspir, 2002 yapımı Sır Çocukları ve Gülüm adlı sinema filmlerinde; ayrıca Utanmaz Adam ve Size Baba Diyebilir Miyim? adlı TV dizilerinde rol aldı.

Okan Bayülgen etkileyici ses tonu, etkin vurgulamaları ve düzgün Türkçe'siyle aranan seslendirme sanatçılarından biri oldu ve bugüne kadar çeşitli yabancı animasyonlar ve filmlerin (Shrek serisi, Garfield, ...) Türkçe dublajında bulundu. Uzun dönemdir reklam ve kampanya filmi seslendirmeleri yapan Bayülgen, National Geographic dergisi tarafından En İyi Sualtı Kitabı seçilen ve çeşitli ödüller alan Alptekin Baloğlu'nun çektiği fotoğrafların da yer aldığı Sualtından Yansımalar DVD'sinin Türkçe seslendirmesini de yaptı.

Bir kaç sene önce kendisine doğum gününde hediye edilen bir Leica M6 ile başladığını söylediği fotoğraf merakını, bugüne dek çeşitli firmalar için katalog ve moda çekimleri yaparak profesyonelleştirdi. Bayülgen'in, 2006 Mayıs ayında Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi'nde, Zekai Demir ile beraber yaptıkları Madagaskar gezisinden fotoğrafların yer aldığı Baobab Yolu isimli sergisi açıldı ve bu analog çekimlerden oluşan fotoğrafların bulunduğu bir kitabı da yayımlandı.

Evlilikleri

1.eşi:İlk evliliğini çok genç yaşta ve ilk eşiyle tanışmalarından sadece 13 gün sonra bir Fransız kadınla yapan Bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturdu.

2.eşi: Sonra reklamcı Gaye Hanım ile evlendi. Ama bu evlilik de boşanmayla sonuçlandı.

3.eşi: Okan Bayülgen üçüncü evliliğini ise 1997 yılında oyuncu Zeyno Günenç ile yaptı ancak çift 16 ay evli kaldıktan sonra 1998 yılında boşandı.

4.eşi: Dördüncü evliliğini 1 ocak 2009 tarihinde Şirin Ediger ile yaptı. Çift, Roma'daki Türk Büyükelçiliği'nde sade bir nikah ile evlendi. Bu evliliğinden “İstanbul” (d.2009) adında bir kızı vardır. 2014 yılında Şirin Ediger'den boşandı.

Okan Bayülgen, yıllardır Galata’daki tarihi Doğan Apartmanı’nda oturmaktadır.

2013 Mart ayında TV 8 ile yollarını ayıran Okan Bayülgen'in yeni adresi Beyaz TV oldu. Okan Bayülgen ayrıca 2013 yılında Sadettin Saran'ın sahibi olduğu104.2 frekansında yayın yapan Radyo Trafik İstanbul'da kitap okumaları dinleyiciyle buluşacak. Radyo Trafik Ankara’da 100.7 frekansından dinlenebilecek.

2013 senesinde Hakan Bayülgen ile kurduğu "Bayulgen & Bayulgen Danışmanlık Şirketi" ile marka ve imaj danışmanlığı yapmaktadır.

Televizyon Programları

1995 - Gece Kuşu

1996 - Televizyon Çocuğu

1998 - Zaga

2005 - Televizyon Makinası

2006 - Makina

2010 - Disko Kralı

2010 - Muhallebi Kralı

2011 - Kral Çıplak

2011 - Muhabbet Kralı

2012 - Medya Kralı

2013 - Makina Kafa

2013 - Muhallebi Kafa

2013 - Çıplak Kafa

2014 - Dada Dandinista

2015 - Dada

Rol aldığı tiyatro oyunları :

2006 - Sahibinden Kiralık : Ferhan Şensoy - Orta Oyuncular

1997 - Atları da Vururlar : Horace McCoy - İstanbul Gösteri Merkezi

1991 - Küçük Motzart : Jakop Lorey - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1990 - Hapşırık : Anton Çehov - Michael Frayn - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1990 - Masal Bahçesi : Ali Taygun - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1989 - Kamuoyu : Aurel Baranga - Trabzon Devlet Tiyatrosu

Filmleri

1992 - The Adventures of Young Indiana Jones: Daredevils of the Desert(Seslendirme)

1996 - İstanbul Kanatlarımın Altında

1997 - Ağır Roman

1998 - Utanmaz Adam (Dizi)

1998 - Mulan(Seslendirme)

2000 - Oyunbozan

2001 - Şrek(Seslendirme)

2001 - Komser Şekspir

2001 - Hemşo

2002 - Gülüm

2002 - Buz Devri(Seslendirme)

2002 - Sır Çocukları

2004 - Şrek 2(Seslendirme)

2004 - Garfield: The Movie(Seslendirme)

2005 - Robotlar(Seslendirme)

2006 - Cesur Balık(Seslendirme)

2006 - Pembe Panter(Seslendirme)

2006 - Sınav

2007 - Şrek 3(Seslendirme)

2007 - Çirkin Ördek Yavrusu ile Farecik(Seslendirme)

2007 - Donkey Xote(Seslendirme)

2007 - Romantik

2008 - Garfield Komedi Festivali(Seslendirme)

2009 - Renklerde Kaybolan Hayat Renklerde Kaybolan Hayat (Seslendirme) (Sinema Filmi)

2009 - Kanalizasyon (İmdat) (Sinema Filmi)

2010 - Şrek: Sonsuza Dek Mutlu (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)

2010 - Garfield 3 Boyutlu Süper Kahraman(Seslendirme)

2011 - Yürügari İbram (Reklam Yönetmeni) (Sinema Filmi)

Sadri Alışık Kimdir?

Sadri Alışık 5 Mart 1925 yılında İstanbul'da doğdu. Asıl adı Sadrettin olmasına rağmen, annesi Saffet hanım ve babası Rafet Kaptan onu hep Sadri diye çağırırlardı. Babası Kaptan olduğundan haftada biriki kez eve gelebiliyordu. Bu yüzden ailenin sorumluluğu ve idaresi anne Saffet Hanım'da idi. Sadri Alışık sekiz yaşındayken kız kardeşi Nevin dünyaya geldi.

Sadri Alışık'ın içindeki oyunculuk aşkı küçük yaşlarda kendini göstermeye başlamıştı. Arkadaşları bilye oynayıp, uçurtma uçururken, O piyesler hazırlayıp mahalle arkadaşlarına oyunlarını sunardı. Altı-yedi yaşlarındayken bir sünnet gecesinde Naşid Özcan Tiyatrosu'nu izledi. O günden sonra tiyatroya olan tutkusu başladı. Paşabahçe 39. İlkokulunda üçüncü sınıftayken "İSTİKAL PİYESİ" adlı oyunda "Adalı Halil" rolünü aldı ki bu başroldü.

İlkokulu bittikten sonra ailenin isteği ile Cağaloğlu'na taşındılar. Orta okul ikinci sınıfta tiyatro aşkı tekrar başladı. Ancak okulda tiyatro yoktu.

Liseye İstanbul Erkek Lisesi'nde başladı. Lisenin yanısıra Cağaloğlu Halk Evi'nde tiyatroya gidiyordu. Liseyi bırakıp devam mecburiyeti olmadığından Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne kayıt oldu.

Yavaş yavaş, sahne, resim, tiyatro derken sinemaya adım attı ve ilk filmi Günahsızlar'ı 1945 yılında çevirdi. Şöhret basamaklarını hızla ilerleyen Sadri Alışık 1959 yılında çevirdiği Yalnızlar Rıhtımı adlı filmde otuz sekiz yıllık hayat arkadaşı Çolpan İlhan ile tanıştı. Evlendikten bir kaç sene sonra oğlu Kerem Alışık dünyaya geldi. Sinema yaşantısının yanı sıra, sahne gösterilerinde de çok başarılı oldu. İçkiyi çok seven Sadri Alışık, en iyi dostu Ayhan Işık'ın ölümünden sonra kendini iyice içkiye verdi. Karaciğer yetmezliğinden Amerika'ya giden Sadri Alışık Amerika'da yaşayan Türk doktoru Münci Kalayoğlu tarafından ameliyat edildi ve sağlığına kavuştu. Sanat yaşamını televizyonda devam ettirdi.

Sadri Alışık genellikle, değişen toplumsal değerler içinde güzelliğe tutkun, umutlu, yaşama sevinciyle dolu, dürüstlüğü ve doğruluğu özleyen insan tipini oynadı.

Sinemanın yanısıra şiir ve resimle de uğraşan Alışık, beş yüzün üzerinde filmde rol aldı. En son rolü ise Yengeç Sepeti adlı dizide baba rolüydü.

Sadri Alışık, 20 Ağustos 1959 tarihinde sinema oyuncusu Çolpan İlhan ile evlendi. Sadri Alışık 1995 yılında vefat edene kadar da evli kaldılar. Kerem Alışık adında oyuncu olan bir oğlu vardır.

Sadri Alışık 18 Mart 1995 yılında vefat etti.         

Ferhan Şensoy Kimdir?

Ferhan Şensoy, Türk tiyatrosu oyuncusu ve yazarı, yönetmen.

26 Şubat 1951 tarihinde, bir ilkokul öğretmeni olan Müjgan Şensoy ve Çarşamba Belediye Başkanı, tüccar Yusuf Cemil Şensoy’un çocukları olarak Samsun’un Çarşamba ilçesinde dünyaya geldi. İki yaşındayken, kız kardeşi Ragıbe’nin doğumunun ardından, 1956’da da Ahmet Vildan adlı bir erkek kardeşi oldu.

1957’de, Samsun’daki Gazi Osman Paşa İlkokulu’na giden Şensoy, daha sonra 1961’de girdiği Galatasaray Lisesi’nde bir süre öğrenim gördüyse de liseyi, 1970’te Çarşamba’da bitirdi.

Şensoy’un öykü ve şiirleri ilk kez 1969’da Yeni Ufuklar ve Soyut Dergisi’nde yer almasının ardından yazdığı skeçler de ilk olarak Devekuşu Kabare'de, 1970 yılında oynanmaya başladı.

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nde okurken Yeni Ufuklar’da öyküleri yayınlan Şensoy, Je M'en Fous Bilader isimli yarı Fransızca yarı Türkçe bir oyun yazdı ve kurduğu Galatasaray Oyuncuları isimli amatör toplulukla Haldun Taner'in önderliğinde, Devekuşu Kabare Tiyatro'sunun salonunda prova yaptı. Bu oyun Galatasaray’ın Fenerbahçe tesislerinde bir akşam yemeğinde sergilendi.

1971’de, Ayfer Feray Tiyatrosu’nda, Grup Oyuncuları ile beraber profesyonel oyunculuğa adım atan Şenşoy, ilk profesyonel yönetmenlik deneyimini de, Paravana Kabare’nin sergilediği, Güm Güm Güm adlı İsmet Küntay oyununda yaşadı.

1972’de Fransa’ya giden Şensoy, tiyatro öğrenimine Strazburg'da Ecole Superieure d'Art Dramatique adlı okulda başladı.

1973’te, yönetmen Jerome Savary'nin asistanlığını yaptığı, Magic Circus - De Moise A Mao’da oynayan Şensoy, ilk oyun denemesi olan Güle Güle Godot'yu, Fransızca olarak Godot Go Home ismiyle yazdı. Fransızca bir kolaj oyun olan Proche - Orient Lointain!’i, Fransızca'ya çevrilmiş, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yunus Emre gibi Türk yazarların metinlerini de kullanarak yazdı.

1974’te Montreal'de, Theatre Patriote'da Fransızca olarak yazdığı Ce Fou De Gogol adlı oyununu sahneye koyan Şensoy, aynı şehirdeki Theatre De Quatre - Sous'da da, yönetmenliğini yaptığı, Harem Qui Rit isimli müzikalde oynadı.

1975’te, Montreal'de, kendisine en iyi yabancı yazar ödülünü getiren ve Radio Canada'da ikinci kez yayınlanan, Ce Fou De Gogol oyununun tek kadın oyuncusu Monique Mercure de en iyi kadın oyuncu ödülünü aldı.

Türkiye'ye dönmesinin ardından, 1976’da Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda, yazarlığını da yaptığı Dur Konuşma Sus Söyleme adlı oyunda rol alan Şensoy, Türk Yazarları Tiyatrosu'nda da oyunculuk ve yönetmenlik yaptı.

Aynı sene ilk televizyon skeçlerini yazmaya başlayan Şensoy, Ali Poyrazoğlu'yla beraber rol aldığı bu skeçlerin birinde, bir garson rolüyle ilk kez televizyona çıktı.

Nisa Serezli - Tolga Aşkiner Tiyatrosu'nda oyunculuk yapan Şensoy yine 1976 senesi içinde, TRT Televizyonu'na ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çeşitli skeçler yazdı.

1977’de, ilk kitabı Kazancı Yokuşu’nun yayınlanmasının ardından, yönetmenliğini Temel Gürsu’nun yaptığı Kızını Dövmeyen Dizini Döver ile ilk kez bi film çalışması yapan Şensoy, 1978’de Mete İnselel ile Anyamanya Kumpanya Tiyatrosu'nu kurdu ve kendi eseri olan, İdi Amin Avantadan Lavanta oyununda rol aldı ve yönetmenlik yaptı.

Televizyon için yazdığı Bizim Sınıf dizisinin ikinci bölümden sonra, "öğretmenlerin manevi şahsiyetini teyzif ettiği" gerekçesiyle TRT'de yasaklanmasının ardından, oyuncu olarak da katıldığı Evdekiler ve Giyim Kuşam Dünyası televizyon dizileri de, TRT'de tamamlanamadan yayından kaldırıldı. Daha sonra Bizim Sınıf, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda sehnelenmeye başladı.

O sene, Anyamanya Kumpanya'dan ayrılan Şensoy, daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosu’na geçti ve oyunculuğa burada devam etti.

1979’da, TRT’de, kendi yazdığı Sizin Dershane dizisinde oyunculuk yapan Şensoy, Ayfer Feray Tiyatrosu'nda da yine kendi yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı Hayrola Karyola oyununda rol aldı.

Stardust Gece Kulübü’nde, yazdığı Dedikodu Şov isimli bir kabare gösterisini, Adile Naşit, Perran Kutman, Pakize Suda, Sevda Karaca ve İstanbul Gelişim Orkestrası'yla sahneleyen Şensoy, aynı kulüpte, Arda Uskan'ın yazıp, Fuat Güner'in müziklerini yaptığı Kukla ve Kuklacı Kabare gösterisinde rol aldı.

14 Mart 1980'de Harbiye'de, Yapı Endüstri Merkezi Salonu’nda ilk kez perdelerini açan ve 50'yi aşkın oyunun oynandığı Ortaoyuncular’ın bünyesinde, Nöbetçi Oyuncular adlı bir gençlik grubu kurarak, yeni tiyatro sanatçılarının yetiştirilmesine katkıda bulundu.

Şahları Da Vururlar oyununda yönetmen ve oyuncu olarak yer alan Şensoy’un, Fuat Güner'le birlikte müziklerini de yaptı oyunu, Avni Dilligil Jüri Özel Ödülü ve Dergi-13’ün, En Başarılı Oyun Ödülü’ne layık görüldü. Kenter Tiyatrosu'nda dört haftalık gösteriden sonra, Ortaoyuncular, Şahları Da Vururlar’ı, 10 Kasım 1990'da taşındıkları Beyoğlu'ndaki Küçük Sahne'de sahnelemeye devam etti.

1981’de, Parasız Yaşamak Pahalı’yı yazan ve Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyununu yazan ve yöneten Şensoy, Fuat Güner ve Özkan Uğur'un müziklerini yaptığı oyunda, Zeliha Berksoy'la beraber rol aldı. O sene, Şahları Da Vururlar, oyunun gösterileri sürerken, Ortaoyuncular Yayınları'nın ilk kitabı olarak yayınlandı.

Şensoy, Küçük Sahne'nin 30.yılı dolayısıyla, Suzan Uztan ve Mücap Ofluoğlu, Ortaoyuncular'ın konuğu olarak, Aleksıev Arbuzov'un Eski Moda Komedya'sında oynadı. Ofluoğlu'nun sahneye koyduğu oyunun dekorunu yapan Şensoy’un oyundaki performansı kendisine, Tiyatro-81’in, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü getirdi.

1982’de, Afitap'ın Kocası İstanbul kitabının yayınlanmasının ardından, Nöbetçi Tiyatro'da Dürrenmatt'ın Büyük Romülüs oyununu, En Büyük Romülüs Başka Büyük Yok adıyla sahneye koydu. Ayrıca kendi eseri Kiralık Oyun'u yönetti, oyunun müziklerini yaptı ve rol aldı.

1983’de, Harbiye Orduevi'nde askere alınan Şensoy, Çorlu'nun Ulaş köyüne asker olarak gitti.

Brecht'in, 7 şiirinden yola çıkarak yazdığı, Anna'nın Yedi Ana Günahı'nı yöneten Şensoy, Fırıncı Şükrü, Deli Vahap, Nuri Ve Ötekiler gibi oyunarı da yazdı ve yönetti.

1984’te, Nöbetçi Tiyatro'da, Afitap'ın Kocası İstanbul'u sahnelemesinin ardından, İstanbul'u Satıyorum oyununu yazan Şensoy, askerliği bitince Şahları Da Vururlar'la yeniden sahneye çıkmaya başladı. O sene kendi yazdığı Köşedönücü adlı televizyon dizisinde oynuyan Şensoy, yeniden yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Hayrola Karyola oyununda sahneyi, Nurhan Damcıoğlu ile paylaştı.

1985’te, Aristofanes’ten Eşek Arıları'nı yeniden yazan Şensoy, oynadığı oyunu yönetirken, Köşedönücü filminin senaryosunu yazdı ve yönettiği filmde oynadı. Daha sonra, Nöbetçi Tiyatro'da bir Çehov kurgusu olan, Çehov'lardan Bir Demet'i sahneye koydu.

1986 yılında yayınlanan Gündeste kitabının ardından, Karl Valentin'in skeçleri ve yaşamından yazdığı ve yönettiği, İçinden Tramvay Geçen Şarkı oyununda, sahneyi Hümeyra ve Grup Gündoğarken ile paylaştı. Aynı sene, yazdığı Şey Bey televizyon dizisinde de oynayan Şensoy, Parasız Yaşamak Pahalı adlı oyununu film senaryosu olarak yeniden yazdı ve yönetmenliğini yaptığı filmi çekti. senaryosunu yazıp oynadığı, Bir Bilen filmini de yöneten Şensoy’un o sene, Ayna Merdiven adlı bir kitabı daha yayınlandı.

7 Şubat 1987 gecesi, Şensoy’un kendi yazıp yönettiği ve gerici kesimin tepkisini çeken, Muzır Müzikal adlı müzikalin, 77. gösterisinden sonra, sahnelendiği Şan Tiyatrosu şüpheli bir biçimde yandı. Grup Lokomotif, Derya Baykal, Bülent Kayabaş, Sevil Üstekin ve Tarık Papuççuoğlu'nun sahne aldığı oyun yüzünden mahkemeye verilen Şensoy, 21 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Muzır Müzikal’in son bulmasının ardından tek kişilik bir gösteri olan Ferhangi Şeyler’de oynayan Şensoy, daha sonra, Varsayalım İsmail adlı yazıp yönettiği televizyon dizisindeki performansıyla, Nokta’nın Doruktakiler Ödülü’nün sahibi oldu.

1988’de, kendisine Ulvi Uraz Ödülü ve Sanat Kurumu Ödülü’nü getiren, İstanbul'u Satıyorum oyununu yeniden yazdı ve müziklerini yaptı. Münir Özkul ve Erol Günaydın'ın katılımıyla Ortaoyuncular'da oynanan oyunu da Şensoy yönetti.

İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda, Haldun Taner'in Keşanlı Ali Destanı'nı sahneye koyan Şensoy, o sene, Anca Visdey'in Don Juan İle Madonna oyununu Fransızca’dan çevirdi. Yönettiği oyunda, Derya Baykal'la sahneyi paylaşan Şensoy, daha sonra Baykal’la hayatını birleştirdi. Düşbükü kitabını yayınladı.

1988 yılında yazdığı Soyut Padişah oyununu yazan Şensoy, 1989’da yönetmenliğini yaptığı oyunda rol aldı. İstanbul'u Satıyorum ve Ferhangi Şeyler gösterileri sürerken Şensoy, Avni Dilligil Ödülü, İsmail Dümbüllü Ödülü, Nasrettin Hoca Mizah Ödülü, Kültür Bakanlığı Jüri Özel Ödülü, Heygirl Dergisi Yılın Oskarları Ödülü gibi ödüllerin sahibi oldu.

O sene, Kel Hasan Efendi'den günümüze gelen "Kavuk"u Münir Özkul'dan devralan Şensoy, Tarihi Ses Opereti'ni onardı ve Ses 1885 adıyla açtı. Sahnenin onarılmasının ardından Ortaoyuncular, Soyut Padişah’ı oynadıkları Küçük Sahne'den Ses 1885'e taşındılar.

1990’da, Pierre-Henri Cami'nin yaşamı ve yapıtlarından yola çıkarak yazdığı Yorgun Matador'u yöneten Şensoy, kendisine Doruktakiler ve Altan Erbulak Ödülleri’ni getiren ve yönetmenliğini Yavuz Özkan’ın yaptığı Büyük Yalnızlık filminde Sezen Aksu'yla beraber rol aldı.

1991 senesinde, Ünye'li amatör yazar Cihan Öksüz'ün skeçlerinden oluşturduğu, Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu oyununda yönetmenlik ve oyunculuk yapan Şensoy’un İstanbul'u Satıyorum adlı eseri, Tomris Uyar tarafından İngilizce’ye çevrildi.

Aynı sene, Güle Güle Godot'yu ve Show-TV için yaptığı, Varsayalım İsmail dizisini yeniden yazan Şensoy, yayınlanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı kitabı ile birkez daha Nokta Dergisi’nin Doruktakiler Ödülü’nü kazandı.

1992’de, İngilizce Bilmeden Hepinizi I Love You kitabı yayınlanan ve yazdığı ve yönettiği, Fikret Kızılok'un müziğini yaptığı, Köhne Bizans Operası'nda oynadı. Ferhangi Şeyler, Sydney ve Melbourne'de sergilenirken, Güle Güle Godot gösterileri devam etmekteydi.

1993’te, yeniden yazdığı Parasız Yaşamak Pahalı oyununu sehneye koyan ve Alper Maral ile birlikte müziklerini yapan Şensoy, Şu Gogol Delisi adlı oyununu Türkçe olarak yeniden yazdı. Avni Dilligil En Özgün Oyun Ödülü alan oyun Derya Baykal’a, Avni Dilligil En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü getirirken, Canan Göknil’e de, Avni Dilligil En İyi Giysi Ödülü’nü getirdi.

Güle Güle Godot ve Denememeler aldı iki kitabı yayınlanan Şensoy’un, Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı oyunu amatör bir Türk tiyatro topluluğu tarafından New York'ta sergilendi.

Devam eden Ferhangi Şeyler gösterileriyle, Altın Objektif Ödülü’ne layık görülen Şensoy bu dönemde, Atv Televizyonu'nda Kaybet-Kazan isimli bir yarışma programının sunuculuğunu yaptı.

1994 senesinde, kiraladığı bir gemiyi yüzen tiyatroya dönüştüren ve İçinden Dalga Geçen Tiyatro adını verdiği bu geminin tiyatro salonunda, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Seyircili Seyir Defteri adlı yönetmenliğini kendi yaptığı oyunda oynayan Şensoy, aynı geminin 2. katındaki barda, gece 24:00'den sonra, Kırkambar - Gece Tiyatrosu kabare gösterisini sergiledi. Perdesini Kuruçeşme'de açan, daha sonra demir alarak Fenerbahçe'ye giden bu yüzen tiyatro projesi, Ferhan Şensoy’a İsmail Dümbüllü Ödülü’nü getirdi.

Kanal D Televizyonu'nda, Bağımsız Federe Ferhan Şensoy Televizyonu isimli haftalık bir program yapan Şensoy’un Güle Güle Godot adlı eseri, Paris'te amatör bir tiyatro topluluğu tarafından Fransızca’ya çevirerek, Adieu Godot ismiyle oynanırken, Hayrola Karyola oyunu da, Yugoslavya'da Prizren Kültürevi Türk Tiyatrosu'nda oynandı. Aynı sene Amsterdam'da bir Türk tiyatro topluluğu tarafından oynanan Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı ve Parasız Yaşamak Pahalı oyunları daha sonra da, Amsterdam Deneme Sahnesi Topluluğu tarafından sahneye kondu.

Haneler oyununu yeniden yazan ve Antalya Devlet Tiyatrosu'nda sahneleyen, daha sonra da, Anca Visdey'nin Femme-Sujet isimli oyununu, Fransızca’dan Türkçe’ye, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri adıyla çeviren Şensoy, Altın Frekans Ödülü’nü kazandı.

1995 senesinde, Flash-TV'de Akşam Traşı isimli canlı yayın bir söyleşi programına başlayan ve yazıp yönettiği Üç Kurşunluk Opera'da oynayan Şensoy, yazdığı ve müziklerini yaptığı, Felek Bir Gün Salakken adlı tek kişilik oyununun dünya prömiyerini Çarşamba'da yaparak, bir Anadolu turnesiyle oynamaya başladı. 82 kez Anadolu’da sergilenen ve 1.Uluslararası Maşusa Kültür ve Sanat Festivali'ne katılan oyun, 84. perdesini İstanbul'da açtı.

Kanal-D için Boşgezen ve Kalfası isimli televizyon dizisini yazan Şensoy, yönettiği oyunu, o sene Kültür Bakanlığı’nın En İyi Topluluk Ödülü’nü alan Ortaoyuncular'la birlikte oynadı.

1996’da, Şensoy’un Ferhangi Şeyler adlı oyunu, Stuttgart, Duisburg, Bochum, Berlin, Wuppertal, Köln, Nühnberg, Münich, Frankfurt, Hamburg, Amsterdam ve Zurih'de sergilendi.

Kaplama Alanı Dışında isimli film senaryosunu yazan ve Oteller Kitabı adlı eseri yayınlanan Şensoy’un, yayınlanmamış kitabı, Gecedeste'den Numarasız Sayfalar, Öküz Dergisi’nde yayınlandı.

Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi'nin haftalık mizah eki Dinozor'da yazmaya başlayan ve Güle Güle Godot oyunu Huroman Nevruzova'nın çevirisiyle Rusya'da yayınlanan tiyatrocunun 1989’de onardığı Ses 1885, statik sorunlardan ötürü kapandı. Bu ikinci onarım döneminde Ortaoyuncular, yurt içi, yurt dışı ve İstanbul'un değişik semtlerinde turnelere çıktılar.

1997’de, Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri'nin Londra'da iki kez sergilenmesinin ardından, Haldun Taner'in, düz yazı, öykü, skeç ve şarkılarından, Haldun Taner Kabare isimli bir oyun kurgulayan ve Derya Baykal'ın sahneye koyduğu oyunda rol alan Şensoy, o sene 11 Aralık'ta, kendisine En Başarılı İletişimciler Ödülü ve En İyi Deneme Yazarı Ödülleri’ni getiren Ferhangi Şeyler gösterisini 1266. kez sahneleyerek, onarımı tamamlanan Ses 1885’i yeniden açtı.

1998’de, Falınızda Rönesans Var adlı bir kitabı yayınlanan Şensoy, yazdığı Çok Tuhaf Soruşturma adlı oyunun sahneye koydu. Amsterdam ve Brüksel'de sergilenen Ferhangi Şeyler, 1230. gösterisine ulaşırken, Münih, Köln, Stuttgart, Essen, Frankfurt, Den Bosch, Sidney ve Melbourne'da sergilenen Felek Bir Gün Salakken de, 400. gösterisine ulaştı.

1999 senesinde, eşi Derya Baykal için, Şu An Mutfaktayım adlı tek kişilik kadın oyununu yazan Şensoy, Haziran 1999'da Ayın İletişimcisi Ödülü’nün sahibi olurken, Ferhangi Şeyler, Londra, Magosa, Washington, New York, Montreal ve Toronto’da sergilenerek 1350. gösterisine ulaştı. CINE-5 için yazıp yönettiği ve müziklerini yaptığı, Ferhan Şensoy T.V. isimli tek kişilik bir televizyon programı hazırlayan Şensoy, Oyun Atölyesi’nde Steven Berkoff’un, Dolu Düşün Boş Konuş isimli oyununu sahneye koydu ve oyunun sahne dekorlarını yaptı.

2000’de, Anton Çehov’un eseri Vişne Bahçesi’ni, çağdaş bir Karadeniz öyküsü şeklinde, Fişne Pahçesu – Çehov Lazdur Laz Kalacaktur adıyla kendi üslubuyla baştan yazan Şensoy, Ortaoyuncular’la sahneye koyduğu oyunun dekorunu da yaptı. O sene, yazdığı, Ferhangi Şeyler 1400. ve Felek Birgün Salakken 450. gösterilerine ulaşan Şensoy, Avni Dilligil En İyi Yönetmen Ödülü’nü aldı.

2001’de, Ortaoyuncular’la sahneye koyduğu ve kızları Müjgan Ferhan Şensoy ve Neriman Derya Şensoy’un profesyonel oyunculuğa ilk adımı attıkları, Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyunu’nu yazan ve yöneten Şensoy, oyunun dekorunu da kendisi tasarlardı. Bu oyunla Avni Dilligil En İyi Yazar Ödülü’ne layık görülen Şensoy, Radio Contact’da Radyostrofobi adlı bir radyo programı yapmaya başladı.

Aynı sene, Terakki Vakfı Onur Ödülü’nün sahibi olan ve özgeçmişini yazdığı romanı, Kalemimin Sapını Gülle Donattım yayınlanan Şensoy, kendi yazdığı ve Ortaoyuncular’la sahneye koyduğu, Kökü Bitti Zıkkım Zulada oyunununun dekor ve kostüm tasarımlarını yaptı. Tek kişilik Ferhangi Şeyler oyunu Londra’da 2. kez sergilenen ve 1447. gösterisine ulaşan ve Unima Geleneksel Türk Tiyatrosu’na Hizmet Ödülü’nü alan Şensoy’un, Güle Güle Godot oyununun bir bölümü Adieu Godot ismiyle, Nicole Gagnon’un çevirisiyle Fransa’da, De L’Adriatique a la Mer Noire isimli bir oyun antolojisinde yayınlandı. Soyut Padişah oyunu da, Konya Devlet Tiyatrosu'nda Nur Subaşı’nın rejisiyle sahnelendi.

2002’de, Ortaoyuncular’la sahneyi paylaştığı, Kahraman Osman isimli oyununu yazan Şensoy, Rum Memet isimli öykü kitabının yayınlandığı 2002 senesinin Kasım ayında, Biri Bizi Dikizliyor adlı oyunu yazdı. Ortaoyuncular’la beraber oynadıği oyunun dekor ve kostümünün tasarımını da yapan Şensoy, o sene Sanat Kurumu En İyi Yazar Ödülü ve Afife Jale - Muhsin Ertuğrul Ödülü’nün Sahibi oldu.

Şensoy’un, İngilizce Bilmeden Hepiniz I Love You adlı kitabı, Nicole Gagnon tarafından Fransızca'ya çevrilerek, Montreal'de Fransizca – Türkçe olarak, Bizim Anadolu Dergisi’nde, parçalar halinde yayınlandı. Ferhangi Şeyler, Amsterdam ve Rotterdam'da da sahnelenerek, 1495. gösterisine ulaşırken, Felek Bir Gün Salakken adlı eseri de, 496. gösterisine ulaştı.

2003’te, Beni Ben mi Delirttim isimli oyunu yazan Şensoy, bu oyunda sahneyi, Ortaoyuncular ekibinden Elif Durdu ve Ali Çatalbaş ile paylaştı. Kabaremajör adıyla bir kabare gösterisi yazan Şensoy, daha sonra yazdığı Dün Gece Ormanda Çok Komik Bi Şey Oldu adlı gösteriyi, Ortaoyuncular'la Maslak Park Orman'da, özgün bir ortamda sahneye koydu.

Kitaplık Dergisi’nde denemeler yazmaya başlayan Şensoy, Ferhantoloji adlı bir kitapta kendisine ait tüm eserlerinden seçtiği çeşitli parçaları topladı.

2004’te, Tayfun Güneyer'in Şans Kapıyı Kırınca adlı filminde rol alan oyuncu, Ortaoyuncular'la sahneye koyduğu, dekor ve kostümünü yaptığı ve oynadığı Uzun Donlu Kişot isimli bir oyun yazdı. Aynı sene, Derya Baykal'dan boşanan Şensoy, yönetmenliğini Mert Baykal’ın yaptığı, senaryosu kendine ait olan, Pardon isimli filmde oynadı. Türsak Onur Ödülü’nün sahibi olan Şensoy, Fevzi Tuna’nın yönettiği, Aktör Eskisi isimli televizyon filminde rol aldı. Viyana, Brüksel, Rotterdam, Arnem ve Almelo’dakiler dahil 1530 kez sahnelenen, Ferhangi Şeyler’in ve 506. kez sahnelenen Felek Birgün Salakken’in yazar yönetmen ve oyuncusu Şensoy, o sene Nokta ve Doruktaliker Ödülleri'nin sahibi oldu.

2005’te, Eşeğin Fikri, Hacı Komünist ve Elveda SSK adlı üç kitap yayınlayan Şensoy, Deneme Sahnesi 35. Yıl Ödülleri’nde, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nün sahibi oldu. Eski oyunlarından, Kiralık Oyun’u, Ortaoyuncular’ın 25. yılı dolayısıyla tekrar sahneye koyan Şensoy, aynı sene, Nasrettin Hoca Altın Eşek Gülmece Ödülü’nün de sabibi oldu. Beni Ben mi Delirttim adlı oyunu, Insbruck ve Bregenz'dekiler dahil olmak üzere, 203. kez sehnelendi.

2006’da Pardon filmiyle en iyi senaryo ödülüne sahip olan ve kendi yazdığı Aşkımızın Son Durağı isimli oyununu, Ortaoyuncular’la sahne koyan Şensoy’un, Beni Ben mi Delirttim’i, Sydney ve Melbourne'da da gösterilere başladı.

1980 yılında, oyuncu Derya Baykal ile evlenen Şensoy’un, bu evlilikten, 1989 doğumlu Müjgan Ferhan ve 1990 doğumlu Neriman Derya Şensoy adlı iki kızı oldu. Çiftin evlilikleri, 2004 senesinde sona erdi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Muhabir