Görüş Bildir

Saba Tümer konuk olduğu Adem Metan Show’da olay açıklamalarda bulundu, Beyaz neden Saba’nın telefonlarına çıkmadı?

Alem FM’in büyük ilgi gören programı Adem Metan Show’a efsane sanatçı Saba Tümer konuk oldu. TV8’in başarılı programı Saba ile Oyuna Geldik’in efsane kahkahalı sunucusu Saba Tümer’in açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Okan Bayülgen’den Beyazıt Öztürk’e kadar bir birinden önemli açıklamalarda bulundu.

Saba Tümer konuk olduğu Adem Metan Show’da olay açıklamalarda bulundu, Beyaz neden Saba’nın telefonlarına çıkmadı?

Alem FM’in büyük ilgi gören programı Adem Metan Show’a efsane sanatçı Saba Tümer konuk oldu. TV8’in başarılı programı Saba ile Oyuna Geldik’in efsane kahkahalı sunucusu Saba Tümer’in açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Okan Bayülgen’den Beyazıt Öztürk’e kadar bir birinden önemli açıklamalarda bulundu.

Akşam’ın haberine göre: Alem FM’in sevilen programı Adem Metan Show’a konuk olan ünlü televizyon sunucusu Saba Tümer birbirinden ilginç açıklamalarda bulundu. İş ve aşk yaşamıyla ilgili sorulara cesur cevaplar veren Tümer, duygusal bir insan olduğunu da belirterek, “Duygularımı içimde yaşıyorum. Kahkahayı çıkararak rahatlıyorum. Stresimi ve duygularımı da çıkarabilsem daha çok rahatlayacağım.” diye konuştu.

Okan Bayülgen’in programında yaşanan provokasyon sırasında tecrübesiyle davrandığını anlatan Güzel sanatçı Saba Tümer, “İnsanın başına çok şey gelebilir. Bunları yaşamak zor. Projesyonellik çok önemli. Okan’ı izledim. Müthişti.” dedi. Beyaz Show Programı’nda bir öğretmen kadının telefonla sarf ettiği sözler sonrası yaşananlara da dikkat çeken Tümer, “Beyaz’ın programını izlememiştim. Sonra duydum. Kendisini aradım ancak telefonu açmadı. Kalbimin onunla olduğunu bildiği için içim rahat.

Genç ve dinamik bir programa daha imza atan Adem Metan’ın konuğu nam-ı diğer “Bayan Kahkaha” Saba Tümer oldu. Programın başında Tümer’e iltifatta bulunan Metan, “Çok güzelsiniz” deyince keyiflenen Tümer, “Sabah sabah güzel oldu” diyerek kahkahayı patlattı.

Meşhur kahkahası ile ilgili konuşan Tümer, “Yolda yürürken beni görenler, ‘abla güler misin?’ diyorlar. Ben de ‘Güldür güleyim.’ Diyorum. İnsanın ruh hali değişik.” dedi. Kahkahasını ilk kez Okan Bayülgen’in keşfettiğini de kaydeden Tümer, ‘Okan bana, ‘patlamaya hazır bombasın. Hayatımda böyle bir şey görmedim. Bir an deliler gibi kahkaha atıyorsun, sonra da bir anda ciddileşiyorsun.’ şeklinde konuştu.

Tümer, ‘pot kırmaktan çekiniyor musun?’ diye sorulunca Yay Burcu olduğunu söyledi. Potlarının meşhur olduğunu da kaydeden Tümer, “Pot kırıyorum. Çünkü ben buyum. Hayatımda da çok pot kırıyorum. Ağzımdan çıkıyor, içimde durmuyor. Ne yapayım?” diye konuştu. Günlük yaşamını da anlatan Tümer, her gün gece 02.00’de uyuduğunu ve saat 11.00’de uyandığını söyledi. Erken kalkınca iş olmadığı için günün geçmek bilmediğin de kaydeden Tümer, programına hazırlık yaptığını da belirterek, ‘konukları bir araya getirme krizi yaşıyorsunuz. Denk getirmek zor oluyor.” serzenişinde de bulundu. Programını çok severek yaptığını da vurgulayan Tümer, şöyle konuştu: “Programda çok eğleniyorum ve keyif alıyorum.” dedi. Bu sırada Tümer bir kahkaha da patlatınca, Metan, ‘Siz gülerken kesmek istemiyorum” diye bir espri yapınca da ortam şenlendi.

Aşk hayatının merak edildiğini söyleyen Tümer, gitmesi gerektiği gibi gittiğini anlattı. Hayatında devamlı yalnızlık senfonisi söylemediğini ifade eden Tümer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayatıma giren çıkan oluyor. Paparazzilere hep söylüyorum, ‘Siz beni yakalayamıyorsunuz. Benim suçum yok.’ diyorum. Artık çıkma teklifi gibi şeylerin olmadığını da belirten Tümer, özel hayatıyla ilgili ilginç sözler söyledi. Tümer, “Konuşuyoruz ve birbirinizden hoşlanıyorsunuz. Küçük filörtler oluyor ve minik cilveler sonrası yemeğe çıkıyorsunuz. Arkadaş ortamında buluşuyorsunuz. Daha sonra arkası geliyor.” dedi.

Evlenmeyi şu ana kadar tercih etmediğini de kaydeden Tümer,öncelikli olarak ayaklarının üzerinde durmak istediğini ifade etti. İşine yoğunlaştığını vurgulayan Tümer, “Çalışmalıydım. İşime o kadar çok yoğunlaşıyoruz ki, erkeğe sarf edecek çabam yoktu. Orayı pas geçtim. Tabii ki, hep ‘pas’ olmayacak. Hayatıma hiç girmedi değil, önem vermedim diyelim.” diye konuştu.

 “Nasıl bir erkekten hoşlanıyorsunuz?” sorusuna da açık yüreklilikle cevap veren Tümer, “Hoş sohbet ve dürüst olsun. Birlikte hoşça vakit geçirelim ve gülebilelim istiyorum. Aynı şeyleri yapmaktan keyif almak ve ortak dili konuşmak çok güzel. Bu benim için yeterli.” dedi. Tümer, bir soru üzerine de her tür yemeğe sevdiğini ayırım yapmadığını aktardı. Yine bir espri patlatan Tümer, “Dünya mutfağı diye bir isim çıkarmışlar. Kahkahalarla gülüyorum. Ben de dünya mutfağının yan kadınıyım’ diyerek kahkahayla güldü. Program sonrası duygularını da anlatan Tümer, yalnız kalınca ağladığını belirterek, devamlı kahkaha atmadığını söyledi. Tümer, şöyle konuştu: “Duygularımı belli eden birisi değilim. Ben de gizli stres var. Her şeyi kendi içimde yaşıyorum. Sadece kahkahamı gizleyemiyorum. En son Cumartesi günü, bir arkadaşıma mesaj geldiğinde gözlerim doldu, duygulandım.”

Tümer, ses taklidi yapılan Şansal Büyüka, Orhan Gencebay, Cem Ceminay, Hıncal Uluç gibi ünlülerin kendisine olan beğenilerini ifade etmesine daha sonra şaşırdı. En çok sevdiğim şarkılarla ilgili ipucu da veren Tümer, Deniz Seki’nin ‘İyisin Tabi” ve Cennet’i çok dinlediğini söyledi.

Arabeski de çok sevdiğini belirten Tümer, hayata dair bir kitap çalışmasına başladığını söyledi. Yıllardır dizi izlemediğini de vurgulayan Tümer, soru üzerine, şunları söyledi:

 “Sonunda ne olacak, diye takılıp kalıyorsunuz. O duyguyu sevmiyorum. Ancak, izlemeyince de genç oyuncuları tanımıyorsunuz. Bu yıl izleyelim, dedim. Poyraz Karayel’i ilk sezonunda izledim. Çok güzel dizi. Kara Sevda’yı seyretmeye başladım. Tümer, oyuncu Kaan Urgancıoğlu’nun da çocukluk arkadaşı olduğunu söyledi. Acımaklı ve ağlamaklı dizileri izlemediğini de anlatan Tümer, bu dizileri seyredenleri anlayamadığını da belirterek, “Hayat zaten acı ve dram dolu. İnsanın içini kanatıyor. Ne gerek var? O enerjiye girmemek için her şeyi yapıyorum. Düşük enerjili arkadaşlarımla bire görüşmüyorum. Enerjimi almasınlar diye birçok arkadaşımı hayatımdan sildim. Onları hayatımdan attım ancak arada bir telefonla konuşuyorum.” şeklinde konuştu.

Küsmeyi sevmediğini de vurgulayan Tümer, ölümlü dünyada birisiyle küs kalmanın iyi olmadığını anlattı. Kimseyi kırmamaya çalıştığını da söyleyen Tümer, “Kaşınıyorsa kırıyorum. Ancak, affetmenin çok önemli olduğunu anladım. Kırdıysam özür diliyorum.” dedi. Özel anısını da paylaşan Tümer, eski erkek arkadaşı ile kötü ayrıldıklarını da anlattı. Tümer, ‘hakkımı helal etmiyorum’ dediğini de belirterek, “Geçenlerde bir yerde karşılaştık, sohbet ettik. Durdum, ‘ben sana hakkımı helal ediyorum, sen de helal et’, dedim. Üzerimden büyük bir yük kalktı. Affetmemek üzerinde yük yaratıyor. Onun için hiç kimse affedilmemeye değmez." dedi.

Canlı yayının zor olduğunu da vurgulamaktan edemeyen Tümer, Okan Bayülgen’in programında provokasyonda bulunulmak istendiğini hatırlatarak, “İnsanın başına çok şey gelebilir. Bunları yaşamak zor. Profesyonellik çok önemli. Okan’ı izledim. Müthişti. Önce ne olduğunu anlamadım. O kadar güzel yönetti ki, olayı ele aldı. Bu bir televizyonculuk başarısıdır.” diye konuştu. Beyaz Show Programı’na telefonla katılan öğretmenin konuşmaları sonrası yaşananlara da dikkat çeken Tümer, “Beyaz’ın programını izlememiştim. Sonra duydum. Kendisini aradım ancak telefonu açmadı. Kalbimin onunla olduğunu bildiği için içim rahat. Eğlence programında böyle şeyler olmamalı. Protesto yapacaksan onun yeri eğlence programı değil. Eğlence programının tadını çıkarmak lazım. “ şeklinde konuştu.

 “Futbola ilgi gösteriyor musun?” diye bir soru sorulunca Tümer, “Futbolla bir dönem aram çok iyiydi. Arkadaşlarım Tümer, Ümit, Okan’ın oynadığı dönemlerde çok maç seyrediyordum. Zaten Galatasaray taraftarıyım.” dedi. Aile yaşamının önemine de dikkat çeken Tümer, aile sevgisi yaşamayan çocukların uyuşturucunun kurbanı oldukları uyarısında bulunarak, “Çocuklara sevgi göstermek çok basit bir şey. Birbirimizi seversek sorunlar ortadan kalkacak.” dedi. Program sonunda Adem Metan, yayında Tümer’e bir de kol saati hediye etti. Metan’a iltifat yağdıran Tümer, programın uzamasını istedi. Programın normal süresi aşılırken Tümer, “Seni çok sevdim. Telefonda program için konuştuğumuzda çok istekliydin. Ses tonunda canlılık vardı. Çok iyi geldi. Bundan böyle erken kalktığımda seni dinleyeceğim. ” diyerek övgü yağdırdı. Tümer, Metan’ın ünlü teknik adam Fatih Terim’i ağırladığını da hatırlatarak, “Benim programıma çıkaramadım.” dedi.

Saba Tümer Kimdir?

Her zaman gülmek için bahane arayan sunucu, Televizyonculuk camiasında özellikle kahkahasıyla meşhurdur.

Show TV, NTV, SKYTURK gibi farklı T.V. kanallarında sunuculuk yapmış olan gazeteci ve program sunucusu.

Saba Tümer, 5 Aralık 1970 tarihinde, Alsancak, İzmir’de dünyaya geldi. 1995 yılında annesini kaybetti. Orta dereceli eğitimini Özel İzmir Fatih Lisesi’nde aldıktan sonra, üniversite eğitimi için Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nü tercih etti. Annesinin izin vermemesi üzerine, o sırada yeni kurulmakta olan Show T.V.’de asistanlık fırsatını geri tepmek zorunda kaldı.

Üniversiteyi bitirdikten sonra, Sky T.V.’de bir süre çalıştı ve de bu zaman zarfında diksiyon dersleri alarak kendisini geliştirdi. Sky T.V.’de altı ay çalıştıktan sonra buradan ayrılan Tümer, emekli T.R.T. spikeri Günay Oğuz’dan diksiyon dersleri aldı ve de Ege T.V.’de altı ay spikerlik yaptı.

Ege T.V.’nin ardından, bütün Türkiye tarafından tanınmasını sağlayan NTV’ye 1997 yılında geçti. NTV’de dört yılı aşkın bir süre günlük haberleri sundu, ayrıca bu zaman zarfında Nstyle dergisinde yazar olarak çalıştı.

Tümer’in, NTV’den sonraki durağı Reha Muhtar’ın yönetimindeki Show T.V. oldu. Show T.V.’de dış haber sorumlusu olarak çalıştı, bu görevi SKYTURK’te Serdar Akinan ile beraber sunduğu Ne Var Ne Yok adlı program izledi. Ne Var Ne Yok’daki performansı, internette yapılan bir oylama sonucunda kendisine “En İyi Bayan Haber Spikeri” ünvanını kazandırdı.

SKYTURK’ten sonra tekrar Show T.V.’ye dönerek, Saba Tümer İle Bu Gece adlı programı sundu; bir yandan da Okan Bayülgen ile Haber Makinası adlı programda yer alıyordu. Aynı günlerde köşe yazarı Pakize Suda ile Star TV'de "Lütfen bu konuya girmeyelim" isimli kadın programını sundu.

Daha sonra, gene Show T.V.’de Cem Özer ile birlikte sundukları Haberiniz Var Mı? adlı programda yer aldı. Haberiniz Var Mı? İki ay sonra yayın hayatının sonuna geldikten sonra, bir yıl boyunca ekranlardan uzak kalan Tümer, 31 Mart 2008 tarihinde, Haber Türk kanalında, Saba Tümer İle Bu Gece adlı programı sunmaya başladı.

Oya Germen ile birlikte “Yok Daha Neler” isimli programın sunuculuğunu yaptı. Daha sonra CNN Türk'e geçti ve “Saba Tümer İle Bu Gece” adlı programını yaptı. CNN Türk'de bir yıl çalıştıktan sonra Show TV'ye geçti ve “Saba Tümer” gece programını yapmaya başladı.

İşini yaparken en nefret ettiği şey, topluma bilimsel bir meseleyi anlatmak üzere stüdyoya konuk olan bilim adamlarının o meseleyi yalnızca kendilerinin anlayabilecekleri kadar ağdalı bir dille anlatmaları... İster ilahiyat isterse de jeoloji olsun, yalnızca `bilim dili`ni`halk dili`ne çevirebilen bilginlerin toplumun üzerinde pozitif etkileri olabileceğine inanıyor.

Saba Tümer, 18 Haziran 2013 tarihinde Yaşar Nuri Öztürk ile uzun süredir birlikte yaptıkları programda, Yaşar Nuri Öztürk “Gezi Parkı” olayları sırasında yaşanan olayları ve hükümeti eleştirince yayına ara verildi ve program kaldırıldı.

Saba Tümer,2013 yılının son aylarında Acun Ilıcalı'nın satın aldığı TV8'le anlaştı, ayrıca Kanal D'de Cumartesi akşamları bir şov programıyla ekrana gelecek.    

Beyazıt Öztürk Kimdir?

Türk şovmen, talk-show programı sunucusu, komedyen, aktör, radyo programcısı. Üniversite yıllarında heves ettiği radyo programı sunuculuğundan, modern kültürün yeni eğlence stillerinden biri haline gelen stand-up'çılığa ve oradan televizyon ekranlarına sıçrayan ilginç bir kariyere sahip olan Öztürk; ironik bir biçimde "r" harfini telaffuz edememesine rağmen program sunuculuğu yapmış ve beklenilenin aksine oldukça büyük ilgi görmüştür. Eğlence ve komedi unsurlarına ağırlıklı olarak yer verdiği talk-show'unu yıllardır sürdürmekte ve popüler kültürün bir parçası olmasına rağmen, değişmeyen çizgisiyle Türk halkından büyük beğeni toplamaktadır. Sahne ve televizyon hayatının başlangıcından beri "Beyaz" takma adını kullanmaktadır.

Beyazıt Öztük, 12 Mart 1969 yılında Bolu'da, memur bir ailenin ikinci oğlu olarak dünyaya geldi. Aslen Artvin'lidir. Babasının polis olması nedeniyle, ilk ve orta öğrenimini Anadolu'nun farklı illerinde tamamladı. O zamanlar iki aşamalı olarak yapılan üniversite giriş sınavının ilk aşamasını geçip ikincisini kazanamayınca, resim yeteneğini değerlendirebileceği düşüncesiyle güzel sanatlara yöneldi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Seramik-Heykel bölümünü kazandı. Aynı zamanda lisanlı basketbolcu olan Öztürk, üniversite eğitimini sürdürürken, bir yandan da radyo programcılığıyla ilgilenmeye başladı. Özel televizyon kanallarının ve radyoların sayısının hızla arttığı bir dönemde, ev arkadaşıyla birlikte Eskişehir radyolarında çalışmaya başladı. Ancak "r" harfini telaffuz edememesi nedeniyle, sunuculuk isteği reddedildi ve sadece program hazırlamakla yetindi. Yine de kuralları aşarak sesini dinleyicilere ulaştıran Öztürk, farklı ve esprili tarzıyla beğeni topladı. Sonrasında, ev arkadaşının kurduğu "Genç Radyo"da program sunmaya devam etti ve arkadaşlarıyla birlikte, siyasi içerikli bir mizah dergisi olan "Gına"yı çıkarmaya başladı. "Beyaz" takma adını ilk defa bu dergi için çizdiği karikatürlerin altında kullandı. Eskişehir'de geçirdiği bu dönemde, iki heykel, iki seramik, bir karikatür sergisi açan Öztürk, son olarak da bir karma seramik sergisine katıldı.

Ömer Karacan'ın kurduğu Radyo Klas'tan gelen teklif üzerine, amatör radyocunun yolu İstanbul'a düştü. Burada, "Gece Tavuğu" adlı bir programıyla profesyonel yayıncılığa başladı ve geniş bir dinleyici kitlesi oluşturdu. Yine Karacan tarafından, 1995'te kurulan Number One TV'ye geçen Öztürk'ün yıldızı burada parladı. Webcam aracılığıyla stüdyodan, "Beyaz" adıyla canlı yayın yapmaya başladı. Programında yüzünün görünmediği, karanlık bir silüetten izleyiciye seslendi ve büyük ilgi gördü. 90'lı yılların ortalarında, kariyerinde radyoculukla başlayan bu süreç, televizyon programları ve stand-up şovlarıyla devam etti.

Number One TV'de geçirdiği uzunca bir zamandan sonra, başka bir televizyon programı için Kanal 6'ya geçti. Ancak, Beyazıt Öztürk'ün adının ülke çapında bilinir hale gelmesinin nedeni olan asıl program, -günümüzde de halen yayınlanmakta olan- "Beyaz Show"dur. Bir "talk-show" niteliğinde olan programın ilk konukları, Hande Ataizi ve Yılmaz Erdoğan'dı. Beyaz Show, komedi ve eğlence unsurlarını da içermesiyle Türk halkı tarafından büyük beğeniyle karşılandı. İlk olarak Kanal D'de yayınlandıktan sonra Star TV'de ekranlara gelmeye başladı. Televizyon çalışmalarının yanı sıra 1999 yılında, "Gemilerde Talim Var" adlı bir de türkü albümü çıkardı. Öztürk, birçok televizyon kanalında farklı programlar da sundu. TRT'de 5+1 Şans Topu ve Kanal D'de "Aileler Yarışıyor" adlı yarışma programının sunuculuğunu yaptı. Bu arada ilk göz ağrısı olan radyoculuktan vazgeçmeyerek, Best FM ve Radyo D'de program yapmaya devam etti.

1997 yılında, yapımcılığını Atıf Yılmaz'ın üstlendiği, Haluk Bilginer ve Türkan Şoray'ın başrolünü paylaştığı "Nihavend Mucize" adlı filmde oynayarak, sinema sektöründe de yer almaya başladı. 2002'de Kanal D'de yayınlanan "Biz Size Aşık Olduk" adlı dizide Cem rolüyle ve 2004'te yine aynı kanalın "Karım ve Annem" dizisinde Levent rolüyle ekranlarda karşımıza çıktı. Birçok reklam ve müzik klibinde oynamasının yanında, Aktüel dergisinde, "Kardan Adam" adını verdiği bir köşe için makaleler yazmaya başladı.

2005 yılında, "O Şimdi Mahkum" adlı filmdeki rolünün ardından, yine aynı yıl, Haluk Bilginer'le birlikte "Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?" filminde, tam anlamıyla oyunculuk yeteneğini sergileme fırsatı buldu. Bu filmdeki performansıyla, Sadri Alışık adına düzenlenen sinema ödüllerinde, "En İyi Erkek Oyuncu" dalında ödüle layık görüldü.

Beyazıt Öztürk, ayrıca Okan Üniversitesi Danışma Kurulu Üyesidir.

2006 yılında bir anjiyo ameliyatı geçiren Beyazıt Öztürk, 2006 – 2007 yılları arasında ise Kadir Çöpdemir ile birlikte "Biri Bana Anlatsın" programını hazırlayıp sundu. 1996 yılından beri de "Beyaz Show" adlı Şov programını sundu. Şov programının bünyesinde, youtube muadili bir yapım olan, 6 Haziran 2006 tarihinde kurduğu "pikniktube" adlı bir internet sitesini de yürütüyor.

Okan Bayülgen Kimdir?

Okan Bayülgen, 1964 İstanbul doğumlu televizyon programcısı, sinema ve tiyatro oyuncusu; ayrıca tiyatro yönetmeni, dublaj sanatçısı ve fotoğrafçı.

Okan Kaan Bayülgen, 23 Mart 1964'te Cihangir'de dünyaya geldi. Bayülgen henüz 6 yaşındayken, öz babası, Albay Hamid Bey'in oğlu, hukuk ve gazetecilik eğitimi almış Ümit Bayülgen ile annesi ressam Ayla Hanım boşandılar. Bayülgen'in büyükbabası avukat Hamdi Üge bir dönem, Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'i Türkçe'ye tercüme ettirdiği Elmalılı Hamdi Yazır'ın ailesinden, Rahime Hanım ile evliydi (büyükbabası toplamda beş evlilik yaptı).

1970 yılında annesi ve babası, ayrıldıklarını anlamaması için Bayülgen'i, yatılı olan İstanbul Göztepe'deki Taş Mektep'e yazdırdı. Babası Ümit Bey daha sonra, Okan'a şehir hatları vapurunda tanıştırdığı, avukat Doğudan Bayülgen ile ikinci evliliğini yaptı ve çiftin daha sonra Ozan ve Okşan adında iki çocukları oldu. Ayrıldıktan sonra Bodrum'a yerleşen ve burada resim yapmaya devam eden annesi Ayla Hanım ise bir süre sonra İsmet Görgün'le evlendi.

1970'te, Okan Bayülgen altı yaşındayken annesi ve babasının ayrılmasından sonra dedesi ve anneannesi ile yaşamaya başlayan Bayülgen, Göztepe'deki Taş Mektep'ten ayrılarak Şişli 19 Mayıs İlkokulu'na geçti ve buradan mezun oldu. Galatasaray Lisesi'nde öğrenimine devam etti ve okuldaki öğrenci kulüplerinden müzik, edebiyat, folklor gibi kollarda etkin oldu. Bir sene iftiharla geçtiğini, ertesi sene sınıfta kaldığını söyleyen Bayülgen, okuldaki son dönemlerinde Rasih Nuri İleri'nin bir akrabasına aşık olup da okula gitmeme durumu sorun olmaya başladığında, annesi Ayla Hanım onu yanına Bodrum'a çağırdı ve Galatasaray Lisesi'ndeki 6 yılından sonra Bodrum Lisesi'ne devam etti ve ardından da Şişli Lisesi'nden mezun olarak 1984'te lise eğitimini tamamladı.

Bu yıllarda psikiyatrik sorunlar yaşayan Okan Bayülgen, Türkiye'nin en ünlü psikiyatrlarından Metin Özek'e gider.

Bunun ardından 1984 yılında Okan Bayülgen, fotoğraf eğitimi almak için Fransa'ya gitti. Tours Üniversitesi Hukuk ve Ekonomik Bilimler Fakültesi'nde hukuk okumaya başladı. Ardından fikir değiştirerek aynı üniversitenin ekonomi bölümüne geçti. Fransa'da tanıştığı antikacı bir kadınla antika mezatlarına katıldı, üniversitedeki fotoğraf ve tiyatro kulüplerinde çalıştı. Orada bir yıl okuduktan sonra ekonomi eğitimini de yarıda bırakarak Türkiye'ye döndü ve Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuar Bölümü sınavlarında başarı göstererek buradaki eğitimine başladı. 1989 yılında mezun oldu ve aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Fakültesi'nde mastır yaptı.

Devlet Tiyatroları'ndaki en genç yönetmen olarak 1989-1994 yılları arasında çeşitli oyunlar yönetti. Bazı oyunlarda da oynayan Okan Bayülgen, 1991'de Kent FM'de Son Saatler adlı bir programla radyoculuğa başladı. Bu sıralarda Genç Indiana Jones dizisinin Türkiye'de çekilen bölümünde rol aldı. 1993 yılı sonunda Trabzon Devlet Tiyatrosu'na tayini çıktı. Rejisi kendisine verilen bir oyun yönetim tarafından kaldırılınca 1994 yılında Devlet Tiyatrosu'ndan istifa ederek şansını radyo ve televizyon alanında kullanmaya karar verdi. Radyolarda haber spikerliği ve programcılık yapmaya başladı. Televizyona geçtikten sonra da radyoda işler yapmaya devam etti. 1995'te Radyo Contact'ta çalışmaya başladı. 1997'de Kiss FM'de Okan Bayülgen On Air programını sundu. Özellikle 1998 ve 1999 yılında drive time'da yayınlanan Radyo D'deki Hayat Bilgisi programı ile dikkatleri çekti. En son 2001 yılında Radio Contact'ta, yine akşamın sıkışık trafik saatlerindeki Yol programı ile karşımıza çıktı.

Okan Bayülgen televizyon hayatına Satel TV'de klipler sunarak başladı ve ATV ekranlarında gece yarısında yayına başlayan Gece Kuşu adlı programı ile tanındı. Gece Kuşu'nun ardından late night show tarzını 100 gece boyunca Televizyon Çocuğu ile devam ettirdi. 2 yıl kadar ekranlardan uzak kalan Bayülgen, bu aradan sonra Kanal D'de yayınlanan Zaga ile geri döndü. Sürekli değişen ekipler, skeçler, jenerikler, dekor, orkestra ve farklı program anlayışı, canlı telefon bağlantıları, içinde barındırdığı beklenmedik tuhaflıkları ve Medya Arkası ile kısa bir dönemin haricinde Cumartesi geceleri yayınlanan Zaga, Türk televizyon hayatındaki uzun soluklu, yeni bir anlayışın ürünü ve özgün bir program olarak kendine çekirdek bir izleyici kitlesi oluşturdu. Okan Bayülgen, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve Beyazıt Öztürk’le birlikte döneminin yükselen dört şovmeninden biri oldu.

2004'de Herkes Bunu Konuşuyor ile karşımıza çıkan Bayülgen, eğlenceli olan ama eğlence programı olmayan bu denemesinde; akademi, bilim, müzik, popüler kültür, medya dünyasından ve çeşitli sanat dallarından çok yönlü konuklarla birlikte,kalite, eğlence ve izlenebilirliğin bir arada sunulduğu alternatif bir yayıncılık örneği sundu. 2005 yayın döneminde Televizyon Makinası ile izleyiciyle buluştuğunda, her zaman kendisi kadar ekibini de ön plana çıkaran Bayülgen bu sefer Hakkı Devrim ile beraberdi.

Okan Bayülgen, magazin ve basın üzerine takındığı eleştirel tavrıyla televizyon dünyasında gerçek devrimler yapmış, birçok tabu yıkmış, taklit etmeden yeni ve özgün çalışmalar yapmış bir isimdir. Zaman içinde programcılık anlayışında ve tarzında belirgin değişimler göstermekle beraber, bir şekilde kendi çizgisini yaratıp koruyabilen Bayülgen bir röportajında "Kendinizi nasıl tanımlarsınız?" sorusuna şu cevabı vermişti:

" Salak, aptal... Herkes kendine o sözleri kullanır zaten. Mesela kendi kendine uyanıp, ne yakışıklıyım diyen adamın herhalde kafadan bir problemi vardır. Genelde kendi kendimize kullandığımız sözler, ne salakmışım, ne aptalmışım, keşke öyle yapmasaydım. Kendi kendime kullandığım kelimeler salak ve aptaldır..."

Sinema oyunculuğuna, Mustafa Altıoklar'ın yönetmenliğini yaptığı 1996 yapımı İstanbul Kanatlarımın Altında filmi ile başlayan Okan Bayülgen, canlandırdığı Salih karakteriyle Sadri Alışık En İyi Erkek Oyuncu Ödülü aldığı 1997 yapımı Ağır Roman, 1999 yapımı Romantik, 2000 yapımı Oyun Bozan, 2001 yapımı Hemşo ve Komiser Şekspir, 2002 yapımı Sır Çocukları ve Gülüm adlı sinema filmlerinde; ayrıca Utanmaz Adam ve Size Baba Diyebilir Miyim? adlı TV dizilerinde rol aldı.

Okan Bayülgen etkileyici ses tonu, etkin vurgulamaları ve düzgün Türkçe'siyle aranan seslendirme sanatçılarından biri oldu ve bugüne kadar çeşitli yabancı animasyonlar ve filmlerin (Shrek serisi, Garfield, ...) Türkçe dublajında bulundu. Uzun dönemdir reklam ve kampanya filmi seslendirmeleri yapan Bayülgen, National Geographic dergisi tarafından En İyi Sualtı Kitabı seçilen ve çeşitli ödüller alan Alptekin Baloğlu'nun çektiği fotoğrafların da yer aldığı Sualtından Yansımalar DVD'sinin Türkçe seslendirmesini de yaptı.

Bir kaç sene önce kendisine doğum gününde hediye edilen bir Leica M6 ile başladığını söylediği fotoğraf merakını, bugüne dek çeşitli firmalar için katalog ve moda çekimleri yaparak profesyonelleştirdi. Bayülgen'in, 2006 Mayıs ayında Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi'nde, Zekai Demir ile beraber yaptıkları Madagaskar gezisinden fotoğrafların yer aldığı Baobab Yolu isimli sergisi açıldı ve bu analog çekimlerden oluşan fotoğrafların bulunduğu bir kitabı da yayımlandı.

Evlilikleri

1.eşi:İlk evliliğini çok genç yaşta ve ilk eşiyle tanışmalarından sadece 13 gün sonra bir Fransız kadınla yapan Bayülgen, kısa süren bu ilişkisinden sonra iki kez daha nikah masasına oturdu.

2.eşi: Sonra reklamcı Gaye Hanım ile evlendi. Ama bu evlilik de boşanmayla sonuçlandı.

3.eşi: Okan Bayülgen üçüncü evliliğini ise 1997 yılında oyuncu Zeyno Günenç ile yaptı ancak çift 16 ay evli kaldıktan sonra 1998 yılında boşandı.

4.eşi: Dördüncü evliliğini 1 ocak 2009 tarihinde Şirin Ediger ile yaptı. Çift, Roma'daki Türk Büyükelçiliği'nde sade bir nikah ile evlendi. Bu evliliğinden “İstanbul” (d.2009) adında bir kızı vardır. 2014 yılında Şirin Ediger'den boşandı.

Okan Bayülgen, yıllardır Galata’daki tarihi Doğan Apartmanı’nda oturmaktadır.

2013 Mart ayında TV 8 ile yollarını ayıran Okan Bayülgen'in yeni adresi Beyaz TV oldu. Okan Bayülgen ayrıca 2013 yılında Sadettin Saran'ın sahibi olduğu104.2 frekansında yayın yapan Radyo Trafik İstanbul'da kitap okumaları dinleyiciyle buluşacak. Radyo Trafik Ankara’da 100.7 frekansından dinlenebilecek.

2013 senesinde Hakan Bayülgen ile kurduğu "Bayulgen & Bayulgen Danışmanlık Şirketi" ile marka ve imaj danışmanlığı yapmaktadır.

Televizyon Programları

1995 - Gece Kuşu

1996 - Televizyon Çocuğu

1998 - Zaga

2005 - Televizyon Makinası

2006 - Makina

2010 - Disko Kralı

2010 - Muhallebi Kralı

2011 - Kral Çıplak

2011 - Muhabbet Kralı

2012 - Medya Kralı

2013 - Makina Kafa

2013 - Muhallebi Kafa

2013 - Çıplak Kafa

2014 - Dada Dandinista

2015 - Dada

Rol aldığı tiyatro oyunları

2006 - Sahibinden Kiralık : Ferhan Şensoy - Orta Oyuncular

1997 - Atları da Vururlar : Horace McCoy - İstanbul Gösteri Merkezi

1991 - Küçük Motzart : Jakop Lorey - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1990 - Hapşırık : Anton Çehov - Michael Frayn - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1990 - Masal Bahçesi : Ali Taygun - İstanbul Devlet Tiyatrosu

1989 - Kamuoyu : Aurel Baranga - Trabzon Devlet Tiyatrosu

Filmleri

1992 - The Adventures of Young Indiana Jones: Daredevils of the Desert(Seslendirme)

1996 - İstanbul Kanatlarımın Altında

1997 - Ağır Roman

1998 - Utanmaz Adam (Dizi)

1998 - Mulan(Seslendirme)

2000 - Oyunbozan

2001 - Şrek(Seslendirme)

2001 - Komser Şekspir

2001 - Hemşo

2002 - Gülüm

2002 - Buz Devri(Seslendirme)

2002 - Sır Çocukları

2004 - Şrek 2(Seslendirme)

2004 - Garfield: The Movie(Seslendirme)

2005 - Robotlar(Seslendirme)

2006 - Cesur Balık(Seslendirme)

2006 - Pembe Panter(Seslendirme)

2006 - Sınav

2007 - Şrek 3(Seslendirme)

2007 - Çirkin Ördek Yavrusu ile Farecik(Seslendirme)

2007 - Donkey Xote(Seslendirme)

2007 - Romantik

2008 - Garfield Komedi Festivali(Seslendirme)

2009 - Renklerde Kaybolan Hayat Renklerde Kaybolan Hayat (Seslendirme) (Sinema Filmi)

2009 - Kanalizasyon (İmdat) (Sinema Filmi)

2010 - Şrek: Sonsuza Dek Mutlu (Türkçe Seslendirme) (Sinema Filmi)

2010 - Garfield 3 Boyutlu Süper Kahraman(Seslendirme)

2011 - Yürügari İbram (Reklam Yönetmeni) (Sinema Filmi)

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi