Görüş Bildir

Wesley Sneijder partide ateş püskürdü: “Bunları buradan gönderin yoksa bir daha gelmem” dedi ortalık yıkıldı

Karaköy Mitte adlı mekana gelen iki futbolcuya dostları da eşlik etti. Galatasaray’ın efsane yıldızı Sneijder’in eşi oyuncu ve manken Yolanthe’nin de katıldığı partide Hollandalı yıldız Sneijder’in bir ara masaya çıkarak dans ettiği iddia edildi. Grubun ayrılışı da olaylı oldu. Bir minibüs dolusu insan ile eğlenmeye gelen futbolcular, kapıda gazeteci olduğunu öğrenince de mekan görevlileriyle tartıştı.

Wesley Sneijder partide ateş püskürdü: “Bunları buradan gönderin yoksa bir daha gelmem” dedi ortalık yıkıldı

Karaköy Mitte adlı mekana gelen iki futbolcuya dostları da eşlik etti. Galatasaray’ın efsane yıldızı Sneijder’in eşi oyuncu ve manken Yolanthe’nin de katıldığı partide Hollandalı yıldız Sneijder’in bir ara masaya çıkarak dans ettiği iddia edildi. Grubun ayrılışı da olaylı oldu. Bir minibüs dolusu insan ile eğlenmeye gelen futbolcular, kapıda gazeteci olduğunu öğrenince de mekan görevlileriyle tartıştı.

Galatasaray’ın yıldız futbolcusu wesley sneijder mekandan çıkmak üzereyken tekrar içeri girdi ve olanlar oldu.

wesley sneijder: “Bunları buradan gönderin yoksa bir daha gelmem” dediği öğrenildi.

Mekandan olumsuz cevap alan futbolcular sinirli bir şekilde araçlarına yöneldi.

Wesley Sneijder Kimdir?

Wesley Sneijder, 9 Haziran 1984 tarihinde Hollanda, Utrecht’de sporcu bir ailenin ortanca çocuğu olarak doğmuştur. Kardeşi Rodney Sneijder ve abisi Jeffrey Sneijder’de futbolcudur. 8 yaşında Ajax'ın alt yapısına alındı. 2002 yılında Ajax'ın A takımında oynamaya başladı.

2007 yılında 27 milyon euro'ya Real Madrid'e transfer oldu. 2009 yılında da 15 milyon Euro karşılığında inter’e geçti. Attığı nokta pas atışları sayesinde "The Sniper" lakabı ile anılan oyuncu Inter takımında ilk sezonunda Mourinho önderliğinde lig, kupa ve şampiyonlar ligi şampiyonluğunu kazanmıştır.

Wesley Sneijder 20 Ocak 2013 tarihinde Galatasaray ile 3,5 yıllık sözleşme imzalayarak İstanbul’a gelmiştir. Galatasaray ile ilk maçına; 27 Ocak 2013 tarihinde, Beşiktaş ile oynanan Süper Lig maçında çıkmıştır. Oyuna, 57. dakikada Emre Çolak'ın yerine girmiştir.

Evlilikleri

1.eşi: Wesley Sneijder’in 2005 yılında Ramona Streekstra ile evlendi. 2009 yılında boşandı. Boşandığı ilk eşinden Jessey adında bir oğlu vardır.

2.eşi: Wesley Sneijder, 2009 yılında tanıştığı sinema oyuncusu İspanyol Yolanthe Cabau ile İtalya, Toskana'da,17 Temmuz 2010 tarihinde evlendi. Xess Xava (d.2015) adında bir oğlu vardır.

Yolanthe Cabau Kimdir?

Yolanthe Cabau, 19 Mart 1985 tarihinde İspanya'nın İbiza adasında doğmuştur. Tam adı Yolanthe Cabau van Kasbergen’dır. Babası, Xavier Cabau İspanyol, annesi Richarda van Kasbergen ise Hollandalıdır.

Babası “Xavier” barlar,diskotek ve restaurant zincirleri olan zengin bir girişimci olmasından dolayı 'İbiza Kralı' olarak anılıyordu. Bir süre sonra maddi sıkıntılar nedeniyle uyuşturuya başlayan babasından şiddet gören Yolanthe Cabau 5 yaşında annesiyle birlikte Hollanda'ya taşındı.

"Yolanthe Sneijder-Cabau'nun 7 kardeşi vardır. Bunun yanı sıra babasının ikinci evliliğinden 5 üvey kardeşi daha olmuştur. Babası 2007'de 53 yaşında hayatını kaybetmiştir.

İlkokul, ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra 2002 yılında çeşitli dizilerde oynaya başlayıp ödüller aldı. 2006, 2007 ve 2009 yıllarında Hollanda FHM dergisi tarafından en seksi kadın seçildi.

2013 yılında ilk Hollywood filmi olan “Pain&Gain” adlı filmde Mark Wahlberg, Dwayne Johnson gibi oyuncularla birlikte oynadı.

Yolanthe Sneijder-Cabau, gelişmekte olan ülkelerde çocuklara cinsel istismara bir son vermeyi amaçlayan bir vakfın kurucu ve elçisidir.

Yolanthe Cabau, Kıvanç Tatlıtuğ ile Farah Zeynep Abdullah’ın başrolünü paylaştığı Nermin Bezmen’in “Kurt Seyt ve Shura” romanından uyarlanan Kurt Seyit ve Şura dizisinin kadrosuna dahil oldu. Yolanthe Cabau, Farah Zeynep Abdullah’ın oynadığı ‘Shura’nın ablası ‘Barones Valentina’yı canlandırdı.

Yolanthe Cabau, 17 Temmuz 2010 tarihinde futbolcu Wesley Sneijder ile İtalya'da, Toskana'da evlendi.

Eşi Wesley Sneijder, Galatasaray futbol takımında oynadığı için birlikte İstanbul’da boğaz manzaralı bir evde oturmaktadırlar.

Filmleri

2004 - Het glazen huis (Dizi)

2004 - Snowfevedaf

2004 - Villa Genetica (Dizi)

2005 - Costa! (Dizi)

2005 - 2008 - Onderweg Naar Morgen (Dizi)

2006 - Complexx

2006 - Sprint! (Dizi)

2006 - Turkse chick

2009 - Het geheim van Mega Mindy

2009 - 2010 - Voetbalvrouwen (Dizi)

2010 - Flikken Maastricht (Dizi)

2012 - Van God Los (Dizi)

2013 - Pain & Gain

2014 - STUK!

2014 - Kurt Seyit ve Şura (Dizi)

2015 - Polis Akademisi: Alaturka (sinema filmi)

Dwayne Johnson Kimdir?

Dwayne Douglas Johnson, 2 Mayıs 1972 tarihinde ABD., Kaliforniya’da doğmuştur. Annesi Ata Johnson, babası Rocky Johnson’dur. Güreşteki lakabı “The Rock” dur. Babası da profesyonel güreşçidir. Babası güreş yüzünden sürekli şehir şehir gezdiğinden, Dwayne Johnson’nun çocukluğu ile Yeni Zelanda'da geçti. Babası güreşi bırakınca Amerika'ya geri döndüler. Dwayne Johnson Lise yıllarında Miami'de Amerikan Futbolu ile ilgilendi. 1991 yılında Miami Hurricane'in as takımına savunma oyuncusu olarak oynadı.

Dwayne Johnson, daha sonra evleneceği “Danny Garcia” ile 1992 yılında Miami’de tanıştı. 1995 yılında Miami Üniversitesinin Psikoloji bölümünden mezun oldu. Üniversiteden mezun olduktan sonra da Amerikan Futbolu kariyerine önem verdi, Kanada'da ve çeşitli kulüplerde oynadı. Sakatlanlanınca Amerikan Futbolunu bıraktı.

Sonra ailesinde birçok kişinin ilgili olduğu aile sporu olan güreşe başladı. Aile üyelerindekilerin hepsi onu eğitmek için ellerinden geleni yaptılar ama Rock'ı gerçekten eğiten kişi babası oldu.

1.96 metre boyunda olan Dwayne Johnson, güreş kariyerine USWA (United States Wrestling Association) federasyonunda başladıktan sonra geri kalanını hep WWE'de geçirdi. (WWE : 1952 yılında ABD'de kurulan bir eğlence sporu şirketidir.) The Rock kesinlikle WWE'nin yarattığı en ünlü isimlerden biri ve belki de Hulk Hogan (Terry Gene Bollea) ile birlikte güreş taraftarı olmayanlar tarafından tanınan tek isimdir.

Dwayne Johnson, kısa sürede büyük başarı gösterdi, Rock Jerry Lawler'ın United States Wrestling Association adlı federasyonu ile anlaştı. Orada Flex Kavana adı ile güreşti. Rock USWA'de Bart Sawyer ile 1996 yılının yazında USWA World Tag Team Championship kemerini 2 kez kazandı.

1997 yılında WWE’ye geldi. 2001 yılına gelindiğinde WWE kemerini altıncı defa kazanan ilk isim olmuştur. Toplamda 16 kez şampiyon olmuştur. Ancak ondan sonra Hollywood kariyerine ağırlık veren Dwayne Johnson, 2002 yılından sonra film çekimleri için yavaşça güreş dünyasından ayrıldı. 2004 yılında WWE ile kontratının bittiğini duyurdu ve film kariyerine ağırlık verdi.

Daha önce “Rocky Maivia”, “The Blue Chipper” gibi lakaplarla ringe çıkan Dwayne Johnson, 13 Şubat 1997'de Triple H'i yenerek İntercotinental kemerini ilk defa kazandıktan sonra Mart 1997'den itibaren kendisine "The Rock" demeye başladı.

Dwayne Johnson, 2011 yılında John Cena ile güreş yaptı. Ve tekrar 29 Mart 2013 tarihinde bir karşılaşma yaptılar bu sefer John Cena yendi. Bu maçtan sonra yaptığı açıklamayla güreşi resmen bıraktığını ilan etti.

1999 yılında “Beyond the Mat” adlı filmle sinemaya başladı. Yapımcıların dikkatini çekince ''The Mummy : Returns, The Scorpion King'' gibi filmlerde oynamasıyla yıldızı parladı. Daha sonra birçok filmde oynadı.

2011 yılında Hızlı ve Öfkeli 5 Filmin'de de Vin Diesel ve Paul Walker ile başrolde yeraldı. 2013 yılında Mark Wahlberg ile birlikte “Pain & Gain” filminde oynadı.

Los Angeles’de yaşayan Dwayne Johnson, aktör ve Belediye Başkanı Arnold Schwarzenegger ile ve X-Men'in yıldızı Hugh Jackman ile yakın arkadaştır.

Dwayne Johnson, 3 Mayıs 1997 tarihinde Dany Garcia ile evlendi. Simone Alexandra (d.14 Ağustos 2001) adında kızı vardır. 1 Haziran 2007 tarihinde boşandılar.

Filmleri

1999 - Beyond the Mat

2000 - Longshot

2001 - The Mummy Returns

2002 - The Scorpion King

2003 - The Rundown

2004 - Walking Tall

2005 - Be Cool

2005 - Doom

2006 - Gridiron Gang

2007 - Reno 911!: Miami

2007 - Southland Tales

2007 - The Game Plan

2008 - Get Smart

2009 - Race to Witch Mountain

2009 - Planet 51

2010 - Tooth Fairy

2010 - Why Did I Get Married Too?

2010 - Faster

2010 - The Other Guys

2010 - You Again

2011 - Fast Five

2012 - Journey 2: The Mysterious Island

2013 - G.I. Joe: Retaliation

2013 - Fast Six

2013 - Pain & Gain

2013 - Snitch

2013 - Empire State

2013 - Zor Kazanç (Paul Doyle)

2014 - Journey 3: From the Earth to the Moon

2014 - Arabian Nights (Sinbad)

2014 - Hızlı ve Öfkeli 7 (Luke Hobbs)

2014 - Herkül: Özgürlük Savaşçısı (Hercules)

2015 - San Andreas

Televizyon filmleri ve Programları

1999 - That '70s Show

1999 - The Net

2000 - Saturday Night Live

2000 - Star Trek: Voyager

2002 - Saturday Night Live

2007 - Cory in the House

2007 - Hannah Montana

2009 - Wizards of Waverly Place

2009 - Saturday Night Live

2010 - Transformers: Prime

2010 - Family Guy

2013 - The Hero (Himself - Mentor)

Arnold Schwarzenegger Kimdir?

Avusturya asıllı Amerikalı aktör, politikacı ve 38. California valisi. Gerçek adı Arnold Alois Schwarzenegger’dır. 1968’de Sam Amca’nın topraklarına ayak bastıktan sonra Amerikan rüyasını gerçekleştiren, sayısız vücut geliştirme şampiyonluğu bulunan ve tüm zamanların en çok gişe başarısı getiren filmlerinde başrol oynayan Schwarzenegger, Richard Nixon ve düşüncelerine yakınlığı nedeniyle Cumhuriyetçi olmuş ve siyasete atılmıştır. terminator, Total Recall, Predator ve Conan The Barbarian gibi tüm dünyada büyük ilgi gören yapımlarda rol almıştır.

30 Temmuz 1947’de Thal, Styria, Avusturya’da dünyaya geldi. Babası Gustav Schwarzenegger polis şefiydi, çok fazla içki içiyordu ve 1938’de Nazi Partisi Anschluss’a katılmıştı. Annesi Aurelia Jadrny’le evlendiklerinde Jadrny’nin önceki evliliğinden Meinhard isimli bir oğlu bulunuyordu. Ailesi Katolik geleneklerine sıkı sıkıya bağlıydı. Schwarzenegger’ın babasıyla ilişkisi hep problemli olmuştu. Aktör bu konudaki görüşlerini “Aramızda gerçek bir duvar var.” şeklinde açıklamıştı. Ancak baba oğul birlikte sinemaya gitmekten hoşlanıyorlardı ve Schwarzenegger, izlediği ilk filmin bir John Wayne filmi olduğunu hatırlıyordu.

Öğrenciliğinde güler yüzlü, neşeli ve coşkulu olan Schwarzenegger, ekonomik açıdan da zor şartlarda büyümüştü. Çocukluğunun en kayda değer anılarından birini evlerine buzdolabı alınması olarak hatırlayan aktör, spora meraklıydı. Kendisini zayıf bulduğu için body-building’le ilgilenen ve bir spor salonuna kaydolan Schwarzenegger’ın idolleri vücut geliştirme konusunda büyük ün yapmış Reg Park ve Steve Reeves’di.

1965’te askerlik görevini yapmak için Avusturya ordusuna katılan aktör, aynı yıl vücut geliştirme konusunda düzenlenen Junior Mr. Europe’u kazandı.

Henüz 20 yaşında olan aktör, 1967’de ve 1968’de olmak üzere iki yıl üst üste Londra’da yapılan Mr. Universe’ü kazanarak bu ödülü alan en genç sporcu oldu.

Eylül 1968’de ilk defa Amerika’ya gelen ve İngilizcesi oldukça zayıf olan aktör, Santa Monica’daki Gold's Gym’de Joe Weider’ın gözetiminde vücut çalışmaya başladı.

1969’da 5 yıl boyunca birlikte olacağı İngilizce öğretmeni Barbara Outland Baker’la tanıştı. Baker daha sonra 2006’da ilişkilerinin iç yüzünü anlatacağı “Arnold and Me: In the Shadow of the Austrian Oak” isimli bir kitap yazacaktı.

Aynı yıl dünyadaki en prestjli vücut geliştirme ödülü Mr. Olympia’ya katıldı ama 3 kez şampiyon olan Sergio Oliva yüzünden yarışmayı kaybetti.

1970’te nihayet Mr. Olympia’ydı. 1975’e kadar her yıl Mr. Olympia’yı kazanan Schwarzenegger, o yıl emekli olduğunu açıklayarak yıllarını verdiği bu spora veda etti.

İlk filmi yönetmenliğini Arthur Allan Seidelman’ın yaptığı Hercules in New York’tu. İngilizcesi çok iyi olmadığı için filmde sesi dublajlıydı. Güçlü kasları ve vücudu yüzünden bu film için biçilmiş kaftandı. Ancak yapımcılar soyadını telaffuz edemedikleri için ona Arnold Strong diyorlardı.

1971 yılında erkek kardeşi Meinhard bir trafik kazasında hayatını kaybetti. O yıl tüm dünya onu “Dünyanın En Güçlü Adamı” olarak tanıyordu. Vücut geliştirmeden film kariyerine geçiş dönemi Schwarzenegger için oldukça zorlu oldu. Çünkü yola sinemayla devam etmek bir yandan onu korkutuyordu. Başlangıçta sıkıntı çekse de sinemanın büyülü dünyası onu da etkisi altına almış görünüyordu.

1972’de babası Gustav Schwarzenegger, felç nedeniyle hayata veda etti. Schwarzenegger, body building yarışmasına katıldığı için babasının cenaze töreninde bulunamamıştı.

1976’da Jeff Bridges’le birlikte Stay Hungry filmi için kamera karşısındaydı. Filmdeki rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Golden Globe ödülünün sahibi oldu. Bu onun sinemaya inancını arttıran önemli bir ödül oldu. Ertesi yıl Mr. Olympia olma yolundaki serüveninin anlatıldığı belgesel film Pumping Iron ile kamera karşısındaydı. The Streets of San Francisco ve Dead Lift gibi dizilerde rol aldıktan sonra 1979’da western türündeki The Villain’la izleyiciyle buluştu. Aynı yıl Scavenger Hunt’ta bir spor hocası rolünü canlandırdıktan sonra sinema tarihinde önemli yeri olan Robert E. Howard’ın ünlü çizgi roman klasiği Conan’a beyaz perdede Conan the Barbarian ve Conan the Destroyer filmleriyle hayat verdi. Bunca yoğun trafiğin içinde o yıl University of Wisconsin’deki uluslararası ekonomi dalındaki eğitimini de tamamlayıp mezun oldu.

1984’te büyük box office başarısı getirecek olan ve Schwarzenegger’ı tüm dünyada en çok ünlü yapan filmlerden biri olan James Cameron’ın The Terminator’ünde yarı insan yarı makine rolünde izleyiciyle buluştu.

26 Nisan 1986 ‘da John F. Kennedy ‘nin yeğeni olan ünlü televizyoncu Maria Shriver ‘la dünya evine girdi. Çiftin, Katherine Eunice Schwarzenegger, Christina Maria Aurelia Schwarzenegger, Patrick Arnold Schwarzenegger ve Christopher Sargent Shriver Schwarzenegger isimlerinde dört çocukları oldu.

Red Sonja, Commando ve Raw Deal filmlerinden sonra 1987’de en iyi görsel efekt dalında oskarı kucaklayan Predator geldi.

80’li yıllar aksiyon filmlerinde Schwarzenegger’le birlikte Sylvester Stallone’un uluslararası star oldukları yıllardı. Ancak aksiyon dışında farklı türlerde de kendini gösteren aktör, Danny De Vito’yla birlikte başrolleri paylaştıkları Twins isimli filmde komedi dalında da oldukça başarılı olduğunu göstermiş oldu.

Aktörün 90’lı yıllara başlangıcı oldukça iddali oldu. Zira ünlü yazar Philip K. Dick’in romanından beyaz perdeye uyarlanan ve başrollerini Sharon Stone’la paylaştığı Total Recall iki dalda oskara aday gösterildi.

1991’de Terminator’un devam filmi olan Terminatör 2:Judgement Day, o zamana kadar yapılmış en yüksek bütçeli ve en çok hasılat elde eden film olarak sinema tarihine geçti.

Last Action Hero, True Lies, Junior, T2 3-D: Battle Across Time, Eraser ve Jingle All the Way filmlerinden sonra sinema izleyicisi 1997’de Schwarzenegger’ı Batman&Robin’de izleme fırsatı buldu.

2000 yılında Bruce Willis, Sylvester Stallone ve Demi Moore’la birlikte Hard Rock Café olan Planet Hollywood’u kurdu. Küçük yaşlarda politikaya ilgi duymaya başlayan, 1968’de Amerika’ya ilk kez geldiğinde, Nixon’dan çok etkilenen ve Cumhuriyetçilere yakın bir siyasi duruşu benimseyen Schwarzenegger, Kennedy’nin yeğeniyle evli olması sebebiyle de bu alanda çok fazla düşünme ve tartışma fırsatı buluyordu.

Hayatı vücut geliştirme ve sinema ve politika şeklinde üç bölüme ayrılabilecek Schwarzenegger, 8 Ocak 2003 seçimlerinde California valisi seçildi. İlk defa The Tonight Show with Jay Leno programında aday olacağı açıklandığında bu TV tarihinin en önemli haberlerinden biri olarak görülmüştü.

Schwarzenegger, İrlandalı John Downey’dan sonra Amerika’da doğup büyümeden California valiliğine seçilmiş ikinci politikacıdır. Ayrıca Ronald Reagan’dan sonra vali olan ikinci film yıldızıdır.

Bruce Willis Kimdir?

Walter Bruce Willis, 1955 doğumlu Amerikalı sinema oyuncusu. Gerek 1988 yapımı Die Hard (Zor Ölüm) adlı filmde canlandırdığı John McClane karakteriyle, gerekszisi Moonlighting’deki (Mavi Ay) performansıyla, Hollywood’un en önemli aktörlerinden biri olan Willis, ünlü aktris Demi Moore’la 11 yıl süren evliliği boyunca da hep gündemde kalmayı başardı.

Bruce Willis, 19 Mart 1955’te Batı Almanya’nın Idar-Oberstein bölgesinde, ordu mensubu Amerikalı kaynakçı ve mekaniker David Willis ile Alman Marlene Willis’in dört çocuklarının ilki olarak dünyaya geldi. Kardeşlerinin isimleri Flo, Robert ve David’di. 1957 yılında Willis ailesi Amerika’ya dönerek, ünlü aktörün büyüdüğü yer olan, Penns Grove, New Jersey’e yerleşti.

Bruce Willis, okul hayatı boyunca çok aktifti. Öğrenci konseyinin başkanlığının yanı sıra bazı oyun kulüplerinde de çeşitli görevler üstlenen Willis, liseden mezun olduktan sonra üniversiteye gitmek yerine Deepwater’daki DuPont Chambers Works adlı fabrikada çalışmaya başladı. Fabrikadaki iş arkadaşlarından birinin çalışırken hayatını kaybetmesi üzerine, geri kalan yaşamını mavi gömlekli bir işçi olarak geçirmemeye karar veren Willis, blues müziğe duyduğu ilgiyle bir R&B grubunda bir süreliğine armonika çaldı ve bazı barlarda güvenlik görevlisi olarak çalıştı.

Bruce Willis, oyunculuğa olan merakıyla Montclair State University’de oyunculuk dersleri almaya başladı ve okulda çekilen Cat on a Hot Tin Roof adlı filmde rol aldı. Daha kazançlı rollerde oynamak için okulu bırakarak New York’a yerleşti ve New York’lu ünlü oyuncuların mekanı olarak bilinen Cafe Central’da yarım zamanlı olarak çalışmaya başlamasından kısa bir süre sonra, Broadway yapımı Heaven and Earth’de rol aldı. Bu sayede deneyim kazanan ünlü aktör, Sam Shaperd’ın 1984 yapımı Fool For Love adlı filminde, televizyon dizisi Miami Vice’da ve bir Levi’s 501 Jeans reklam kampanyasında oynamasının ardından onu asıl ününe kavuşturan ABC kanalının Moonlighting (Mavi Ay) adlı televizyon dizisinde rol almaya başladı. 1985-1989 yılları arasında devam eden dizide, zeki ve sempatik dedektif David Addison Jr.’ı canlandıran Willis, bu rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Golden Globes (Altın Küre) ve Emmy Ödülleri kazandı. 1988 yapımı Die Hard’da canlandırdığı John McClane karakteriyle hem film eleştirmenlerce beğenildi hem de gişedeki başarısı yapımcıların yüzünü güldürdü. Böylece Bruce Willis, Hollywood’un aranan aktörlerinden biri haline geldi.

1990’da Die Hard 2: Die Harder’da rol alan Willis, aynı yıl 1989 yapımı Look Who’s Talking adlı filmde küçük Mikey’yi seslendirerek dublaj yapmaktaki başarısını da kanıtlamış oldu. 1991 yılında senaryosunu kendisinin yazdığı Hudson Hawk adlı yapımda ve yine gişede başarıyı yakalayan The Last Boy Scout’ta oynadı.

1992 yapımı Death Becomes Her, 1994 yapımı Striking Distance gibi vasat filmlerle ününe gölge düşürmeye başlamışken, yine 1994 yapımı Quentin Tarantino’nun kült filmi Pulp Fiction’la mükemmel bir dönüş yapan Bruce Willis, başarısını aynı yıl içinde oynadığı Nobody’s Fool’la devam ettirdi.

1995 yılında Brad Pitt’le birlikte oynadığı Twelve Monkeys ve Die Hard with a Vengeance’deki performanslarının ardından, 1997 yapımı Luc Besson filmi The Fifth Element’te (Beşinci Element) Milla Jovovich ile başrolü paylaştı. 1998 yazında ise Armageddon filminde, dünyaya çarpmak üzere olan bir meteoru yok etmek için kendini feda eden bir babayı canlandırdı. Bir çocuk psikologunu oynadığı 1999 yapımı gerilim filmi The Sixth Sense’in (Altıncı His) gişedeki başarısıyla, kendini bir kez daha ispat eden Amerikalı aktör, Kurt Vonnegut’un aynı adlı romanından uyarlanan Breakfast of Champions’ta Nick Nolte ile birlikte rol aldı.

2000 yılında bir tren kazasından tek sağ kurtulan insan olan David Dunne karakteriyle, The Sixth Sense’i de yöneten M. Night Shyamalan filmi Unbreakable’da (Ölümsüz) Samuel L. Jackson’la birlikte rol alan Bruce Willis, ayrıca Hostage, Sin City, Die Hard 4.0 ve 16 Blocks gibi başarılı filmlerle izleyici karşısına çıktı.

Matthew Perry ile girdiği bir bahsi kaybetmesi üzerine Friends adlı unutulmaz TV dizisinin bir bölümüne konuk olan Bruce Willis, gösterdiği performansla 2000 yılında en iyi konuk oyuncu dalında Emmy Ödülü kazandı.

Oynadığı roller hakkında konuşmayı sevmeyen Bruce Willis, bu özelliğini bir röportajda şu sözleriyle açıkladı: “Thelonius Monk’un söylediği sözü seviyorum. ‘Müzik hakkında konuşmak, mimari hakkında dansetmek gibidir.’ Oyunculuk hakkında konuşmak konusunda işte tam böyle düşünüyorum.”

Empire Dergisi'nin Tüm Zamanların En İyi 100 Film Yıldızı Listesi’nde 22. sırayı alan ve filmlerinde de görüldüğü gibi saatlerini her zaman kolunun iç tarafına gelecek şekilde takan Bruce Willis, 1987 yılında şarkıcılığı da denemiş ve listelerde beşinci sıraya kadar çıkan Respect Yourself adlı pop-blues albümünü yapmıştı.

Demi Moore ile 21 Kasım 1987 tarihinden boşandıkları 18 Ekim 2000 tarihine kadar süren evliliği boyunca, sürekli gündemde kalan Bruce Willis’in, bu evliliğinden Rumer Glenn (1988 doğumlu), Scout LaRue (1991 doğumlu) ve Tallulah Belle (1994 doğumlu) isminde üç kızı var. Demi Moore şuan Bruce Willis’in yakın arkadaşı, genç oyuncu Ashton Kutcher ile evli ve Willis, çiftin nikahındaki davetlilerden biriydi. Bruce Willis model sevgilisi Maria Bravo ile birlikte genellikle Los Angeles’taki evinde ya da New York City’deki apartman dairesinde (Thump Tower’da) yaşıyor.                       

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi