Erdoğan ilk kez açıkladı: Kılıçdaroğlu gidici

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'gidici' olduğunu söyleyerek, "Ne diyelim, kasetle gelen giden, dekontla gider." dedi.

Erdoğan ilk kez açıkladı: Kılıçdaroğlu gidici

CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il kongresine katılmak üzere geldiği Ağrı'da halka hitap etti. Kongre salonu önünde kendisini bekleyen Ağrılılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birlik çağrısı yaparak, "Bizde Türkçülük, Kürtçülük, şuculuk, buculuk yok. Bizde sadece tek millet, tek vatan var. Vatanımızı bölmeye çalışanlara fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Tendürek, Cudi, Gabar, Bestler Dereler'e teröristleri gömdük, gömüyoruz, gömeceğiz" dedi.

İnşaatı yeni tamamlanan spor salonunun önünde toplananları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ağrı'ya müjdeyle geldiğini söyledi. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'ne tıp fakültesinin de kurulacağını açıklayan Erdoğan, hastanenin de mart ayına kadar tamamlanacağını söyledi. Tıp fakültesini, iş adamı İbrahim Çeçen'in yaptıracağını belirten Erdoğan, "İnşallah, tıp fakültesiyle beraber İbrahim Çeçen Üniversitesi'ne ayrı bir zenginlik katmış olacak. Hastanenin de en geç mart ayında hizmete girmesiyle Ağrı'nın dertli insanları, dermanını bu hastanede bulacak. Tıp fakültesi öğrencileri de eğitimlerini burada alacaklar" diye konuştu.

2019'DAKİ SEÇİMLERE DİKKAT ÇEKTİ

Ağrılılara 2019 yılının Mart ayında yapılacak seçimlerde belediyeyi istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "İşte bakınız; bu kadar zaman geldi, geçti. Belediyeyi kime verdiğiniz belli. Belediyeyi şurada 3.5 yıldır alanlar, Allah aşkına soruyorum; şu Ağrı'ya ne hizmet verdi? Her taraf, arka sokaklar, hizmet gördü mü? Seçtiğiniz belediye başkanı, nerede? Emaneti kime veriyorsanız hesabı da ondan sormalısınız. Emaneti verdiğiniz kişi, ortada yok ki. Bırakmış birisine, çekmiş, gitmiş. Mecburen belediyeyi kayyuma teslim ettik. Valimiz, kayyum olarak hizmeti sürdürüyor. İnşallah, kalan 16 ayda da bu hizmete başarılı bir şekilde devam edecek. Daha güzel günler olacak. Sizden ricam, 2019'un Mart'ına iyi hazırlanmalıyız. Yetmez, 2019 Kasım reformu var. Bu reformu siyasi reform olarak beraber yapacağız. Buna var mıyız? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız?"

BİRBİRİMİZİ, ALLAH İÇİN SEVECEĞİZ

Konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu da yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Sizden bir şey istiyorum. Biz, tek millet olacağız. Bizde Türkçülük, Kürtçülük, Lazcılık, şuculuk, buculuk yok. Bizde sadece tek millet var. Tek bayrak var. Öyle paçavralar, maçavralar önümüze gelmesin. Tek vatan dedik; ama vatanımızı bölmeye çalıştılar. Vatanımızı bölmeye çalışanlara da fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Tendürek, Cudi, Gabar, Bestler Dereler'de bütün teröristleri gömdük, gömüyoruz ve gömeceğiz. Benim halkımın, vatandaşımın huzurunu refahını bozanlar, şunu bilsinler ki karşılarında bizi bulacaklar. Şehitlerimiz, olabilir. Gazilerimiz olabilir. Onlar bu vatan için şehit oldular, gazi oldular ve şehadete yürüdüler. Allah, onlardan razı olsun. Şimdi de diyorum ki bu birliğimizi koruyalım. Birbirimizi Kürt, Türk olduğu için değil; Allah için seveceğiz, Yaradan'dan ötürü seveceğiz. Bunu böyle yaparsak işi kurtarırız."

'BU OYUNA BİZİ GETİREMEYECEKSİNİZ'

Türkiye'ye yönelik saldırıların ve iftiraların hiçbirinin birbirinden bağımsız olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan soruyorum. Türkiye, Irak'taki ve Suriye'deki kardeşlerinin yaşadığı zulümlere sırtını dönebilir mi? Türkiye, bölgemizde binlerce yıllık medeniyet birikimlerimizin yerle bir edilmesine göz yumabilir mi? Türkiye, kardeşi kardeşe kırdıran, zalim düzenin sürmesine rıza gösterebilir mi? Birileri, kendi kirli çıkarları için zalimlerin dümen suyuna girebilir; ama biz, yapamayız. Zulme rıza, zulümdür. Böyle davranırsak bugün Ağrılı kardeşlerimizin karşısına başı dik, alnı ak çıkamazdık. Türkiye'yi cezalandırmaya, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Senaryo belli, tezgah belli. Bunu ülkemizde, iş birlikçileriyle FETÖ ile yapıyorlar. Bu oyuna bizi getiremeyeceksiniz, bunu böyle bilin. PKK'yı bunun için azdırdılar. FETÖ'yü bunun için sahaya sürdüler. DEAŞ'ı bunun için üzerimize saldılar. Ana muhalefetin yeni adıyla 'ana hıyanet'in başında bulunan zatı da aynı amaçla kullanıyorlar. Ülkemizde elde edemedikleri neticeyi binlerce kilometrelerce ötede aynı tezgahla aynı senaryoyla ulaşmanın gayreti içindeler. Milletimiz, şunu bilsin ki bu saldırıların, iftiraların hiçbiri birbirinden bağımsız değildir. Hepsi, aynı gayeye yöneliktir. Türkiye'yi diz çöktürmeyi amaçlamaktadır. Milletimizi birbirine düşürmeyi hedeflemektedir. İstedikleri kadar uğraşsınlar, başaramayacaklar" diye konuştu.

"KASETLE GELEN DEKONTLA GİDER"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından oğlu Bilal Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'la beraber Muş'a geçti. Erdoğan, Muş'ta İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun elindeki kağıtları bile okuyup anlayamadığını söyleyerek "Kasetle gelen dekontla gider" dedi.

Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

*Dürüst ol, her zaman yalan söylemeye devam ediyorsun, şimdi yine bir yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Biz yalanları ortaya çıkınca utanır diye beklerken iftiraların çıtasını daha da yükseltti. Bunun yalanlarının tek alıcısı ise CHP içindeki küçük bir kliktir. Ancak son olay, bir kaset operasyonuyla zatı genel başkanlığa taşıyanların, 2019'a farklı bir isimle gidecekleri işretlerini gösteriyor. Gidicisin Bay Kemal. Az buçuk hesap bilen ticaretten anlayan, sizlerin tabiriyle Ali Okulunu bitiren herkes, önündeki kağıtları okuyunca meselesinin aslını anlar. Hesap uzmanı olduğunu iddia eden bu zat okuduğunu anlamıyor. Bu zatın genel müdürlüğü altında SSK'nın niçin battığı şimdi çok daha iyi ortaya çıkıyor. Her halükarda siyasetteki son kullanma tarihini tamamladı. Kasetle gelen dekontla gider. Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet, ana hıyanet partisinin de belli bir kalibrenin üstünde olması gerek. Hangi iktidar, terör örgütlerinin oyuncağı olmuş muhalefet ister. CHP'nin içine düştüğü, düşürüldüğü durum CHP'nin içindeki samimi kardeşlerimizi olduğu kadar bizi de üzüyor."

Kaynak: Diyarbakır Söz