'Hem Ortadoğu'da etkli, hem de Barzani'den katkı istiyorlar'

'Hem Ortadoğu'da etkli, hem de Barzani'den katkı istiyorlar'

'Hem Ortadoğu'da etkli, hem de Barzani'den katkı istiyorlar'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Irak'taki bölgesel yönetimin PKK ile bir çatışma içerisine gireceğini düşünmenin bir hayal olduğunu belirterek, ''Sayın Bülent Arınç, 'Barzani bize yardım etsin' diyor. Siz hem 'Türkiye Orta Doğu'da çok etkili bir devlettir' diyeceksiniz hem de bu temel sorunun çözümünü getireceksiniz Barzani'nin katkısına bağlayacaksınız. Kimse kusura bakmasın ama buna kargalar güler'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Habertürk televizyonunda ''Türkiye'nin Nabzı'' programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Otuz yıldır süren terör sorununda siyaset kurumunun hep kolaycılığa kaçtığını ancak ortada ciddi bir sorun varsa bunun sorumlusunun siyaset kurumu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, anayasa komisyonu örneğinden yola çıkarak bu soruna parlamento çatısı altında tüm siyasi partilerin katılımıyla bir çözüm üretilmesi yaklaşımını benimsediklerini ve bir çözüm paketi oluşturduklarını söyledi.

Bu konudaki girişimlerinin, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında beklediklerinin üzerinde olumlu tepkiler aldığını dile getiren Kılıçdaroğlu, çözüm paketinin içeriğini özellikle boş bıraktıklarını kaydetti.

MHP ve BDP'nin sorunun çözümünde önemli aktörler olduğunu ve bu aktörler göz ardı edilerek çözüm arandığında başarısız olunacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, ''BDP ile ne zaman bir araya geleceksiniz?'' sorusunu, ''Ortam biraz daha sessiz sakin hale gelsin, toplumdaki beklentiler bir noktaya taşınırsa gereğini yaparız'' şeklinde yanıtladı.

Kılıçdaroğlu, çözüm paketi adımını atmadan önce ya da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmelerinin ardından ABD ile görüşüp görüşmedikleri konusunda, böyle bir şeyin CHP'nin doğasına ve tarihine aykırı olacağını, sorunu Türkiye'nin kendi iç dinamikleriyle çözmeye önem verdiklerini söyledi.

Sadece AK Parti ve CHP'nin yan yana gelmesiyle bu sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan CHP Genel Başkanı, bu kadar uzun bir geçmişi olan bir sorunun üç günde bir araya gelinerek çözülemeyeceğini ve önce iklimi yumuşatmak gerektiğini vurguladı.

''Partinizi bu konuda ikna etmekte zorlanıyor musunuz?'' şeklindeki soruyu ise Kılıçdaroğlu, ''Bu konuyu MYK'da görüşüp tartıştık ve oy birliğiyle karar verdik. Parti grubunda tartışmadık çünkü onun görevi farklı. Partinin içinde tartışma oluyor mu? Olacak. Biz CHP'yiz. CHP'de tartışma olmayacak da hangi partide olacak? CHP demokrasiyi, özgürlükleri getiren bir partidir. Dolayısıyla bunu, parti içinde bir ayrışma var diye yorumlamak doğru değil ama elbette parti içinde tartışacağız'' şeklinde yanıtladı.

''Net şekilde yalanlanmalı''

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in Kandil'e girmek için ABD'nin onayı, şartı gerektiğine ilişkin ifadeleri bulunduğu iddiası konusunda Kılıçdaroğlu, ''Parlamento'nun verdiği bir yetkinin başka bir ülkenin onayına sunulması asla kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız, özgür bir ülkedir. Parlamentosu karar alır, hükümete yetki verir, bu yetkinin başka bir ülkenin onayına bağlanması asla ve asla kabul edilemez'' diye konuştu.

Ancak güçlü bir ülke olan ABD'den, PKK'nın silahsızlandırılması gibi konularda yardım istenebileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Sayın Genelkurmay Başkanı'nın da böyle bir ifadede bulunabileceğine asla ihtimal vermiyorum ama bunun çok net şekilde yalanlanması lazım. Biz bunu bekliyoruz'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Özel'in Uludere'de öldürülen 34 kişiye ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine, ''Öyleyse şu soruyu sorma hakkımız çıkacak; Madem teröristse niye o kadar tazminat ödediniz?'' ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Uludere konusunda çok sayıda bilinmeyenin varlığını koruduğunu söyledi.

-''Devletler gayri resmi görüşme yapar ama yakalandığında hukuk sistemi çalışır''-

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Oslo görüşmelerinin gayrimeşru olduğunu, gayrimeşru zeminlerde devletin hukuk kimliğinin temsil edilemeyeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, şu görüşleri dile getirdi:

''Bütün devletler gayri resmi görüşme yaparlar. Savaş sırasında da, terörle mücadelede de olur. Bizim ülkemizde bu hükümetten önce de oldu ama yakalandığı andan itibaren devletin hukuk sistemi çalışır. Bu hukuk sistemini çalıştırmazsanız devlet olarak saygınlığınıza büyük darbe vurmuş olursunuz. Akil adamlar görüşebilir. Onlar sorunları komisyona getirecekler.''

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani konusundaki değerlendirmelerine değinen Kılıçdaroğlu, ''Bölgesel yönetimin PKK ile bir çatışma içerisine gireceğini düşünmek bir hayaldir. Sayın Bülent Arınç, 'Barzani bize yardım etsin' diyor. Siz hem 'Türkiye Orta Doğu'da çok etkili bir devlettir' diyeceksiniz hem de bu temel sorunun çözümünü getireceksiniz Barzani'nin katkısına bağlayacaksınız. Kimse kusura bakmasın ama buna kargalar güler'' diye konuştu.

Barzani'nin de sorunun çözümüne katkıda bulunabileceğini ancak sadece ona bağlamanın yanlış olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ''O bölgedeki sorun uluslararası soruna dönüşürse, o zaman Türkiye için tehlike çanları çalar. Sayın Bülent Arınç'ın 'Amerika da devrede' demesi beni ürkütmüştür. Biz kendi sorunumuzu çözmüyoruz, başka yere ihale ediyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.

-Başbakan Erdoğan'ın Fethullah Gülen'e çağrısı-

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Fethullah Gülen'e dön çağrısı konusunda, bir başbakanın özel bir çağrı yapmasının, ''Ben icazet veriyorum'' havası yarattığını söyledi.

CHP Genel Başkanı, bunun aynı zamanda ''Bir yasak da getirebilirim'' anlamına geldiğini belirterek, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin her yurttaşı istediği zaman Türkiye'ye gelir, istediği zaman da yurt dışında kalır. Eğer bir yurttaşın Türkiye'ye gelmesi başbakanın iradesine bağlıysa, ülkede demokrasi yok demektir. Bu aynı zamanda tehdit unsurudur. 'Gelirsen şimdilik izin veriyorum, geldiğin zaman ben gereğini de yaparım, istediğim zaman içeriye atarım' anlamı çıkıyor'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi

2014 yılında gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Erdoğan'a karşı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün aday olması durumunda AK Parti kökenli olması nedeniyle kategorik olarak Gül'ü desteklememe eğilimi gösterip göstermeyecekleri konusunda bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Şimdi Sayın Erdoğan'la Sayın Gül arasında tartışma olur mu? Onu bilemeyiz. İkisi de aynı partiden geliyorlar. Kader arkadaşlıkları var. Uzun süre beraber AKP dışında başka bir partide de siyasi birliktelikleri oldu. Ama biz CHP olarak şunu düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin önce kültürlü birisi olmasını, iyi bir yabancı dil bilmesini, Türkiye'yi iyi temsil etmesini, entelektüel birikiminin çok nitelikli ve yeterli olmasını, o entelektüel birikimin verdiği hoşgörünün olmasını, tam bir tutarlılık içinde tarafsız olmasını, bütün siyasi partilere eşit davranmasını isteriz. Bu illa CHP'li olacak, CHP kültürünü almış diye de beklemeyeceğiz. İlk turda bütün muhalefet partilerinin bir araya gelerek ortak bir aday göstermeleri çok zor. Ama ikinci turda, ben halkımıza güveniyorum, bilgi birikimi, entelektüel kapasitesi olan, iyi bir yabancı dili olan bir kişinin bu ülkede cumhurbaşkanı olmasını ister. Bu bir kadın da olabilir. Bizim cumhurbaşkanı adayımız neden bir kadın olmasın?''

''Doktorla kadının arasına siyasetçinin girme hakkı nereden kaynaklanıyor?''

Kürtaj ve sezaryen tartışmalarına ilişkin değerlendirmesinde Kılıçdaroğlu, ''Kürtaj konusunda kadınların duyarlılığına hayranım. Her çevreden tepki geldi. Doktorla kadının arasına siyasetçinin girme hakkı nereden kaynaklanıyor?'' dedi.

Sezaryen uygulamalarının ise son 10 yılda çok büyük artış gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun, iktidarın sağlıkta getirdiği performans uygulamasının sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz