Mehmet Şimşek: Başkanlık sistemi daha uygundur

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bütün dünyada mülteci konusu, Suriye savaşı konuşuluyor. Suriye göç verince Türkiye haritası da ortaya çıkıyor. Bu risk primimizi artırıyor, turizm sektörünü ciddi biçimde olumsuz etkiliyor" dedi.

Mehmet Şimşek: Başkanlık sistemi daha uygundur

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bütün dünyada mülteci konusu, Suriye savaşı konuşuluyor. Suriye göç verince Türkiye haritası da ortaya çıkıyor. Bu risk primimizi artırıyor, turizm sektörünü ciddi biçimde olumsuz etkiliyor" dedi.

"Türkiye'nin tekrar koalisyonlarla baş başa kalmaması için başkanlık sistemi daha uygundur"

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, başkanlık sistemi hakkında yaptığı açıklamada ise, "Çok açık ve net olarak önümüzdeki 10 yıllarda Türkiye'nin tekrar koalisyonlarla baş başa kalmaması, kalkınma yarışında geriye düşmemesi, Türkiye'nin bu anlamda sorunlar yaşamaması için kesinlikle başkanlık sistemi daha uygundur" ifadelerini kullandı.

"Para politikalarının tek başına küresel ekonomiyi ayağa kaldırma imkanı yok"

Küresel kriz sonrası Merkez bankalarından beklentiler zirveyi buldu diyen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Merkez bankaları sanki Süpermenmiş gibi bir beklenti kurgulandı. Yok öyle bir şey. Para politikalarının tek başına küresel ekonomiyi ayağa kaldırma imkanı yok. Bu beklentiler yanlış. Merkez bankaları tek başına sorunu çözemez, geçici birtakım rahatlamalar, kolaylıklar sağlayabilir" dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Cumhurbaşkanımız haklı faizler yüksek ama niye yüksek. Burada bizim oturup bakmamız gerekiyor. Türkiye, tasarruf oranı son derece düşük bir ülkedir. Yani Türkiye ayağını yorganına göre uzatmayan bir ülkedir. Tasarruf oranı en düşük ülkelerden biridir. Tasarruf düşük olunca ne yapıyorsunuz, dış kaynağa ihtiyacınız var. Türkiye'deki bankacılık sistemindeki kredilerin mevduata oranı yüzde 120'ye çıkmış. Kredilerin Türk Lirası mevduatına oranı yüzde 140'ı aşmış. Sistem kaynak akışı olmadığı için büyüyemiyor, faiz o yüzden yüksek. Tasarrufların artırılması, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, enflasyonun kalıcı olarak düşük tek haneye indirilmesi ve Türkiye'nin öngörülebilirliğini, kredibilitesini artırmamız ve risk primini azaltmamızla faizler çok daha kalıcı, uzun vadeli düşük seviyede seyreder. Bu işin başka kolaycı bir yolu yok."

Kaynak: Diyarbakır Söz