Görüş Bildir

Reçetesi Kardeşliktir!

"Milliyet fikri ve Kürt Meselesi" başlıklı sempozyum, startını alırken, konuşmacılar Üstad'ın çözüm reçetesinin "kardeşlik" olduğunu vurguladı.

Reçetesi Kardeşliktir!

 

Mardin Artuklu Üniversitesi'nde 3 gün sürecek, Said-i Nursi'nin, 'Milliyet Fikri ve Kürt Meselesi'ne Dair Görüşleri' adlı sempozyum, başladı. Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Serdar Bedii Omay, "Bu sempozyum Said Nursi Enstitüsü'nün ilk basamağını oluşturuyor. Bediüzzaman'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin önümüzdeki çağları için mühim bir şahsiyet olduğunu biliyoruz. Herkesin kendi Said Nursi'si var. Farklı meşreplerde farklı şekillerde yorumlanıyor. İslami cemaatler, Nur cemaatleri var. Hepsine saygılıyız" dedi.

KÜRT REÇETESİ TARTIŞILIYOR?

Mardin Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde başlayan sempozyumda Kürt sorunu ve Bediüzzaman'ın Milliyet Düşüncesi 5 ayrı oturumda masaya yatırılacak. Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Akademik Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy ve Risale Akademi Başkanı Dr. İsmail Benek, Mardin'deki Münazarat Sempozyumu öncesinde basın toplantısı düzenledi. Sempozyum hakkında bilgi veren Rektör Omay, tarihi bir hadiseye imza attıklarını vurguladı.

PROF.DR. OMAY: İSLAMİ VE NUR CEMAATLERİ VAR, HEPSİNE SAYGILIYIZ

Rektör Prof.Dr. Serdar Bedii Omay, bölgede yetişen en önemli isimlerden biri olan Bediüzzaman Said-i Nursi adına resmi çatı altında ilk defa sempozyum düzenlendiğini belirterek, sempozyumun Kürt meselesine ışık tutması temennisinde bulundu. Risale-i Nur ve Said Nursi Enstitüsü kurulacağı yönündeki tartışmalara da değinen Prof. Dr. Omay, "Bu sempozyum Said Nursi Enstitüsü'nün ilk basamağını oluşturuyor. Bediüzzaman'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin önümüzdeki çağları için mühim bir şahsiyet olduğunu biliyoruz. Herkesin kendi Said Nursi'si var. Farklı meşreplerde farklı şekillerde yorumlanıyor. İslami cemaatler, Nur cemaatleri var. Hepsine saygılıyız. Ama üniversitenin bilimsel zemininde bunun analiz edilmesi en doğrusudur. Bu şahsiyetin ortaya koyduğu fikriyatın, hala kanayan bir çok meselemize ışık tuttuğu kanaatindeyim. Bunların teşhis masasına yatırılıp, sosyal bilimler açısından çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Sempozyum akabinde senatomuzda Said Nursi Araştırmaları Enstitüsü projemizi hayata geçirip yök'e ve akabinde Bakanlar Kurulu'na intikal ettirmeyi planlıyoruz" dedi.

'BEDİÜZZAMAN TÜRKİYE İLE BULUŞACAK'

Akademik Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy da, yitik değerleri ortaya çıkarmayı amaçladıklarını anlatarak, "Bediüzzaman'ı Türkiye ile buluşturmak istiyoruz. Mardin, Bediüzzaman'ın hayatında önemli bir şehirdir. Münazarat ile Bediüzzaman'ın 100 yıl önceki yaklaşımlarının bugün karşılığı nedir, sorusunun cevabını arayacağız" dedi.

SAİD NURSİ ENSTİTÜSÜ PROJESİ HAZIR

Bu arada Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Said Nursi adına enstitü kurmak için bir proje hazırlandığı ve bu projenin Üniversite senatosunda imzaya açıldığı, projenin imzalanmasının ardından, en kısa süre içerisinde yök'e ve Bakanlar Kurulu'na gönderileceği öğrenildi.

Yaşayan Diller Enstitüsü Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Risale-i Nur ve Said Nursi adıyla enstitü kurulması için hazırladıkları projenin kabul görmesi halinde, yök'e resmi başvuruda bulunulacağını söyledi. Prof.Dr.Yıldırım, "Günümüzde Said Nursi'nin Kürt reçetesi, Kürt Dili ile ilgili görüşleri, anadilde eğitim bağlamındaki görüşleri, büyük ölçüde yeniden ele alınmalı ve yorumlanmalı. Yorumlamayla da kalmayıp hayata geçirilmeli. Ancak böyle bir durumda Said Nursi'nin bir bütün olarak kişiliği ortaya çıkmış olacak. Said Nursi'nin bir bütün olarak ele almayı düşünen bir enstitüdür. Yarın öbür gün böyle bir düşüncesini hayata geçirme fırsatını geçirebilir miyiz? Onu zaman gösterir. En azından kuruluş amacı budur. Said Nursi'nin başta Kürt reçetesi olmak üzere, onun sosyal perspektifli bir çok görüşünü burada en azından yer vermek ve özelde de Kürt sorunu ve Kürt anadili ile ilgili görüşlerini raporlar, tezler, kitaplar, makaleler halinde çok iyi bir şekilde güzel bir zemine oturtulmalıdır. Umarım enstitü bunda başarılı olur, bu başarı da neye bağlıdır, enstitüte yer alacak olan enstitü müdürü olur, onun yardımcıları olur, başka kadrolar olur" dedi.

BAŞBAKAN YARDIMCISI ÇELİK DE KATILDI

Yapılan konuşmalardan sonra sempozyuma öğlen yemeği için ara verildi. Öğleden sonra ise Türkiye'nin farklı kentlerinden gelen 75 akademisyenin katıldığı 'Münazarat Ekseninde Kürt Meselesi ve Milliyet Fikri' sempozyumu başladı. Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nin Vali Mehmet Kılıçlar Konferans salonunda başlayan sempozyumun açılışına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, eski bakanlardan Rıza Akçalı, AK Parti Mardin Milletvekili Abdurrahim Akdağ, Said-i Nursi'nin talebeleri, çevre üniversitelerin rektörleri ve çok sayıda gazeteci ile yaklaşık 75 akademisyen katıldı.

SEMPOZYUM KURAN-I KERİM'İN OKUNMASIYLA BAŞLADI

Kuran-ı Kerim ile başlayan sempozyumunda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bölgede yaşanan olayları değerlendirdi. Çelik, "Bediüzzaman diyor ki, Biz Kürtler başkasına benzemeyiz. Bu çok önemlidir. Biz yakinen biliyoruz ki içtimai hayatımız, yani bizim sosyal hayatımız, Kürtler'in sosyal hayatları, Türkler'in hayat ve saadetinden neşret eder. Türkler ve Kürtler asırlardır kader birliği yapmıştır. Bir birine, iç içe olmuştur. Birilerin varlığı diğeri ile kayıp olan ve birlikte yaşamaya mecbur değil, mahkum olanlardır. Bediüzzaman sürekli bu mesajları vermesine rağmen ve bütün ırkçılık ve ırkçılık hareketlerine karşı bir set gibi durmasına rağmen, bölücülük ile suçladılar ve bugün huzurumuzda talebeleri var. Talebeleri çok önemli bir kısmı gayri Kürt olanlardır. Sadece Kürtler'den değil doğusundan, batısından her yerden talebeleri var. ve onun misyonunu, her tarafta ırkçılığa karşı büyük bir set oluşturdular" dedi.

'PKK'YA RAĞMEN TÜRKLER VE KÜRTLER KARDEŞÇE YAŞADI

PKK'nın bütün çabasına rağmen Türkler ve Kürtler'in kardeşçe yaşadığını belirten Çelik, şunları söyledi: "Eğer bugün PKK'nın bütün gayretlerine rağmen bölücülüğü unsuları, bütün çabalarına rağmen bu kadar gözyaşı ve şehit olmasına rağmen, eğer bugün Türkiye'de; Türk-Kürt kavgası yoksa Türkler'in ve Kürtler'in aynı ruh ve bağnaz fikirliliği, aynı Allah'a, aynı kıbleye yöneliyor olması ve aynı peygamberin ümmeti olmasından kaynaklanmaktadır. Bunu bilen Türk ve Kürt ırkçılar bu manevi çimentoyu yok etmeye çalışıyor. Bir taraftan Kürtçüler, Kürtler'e diyorlar ki, 'İslam dini ümmet anlayışı ile sizi sömürge haline getiriyorlar. Kürtler'in esas dini Zerdüşt'tür' diyorlar. Bu bölücü hareketin en önemli adamları söylüyor. Diğer taraftan yine dinden mahrum olan Türkçüler, Türkler'in esas dininin Şamanizm olduğunu ve Türk'e adeta İslam iksirini içen Türkler'in de tarih boyunca pasifleştirildiğini söylüyorlar. Eğer ikisi ortadan kalkarsa, adeta imamesi kopmuş tesbihe benzer, paramparça olurlar. Bugün bütün tahriklere rağmen biz yine Türk-Kürt kardeşliğini muhafaza ediyorsak, Ayrıca aynı camide beraberce saf tutup, aynı üniversitede beraber eğitim görüyorsak ve sosyal hayatta, ticarette birlikteliğimizi sürdürüyorsak, bütün gayretlere rağmen kardeşliğimiz, birlikteliğimiz devam ediyorsa, işte bu manevi bağlılığımızın devam etmesinden kaynaklanıyor. Bediüzzaman Hazretleri, ömrü boyunca buna hizmet etmiştir."

"Üstad Bediüzzaman Said el-Nursi el-Kurdi Hazretleri" diye konuşan Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay da, Nursi'nin, genişleyen halkalar biçiminde Anadolu, Osmanlı, İslam coğrafyalarına ve hatta bütün dünyaya kesif, derin ve müspet tesirler bırakmış çok önemli bir alim olduğundan anlattı. 

İNSANLIK İÇİN BİRLİKTE YAŞAM

Konuşmanın ardından Bediüzzaman Said Nursi'nin talebelerinden Mehmet Fırıncı, Rektör Omay'a Risale-i Nur hediye etti.  Sempozyumda konuşan eski Çevre Bakanı Rıza Akçalı da Mardin'de tarihi bir gün yaşandığını belirterek, Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur'unun bütün insanlık için birlikte yaşama projesi olduğunu söyledi.

Risale Akademi Sempozyum Düzenleme Kurulu Üyesi Dr. İsmail Benek de Kürt meselesinin 100 yıllık bir yara olduğunu ifade ederek, ''Münazarat doğru okunsaydı, Kürt meselesi olmayacaktı'' dedi.

Akademik Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy ise Kürt meselesinin bölgenin en yakıcı problemi olduğunu ve bunun söndürülmesi gerektiğini ifade etti. Herkesin elini taşın altına sokması gerektiğini kaydeden Aksoy, sadece travmaya maruz kalanların değil, herkesin bu acıyı duyması gerektiğini vurguladı. Aksoy, 33'ü yurt içi, 5'i yurt dışından olmak üzere 38 üniversiteden 91 akademisyenin sempozyuma destek verdiğini sözlerine ekledi.

DARBELERİ YAŞAYAN TÜRKİYE

Gazikent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir ise bölgenin birçok sorunu olduğunu ifade ederek, ''Nasıl ki Berfo ninenin çığlığı hepimizin vicdanını rahatsız ediyorsa 12 Eylül'e sebep olanlardan hesap soruyorsak, 27 Mayıs'tan da soralım, 31 Mart'a kadar bu millete acı çektirmiş herkesle hesaplaşalım. Urfa'daki mezarın hesabını da soralım. Ama bunu sorarken bazılarının yaptığı gibi yıkarak yakarak değil, tarihi anlayarak, anarken anlamaya çalışarak yapalım'' diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından Doç. Dr. Ahmet Yıldız, ''1910'dan bugüne, 'Birlikte düşünmeye' davet ya da Bediüzzaman Said Nursi'nin Münazaratı'' konulu sunumunu yaptı. 3 gün sürecek sempozyumda, 75 akademisyen Said Nursi'nin 'Kürt Reçetesi'ni masaya yatıracak.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi