Terör bitsin siyaset yapılsın

Atalay, çözüm süreciyle ilgili olarak, ''Bunu istemeyenler olabilir, provokasyonlar olabilir ama biz kararlıyız, devletin tüm kurumlarıyla mücadelemizi ve çabamızı sürdüreceğiz'' dedi.

Terör bitsin siyaset yapılsın

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ile birlikte önceki akşam Diyarbakır'a gelen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, dün 36 sivil toplum örgütü ve kanat önderiyle bir otelin salonunda bir araya gelerek, Anayasa çalışmaları ve Kürt sorununun çözümüyle ilgili başlatılan süreç konusunda görüş alışverişinde bulundu.

                                                         

STK VE KANAAT ÖNDERLERİ

Toplantı sonrası Bakan Eker ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyen Atalay, süreçle ilgili kamuoyunu aydınlatmak ve desteğini almak için bu toplantıları yaptıklarını söyledi. Yaptıkları toplantılarda sivil toplum örgütleri ile kanaat önderlerinin süreçle ilgili umutlarını, beklentilerini ve büyük desteklerini gördüklerini kaydeden Atalay, "Vatandaşımızın görüşünü almayı her zaman önemli bulduk. Ankara'da da Başbakan'ımız, İç Anadolu illerimizdeki milletvekillerimiz, il başkanlarımız, kadın ve gençlik kolları başkanlarımızla bu konuda toplantı yapıyor" dedi.

İktidarlarının 11'inci yılında olduklarını ve Türkiye'de artık çok şeyin değiştiğini söyleyen Atalay, "Devlet değişti, tabular yıkıldı, yasaklar kalktı. Demokrasi gelişti ve derinleşti. Hamdolsun her şey her yerde artık konuşuluyor. Demokrasi mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Geçmişte yapılan yanlışları düzeltiyoruz. Ak Parti adeta bir restorasyon yapıyor, Türkiye'nin normalleşmesi için mücadele ediyor" dedi.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ ÖNEMLİ"

Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin yeni bir evresinde olduklarını belirten Atalay, sivil toplum örgütlerinin en büyük beklentisinin yeni bir sivil anayasa olduğunu söyledi. Ak Parti olarak sivil bir anayasanın yapılması konusunda kararlı olduklarını belirten Atalay, şunları söyledi:

"İki dönemdir seçim beyannamemizin en başına yeni anayasa taahüdü koyduk. Şu anda Meclis'teki uzlaşma komisyonunda anayasa ile ilgili ilerleme olması için elimizden geleni yapıyoruz. Anayasa yapılsın diye tavizler veriyoruz. Bildiğiniz gibi bir süre var. Başbakan'ımız dile getirdi etti. Şu anda Mart ayı sonu gibi süre ifade edildi. Eğer uzlaşma konusunda anayasa ile ilgili mesafe alınırsa çok memnun oluruz. Eğer oyalama taktiği güdülüyorsa ki, bazı partilerin o yöndeki eğilimlerini seziyoruz. Biz gerçek sivil bir anayasa istiyoruz. Bazı partiler ise mevcut anayasadan ne kadarını korursak kardır diyor.

ALTERNATİF YÖNTEMLER

Mevcut anlaşmazlık burada oluyor. O çaba yürümezse biz alternatifler aramakta haklıyız. Alternatif yöntemler arıyacağız. Partilerin 4'ü ile olmazsa 3'üyle, 3'üyle olmazsa en azından biriyle bu anayasayı yapmakta kararlıyız. Bu partiler hepsi olabilir. Şu anda uzlaşma komisyonunda üyesi bulunan her hangi birisi de olabilir. Mecbur kalırsak onu deniyeceğiz. Biz anayasanın yapılmasını engelleyen durumda değiliz, olmayacağız. Başkanlık sistemi de bizim için önemli. O konuda uzlaşma komisyonuna görüş verdik. Diğer bütün konularda uzlaşma sağlanır ve sadece başkanlık konusu kalırsa biz esneyeceğiz ve tavizler vereceğiz"

"OYLARIMIZ DAHA DA ARTIYOR"

Atalay, riskler alarak cesaretli adımlar atan bir hükümetlerinin bulunduğunu, milletin de kendilerine bu yönde her gün daha da fazla destek verdiğini dile getirdi. Son seçimde yüzde 50 oy aldıklarını, iktidarda olan partilerin biraz oy kaybedebileceğini ancak kendilerinin ise milletin daha fazla desteğini aldığını söyleyen Atalay, "Son yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında da şu anda oylarımız bir iki puan daha artmış. Vatandaşlarımız bizi destekliyor. Bu çözüm sürecinde ve benzer politikalar da da vatandaş bize güç veriyor. Bu süreçle ilgili çok güzel bir atmosfer oluştu" dedi.

YETER Kİ KAN DURSUN

Sivil toplum örgütleri ile vatandaşların artık terörün bitmesi, kardeşliğin gelişmesi yönünde çok büyük bir arzuya sahip olduğunu belirten Atalay, "Yeterki kan dursun. Ondan sonra demokratik yollarla her meselesimizi çözeriz. Demokrasinin yolu açık. Ak Parti'de başta genel başkan olmak üzere kadrolarının bir çoğu zamanında haksızlıklara uğradı. Ancak biz demokratik mücadele ile bir bir o haksızlıkları çözmeye çalışıyoruz. Demokratik siyasetin önünü açalım, kan dursun her şey konuşulsun. Türkiye artık ret, inkar, asimilasyon politikalarının uygulandığı bir yer değil. Her şey rahatça konuşuluyor. Terör biterse daha da rahat konuşulur. Bu toplumsal atmosfer bize çok destek veriyor" dedi.

"BU RÜZGARIN ÖNÜNDE KİMSE DURAMAZ"

Atalay, süreçle ilgili büyük bir rüzgar bulunduğunu ve bu rüzgarın önüne kimsenin geçemeyeceğini belirterek, "Büyük bir rüzgar var, bu rüzgarın karşısına kimse geçemez. Geçen hafta sonu Kızıltepe ve Midyat mitinglerinde, orada vatandaşların gösterdiği ilgi, coşku, umut doğrusu bizler için çok önemli göstergelerdi. Bunu Diyarbakır'da da görüyoruz. Bütün sivil toplum örgütlerinden bu desteği gördük. Büyük bir memnuniyet duyduk. Bizler görüşlerimizi ifade ediyor destek istiyoruz. Aynı zaman da da süreçle ilgili söyleyecekleri veya teklif edecekleri bir şey varsa onları dinliyoruz. Ortak akıl ve herkesin düşüncesini söylemesini değerli görüyoruz" dedi.

PROVOKATİFLERE KARŞI ENDİŞELİYİZ

Atalay, süreçle ilgili herkesin hassasiyet göstermesi gerektiğini dile getirerek, şöyle dedi: "Sürecin hassasiyetlerini biliyoruz, provokatif gelişmelere karşı endişeliyiz. Doğrusu son Karadeniz, Sinop olayları epey kurgulanmış. Onu şimdi çok daha iyi biliyorum. Dün güvenlik birimlerimizle toplantımız vardı. Orada güvenlik birimlerimizin anlattıklarından hangi örgütlerin organize ettiğini de daha iyi biliyoruz. Bu normal Karadenizli vatandaşlarımızın tepkileri değil. Elimizde iyi araştırmalar var. Bu süreç artık şunu gösterdi bu konular artık Türkiye'de olgunluğa ulaşmış. Özellikle kanın, terörün durması için Türkiye'nin bütün kesimlerinde büyük bir arzu var. Sürece destek var. Yaptığımız araştırmalarda bölgelerin birbirinden farkı yok. Dolayısıyla Karadeniz'deki olaylar normal Karadenizli vatandaşlarımızın tepkisi değil. Organize bir şekilde özellikle sosyal medya üzerinden geliştirilmiş bir süreçtir. Ayrıntılarını bilerek bunu diyorum. Başbakan'ımızda ifade etti. Seçilmiş milletvekillerimiz ülkenin her yerinde rahatça çalışmasını yapabilir dedi. Bu konuda asla müsamaha etmeyiz."

BÜTÜN ÇOCUKLAR, GENÇLER BİZİMDİR

Diyarbakır'da yaptıkları görüşmelerden çok memnun kaldıklarını belirten Atalay, "Sivil toplum örgütlerine, Diyarbakırlılara çok teşekkür ediyorum. Bu güzel medeniyet merkezinin korkuları, acıları yenerek gerçekten bir medeniyet şehri olsun kendini tamir etsin insanları korkusuzca yaşasın kepenkler kapatılmasın çocukların acısı yaşanmasın. Bütün çocuklar gençler bizimdir. O güzel günlere doğru giden bu sürece hepimiz destek olalım. o hassasiyet içinde bulunalım. Bu sürecin devamı yönünde kararlı olmamız istendi, bu konudaki kararlılığımız çok yüksek. Diyarbakır'da siyaset kuvvetlidir. Uluslararası değerlendirmeleri de çok iyi yaparlar. Çok zengin değerlendirmeler aldım burada. Görüşmemiz çok verimli oldu. Çok büyük bir destek, umut var. Hatta herkes sınavda diye onlarda diyor. Bu konuda engel olan, çekilen veya bu süreci sabote eden, bu süreci tıkayanlar, burada sınavı kaybeder ve hesabını veremez gibi ifadeler var. Diyarbakır'daki bu havadan güç alarak buradan ayrılıyoruz. Burdaki havayı yarın bakanlar kuruluna taşıyacağız" diye konuştu.

"SÜREÇ ACELESİZ AMA SÜRATLİ OLMALI"

Atalay'dan sonra konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye'nin en yakıcı, acı veren meselesini çözmeye dönük çalışmalarını sivil toplum örgütleriyle birlikte değerlendirdiklerini belirtti. Eker, "Diyarbakır kamoyunu temsil eden buradaki arkadaşlarımızın bizimle duygularını paylaşması, varsa bizi ikaz edecekleri noktalar veya vermek istediklerini mesajlarını istedik. Herkes bu sürecin gelişmesinden memnun, umutlu ve iyimser. Ortak ifade bu. Bizden talepleri ise şu. Bu işin acelesiz ama süratli çözülmesini istiyorlar" dedi.

"BÜYÜK RÜZGAR VAR BUNUN ÖNÜNDE KİMSE DURAMAZ"

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İmralı'ya gidecek BDP heyetinden eylemsizlik veya PKK'nın ülke dışına çekilmesiyle ilgili bir mesaj beklenip beklenmediğiyle ilgili soruya, şu yanıtı verdi: "Bizler bu sürecin içeriğiyle, ayrıntısıyla ilgili çok konuşmuyoruz. Bunun bir sebebi var. Önceden konuşmayarak, gereksiz spekülasyonları önlemek istiyoruz. Süreci zedeleyecek değerlendirmelerden kaçınalım istiyoruz. Hükümetimiz çok titiz bir çalışma içinde. Ayrıntılara takılıp kalmamak lazım. Şu mu gidecek, bu mu görüşecek diye. Herkes bir samimiyet sınavında, herkes bir testten geçiyor. Bunu hatırlatmak istiyor. Büyük bir rüzgar bu ve önüne karşısında durulmaz. Yakalanmış büyük bir olumlu atmosfer var. Herkese düşen bunu olumlu değerlendirmek. Biz diyoruz her şey yapılsın sonra duyulsun" dedi.

"ELİMİZDE LİSTE YOK"

DHKP-C'ye yönelik düzenlenen operasyonlar ve örgütün elinde üst düzey kamu görevlilerinin ölüm listesi bulunup bulunmadığıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Atalay, "DHKP-C özellikle ABD Büyükelçiliği'ne yönelik düzenlediği intihar saldırısıyla gündeme geldi. İntihar saldırısında bulunan kişi Almanya'da kalmış, biz istedik vermediler. Selanik'te eğitim görmüş. Yine Avrupa kesiminin burada bir payı var. Ama tehdit edilen üst yöneticiler listesi gibi bir liste elimde yok. Büyük bir liste ortada yok. Zaman zaman tekil isimler olabilir" dedi.

BAKAN MEHDİ EKER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Kürt meselesinin AK Parti dönemi öncesinde bir iş algısı olarak algılandığını ifade ederek şunları söyledi; "Türkiye bizden önce 60 yıllık tarihi süreç içerisinde bir iş algısı olarak geliştirdiği Kürt meselesini ondan sonraki 20 yıllık sürecede de sözüm ona o ağrıyı dindirmek üzere o sorunu çözmek üzere daha ağır sorunlara yol açmış hatalı uygulamalarla, adaletsizliklerle, hukuksuzlukla bir yığın uygulama yapmış ve bize gelinceye kadar yani AK Parti kuruluncuya kadar kangrenleşmiş, sürekli açık kanayan bir yara haline gelmiş bir problem devraldık. Biz de diyoruz ki demokratikleştireceğiz, sivileştireceğiz Türkiye'yi adalet içerisinde kalkındıracağız ülkeyi. 60 yıldır bir şekilde gizli gizli büyüyen, 20 yılda açık yara haline gelip kanayan bu mesele ilk defa bir partinin programına yazıldı. Bir hedef haline getirildi."

Kaynak: Diyarbakır Söz