Görüş Bildir

Beyin felci (Serebral Palsi ) pençesinden uzman doktorluğu uzanan yolculukta...

Mehmet Servet Şatıroğlu, doğuştan Serebral Palsi hastalığı pençesinde iken yürüme yeteneği de ortadan kalkmıştı. Serebral Palsi hastalığına yenik düşmeyen Şatıroğlu, adeta hastalığa ve kendisine inat yapamazsın diyenlere savaş açarcasına Hacettepe Tıp Fakültesini bitirdi. Uzman olan ŞAtıroğlu, kendisi gibi engelli ola bireyler için adeta çabalıyor

Beyin felci (Serebral Palsi ) pençesinden uzman doktorluğu uzanan yolculukta...

Mehmet Servet Şatıroğlu, doğuştan Serebral Palsi hastalığı pençesinde iken yürüme yeteneği de ortadan kalkmıştı. Serebral Palsi hastalığına yenik düşmeyen Şatıroğlu, adeta hastalığa ve kendisine inat yapamazsın diyenlere savaş açarcasına Hacettepe Tıp Fakültesini bitirdi. Uzman olan ŞAtıroğlu, kendisi gibi engelli ola bireyler için adeta çabalıyor

İzmirli 38 yaşındaki Mehmet Servet Şatıroğlu, doğumunda beynine yeterli oksijen gitmemesi nedeniyle beyin felci geçirdi. 3 büyük ameliyat geçiren Şatıroğlu, lisede yürüyemez hale geldi. Ailesi ve arkadaşlarının kendisinden ümidini kestiği sıradaHacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni kazandı. Şatıroğlu, mezun olduktan sonra girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavı'nda ilk 300'e girdi. Hayalini kurduğu fizik tedavi uzmanı olan Şatıroğlu, şimdi kendisi gibi engeli bulunanları iyileştirmek için çaba harcıyor.

Serebral palsi (SP), diğer adıyla beyin felci, doğum öncesinde, sırasında veya sonrasında merkezî sinir sisteminin hareket işlev alanlarının hasar görmesinden dolayı oluşan tablodur. Beynin oksijensiz kalması sonucu olabileceği düşünülmektedir. Hastalık değildir[kaynak belirtilmeli], tedavisi yoktur, ancak etkisinin en aza indirilmesi söz konusudur. Bu dafizyoterapi, ergoterapi, çocuk gelişim uzmanının hazırladığı gelişim destek programları ve aileye vereceği danışmanlık, cerrahî müdahaleler ve medikal cihazlama ile sağlanır. Serebral palsili çocuklarda güçsüzlük, sertlik, yavaşlık, titreme ve denge bozukluğu gibi pek çok sorun gözlenebilir. Sorunlar hafiften ağıra değişiklikler gösterebilir. Bunun dışında yoğun egzersiz programları, bu tablonun etkisinin kalkmasında medikal cihazlama ve cerrahî operasyonların önüne geçmiştir.

Serebral palsi etyolojisi tam aydınlatılmamakla birlikte prematürite, düşük doğum ağırlığı, enfeksiyon, travma, beyin kanaması, doğumda yaşanan komplikasyonlar ve ilaç/madde bağımlısı anne gebeliği risk faktörleri olarak sıralanmaktadır.

SP, yeni doğan çocukları etkileyen bir grup nevraljik düzensizliklerin birleşimine denir. Dört tip beyin felci vardır:

Spastik beyin felci,

ekstrapiramidal beyin felci,

atonik beyin felci ve

bu tiplerin karışımından oluşan beyin felci.

SP'nin en çok bilinen dört farklı şekli vardır:

kuadripleji

dipleji

parapleji

hemipleji

Ayrıca hipotoni de bu tabloda çok ender görülür. Spastisitenin tam tersidir, kas tonuslarında azalma görülür. Bu tablonun zekâ ile bir alakası yoktur. Yani SP'li bireyde zekâ geriliği olmaz. Çok fazla etkilenmiş ise fiziksel engel bulunur. Mental gerilik çok nadir gözlemlenir.

Hastalığın teşhisi genellikle 6-12 aylıkken konur. Nörolojik gelişimin tamamlanmasından sonra beklenilen baş tutma, yürüme gibi hareketlerin olmayışı serebral palsiyi düşündürmelidir. Teşhis muayene ile konmaktadır. Tedavi, klinik tablonun ilerlemesini durdurmaya yöneliktir.

SEREBRAL PALSİ’YE NE NEDEN OLUR?

Serebral palsi nedenleri çok çeşitlidir. Genel olarak 3 gruba ayırabiliriz: doğum öncesi, doğum sırasındaki ve doğum sonrası nedenler. Doğum öncesi nedenler arasında anneye ait hastalıklar; örneğin tiroid hastalıkları, diyabet, annenin geçirdiği enfeksiyonlar, annede pıhtılaşmaya neden olan hastalıklar, hipertansiyon, yüksek ateş, vitamin eksiklikleri, plasenta yerleşim bozuklukları, toksinler, ilaçlar ve annenin travmaya maruz kalması olarak sıralanabilir. Bebeğe ait nedenlerde ise; çoğul gebelikler, kordon dolanması ve beyinde oluşan çeşitli anomalileri sayabiliriz. Doğum sırasındaki nedenlere örnek vermek gerekirse; zor doğumlar, erken doğum (prematürelik) veya geç doğum (postmatürite), kordon dolanması/sarkması, kordon kısalığı/uzunluğu, bebeğin kalp atım sayısının azalması, gebelik kesesinin erken açılması gibi nedenler sayılabilir. Doğum sonrası nedenler arasında ise; sinir sistemi enfeksiyonları, beyinde oksijensizliğe bağlı olarak gelişen hasarlar, kan uyuşmazlığına bağlı sarılıklar, kafa travmaları, beyin kanamaları gibi nedenler sayılabilir.

SEREBRAL PALSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Serebral palsi belirtileri çok çeşitli olup, beyinde etkilenen bölge ile ilişkili olarak farklılıklar gösterir. En sık görülen belirtiler; kaslarda aşırı kasılma hali ile ortaya çıkan spastisite, beyinde tutulan bölge ile ilişkili olarak çeşitli vücut bölümlerinde felçler, denge bozuklukları, görme, işitme, konuşma problemleri, epilepsi nöbetleri, beslenme problemleri, tükürük kontrolünde sorunlar, öğrenme, algı ve davranış problemleri ve kas iskelet sistemi sorunları olarak sayılabilir. Bahsettiğimiz bu problemlerin bir kısmı, çocukta zaman içinde ortaya çıkar. Örneğin; spastisite nedeniyle zaman içinde eklemlerde şekil ve fonksiyon bozuklukları görülebilir. Ancak hiç şüphesiz aile ve hekimler açısından en önemli durum, serebral palsili çocuğun erken dönemde tanınmasıdır. Yeni doğan döneminde serebral palsi için ipuçları; hareketsizlik, aşırı ağlama, konvülsiyon nöbetleri, emme ve yutma güçlükleri, kaslarda aşırı gerginlik, motor hareketlerde azlık, yeni doğana ait kıpır kıpır hareketlerin olmaması, bir yaş altında, el tercihi ve normal gelişim basamaklarına ulaşmama (örneğin baş kontrolü, oturma veya geri kalma) dikkat çekici olmalıdır. Dokuz aydan sonra erken belirtiler ise; gelişim basamaklarında gecikme (oturma, emekleme, sıralama, yürüme), istemsiz hareketler, denge problemleri, parmak ucuna basma, w pozisyonunda oturma gibi belirtiler özellikle aileler açısından uyarıcı olmalıdır.

SEREBRAL PALSİNİN YAYGINLIĞI NEDİR?

Serebral palsi, çocukluk çağının sık görülen gelişimsel bozukluklarından biridir. Gelişmiş ülkelerde sıklığı, her bin çocuktan ikisinde görülürken, ülkemizde yapılan çalışmalarda sıklığı bin çocukta 4 ila 5 arasında bulunmuştur. Özellikle 1500 gramın altındaki düşük doğum ağırlıklı ve gebelik yaşı küçük bebeklerde ve ayrıca in vitro fertilizasyon ile doğan bebeklerde sıklığı artmaktadır.

HASTALIK TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?

Serebral palsi tedavisinde, beyinde oluşmuş hasarı tedavi etmek günümüzde mümkün olmasa da, var olan belirti ve bulguları azaltmaya yönelik tedaviler ve uygun rehabilitasyon yaklaşımları ile çocuğun kazanabileceği en üst bağımsızlık düzeyini kazanması, tedavinin temelini oluşturur.

SEREBRAL PALSİ TEDAVİSİ NEDİR, NE KADAR SÜRER VE KİMLER TARAFINDAN UYGULANMALIDIR?

Serebral palsi tedavisi yaşam boyu sürer ve her çocuk için tedavi hedefleri farklı olup, uygulanacak tedavi yöntemleri de değişiklik gösterir ve tedavide ekip yaklaşımı son derece önemlidir. Tedavi ekibini tanımlamak gerekirse; pediatrik nörologlar, fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimleri, ortopedistler, pediatrik cerrahi uzmanları, fizyoterapistler, iş uğraşı terapistleri, konuşma terapistleri, özel eğitim uzmanları, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, ortez ve protez teknisyenlerinden oluşur. Uygulanacak yöntemleri; ilaç tedavileri, cerrahi tedaviler ve rehabilitasyon uygulamaları olmak üzere 3 ana başlık altında toplayabiliriz. Serebral palsi rehabilitasyonunda; fiziksel tıp ve rehabilitasyon hekimi; kas iskelet sistemini ilgilendiren problemler ve hareket bozukluklarının tanısı, tedavi ve takibinde, spastisitenin tedavisinde, uygulanacak cihazların belirlenmesi ve reçete edilmesi ve çocuğun motor gelişiminin desteklenmesi ve ihtiyaçlarının belirlenmesinde önemli rol alır ve çocuğun izlemini yapar. Tedavide önemli olan serebral palsili çocuk için doğru zamanda doğru tedavi yaklaşımının belirlenmesi ve uygulanmasıdır. Serebral palsi rehabilitasyonunda, ekibin en önemli üyelerinden biri çocuğun ailesi ve pek tabii ki serebral palsili çocuktur. Ailelerin bilgilendirilmesi, tedavide aktif olarak yer almalarının sağlanması yanında, aileye her anlamda destek verilmelidir. Bu arada unutulmaması gereken bir diğer nokta da, sonuçta serebral palsili çocuk da diğer çocuklar gibi oyuna ve eğlenceye ve kendi yaş grubundan çocuklarla birlikte olmaya, yani hayatını yaşamaya ihtiyaç duymasıdır. Serebral palsili çocukların, kendileri için uygun eğitim programlarına katılımlarının sağlanması son derece önemlidir. Bu konuda hem çocuğa hem aileye destek olunmalı ve toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir. HÜRRİYET AİLE

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Muhabir