Görüş Bildir

Boynunuz kısaldı mı?

Prof. Dr. Engin Çakar, sinsi bir hastalık olarak tanımlanan ve erken dönemde belirti vermeyen kemik erimesinin, düzenli spor ve doktor kontrollü ilaç tedavisi, kalsiyumdan yönünden zengin beslenme ve D vitaminin desteği ile tedavisinin mümkün olduğunu söyledi.

Boynunuz kısaldı mı?

Kemik erimesinin, kemiğin kütlesinde ya da yoğunluğunda ortaya çıkan zayıflama olduğunu belirten Prof. Dr. Engin Çakar, “Kemiğin iç yapısını bir bal peteğine benzetebiliriz. Kemik erimesini de o bal peteğindeki küçük deliklerin giderek artması ve aralarındaki köprü şeklindeki yapının zayıflaması olarak tanımlayabiliriz. Genellikle 50 yaş sonrası dönemde sık görülen bir tablodur” dedi.

HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR, İLERİ YAŞTA BOYDA KISALMA ÖNEMLİ BİR SİNYAL

Kemik erimesinin her yaşta görülebileceğini belirten Prof. Dr. Engin Çakar sözlerine şöyle devam etti, "Kemik erimesi, her yaşta görülmekle birlikte genellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde daha sık ortaya çıkıyor. 50 yaş sonrası her 2 kadından birinde ve 4-5 erkekten birinde kemik erimesi sorunu oluşabiliyor. Kemik erimesi sinsi ve erken dönemde belirti vermeyen bir hastalık olduğu için insanların bu sorun ile karşı karşıya olup olmadıklarını anlamaları çok zor. Bu nedenle bazı bulgulara çok dikkat etmek gerekiyor. Bir kişi en başta kendi boyunu değerlendirebilir. 20’li yaşlara göre eğer boyunda kısalma hissediyorsa ve bu 3-4 santimden fazlaysa kemik erimesi bulgusu olarak kabul edilebilir. Hareket kabiliyetinde azalma, artmış sırt ağrıları önemli bir bulgu olabilir. Aile hikayesinde kişinin annesinde babasında basit osteoporoz denilen kemik erimesine bağlı kırık hikayeleri de önemli bulgular arasındadır. Hasta eğer çok fazla sigara içiyorsa, bunun yanında genel dengesiyle ilgili sıkıntıları varsa, düşme sorunu yaşıyorsa, kemik erimesi akla bu gelmeli. Kırığı önlemek için fizik tedaviye başvurulmalı."

KEMİK ERİMESİ SORUNU ÇOCUKLUK YAŞLARDAKİ BESLENME İLE İLGİLİ

Kemik erimesinin temellerinin çocukluk çağında atıldığını dile getiren Prof. Dr. Engin Çakar,  kemik erimesinin aslında toplumsal bir sağlık sorunu olduğunu ve bunun temellerinin çocuk yaşlarda atıldığını belirtti.  Yaşam stili değişikliğinin, hastalıktan korunmada önemli birfaktör olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çakar sözlerine şöyle devam etti, "Kemik mineral yoğunluğunun artması sağlanarak, kemik erimesine karşı önlem alınabilir. Bunun için de düzenli spor ve kalsiyumdan zengin beslenme ile D vitaminin yeterli miktarda alımı önemlidir. D vitamini, cildin güneşe maruziyetiile vücutta sentezlenen bir hormondur. Günlük 1000-1500 mg kalsiyum alımı, düzenli spor ve D vitamini ile kemik kütlesi artar. Bu artış 35’li yaşlara kadar devam eder ve 35’ten sonra da bir plato çizmeye başlar. Bu süreçte düzenli spor yapmak, dengeyi korumak, yer çekimine karşı bazı hareketlerin yoğun olduğu sporlara yönelmek kemik mineral yoğunluğunu artırır."

VAKİT KAYBETMEDEN DOKTORA BAŞVURUN

Kemik erimesinin tedavi sürecinde öncelikle, var olan kalsiyum eksikliğinin giderildiğini anlatan Prof. Dr. Çakar, "Kalsiyumdan zengin beslenme, spor ve düzenli ilaç kullanımı tedavi programını oluşturmaktadır. Takiplerin düzenli olması ve hastaların kullandıkları ilaçların yan etkilerine karşı doktorunu bilgilendirmesi çok önemlidir. Bunun yanında kemik erimesine bağlı kırıkların oluşmaması için düşmeyi engelleyecek denge egzersizleri yapılmalıdır" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi