'Bu hapları acilen yasaklayın'

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, gıda takviyesi adı altında sağlık beyanları kullanılarak piyasaya sürülen, yazılı ve görsel medyada tanıtımı ve pazarlaması yapılan bitkisel ürünlerin satışının acilen durdurulmasını istedi.

'Bu hapları acilen yasaklayın'

Çolak, 14 Mayıs-20 Mayıs tarihlerini kapsayan “Eczacılık Haftası” dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, hafta boyunca Türkiye'de ciddi bir halk sağlığı sorunu haline gelen bitkisel ürünlerin ve gıda takviyelerinin kullanımı konusunda halkı bilgilendirmeyi hedeflediklerini ifade etti.

Dünya ölçeğinde değişen sağlıklı olma anlayışı çerçevesinde alternatif ya da destekleyici tedavi gibi farklı tedavi yöntemlerine ve bitkisel ürünlere yönelik artan bir ilgi yaşandığına dikkati çeken Çolak, buna paralel olarak söz konusu ürünlerin kullanımına bağlı ilaç etkileşimleri ve rahatsızlıklarda da artış gözlemlendiğini söyledi.

BİTKİSEL ÜRÜNLER

Bitkisel ürünler konusunda Türkiye'de alanın tanımlanması, yasal düzenlemeler ve denetim aşamasında ciddi sıkıntıların bulunduğunu anlatan Çolak, bunlardan en önemlisinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan gıda destek maddesi adı altında ruhsat alıp bitkisel tedavi edici şekliyle piyasaya sürülen ürünler olduğunu belirtti.

2010 yılında yürürlüğe konulan Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği ile Türkiye'de de bitkisel ilaçların sunumunda eczanelerin yetkili ve sorumlu olduğunun yasal bir çerçeveye kavuşturulduğunu ifade eden Çolak, ancak bitkisel ilaç tanımı ve sınıflandırması açısından mevzuatta boşlukların bulunması nedeniyle söz konusu ürünlerin eczaneler dışında halka sunulmaya devam ettiğini söyledi.

 

FAZLA DOZDA

Bitkisel ürünlerin gereğinden fazla dozda kullanılması ya da faydalanıcıların doğru belirlenememesi durumunda yarardan çok zarar getireceğini belirten Çolak, bu ürünlerin özellikle çocuklarda, hamilelerde ve emziren kadınlarda, yaşlılarda, ergenlik çağındaki gençlerde, bağırsaktaki emilimi etkileyen patolojik durumlarda, uzun süren ya da cerrahi müdahaleden geçmiş hastalarda beklenenden çok daha farklı veya çok daha artmış oranlarda etki gösterebildiğini anlattı.

Bitkisel ürünlerin ve gıda takviyelerinin diğer ilaçlarla birlikte kullanılırken son derece dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Çolak, bu konuda en doğru bilgiye hekim ve eczacı vasıtasıyla ulaşılabileceğine dikkati çekti.

"BİTKİSEL İLAÇLAR ECZACILAR ELİYLE YÜRÜTÜLSÜN"

Türkiye'de bitkisel ürün, drog ya da ilaçlarla ilgili olarak eğitim alan asli meslek grubunun eczacılar olduğunu kaydeden Çolak, “Doğru üretim standartlarına göre üretilmiş bitkisel ilaçların doğru danışmanlık hizmeti ile halka sunulması ancak eczacılar eliyle yürütülebilir” ifadelerini kullandı.

“Yanlış bitkisel ürün kullanımı, yarattığı olumsuz sonuçlar itibarıyla sağlık ekonomisi bakımından da büyük bir külfet getirmektedir” diyen Çolak, şunları kaydetti:

“Halk sağlığı açısından yarın daha büyük sorunlarla karşılaşılmak istenilmiyorsa gıda takviyesi adı altında sağlık beyanları kullanılarak piyasaya sürülen, yazılı ve görsel medyada tanıtımı ve pazarlaması yapılan ürünlerin satışı acilen durdurulmalıdır. Sağlığa ilişkin her türlü ürün Sağlık Bakanlığı'nın onayından geçtikten sonra bir sağlık profesyoneli olan eczacı danışmanlığında hastalara ulaştırılmalı, bu ürünlerin satışı yalnızca eczanelerimizden gerçekleştirilmelidir.”

YASAYA DESTEK

Çolak, bir soru üzerine Eczane ve Eczacılık Kanunu'nda değişiklik yapan kanun teklifinin yarın TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceğini dile getirerek, yasa teklifinin tüm talepleri karşılamadığını, ancak bu haliyle bile olsa özellikle eczane eczacılarının sorunlarını büyük ölçüde çözeceğini düşündüklerini ifade etti. Çolak, “Yasayı bu haliyle destekliyoruz” dedi.

Çolak, soru üzerine Türkiye'deki ideal eczane sayısının 20 bin dolayında olduğunu belirterek, “4 bin fazlalık var ama biz ilçeyi baz aldık. İlçeyi baz aldığınızda bazı ilçelerde eczane açılmayacak ama bazı ilçelerde de eczanelerde açılabilecek. Böylece ilçe bazında 2 bin 500 tane eczane açılabilecek alanımız var” dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz