Nar, kiraz ve muz Kur'an'da nasıl geçiyor?

Kur'ân'da bazı gıda maddeleriyle birlikte bazı meyvelerin adı da zikrediliyor.

Nar, kiraz ve muz Kur'an'da nasıl geçiyor?

Bunlardan hurma, incir ve zeytin en çok bilineni. Ama nar, kiraz ve muzun da Kur'an'da geçtiğini çok kimse bilmiyor. Yeni Ümit dergisinin son sayısında Prof. Dr. Davut Aydüz'ün kaleme aldığı "Kur'ân-ı Kerîm'de Zikredilen Meyveler" adlı makalede bu meyvelere de dikkat çekiliyor. Nar, Kur'ân'da üç yerde geçiyor. En'am Sûresi 99. ayette; "Gökten su indiren O'dur. Sonra Biz onunla her çeşit bitkiyi çıkarırız. O bitkiden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş taneler, başaklar çıkarırız. Hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm, zeytin ve nar bahçeleri yetiştiririz..." denilir. Kiraz ve muz ise Kur'ân'da bir yerde Vakıa Sûresi'nde geçer. Ayet-i kerime şöyle: "Ashab-ı yemin ki ne ashab-ı yemin! Ne mutludur onlar! Dalbastı kirazlar, dolgun salkımlı muzlar, yayılmış gölgeler... Şırıl şırıl akan sular... Tükenmeyen, eksilmeyen, hiçbir surette esirgenmeyen birçok meyveler içindedirler." (Vâkıa, 28-33).

En iyi yol istirahat

Prof. Dr. Tevfik Özlü, gribin istirahat ile daha çabuk atlatılabileceğini belirterek, “İstirahat sırasında kaybedilen iş günü, istirahat edilmediğinde ortaya çıkan kayıplarla karşılaştırıldığında daha ekonomiktir” dedi.

Özlü, yaptığı açıklamada, grip hastalarında istirahat edilmesinin, bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile solunum yolu sekresyonlarını giderici ilaçların kullanılmasıyla yakınmaların kontrolünün mümkün olduğunu belirtti.

Salgınlardan korunmanın çok zor olduğunu ifade eden Özlü, “Salgınlar sırasında ilk olarak genellikle arkadaşlarından mikrobu alan öğrenciler, bunu izleyen ikinci aşamada ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulur. Salgınlar ortalama 5-7 haftada kendiliğinden sonlanır. Kuzey yarım kürede salgınlar sıklıkla Kasım-Mart aylarında görülür” diye konuştu.

 

GRİBE YAKALANAN KİŞİ

Gribe yakalan kişilerin istirahatlerine önem vermesi gerektiğini vurgulayan Özlü, şöyle devam etti:

“Grip hastalığında istirahat çok önemlidir. Bu hem hastanın daha kısa zamanda iyileşmesini ve tehlikeli, ölümcül komplikasyondan korunmasını salar hem de etrafına hastalığı yaymasını önler. İstirahat sırasında kaybedilen iş günü, istirahat edilmediğinde görülebilecek komplikasyonlar ve diğer kişilere hastalığın bulaşmasıyla ortaya çıkan kayıplarla karşılaştırıldığında çok daha ekonomiktir.”

"İLAÇ KULLANILMALI"

Hastalıkla ilgili yakınmaları aza indirmek için ilaç kullanılması gerektiğine işaret eden Özlü, “Hastalığı ilaç kullanmadan atlatacağım diye rahatlatıcı ilaçlardan kaçınmanın gereği yoktur. Çünkü yakınmalar hasta için oldukça ızdırap verici ve yaşamı zorlaştırıcıdır” dedi.

Grip hastalarında sıklıkla kullanılan ilaçların hastalığı tedavi etmek amacıyla değil, hastanın yakınmalarını düzeltip onu rahatlatmak amacıyla kullanıldığını ifade eden Özlü, şunları kaydetti:

“Doğrudan grip virüsüne karşı etkili bazı ilaçlar da vardır, ancak yarar zarar hesabı yapıldığında bunların her grip geçiren kişiye uygulanması yerine, gribe bağlı komplikasyonların görülme ihtimali fazla olan risk grubu hastalara verilmesi daha doğrudur. Gribin en korkulan komplikasyonu hastalığa ilave olarak zatürre gelişmesidir. Ayrıca bronşit, sinüzit, kulak ve bademcik iltihapları gibi komplikasyonlar da gelişebilir.

HASTALIĞIN AĞIR SEYRİ

Hastalığın ağır seyrettiği kişiler, yaşlı ve kronik hastalığı olanlar ve 3-5 günlük ateşli dönemin ardından düzelme periyotuna girip daha sonra tekrar ateşi yükselip hastalananlar, mutlaka bu komplikasyonlar açısından bir hekim tarafından değerlendirilmelidir.”

Kaynak: Diyarbakır Söz