Bayram ile birlikte beslenme ve uyku düzeninin ramazan öncesi dönemdeki sisteme döneceğini belirten Yorulmaz, "Bu da vücudun kendisini koruma çabasıyla psikolojik olarak daha fazla yemek tüketme isteğini ortaya çıkarabilmektedir. Vatandaşlar ramazan sonrasında aşırı yemek isteğine karşı dikkati olmalıdırlar. Metabolizmadaki yavaşlama bayram ile hemen normal hızına dönmemektedir. Bu nedenle bayramda aşırı yemek tüketmeyle hazımsızlık, mide ve bağırsak problemleri olmak üzere sindirim sistemi rahatsızlıkları daha sık yaşanır." diye konuştu.
Bayramın ilk günlerinde hem psikolojik hem de gelenekler açısından normal beslenme düzeninin dışına çıkıldığını anlatan Yorulmaz, şunları kaydetti:
"Geleneklerimize bağlı olarak bayramda tatlı, hamur işleri, çay ve kahve tüketimi artmaktadır. Bayramda birdenbire aşırı miktarda yemek yemek, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları aşırı tüketmek sindirim sistemi ve çeşitli organlarda ani rahatsızlıklara neden olur. Özellikle bayram ziyaretlerinde beslenme büyük titizlik ve özen gerektirmektedir. Ev sahipleri genellikle tatlı, çay ve kahve ikram ettikten sonra misafirlerine ikram edilen yiyecek ve içecekleri tüketmeleri konusunda ısrarcı olmaktadır. 'Bir defadan bir şey olmaz. Bayramdan sonra diyete devam edersin. Bu kadarcık yemek içmekle bir şey olmaz.' gibi ısrarlar sonrasında aşırı tüketilen yiyecekler kişilerde ani rahatsızlıklara neden olabiliyor."
Israrın misafirler için kötülük yapmak olduğunu belirten Yorulmaz, "Hava sıcaklıklarına dikkat edilmesi gereken bu günlerde ikramlar sonucu aşırı gıda alımı ile kronik rahatsızlığı olanlar bayramı hastanede geçirebilir. Sonuç olarak ikramlara 'evet' diyerek bayramı hastanede geçirmeyin. Bayramdaki ikram porsiyonlarını orantılı şekilde, az miktarda tüketmek sağlık açısından olumlu etki yaratacaktır" şeklinde konuştu.
Bayram tatilini evleri yerine yazlıkta ya da otelde geçirenlerin de beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini ifade eden Yorulmaz, "Bayramı otelde ya da yazlıkta geçirenlerin beslenme düzeninde de bozulmalar ortaya çıkabiliyor. Fast food beslenme, açık büfe ile öğün saatlerine uyum sağlayamayan kişiler de sağlık sorunu yaşayabilir. Açık büfeye olması sürekli yemek yeme isteğini ortaya çıkarabilir. Bu nedenle de otelde, yazlıkta tatil yapanlara az miktarda yiyecek tüketimini öneriyoruz" dedi.
- Ağır yağlı yemekler ve kızartmalar tehlikeli
Bayramda fazla ve dengesiz beslenmenin en çok kalp, damar, pankreas, mide ve bağırsakları etkilediğini dile getiren Yorulmaz, 3 öğün yemek düzeni oturana kadar porsiyonların az miktarda tüketilmesi gerektiği önerisinde bulundu.
Ramazan ayı sonrasında da mümkün olduğu kadar ev yemeklerinin tüketilmesi gerektiğini anlatan Yorulmaz, şunları kaydetti:
"Sabah güne mutlaka kahvaltı ile başlanmalıdır. Kahvaltıda yağlı ve ağır olabilecek börek yada poğaça yerine yerine peynir, zeytin, yeşillik ve evde sıkılmış meyve suları tüketilmelidir. Diğer öğünlerde ise beyaz et, sebze ve salata gibi ürünler tüketilebilir. Ağır yağlı yemekler ve kızartmalardan ile gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Öte yandan kabızlık bayram ve tatillerde rastlanan bir rahatsızlıktır. Hava değişimi ve öğün düzeni değişikliği nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu nedenle her öğünde 1 kaşık yağ eklenmiş salata tüketmek su tüketimini 2 litrenin altına düşürmemek ve öğün düzenini sağlamak bu şikayetleri azaltacaktır."
