Şizofren Hastalığına Tek Çare ‘Sanat Terapisi’

Ruh ve Sinir Hastalıkları olarak bilinen şizofrene tedavi spor ve sanatta gizli.

Şizofren Hastalığına Tek Çare ‘Sanat Terapisi’

Şizofreni tedavisinde bireysel danışmanlık, bilgisayar ve diksiyon eğitimi ile resim, ebru ve çini gibi sanat, futbol, basketbol ve cimnastik gibi spor aktivitelerini kapsayan "ergoterapi" çalışmaları, başarı sağlıyor.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi (BRSHH) Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi Koordinatörü Dr. Mehtap Arslan, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü için ana temayı "Ruh Sağlığı ve Onurlu Yaşam" olarak belirlediğini söyledi.

Ruhsal sorun yaşayanların damgalama ve ayrımcılığa maruz kalabildiklerine dikkati çeken Arslan, bu kişilerin kendilerinin tercih etmediği hastalıkları nedeniyle saygı görmemelerinin ve ayrımcılığa maruz kalmalarının hastalığın seyrini de kötüleştirdiğini anlattı.

Arslan, damgalama ve ayrımcılığın kökeninde korku hissinin bulunduğunu belirterek, "İnsanlar anlayamadıkları, genel geçer normlara aykırılık gösteren davranışları tanımlayamadıkları için uzak durmayı ve ötelemeyi tercih ediyor. Hastalıklar tedavi edilebilir ve doğaları anlaşılır oldukça üzerilerindeki damga da azalır ve yok olur. Bu nedenle toplum, bu hastalıklar hakkında bilgilendirilmeli, rahatsızlığı olan kişilerle temas edilmeli, insani bir ilişki kurulması sağlanmalı" diye konuştu.

TEDAVİDE MODERN YAKLAŞIMLAR

Damgalanma ve toplumsal ayrımcılığı en çok şizofreni hastalarının yaşadığına işaret eden Arslan, şizofreninin ruhsal bozukluklar, düşünce, duygulanım, bilişsel ve davranışsal alanlarda önemli bozukluklarla seyrettiğini söyledi.

Arslan, hastalığın erken yaşta başlaması ve süreğen seyir izlemesi nedeniyle hastaların eğitim, meslek ve sosyal ilişkiler gibi alanlarda ciddi kayıplar yaşadığını dile getirerek, bu olumsuzlukların sosyal rol performansını azalttığını, yalnızlaşmaya yol açtığını ve yaşam kalitesini düşürdüğünü anlattı.

Modern psikiyatrik yaklaşımın, artık şizofrenide iyileşmeyi yalnızca belirtilerin kontrol altına alınmasıyla sınırlandırmadığına işaret eden Arslan, bunun yerine kişiler arası ilişkilerin iyileştirilmesi, günlük aktivitelerin bağımsız ya da en az destekle yapılabilmesi, istihdam sağlanması gibi bireylerin yaşam kalitesini arttıracak uygulamaların yapıldığını vurguladı.

"GÜNDÜZ HASTANESİ" REHABİLİTE PROGRAMINA İYİ BİR ÖRNEK

"Gündüz Hastanesi" uygulamasının psikososyal rehabilitasyon programına iyi örnek olduğunu belirten Arslan, "Bu şekilde, klasik yöntemlerle tedavi edilen pek çok şizofreni hastasının hayatında yeni sayfa açıldı" dedi.

Arslan, Gündüz Hastanesinde bağımlı hayattan bağımsız yaşama doğru gelişim için rehberlik hizmeti verildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Merkezin üyesi olan her hastanın ve bir aile üyesinin katılmasının sağlandığı, 14 hafta süren'psikoeğitim grup programı' ile hastalara ve yakınlarına, hastalıkla ve tedaviyle ilgili temel bilgiler veriliyor. Bu kapsamda, hastalıkla başa çıkma becerileri kazandırılıyor, sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi amaçlanıyor ve hastalığa yönelik toplumda var olan damgalama ve ayrımcılığa karşı mücadele konusunda teknikler öğretiliyor.

Bu programla öğrettiğimiz temel bilgiler, programın ayrılmaz parçası olan yapılandırılmış bireysel danışmanlık görüşmeleri, ortam tedavisi, atölyelerde verilen resim, ebru, çini, müzik, dans, futbol, basketbol, jimnastik, pilates, bilgisayar ve diksiyon eğitimi gibi araçlarla yapılan ergoterapi çalışmalarıyla psikoeğitim grup programından elde edilen kazanımlar test ediliyor, eksikler gideriliyor ve kaydedilen gelişmeler pekiştiriliyor."

YÜZ GÜLDÜRÜCÜ SONUÇLAR ALIYORUZ

Arslan, programın tedavi sürecine ilişkin de önemli avantajlar sağladığını aktararak, "Programla hastaların hastaneye yatış sıklıklarının azalmasından bağımsız yaşama becerilerinin kazandırılmasına, kişiler arası ilişkilerin düzelmesinden istihdam edilmelerine kadar pek çok hedefi gerçekleştirme konusunda yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Programı tamamlayan şizofreni hastalarının yaşam kalitelerinin arttığına dikkati çeken Arslan, "Pek çok psikiyatri profesyoneli de dahil, toplumda birçok kesimin 'ümitsiz vaka' diye düşündüğü insanların belirli bir disiplin çerçevesinde çalışıldığında rahatsızlığı olmayanlar gibi üretebildiklerine, çalışabildiklerine, sosyal hayatın içinde var olabildiklerine tanık oluyoruz" görüşünü paylaştı.

Kaynak:Habertürk

Kaynak: Diyarbakır Söz