4 yıl önce ölecek diye mezarı kazıldı, şimdi organ bağışının önemini anlatıyor

BURSA’da, dört yıl önce eşiyle birlikte yediği mantarlardan zehirlenen Murat Arabacı, ölümüne saatler kala uygun karaciğerin bulunması ile hayata tutundu. Eşini aynı zehirlenme olayında kaybeden, kendisi için mezar yeri hazırlananı Arabacı, ikinci hayatını yaşadığı 4 yıldır gittiği her yerde insanları organ bağışına davet ediyor.

4 yıl önce ölecek diye mezarı kazıldı, şimdi organ bağışının önemini anlatıyor
Bursa’da tersanelerde kaynakçılık yaparak geçimini sağlayan 31 yaşındaki Murat Arabacı ve 23 yaşındaki eşi Sibel Arabacı, 4 yıl önce komşularının getirdiği mantarlardan zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Hayati tehlikeleri bulunan çift, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne sevk edildi. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Sibel Arabacı yaşamını yitirdi.
Doktorlar yakınlarına, Murat Arabacı’nın durumunun da çok kritik olduğunu ve her an yaşamını yitirebileceğini söyledi. Alınan haber üzerine ailesi çiftin mezarlarını kazdırdı ve tabutlarını da hazırladı. Ancak Murat Arabacı, son saatlerde uygun organın bulunması ile yeniden yaşama döndürüldü. 4 yıl önce ölümün kıyısından organ bağışı ile kurtulan Murat Arabacı, toplumda ilginin artırılması amacıyla gittiği her yerde insanları organ bağışı yapmaları konusunda tavsiyelerde bulunuyor.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından Organ Bağışı Haftası kapsamında Tıp Fakültesi öğrencilerini organ bağışı konusunda bilinçlendirmek amacıyla bir seminer düzenlendi. Seminere Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, karaciğer nakli olan hastalar ve öğretim üyeleri katıldı.

“ÖLECEĞİM DÜŞÜNÜLÜYORDU ANCAK UYGUN ORGAN İLE HAYATTAYIM”

Organ bağışı ile hayata tutunan Murat Arabacı da seminerin konuşmacıları arasında yer aldı. Olay gününü anlatırken duygu dolu anlar yaşayan Murat Arabacı, “Bu olay meydana gelmeden önce tersanelerde kaynakçılık yapıyordum. Dört yıl önce eşimle birlikte mantar zehirlenmesi yaşadık. Bizim komşumuz vardı. Onun köy yerinde kaynak işlerini yapıyorduk. Hanımı mantar toplamış onu bize de getirdi. Bir akşam eşimle birlikte yedik. Ertesi gün zehirlendiğimizi anladık. Sonra hemen hastaneye gittik. Eşim 24 saat içinde vefat etti. Beyin ölümü gerçekleşti. Benim de öleceğim düşünülüyordu. Ancak 24 saat içinde uygun organ bulundu. Şimdi çok şükür sapasağlam hayattayım” dedi.

“HERKESİ ORGAN BAĞIŞI KONUSUNDA DUYARLI OLMAYA DAVET EDİYORUM”

Zehirlenme olayının hemen ertesi günü eşinin beyin ölümü gerçekleştiğini belirten Arabacı, “Doktorlar aileme, eşi vefat etti, oğlunuzun da durumu çok ağır demişler. Onlar da ikimiz öleceğiz diye mezarlarımızı kazdırmışlar. Tabutlarımızı hazırlamışlar. Ancak 24 saat içerisinde bana uygun organ bulundu. Hemen akşam ameliyata alındım. Nakil işlemi gerçekleşti ve başarılı oldu. Eşim kurtarılamadı. Maalesef onu kaybettik. Olayın üzerinden dört yıl geçti. Dört yıldır nakil edilen karaciğer ile yaşıyorum. Şu an gayet sağlıklıyım. Mesleğime geri döndüm. Yeniden çalışmaya başladım. Hocalarımıza teşekkür ediyorum. Herkesi organ bağışına karşı duyarlı olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

ORGAN BAĞIŞI MEDENİYET ÖLÇÜSÜ

Seminerde konuşan Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Kaya, Organ Bağışı Haftası dolayısı ile toplumun farklı kesimlerine yönelik bilgilendirme etkinlikleri düzenlediklerini söyledi. Özellikle Tıp Fakültesi öğrencilerini de organ bağışı konusunda bilinçlendirmek amacıyla böyle bir organizasyon yaptıklarını vurgulayan Prof. Dr. Ekrem Kaya, ‘Organ bağışı kesinlikle çok hassas bir konu. Türkiye, organ bağışı noktasında dünya ortalamasının bir nebze üzerinde görünüyor. Ancak yine de bizim için yeterli bir oran değil. Toplumun her kesimini bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz. Organ bağışı bir medeniyet ölçüsüdür. Biz medeniyiz diyen ülkelerin önce organ bağışı oranını ne kadar geliştirdiklerine bakmak gerekiyor” diye konuştu.

DHA

Kaynak: Diyarbakır Söz