İdam istenebilir!

Çocuk istismarcılarına karşı verilecek ceza tartışmasında Diyarbakırlı vatandaşlar; "küçük çocuğa yönelik tecavüz suçlarına idam verilebilinir" dedi.

İdam istenebilir!

Son günlerde haberlerde sıkça duyduğumuz çocuk istismarı ve suçlulara verilen cezalar konusu kamuoyu gündemini yeniden meşgul etmeye başladı.  Söz Haber, Diyarbakır halkının çocuk istismarı ile ilgili neler düşünüyor, Verilen cezaları yeterli buluyor mu gibi soruları, halka sordu.

“SADECE TÜRKİYE’DE YAŞANAN BİR SORUN DEĞİL”

Uzman psikolog Sadık Sun, ekibimize yaptığı açıklamada, istismarı tanımı yaptı. Sun, “Çocuk istismarı maalesef toplumun kanayan bir yarası. Sadece Türkiye’de yaşanan bir sorun değil. Dünyanın her yerinde yaşanabilecek bir sorun. Çocuk istismarı bir ergen ve bir yetişkin tarafından da gerçekleştirilebilir. Ya da bazen bir çocuğun bir çocuğa yaptığı bir durum da olabilir. Kişinin bir ergeni veya bir çocuğu kendi cinsel haz ve dürtülerini tatmin etme amaçlı kullanmasıdır. Çocuğun önünde kendi kıyafetini çıkararak, haz duymak, çocuğun ırzına geçmek, pornografik materyallere maruz bırakmak, fuhuşa zorlamak gibi. Hepsi çocuk istismarına girmektedir” dedi.

“ÇOCUKLARA ÖNCELİKLE HAYIR DİYEBİLMEYİ ÖĞRETMEK GEREKİYOR”

Sun, istismara uğrayan çocuklardaki belirtileri ve suçlulara verilecek cezalara ilişkin ise şöyle konuştu:

“İstismar anlaşılması biraz zor ama anlamak imkansız değil. Bazı belirti kümeleri vardır. Mesela çocuk dersinde başarılı bir öğrencidir. Ders başarısı düşmüşse, tuvalet alışkanlığı kazanmış bir çocuğun tekrardan altına kaçırmaya başlamışsa, çizdiği resimlerde biraz cinselliği çağrıştıracak yada oynadığı oyunlarda cinselliği çağrıştıracak ipuçları varsa, bunu gerçekleştiren diyelim ki erkektir, erkeklere karşı uzak durma fobi olmuşsa, daha önce uykusu düzenliyse ama uyku düzeni bozulmaya başlamışsa gibi durumlar, çocuğun cinsel istismara uğradığını bize düşündürtebilir. Okula gitmeyi istememe, yada evden çıkmama yadsa tam tersi istismara uğradığı kişi evden biriyse, evden uzak durma gibi. İstatistiklere baktığımızda, yüzde 70 gibi bir oran çocuğun tanıdığı birisi tarafından istismara uğruyor. Hatta yüzde 25’lik bir oran yaşadığı evin içindeki bir bireyden kaynaklanabiliyor. Çocuklara öncelikle hayır diyebilmeyi öğretmek gerekiyor. Çocuklara sırlarını başkalarıyla paylaşmayı öğretmek gerekiyor. Çocuğa bazen nasihat etmek gerekiyor. Böyle bir durumu yaşarsan, mutlaka bizimle paylaş diye. Biz seni suçlamayacağız. Senin yanında olacağız. Sana yardımcı olmaya çalışacağız. Çocuk bundan emin olmalı. Bunun dışında böyle bir duruma maruz kaldığında, belirleyeceğiniz en az 5 kişi olmalı. Buna güven çemberi diyoruz. Onun vücudunun özel bölgelerinin nereleri olduğunu ve dokunulmaması gerektiğini öğretmek gerekiyor. Ama bunu öğretirken, kendisi de bir başkasının özel bölgesine dokunmamalı şeklinde öğretmek gerekiyor.Toplumda baktığımız zaman aslında cezaların yetersiz olduğu anlaşılıyor. Gerçekten caydırıcılığı yok ki devam etmektedir. Cezalar en yüksek seviyede olsa dahi bunlar biter mi? Yine bitmeyecektir. Çünkü bunların bir kısmı hastalıktır. İdam ve diğer cezalar şuan çok tartışılıyor. Ama bir olayın gerçekleşmesinden sonra onu tamir etmek gerçekten zordur. En önemlisi bu olaylar yaşanmadan çocuklarımıza bilinç aşılamalıyız.”

“EN BÜYÜK SEBEP EĞİTİM VE AİLE İÇİNDEKİ AHLAK”

Diyarbakır Kültür Turizm ve Musiki Derneği Başkanı Kenan Aksu da, toplumdaki ahlaki değerlere vurgu yaparak, “Biz aile içerisinde ve toplum içerisinde eğitimle ilgili eksikliklerimiz var. Bunların giderilmesi lazım. Bir şeyi düzelmeden ceza kesmenin anlamı yok. Suçu işleyen kişinin sebebini bulmamız lazım. Bununla ilgili politikaların uygulanması lazım. Bence en büyük sebep eğitim ve aile içindeki ahlak. İnsanların çocuklara verdiği eğitim ve öğretim ile ilgili bilgiler. Bunların düzelmesi lazım. Bir insanı idam etmekle bu işi bitiremezsiniz. Bu suç niye işleniyor veya ortam niye hazırlanıyor. Bunları irdelemek lazım. Bunun sebeplerini öğrenip, düzeltmek gerekiyor. Ama cezaların caydırıcı olması gerekir. Bu tür durumlarda en büyük cezaların verilmesi gerekir” diye konuştu.

“HUKUK NORMLARI ÇERÇEVESİNDE CAYDIRICI OLMA NOKTASINDA İDAM İSTENİLEBİLİR”

DİYANET-SEN Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Yahya Öger ise, hukuk normları çerçevesinde caydırıcı olma noktasında idam uygulanabileceğine işaret ederek, “Çocuklar evlerimizin neşesidir. Peygamber efendimizin ‘reyhan’ diye tabir ettiği çocuklarımız, maalesef bazı olumsuzluklarla karşılaşabiliyorlar. Çocuk istismarı gerçekten büyük suçtur. Ailelere çok ciddi manada görevler düşmektedir. İstismarın önlemini almanın yolu çocukların eğitilmesiyle olur. İstismarcılar kesinlikle cezalandırılmalı. Söz konusu kimyasal hadımdan tutun, değişik cezalarında olması gerektiğine inanıyoruz. Üzülerek söyleyeyim cezalarımız caydırıcı değil. İslami bir kimlik taşıyan DİYANET-SEN ve bu anlamda bizim çalışmalarımız, idamda Kur’anın değişiyle bir hayat olduğuna inanıyoruz. Evet idamda bir hayat vardır. Yani kastan bilerek birinin canının alıyorsanız, bir insanın evini yıkıyorsanız, tolumun huzurunu bozuyorsanız, Avrupa ve Amerika’da federal bazı bölgelerdeki idam cezasının bu toplumda da uygulanabileceğine inanıyoruz. İdamı istemek, şeriatı istemek değildir. Toplumun hukuku vardır, bu hukuk normları çerçevesinde caydırıcı olma noktasında idam istenilebilir. Toplumun vicdanı da rahat edebilir” şeklinde konuştu.

“10 YAŞ ALTI ÇOCUKLARA İŞLENEN SUÇLAR İÇİN İDAM OLMALIDIR”

Nizamettin Turan, istismar suçu işleyen kişilere yönelik en ağır cezaların verilmesini isteyerek, “Çocuk istismarında bence cezalar yetersiz. Özellikle 10 yaş altında istismara uğrayan çocuklar için çok ağır cezaların uygulanması lazım. Yani hapse giren bir adamın bir daha çıkmaması lazım. 10 yaş altındaki çocuklara işlenen suçlar için bence idam olmalıdır. Ben şunu da ifade etmek istiyorum. Bayanlar çok dekolte giyiniyorlar. Onlarda kendilerini düzeltseler çok iyi olur” dedi.

“GELECEĞİMİZİ TEHDİT EDEN BİR DURUM”

Mehmet Tekdemir de, devlet kurumlarının bu işe el atması gerektiğini belirterek, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından çok ciddi ve sonuç getirecek çalışmalar yapmasını bekliyorum. Çok önemli bir durum bu. Geleceğimizi tehdit eden bir durum. Hepimizin çocukları tehlike altında kalabiliyor. Başta eğitim alanında ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Hükümetten ciddi çalışmalar bekliyoruz. İdama normalde karşıyım ama istismar konusunda kesinlikle evet diyorum. Mutlaka olması gerekiyor” diye konuştu.

Muhsin Akçın bu tür cezaları işleyenleri toplum içinde idam edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu gibi insanları Diyarbakır diliyle doğramak lazım. Başka diyecek hiçbir şey yok. Ayrıca cezaları yetersiz buluyorum. Bu tür insanlara verilebilecek en iyi ceza toplum içerisinde ceza verilmesidir. Bu tarz insanları suça birazda sistem itmektedir. Toplum içinde bu insanların asılması ve doğranması lazım. Diyecek başka bir şey bulamıyoruz” şeklinde konuştu.

“BU TÜR HABERLERİ GÖRMEK İSTEMİYORUM”

Aziz Kurt da, “Devletin acilen bu konuya el atmasını çok ağır cezalar istiyorum. Bu tür insanları bu suça kişiliksizlikleri itmektedir. Çocuklara istismar eden kişilere ben insan gözüyle bakmam zaten. Bu iş ağır cezalarla ve caydırıcılıkla önlenebilir. Diğerlerine ibret olur en azından. Adana’daki olayda gördüğümüz gibi 3-4 yaşındaki çocuklara bile istismarda bulunulabiliyor. Halk olarak caydırıcı ceza istiyoruz. İdamı bende istiyorum. Çocuk istismarcılarına kesinlikle idam cezası getirilmesini istiyorum. İbreti alem olsun. Benimde çocuklarım var en azından bu tür haberleri görmek istemiyorum” dedi.

“ÇOK ÖFKELİYİM !”

Şükrü Akkaya isimli vatandaş ise, “Bu konuda inanın çok öfkeliyim. Ülke hukukunun bu konuda daha duyarlı olması lazım. Yıllar önce bir Hollywood filminde izlemiştim. Embır alarmı diye bir şey oluşturmuşlardı. Çocuğa istismar olayında yada bir kayıp olayında ülkenin bütün emniyet noktalarında, jandarmada dahil olmak üzere, bütün sivil toplum kuruluşlarına da haber giderek, çocuğun bulunması için bir alarma istemi oluşturmuşlardı. Ne yazık ki ülkemizde böyle bir sistem yok. Ne yazık ki her geçen gün çocuk istismarı, kadın istismarı ve açıklanmaya ensest ilişkilerde sanırım bir artış söz konusu. Artık bu duruma bir dur denmesi gerekiyor. Beşeri hukukla buna bir dur denilsin” diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz