Görüş Bildir

Kıyafetlerini kokluyorum!

Diyarbakır annelerinin, dağa kaçırılan çocuklarına kavuşma ümidiyle HDP İl Başkanlığı binası önündeki evlat nöbeti devam ediyor.

Kıyafetlerini kokluyorum!

Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin, partinin il binası önünde 3 Eylül'de başlattığı oturma eylemi 86'inci gününe girdi. Gaziantep'ten gelen Cennet Kavaklı yaptığı açıklamada, 2015'te usta birliğine giderken Tunceli Pülümür yolunda PKK'lı teröristlerce kaçırılan asker oğlu Adil Kavaklı'ya (24) kavuşuncaya kadar eylemini kararlılıkla sürdüreceğini söyledi.

Evladını istemekten vazgeçmeyeceğini dile getiren Kavaklı, şöyle konuştu: "Oğlumu çok özledim. Bugün 85'inci gün, 85 yıl da olsa evladımızı almadan buradan kalkmayacağız. İnşallah oğlum sağ salim gelir. Oğlumun kokusunu, konuşmasını özledim. O bana 'anneciğim' diyerek boynuma sarılırdı. Oğlumun her şeyini özledim. Bazen yemek yaparken 'Adil bu yemeği çok severdi.' diyorum. Ondan sonra yiyemiyorum. Aklımdan hiç çıkmıyor. Çoğu zaman onun sevdiği yemekleri oğlum yanımda olmadığı için yapmıyorum."

PKK ve HDP'ye tepkisini dile getiren Kavaklı, "İnşallah bundan sonra hiç bir annenin ve babanın yüreği yanmaz. Bir vatanımız, bir bayrağımız var. Önce Allah sonra vatan. İnşallah biter ve zafer bizim olur." dedi.

- "PKK'dan korkmuyorum"

Dağa 5 yıl önce kaçırılan oğlu Roşat için Hakkari'den gelen anne Necibe Çiftçi ise evladı gelinceye kadar oturma eylemini sürdürmekte kararlı olduğunu söyledi.

    Büyük oğlu Sami Çiftçi'nin de terör örgütüne destek vermediği için 2017'de PKK'lılarca köyden kaçırılarak katledildiğini anımsatan Çiftçi, "Çocuğumu almadan buradan kalkmayacağım." dedi.

Anne Necibe, kaçırılan oğlu Roşat için oturma eylemini sürdüreceğini belirterek, "HDP bizi temsil etmiyor. Bizi temsil etseydiler çocuğumuzu dağa götürürler miydi? Çocuklarımızı kandırırlar mıydı? 8. sınıfta okuyan, liseye geçecek çocuğu yaz tatilinde zorla dağa kaçırırlar mıydı?" ifadelerini kullandı.

Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"PKK'dan korkmuyorum. Onlardan korksaydım buraya gelmezdim. Onlar benim iki yavrumu, güya benim için öldürmüşler, birisini dağa kaçırdılar, birisini de şehit ettiler. İçim yanıyor, her gün bir fırında ekmek nasıl pişiyorsa benim içim de öyledir. Burada ölürsem,Türk bayrağı üstüme örtüp şehitliğe defnetsinler. Ben çocuğumu almayana kadar buradan kalkmam."

Çocuğunu çok özlediğini anlatan Çiftçi, "Çocuğumun kıyafetleri valizde her gün onları çıkarıp kokluyorum. Gece yatana kadar kokusu burnumda. Yatağını da daha yıkamadım, her gün yatağını kokluyorum." dedi.

- "Çocuklarımız gelsin temiz yataklarında uyusun"

 Tüm annelerin kendilerine destek vermesini isteyen Çiftçi, şunları dile getirdi:

"Bütün anneler gelin buraya, dik durun çocuklarımızı isteyelim. Çocuklarımız o rezillikten, pislikten, o bitlerin içinden çıksın. Çocuklarımız gelsin temiz yataklarında uyusun. Şemdinli'de tanıdığım annelere telefon açıp buraya çağırıyorum. Siz de gelip çocuklarınıza sahip çıkın. Bugün 85 gündür buradayım 85 sene de sürürse devam edeceğim. Ölene kadar buradayım. Eğer ölürsem de Türk bayrağını üstüme örtün beni şehitlik mezarlığına götürsünler. Ben Türk bayrağının altında yaşıyorum.Türk bayrağının altında da öleceğim."

Oğlu Vedat için eyleme katılan baba Şehmus Kaya ise  çocuğuna kavuşuncaya kadar eylemini sürdüreceğine işaret ederek, "Ben Kürt'üm ama bu bayrağın altında yaşamaktan mutluyum." diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi