Görüş Bildir

Savcı'dan El Kaide Uyarısı

DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'Ebu Hanzala' kod adlı Halis Bayancuk hakkında 'terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 22,5 yıl hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, terör örgütü El Kaide'ye ilişkin çarpıcı bilgiler yer aldı. El Kaide'nin Türkiye'de eyleme yönelme ihtimalinin hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten savcı, son dönemde Türkler'in çatışmalarda ve intihar eylemlerinde daha aktif yer aldığını kaydetti.

Savcı'dan El Kaide Uyarısı

Sakarya'da, 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle yargılamasına devam edilen 'Ebu Hanzala' kod adlı Halis Bayancuk hakkında, 'silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 22,5 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, terör örgütü El Kaide'ye ilişkin önemli bilgiler yer aldı. El Kaide'nin, çok sayıda ülkede bağlantıları bulunan, uluslararası ağ şeklinde yapılandığı ve eylemlerini belirli bir alanla sınırlandırmayarak, dünyanın her yerinde saldırılar düzenleyebildiği belirtilen iddianamede, örgütün 'Türkiye yapılanması'na dikkat çekildi. Örgütün dünya genelinde tehdit potansiyelini devam ettirdiğini belirten savcı, 'çatı- şemsiye örgüt' olarak nitelendirilen El Kaide'nin yapısını açıklamada, geleneksel örgüt modellerinin yetersiz kaldığını vurguladı. Alışılan hiyerarşik yapısı bulunmayan örgütün, her ülkede farklı düzeylerde yansımaları olduğunu ve unsurlarının zaman zaman birbiriyle iç içe olduğunu kaydeden savcı, son dönemde tehdit potansiyelini giderek artıran örgütün, dini istismar eden örgütler için model/merkez haline geldiğini vurguladı. Geçmişte bağımsız faaliyet gösteren bazı örgütlerin, son süreçte El Kaide'ye bağlandığı belirtilen iddianamede, Türkiye'de El Kaide merkeziyle irtibatı bulunan veya doğrudan bağlantısı bulunmadan çatışma bölgelerine giderek, örgütün çizgisinde hareket eden grupların faaliyetlerinin ön plana çıktığı kaydedildi.

'SON DÖNEMDE TÜRK VATANDAŞLARI DAHA AKTİF YER ALIYOR'

El Kaide liderlerinin, son yıllarda yaptığı açıklamalarla Türkiye'yi açıkça hedef gösterdiği belirtilen iddianamede, "Son dönemde Türk vatandaşlarının çatışmalarda ve intihar eylemlerinde daha aktif yer aldıkları, ölenlerin yanı sıra intihar saldırısı gerçekleştirenlerde de artış yaşandığı gözlenmektedir. Örgütün etkinliğini artırdığı Afganistan ve Pakistan bölgesindeki gelişmeler, ülkemizdeki El Kaide bağlantılı faaliyetler açısından büyük önem arz etmekte olup, şahısların eyleme yönelebilecekleri değerlendirilmektedir" denildi.

'TÜRKİYE, EN AZ BİR BATILI ÜLKE KADAR HEDEF KONUMUNDA'

Türkiye topraklarının, son yıllarda terör örgütü için hedef konumuna geldiğini belirten savcı, çatışma bölgelerinde savaşan radikal görüşlü kişilerin, Türkiye'den cihada giden kişilere, cihat bölgelerine gelmemeleri ve Türkiye'de cephe açmaları yönünde telkinlerde bulunduğunu kaydetti. Türkiye'nin El Kaide tehdidi altında olduğunun açıkça görüldüğü vurgulanan iddianamede, şöyle denildi:

"Ülkemizde faaliyet gösteren çatışma bölgeleriyle irtibatlı grupların Sayın Başbakanımızı ve ülkemizi hedef alan söylemler içerisine girdikleri görülmüştür. Türkiye'nin, El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı gruplar açısından en az bir batılı ülke kadar hedef konumunda olduğu, örgüt mensuplarının tağut düzen olarak gördükleri ülkemizin de Afganistan veya Suriye gibi bir çatışma bölgesine dönüşmesi için çabalarının olduğu gözlenmektedir."

'SURİYE, ÜLKEMİZ AÇISINDAN ARTIK GERÇEK TEHDİT'

Terör örgütü El Kaide ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı grupların, Türkiye'de eyleme yönelme ihtimalinin hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan savcı, Suriye'de El Kaide ve irtibatlı grupların faaliyetlerinin Türkiye'yi doğrudan etkilediğini belirtti. Yabancı ülkelerdeki örgütle irtibatlı kişilerin, Suriye'ye geçiş noktası olarak kullandığı ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğunu kaydeden savcı, "Bu durum nedeniyle ülkemiz, terör örgütüne destek veren ülke olarak gösterilmeye çalışılarak uluslararası arenada ülkemizin imajına zarar verdiği gibi zor duruma da sokmaktadır. Suriye, ülkemiz açısından artık gerçek bir tehdit olarak görülmeye başlanmıştır" dedi.

Suriye'de, Devlet Başkanı Beşar Esad yararına faaliyet gösteren grupların başında terör örgütleri PKK/KCK ve PYD'nin geldiğini belirten savcı, Suriye'de sadece bu grubun 'milliyetçilik' düşüncesiyle hareket ettiğini, rejim yanlısı faaliyet gösteren 'Şebbiha'nın da PYD'ye silah dağıttığını ve eğitim verdiğini kaydetti.

'TÜRKİYE'Yİ DARÜLHARP OLARAK GÖRÜYORLAR'

Türkiye'nin, benimsenen ve özümsenen laik- çağdaş yönetim anlayışı, Avrupa Birliği (AB) üyeliği yolunda atılan başarılı adımlar, Müslüman ülkeler arasında model ülke olma özelliği, NATO üyesi ve Batılı ülkelerle müttefik olması dolayısıyla El Kaide'nin hedefi olduğunu belirten savcı, şunları kaydetti:

"Örgüt mensupları, örgüt ideolojisine göre ülkemizi, yönetim tarzı ve yürürlükteki hukuku İslami olmayan bölge anlamına gelen darülharp olarak görmektedirler. Örgüt mensuplarının devletin atadığı cami görevlisi arkasında namaz kılmadıkları ve çocuklarını okula göndermedikleri yapılan tespitlerdendir."

'ÜLKEMİZİ ULUSLARARASI ARENADA ZORLUKLARLA KARŞI KARŞIYA GETİRİYOR'

Özellikle sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden tanıştıkları kişilerin yönlendirmesiyle çatışma bölgelerine giden çok sayıda Türk olduğunu belirten savcı, "Suriye'deki olaylardan en çok etkilenen ülkelerin başında maalesef ülkemiz gelmektedir. 900 kilometrelik kara sınırımızda giriş ve çıkışların kontrolünün sağlanması oldukça zor görünmektedir. El Kaide gibi en büyük küresel tehditlerden biri olarak görülen terör örgütünün yanı başımızda kamplar kurması, burada örgütsel eğitimler vererek militanlarını yetiştirmesi, aynı zamanda bu çatışma bölgesine geçişlerin bir kısmının ülkemiz üzerinden olması, ülkemizi uluslararası arenada büyük zorluklar ile karşı karşıya getirmektedir" dedi.

Suriye'deki olayların başlangıcından bu yana Türkiye'nin büyük zorluklarla karşı karşıya kaldığı belirtilen iddianamede, şöyle denildi:

"El Kaide terör örgütü ve irtibatlı grupların Suriye'de devam eden çatışmalarda büyük etki alanına sahip olması, ülkemiz üzerinden lojistik ve eleman desteği almaya çalışmasının, ülkemizi daha da zora sokacağı düşünülmektedir. Suriyeli mültecilerden bir kısmının, Türkiye'de mülteciler için ayrılan kamp ve barınma merkezlerinin yetersiz olmasından dolayı ev kiraladıkları ve bu evlerde patlayıcı madde üretip çatışma bölgelerine gönderdikleri, El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı gruplara müzahir olduğu değerlendirilen derneklerin çatışma bölgelerine giden şahıslara maddi yardımda bulundukları, El Kaide ve çatışma bölgeleriyle irtibatlı gruplara yönelik operasyonlarda yakalanan şahısların, haklarında işlem yapıldıktan sonra tekrar Suriye çatışma bölgesine gittikleri yönünde bilgiler elde edilmiştir."

Kaynak: Diyarbakır Söz

Etiketler:

Editor Hakkında

Haber Merkezi