'Stajyer sürücülük' sistemi geliyor

Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek olması yeni arayışları beraberinde getirdi. Bu kapsamda sürücü belgesi sınavlarının yeniden yapılandırılması; 'stajyer sürücülük' sisteminin bir an önce uygulamaya konulması isteniyor.

'Stajyer sürücülük' sistemi geliyor

Trafik güvenliğinin bilimsel bir platformda, çok yönlü olarak analiz edilmesi ve bilimsel değerlendirmelerin ele alınarak çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla düzenlenen '3. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu' sonuç bildirgesi açıklandı.

İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı ile Polis Akademisi Başkanlığı; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü; Gazi Üniversitesi; Bahçeşehir Üniversitesi; TÜVTURK ve diğer ilgili kuruluşların işbirliği gerçekleştirilen sempozyuma toplam 155 bildiri gönderildi. Bunların 85'i sözlü, 50'si de poster olarak sunuldu. Trafik sorunlarının, konu ile ilgili bütün birim ve kurumlarca belirlenmiş olan ortak hedefler doğrultusunda hareket ettiği bir 'güvenli sistem yaklaşımı' içerisinde ele alınması gerektiği hususu genel kabul gördü.

Sempozyumda şu görüş ve öneriler ön plana çıktı: "Karayolu ulaşım sisteminin işleyişinde rolü olan bütün aktörler 'ortak sorumluluk' anlayışı çerçevesinde hareket etmeli; vatandaşlar ile kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum örgütleri aynı güvenlik vizyon ve isteği doğrultusunda işbirliği içerisinde olmalıdır.

 

TRAFİK KAZALARINI ASGARİYE İNDİREBİLMEK İÇİN

Ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığı çok büyük oranda karayolları üzeride yapılmaktadır. Ulaştırmada karayolu aleyhine olan bu dengesizliğin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak, taşıma modları arasındaki karayollarının ağırlığını azaltacak şekilde, deniz ve su yolları, havayolları, raylı sistemler ve kombine taşımacılığa önem verilerek yük ve yolcu taşımacılığında bu sistemlerin kullanımının yaygınlaştırılması için gerekli altyapı ve mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.

Karayolu trafik güvenliği alanında görev ve yetki verilen kurum ve kuruluşların ortak hedefler doğrultusunda işbirliği ve eşgüdüm içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Trafik Hizmetleri Başkanlığı'nca hazırlanarak Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu'nca uygun görülen önerileri değerlendirip karara bağlayan ve bu kararların yaşama geçirilmesi için kurumlar arasında koordinasyon önlemlerini belirleyen Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu, kurulduğu 1997 yılından beri sadece iki kez toplanmıştır. Kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun ön plana çıktığı ve ulusal bir strateji belirlemenin önem kazandığı günümüzde Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nun bu ay içerisinde yeniden toplanacak olması önemli bir gelişmedir. Kurul, Karayolları Trafik Kanunu'nda belirtildiği üzere rutin olarak toplanmaya devam etmelidir."

 

SÜRÜCÜ BELGESİ SINAVLARI YENİDEN YAPILANDIRILMALI

"Emniyet Genel Müdürlüğü'nce, trafik güvenliği ile ilgili kurum ve kuruluşların katkıları ile 'Karayolu Trafik Güvenliği On Yıllık Eylem Planı' hazırlanmış; Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu'nda görüşülerek Başbakanlığa sunulmuştur. Söz konusu eylem planı, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nda ele alınarak en kısa zamanda yürürlüğe konulmalı ve uygulanma aşamaları kurul tarafından takip edilmelidir.

Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek bir orana sahip olması nedeniyle, kaliteli ve bilinçli sürücüler yetiştirebilmek için sürücü eğitim sistemi ve sürücü kursları AB standartlarına uygun olarak yeniden yapılandırılmalı ve diğer kurumlar bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na destek olmalıdır. Ayrıca, sürücü belgesi sınavları da yeniden yapılandırılarak, stajyer sürücülük sistemi uygulamaya konulmalıdır.

Temel eğitimden başlayarak, bütün öğrencilerin trafikte yaya, yolcu ve bisiklet sürücüsü olarak güvenli bir yol kullanıcısı olmalarını sağlayacak eğitim programlarının yanı sıra, yetişkin eğitimini de kapsayacak şekilde trafik güvenliği ile ilgili yaşam boyu öğrenme eğitim programları hayata geçirilmelidir. Ayrıca bilinçlendirme kampanyaları ile bireylerin okulda öğrendikleri bilgiler desteklenmelidir."

 

ALKOL DENETİMİ GİBİ SÜRÜCÜLERDE UYUŞTURUCU VE KEYİF VERİCİ MADDE KONTROLÜ YAPILMALI

"Sürücülerde algılanan yakalanma riskinin arttırılması amacı ile trafik denetimleri özellikle aşağıdaki alanlarda sıklaştırılmalı ve süreklilik arz etmelidir: Emniyet kemeri ve kask kullanımı, aşırı hızın önlenmesi, yaya güvenliği, kırmızı ışık ihlallerinin önlenmesi, araç kullanırken cep telefonu kullanımının önlenmesi, alkollü iken araç kullanımının önlenmesi, alkol denetiminde olduğu gibi, sürücülerde uyuşturucu veya keyif verici madde kullanıp kullanılmadığının da resen tespit edilebilmesi için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılarak, bununla ilgili teknik cihazları alınmalı ve en kısa zamanda uygulamaya geçilmelidir.

Trafik hizmetlerinde çalışan polislerin yanında diğer birimlerde çalışan polislerin de trafik suçu tespit yetkisi bulunmasına rağmen aktif olarak kullanılmamaktadır. Kural ihlallerinin tespitine yönelik denetimlerin etkinliğini artırarak, sürücülerde, 'Bir kural ihlali yaparsam kesin yakalanırım ve kesin ceza alırım' inancının yerleşmesini ve algılanan yakalanma riskinin artmasını sağlayacak olan bu yetki aktif hale getirilmeli, genel hizmet polislerine belli kural ihlalleri için trafik suçu tespit tutanağı düzenleme yetkisi verilmelidir."

TRAFİK CEZALARININ YÜZDE 13'Ü ELEKTRONİK DENETİM SİSTEMLERİ İLE YAZILDI

"Belediyelere elektronik trafik denetim sistemlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması yetkisi verilmiştir. 2011 yılı verilerine göre cezaların yüzde 13'ü Elektronik Denetim Sistemleri ile yazılmıştır. Elektronik trafik denetim sistemlerinin şehir içi ve otoyolların tamamında kurularak işletilmesinin sağlanması ve etkin olarak kullanılması sürücülerde trafik kuralı ihlallerinde algılanan yakalanma riskinin artırarak trafik kurallarına uymama neticesinde meydana gelen kazaların azaltılmasını sağlayacaktır. Önümüzdeki yıllarda bu sistem ihtiyaç duyulan tüm yollarda kurulmalı ve etkin olarak kullanılmalıdır. Trafik güvenliğinin artırılmasında akıllı ulaşım sistemleri kapsamındaki çağdaş uygulamalardan ve teknolojik gelişmelerden faydalanılmalıdır.

Halkımızın trafik kazalarını önlemede trafik polisimize yardımcı olmasını sağlayarak, algılanan yakalanma riskini artırmak amacıyla, Fahri Trafik Müfettişliği müessesesi kurulmuştur. Mevcut durumda 11 bin 239 Fahri Trafik Müfettişi görev yapmaktadır. Fahri trafik müfettişlerinin her yıl en az bir defa eğitime katılmaları sağlanmaktadır. Yönetmelikteki hükümlere göre tescilli araç sayısının binde ikisi kadar Fahri Trafik Müfettişi görevlendirilmesi gerekmektedir. Bu hedefe her yıl ulaşılması ayrıca yılda en az iki defa eğitim verilmesi ve böylelikle sürücülerde trafik kuralı ihlallerinde algılanan yakalanma riskinin artırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır."

 

KAZALARDAN SONRA 30 GÜNLÜK TEDAVİ SÜRECİ TAKİP EDİLMELİ

"Araçların kış mevsimi şartlarına uygun olmayan lastik ve diğer donanımlarla kullanılması karayolu güvenliğini tehlikeye sokan durumlar oluşmasına neden olmaktadır. Buna mukabil, Karayolları Trafik Kanunu'nda kış lastiği kullanılmasını zorunlu kılacak bir hüküm bulunmamaktadır. Kış lastiği kullanımının bölgesel olarak farklı zamanlarda zorunluluk haline getirilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri yapılarak uygulamaya konulmalı ve bu konunun etkin denetimlerle takibi yapılmalıdır.

Trafik kazaları sonrasında sunulan acil yardım hizmetlerinin her geçen gün geliştiği görülmektedir. Bu bağlamda, şehir içi ve kırsal alanlarda meydana gelen kazalardaki acil çağrılara müdahale süresinin en aza indirilmesi, vatandaşların ilk yardım konusundaki becerilerinin artırılması, kazalardan sonra 30 günlük tedavi süreci takip edilerek Avrupa Birliği standartlarına uygun istatistiki verilerin toplanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Karayolu trafik güvenliği, sadece kanunca yetki ve görev verilen kurumların sorumluluğunda olan bir alan değildir. Bu konuda sivil toplum örgütleri, üniversiteler, diğer kamu kurumları ve özel sektör kuruluşlarının da sorumluluğu bulunmaktadır. Bu birim ve kurumlar tarafından trafik kazaları sonucu meydana gelen maddi ve manevi kayıpları azaltmak için toplumsal farkındalık ve bilinç oluşturmak adına proje ve kampanya çalışmaları yapılmalı ve bütün paydaşlarca desteklenmelidir."

Kaynak: Diyarbakır Söz