"Teşrik tekbirlerini unutmayalım"

İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, bayramın ilanı olan teşrik tekbirlerinin yarından itibaren getirilmesi gerektiğini belirtti.

Âlimler ve Medreseler Birliği (İttihad-ul Ulema) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, yaklaşan Kurban Bayramı'nda ve öncesinde yapılması gerekenlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kurban Bayramı kadar arefe gününün de İslam âlemi için çok önemli olduğunu belirten Şenlik, yarından itibaren teşrik tekbirlerinin getirilmesi gerektiğini söyledi.

Şenlik, "İnşallah yarın bayram sathına girmiş olacağız. Kurban Bayramı'ndan bir gün önce sabah namazı ile birlikte teşrik tekbirleri başlıyor. Kurban Bayramı'nın dördüncü günü ikindi namazı vaktine kadar teşrik tekbirleri devam ediyor. Bu tekbirler her farz namazdan sonra getiriliyor. Farz namazlardan sonra getirilen teşrik tekbirlerini insanlarımız yolda birbirleriyle karşılaştıkları zaman ya da ziyaretlere gittikleri zaman da getirebilirler. Bu tekbirler bayramın bir şenliğidir, ilanıdır. Bu nedenle bu tekbirleri ihmal etmememiz gerekir." dedi.

"Bayram namazını camide cemaatle kılalım"

Bayrama önceden hazırlanmak, temiz ve güzel elbiseler giymek, gusletmek, misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak, güzel kokular sürmek ve güler yüzlü olmanın sünnet olduğunu dile getiren Şenlik, "Bayram namazı için de elimizden geldiği kadar camilere erken gidelim. Orada tekbirlerimizi getirelim. Namazdan önce verilen vaazı dinleyelim. Bayram namazı Şafiilerde sünnet-i müekkede, Hanefilerde ise vaciptir. Şafiilerde her ne kadar sünnet-i müekkede olsa dahi bu sünnet vacip derecesindedir ve önemli bir namazdır. Bayram namazını camide cemaatle topluca kılmak gerekir. Bu vesileyle camide diğer insanlarla da bayramlaşmış oluruz. Cemaati kaçıran insanlar kendi başlarına da bayram namazını kılabilirler. Bayram namazını kıldıktan sonra eve dönerken yolda karşılaştığımız insanlarla, eve gittiğimizde ev halkıyla bayramlaşalım. Tabi, bu arada tekbir getirmeyi de unutmayalım." ifadelerini kullandı.

"Kurban etini fakirler, komşular ve akrabalarımıza verelim"

Kurban Bayramı'ndaki önemli hususlardan birinin de kurban kesmek olduğuna vurgu yapan Şenlik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bayram namazını kıldıktan sonra eve geldiğimizde hemen kurbanımızı kesmeliyiz. Hatta Hanefi mezhebine göre, bayram namazından önce de kurban kesilebilir. Âlimlerimiz, eğer kurban akika ya da adak değilse üçe bölünmesi tavsiyesinde bulunuyor. Bir kısmını kendimize, bir kısmını fakir fukaraya, bir kısmını da akraba, eş, dost ve komşulara dağıtırız. Akrabalara, eşe, dosta ve komşulara vereceğimiz zaman pişirerek verirsek belki daha uygun olur. Kişi kestiği kurbanının tamamını fakir fukaraya dağıtabilir ya da uzak diyarlarda olup da aç olan insanlara gönderebilir. Kurban parasını oralara gönderip, kurbanını orada da kestirebilir. Bulunduğu yerde bir derneğe, bir medreseye, bir hayır kurumuna hibe edebilir."

"Bayram dargınlarla barışmaktır"

Bayramın sevinmek, eğlenmek ve neşelenmek olduğunu kaydeden Şenlik, "Aynı zamanda dargınlarla barışmaktır. Küskünler ile bir araya gelmek, helalleşmek demektir. Bayram bütün bunlar için bir fırsattır, bu fırsatı en güzel şekilde değerlendirmek gerekir. Küskün olup da yan yana gelmeyenler varsa ve birileri de bundan haberdar ise aracıların araya girip bunları yan yana getirmesi ve barıştırması güzel olacaktır. Bayram, küskünlerin barışmasına fırsat tanıdığı için sevinç üstüne sevinçtir. Kardeşlerimiz öncelikle ev halkıyla bayramlaşmalı. Daha sonra sıla-i rahim kapsamında yakın akrabalar ziyaret edilmeli, sonra komşulara gidilmeli, tanınan âlimler varsa bayramda onlar da unutulmamalı." şeklinde konuştu.

"Bu bayramda Yusufilere çokça dua edelim"

Son olarak Şenlik, "Bayramda bayram yapamayan, bu sevinci yaşayamayan insanların olduğunu unutmamak gerekir. İmkânımız varsa ve kendilerine ulaşabiliyorsak mutlaka bu insanları ziyaret edelim. Kendilerine kurban etinden götürelim. Başka hediyeler takdim edelim. Böylece onların da bayramı bayram olarak yaşayabilmesi için elimizden gelen her türlü çabayı gösterelim. Bunu kendimize vazife edinelim. Zor durumda olup da kendilerine ulaşamadığımız insanlar için dua edelim. Örneğin, bizim ortamımıza gelme imkânı olmayan özellikle Yusufilere çokça dua edelim. Rabbim onlara hayır kapılarını açsın. Onları da güzel bayramlara, güzel ortamlara kavuştursun inşallah." dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz