Görüş Bildir

TARIM BAKANLARI, HALEF Mİ, SELEF Mİ DAHA BAŞARILI?

Halef Selef iki bakanımız var bölgemizden.

Biri yıllarca bu makamı üstlenmiş veteriner hekim uzmanı bir hemşerimiz.

Diğeri genel cerrahi uzmanı bir tıp doktoru Urfalı hemşerimiz.

Diğeri yani Faruk Çelik’i aradan çıkarıyorum.,

Çünkü kendisi bu bakanlıkta kalsa da mevcut nizama göre hareket etmiş bir

türlü dikiş tutturamamıştı. O kadar tecrübeye rağmen hemşerimiz olan Eker’in

gölgesinden kurtulamamıştı.

Zaten kendisi Urfa derin siyasetinin kurbanı olmuştu.

Gelelim Fakıbaba’ya..

Geçen aylarda Antalya’da hortum mağduru olmuş bir hemşerisini görünce

sarılırken izlemiştim kendisini, hepimizi duygulandırmıştı.

Gerçi makamında henüz tam muktedir oturmuyor çünkü önemli bir bakanlık ve

dengeler farklı orada. İster istemez zaman lazım bunun için…

Şimdilik ucuz et için yaptığı çalışmalar ve polemiklerle izliyoruz kendilerini.

Göreve geldiği ilk günlerde Bakanlığı ile ilgili yolsuzlukla mücadele sinyali vermiş

halefine zülfüyareden dokundurtmuştu.

Sayın Bakan şu ara verdiği sözü yerine getirmesiyle oldukça sık konuşuluyor

gündem oluyor.

Zira, yanı başımızda ki marketlerde tam da dediği gibi ucuz et alabiliyoruz.

Bunun için erken saatlerde markete gitmek gerekse de en azından bu da bir

çözüm.           

Henüz kadrosunu kurmamış ya da kuramamış.

Tarım bakanlığı bence ülkenin en önemli bakanlığı.

Bu nedenle yönetmek kolay değil.

Fakıbaba’nın birkaç ayda yaptıkları ile kıyasladığımızda Eker döneminde ortada

elle tutulur bir başarı hikayesinin olmadığını maalesef görüyoruz.

Sayın Eker bu koltukta oturduğu 10 yıllık bakanlık dönemi boyunca bölgemizi ve

ülkeyi ilgilendiren icraatlarına gelince ;

Öncelikle bakanlık görevinin olduğu alanlara bakalım maalesef burada da

vatandaşın lehine bir sonuç göremiyoruz.

Örneğin hububat taban fiyatları hep düşük kaldı,

Pamuk destekleme primleri çiftçiyi tatmin etmedi,

Dönüm başına verilen Doğrudan gelir desteği , mazot ve gübre desteği olarak

cüzi miktarlara indi.

Bölge pamuğunun üretici tarafından hak etiği uygun bir fiyatla satmasına çare

bulamadı.

Mazot gübre fiyatları aldı başını gitti.

Ziraat bankası ve tarım kredi kooperatifleri gayrimenkul ipoteği ve memur

kefaleti olmadan kredi vermez oldu.

Çiftçiler tarım makinaları ve traktörlerini yenilemeye sevk edildi çiftçi bilinçsizce

tüm gelirini makinaya yatırarak borçlandı.

Meralar tarım alanlarına ve özel düzenlemelerle imara açılarak hayvancılığın

sonunu getirdi.

Et fiyatları aldı başını gitti.

Ülke dışından sadece büyük birkaç büyük hayvan kombinasına ithalat izni

vererek et fiyatının düşmesini engelledi.

Fındık üreticisi dünya piyasası altında mal satmak zorunda kaldı çünkü fındık

ihracatçısı tekellere kazanç yolları açıldı.

Bu nedenle fındık ithalatçısı ülkeler başka alternatif ülkelere yöneldi.

Çayın fiyatı piyasada ortada iken üreticinin cebine giren miktar azaldı.

Hayvancılık bitti,

Meralar yok oldu…

Buğday ithalatçısı olduk samanımızı dahi Avrupa dan aldık.

Barajların sulama kanallarını bitiremedik,

Toplulaştırma garabeti ile köylerde düşmanlıkları yeniden yeşerttik. Aslında

toplulaştırma doğru bir uygulama ancak toplulaştırma şirketleri ihale işleri

devreye girince işin rengi başka tarafa kaydı…

Sayın Eker bakanlığı döneminde hep halktan kaçtı.

Biz enerji bakanımızı yerin yüzlerce metre altında maden işçileri ile iftar açarken

ya da maden kazasında mağdurlarla beraber gördük.

Keza ulaştırma bakanını baretle tünelleri gezerken ya da emekçilerle

konuşurken gördük. Sağlık bakanlarımız hep mülteci kampları veya doğal afette

yaralıların yanında izledik.

Peki yıllarca Tarım BAKANLIĞI yapmış olan hemşerimiz olan M. Mehdi Eker’i

ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda gördük mü?

Düzce -Sakarya da fındık işçilerinin yanında, yada kazandıkları 3-5 kuruş çeyiz

parası ile sigortasız araçlarla memleketine dönerken kaza yapan ve bedenleri

etrafa saçılmış tarım işçilerimizin yanında hiç gördük mü?

Konya da pancar ya da patates toplayan hemşerilerimiz sigortalı mı diye sordu

mu hiç?

Okul çağındaki tarım işçileri için bir bir çalışması oldu mu şimdiye kadar.

Sayın Eker, tıpkı Fakıbaba gibi bir gün çizmelerini giyseydi önce Çukurova da

pamuk toplayan teyzemizle,

Ertesi gün Konya ovasında patates ve şekerpancarı toplayan bacımızla, ardından

Kara Deniz de fındık toplayan işçilerimizle buluşsaydı ve de sorunlarını

dinleseydi,

Günlük 30-40 lira yevmiye ile çalışan garibanların başını okşasaydı kıyamet mi

kopardı!

Elbette kopmazdı anacak Sayın Eker tüm bu sorunlar yaşanırken başka işlerle

meşguldü.

Peki neydi o işler?

O dönem sayın bakan ithalatçı et kombinası sahipleri ile yoğun toplantılar

yapıyor,

Atatürk Orman Çiftliği İşletmeleri sütlerini tanzim ediyor,

Et Balık Kurumu Personelini düzenliyor, üst düzey Personel atamaları

yapıyordu.

Üstelik bu kadar yoğunluk içinde İlimizin ve kurumlarının dizayn edilmesi, hangi

kuruma hangi müdür gelecek , İl başkanı kim olacak gibi siyasi işleri de ihmal

etmiyordu.

Tigem arazileri ,

Gıda ve ilaç ruhsatları gibi önemli işleri de boş bırakamazdı elbet.

Gerçi tüm bu işleri takip edecek yeterince maharetli danışmanları vardı, ancak

sayın Bakan hassastı ve de her şeyi bizzat takip edip sonuçlandırmak isterdi.

Sonuçta bunlar da iş yani…

Kendisi köyde büyümüş biri olarak övünerek cami yurdunda kalmış olduğunu

belirtmesine rağmen fakirin halinden en çok anlayan biri olması gerekmiyor

muydu?

Yoksa fakirin halinden zenginler anlamaz deyip geçmek mi lazımdı…

Köy demişken, köyü olan Tepe belediyesi seçiminde bağımsız adaya karşı

hezimet yaşamıştı. Akrabalarından dahi oy alamayan Bakan olarak tarihe

geçmiş midir acaba?

Fakıbaba da aynı seçimde Urfa’da Ak Parti ye karşı bağımsız aday olmasına

rağmen seçimi kazanmıştı.

Hey gidi günler…

Sahi et fiyatlarının düşmeme nedeni olarak şimdi ki bakan eski dönemde ithalat

ile ilgili firma kısıtlamalarının neden olduğunu belirti.

Her isteyen et ithal etme yetkisi verilmedi de et fiyatları bu yüzden mi arttı.

Hangi firmalar bu yetkiyi almış olabilir?

Peki Fakıbaba bu yüzden mi E.B Kurumuna ithalat ve satış izni verdi? Öyle ise

helal olsun vallahi…

Tarım Bakanlığı’nda Sayın Eker’in referansıyla alınan herkes görevden

uzaklaştırıldı.

Çaycıyı bile gönderdiler. Bunu nasıl yorumlamamız gerekir gerçekten

bilemiyorum.

Sayın Eker dönemi ve sonrasın da bakanlığa alınmış 2000 e yakın personel KHK

ile FETO bağlantıları nedeniyle görevden uzaklaştırıldı.

Bu KHK ile uzaklaştırılan personel kimin referansı ile bakanlığa alındı?

Cevap var mı…

Sayın Eker’in yılarca yönettiği tarım bakanlığındaki uygulamaları ve yanlış tarım

politikalarından dolayı ülkenin tarımda geldiği yer ortada…

Bizler on yıl boyunca bakanlık yapmış Sayın Mehdi Eker’in ilimizde ki Ak Parti

teşkilatlarına yaptığı müdahalelerin sonuçları ile yüzleşmeye devam ederken

Sayın Fakıbaba il il koşturmaya devam ediyor.

Şimdi soruyoruz…

Halef mi?

Selef mi?

Ya da…!


Bu Makale 9934 kere okunmuştur.