GÜNEYDOĞU SEÇİM ANALİZİ: 2015 YILI MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİ

Giriş
2002, 2007 ve 2011 milletvekili genel seçimlerinin ortalamalarına bakıldığında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde seçim Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)   ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) arasında geçmektedir. 
Seçime katılımın Türkiye ortalamasının üstünde olduğu bölgede (%90 civarı) AK Parti’nin oy oranı % 45, HDP’nin oy oranı % 40,
 CHP’nin oy oranı  % 7’lerde seyrederken MHP’nin oy oranı % 3’e yakındır. 
2011 seçimlerinde 59 vekilden AK Parti 39, HDP 16, CHP 3 ve  MHP 1 milletvekili kazanmıştır. 
Bölgenin iki ana siyasi aktörü olan AK Parti seçim çalışmalarında ekonomik yatırımlar,siyasi istikrar, Başkanlık sistemi, yeni anayasa,  çözüm sureci ve ortak tarih vurgusunda bulunurken; HDP’de ise kimlik vurgusu, demokratikleşme Türkiyelileşme ve Kürt sorunu dikkat çekmektedir.
2011 genel seçimlerinde HDP’nin oy oranı ile milletvekil sayısı arasındaki dengesizliğin sebebi yüzde on barajı ile siyasi yasaklar etkili olmuştur. (Diyarbakır’da Hatip Dicle, 128 000 oy almıştı, siyasi yasaklı olduğu gerekçesiyle vekilliği AK Parti adayı Oya Eronat’a verilmişti.)  
Tabi bu seçimlere ilk kez bağımsız adaylarla katılan Hür Dava Partisini de (HÜDA-PAR) hesaba katmak lazım. Onun da oy oranı %2’lerde seyretmektedir.Ve HÜDA-PAR’ın tabanı,  HDP ile AK Parti tercihinde büyük oranda AK Parti’ye oy vermekteydi.
Seçimlerin Türk siyasal hayatı için önemi ise Başkanlık Sistemi, Yeni Anayasa ve Çözüm süreci noktalarında odaklanmaktadır. Güneydoğu seçimlerinde HDP’nin barajı aşıp aşamaması ise bütün Türkiye’nin geleceğini etkileyecek kadar önemlidir.
AK Parti ve HDP’nin Seçim Stratejileri
AK Parti'nin aday tespitinde ve seçim stratejisinde üç nokta üzerinde durduğu görülmektedir.

Bölgenin kuvvetli ailelerinden aday tercihi (Diyarbakır’dan Ensarioğlu, Şanlıurfa ve Mardin’den Şeyhanlıoğlu ve Mihallimin, Batman’da Habizbini aşiretlerinden Ziver Özdemir ve hakkari  de zeydaniler gibi)
Partiye bağlılığı ispatlanmış kişiler
HDP ve PKK baskısına dur diyebileceğimiz aileler.

Oysa genç nüfus geleneksel güç odaklarından ziyade ideolojik aktörlere destek vermektedir ki, burada HDP oldukça kuvvetli bir taban ağı kurmuştur. Aynı şekilde aşiretlerin toplumsal karşılığı da 1960’larla kıyaslanamayacak kadar zayıflamış durumdadır.
HDP’nin barajı geçmesinde de üç nokta üzerinde durulabilir:
Batı’da Türkiyelileşme (BİZ ve BÜYÜK İNSANLIK ) strateji izlemesi ve yumuşak güç unsurlarını (Barış, kardeşlik ve daha çok demokrasi vurgusu) devreye sokması,
 Batı’da yaşayan MHP ve AK Parti’den kopan  ılımlı muhafazakar Kürtlerin  HDP’yi desteklemesi,
Son olarak AK Parti’nin kurucularından Mir Dengir Fırat, Celal Doğan, Mithat Sancar, Kadri Yıldırım,  Altan Tan, Diyarbakır emekli müftüsü Nimetullah Erdoğmuş ve Urfa'da Osman Baydemir gibi mütevazi ve hitabeti iyi  kişilerin tercih edilmesi.
Örneğin, Güneydoğu AK Parti adaylarının önemli bir sayıda oranın toplumsal karşılığı olmadığı gibi, Orhan Miroğlu gibi Türkiye’nin tanıdığı kişilerin Mardin gibi küçük bir yerde aday yapılmaları yerine büyük illerde aday yapılması halinde daha faydalı olabilirdi.  Bu nedenle Kızıltepe’de HDP’ye ciddi katılım oldu. 

HDP’nin Barajı Aşması ve Yurtdışı oyları
Yurt dışı oylar en çok HDP ve AK Parti’ye yaratmıştır. 2011 yılında 2.780.000 kişiden 230 000 kişi oy kullanırken; şu an ise  2 866 979 kişiden  1 milyon 34 bin 917’si oy kullanmıştır.
Bu oran şu an ki toplam seçmen sayısı 53 741 838 kişiye eklendiği zaman baraj sonucun oldukça önemli etkide bulunabilmektedir ki, HDP de buna büyük ölçüde önem vermiştir. HDP bu oylardan 200 000 aldığı yüzde on baraja etkisi %0.4’tür.
Özetle HDP’nin barajı aşmasında şu faktörler etkili olmuştur:
HDP’nin adaylarının Türkiyelilik vurgusu ve güneydoğu aday profili
Yurtdışı oylar
Ak partinin güneydoğu adaylarının profili nin toplumsal karşılığının yeterli olmaması

HDP’ye yapılan saldırılar
Seçimler boyunca HDP’ye yüze yakın saldırı oldu. HDP Mersin ve Adana bürolarına yapılan saldırıların ardında, saldırıların en büyüğü Diyarbakır’da meydana geldi.  Saldırılarda 2 ölü ikiyüze yakın yaralı oldu. Bizzat şahit olduğum saldırılardan hemen sonra miting alanından kaçanlar Bilboardlardaki AK Parti afişlerine saldırıyorlardı ve olayın suçlusu olarak Erdoğan’ı gösteriyorlardı. Tam bir profesyonel işi olan provokasyonda, polis ve HDP es Başkanı Selahattin Demirtaş’ın  sağduyusuyla mutlak bir faciadan dönülmüştür.Gerçeği söylemek gerekirse bu olayları HDP iyi bir seçim stratejisiyle olayları kendi lehine kullandı. Şiddeten yana olmadığını mağdur olduğunu ve  AK Parti yanlısı Kürtler dahil CHP lilerden bile destek aldı.

SONUÇ
Seçim sonuçlarına bakıldığında AK Parti’nin adaylarda hata yaptığı (Diyarbakır 6. Sıra adayı bölgede sevilen ve TV’lerde başarılı kişiliğiyle bilinen Abdurrahman KURT’un ve Batman’da Mehmet Emin EKMEN’in istifası
HÜDA- PAR ‘da AK Parti’in başarısını olumsuz etkiledi.
AK Parti ve geleneksel güç odaklarının etkisini yitirdiği ve HDP’nin iki ayaklı seçim stratejisinin başarılı olduğu görülmektedir.
Aşırı güç ve güven başarısızlıkta etkili olmuştur. 

Yrd.Doç.Dr. Hüseyin ŞEYHANLIOĞLU
Dicle Üniversitesi Siyasal Araştırmalar Merkezi Müdürü
hseyhanlioglu@gmail.com