Görüş Bildir

GÖKTÜRK-1 UYDUSU FIRLATILDI!

Evet, sevgili okurlar.

Haydi, “gözlerimiz aydın” diyelim.

Cihanşümul bir devletin evlat ve torunları olarak Türkiye Cumhuriyeti daha önce ne kadar geri kalmış olduğunu, tüm gelişmelerle, olup bitenlerle kendini kanıtlamaktadır.

Düşünün bir Osmanlı İmparatorluğu dünyanın en güçlü ordusuna sahipken, 7 orduyla 3 kıtaya yani Avrupa’ya, Asya’ya ve Amerika’ya hükümranlığını sürdürürken, son yüz yüz elli yıl içerisinde İttihat Terakki Cemiyetinin ırkçı, jon türk, Turancılık anlayışına sahip Fransa ve İngiltere’nin piyonlarının devlet bünyesine sızdırılmış olmasıyla devlet dağıldı.

Hilafet-i İslamiye yerle bir oldu.

Nihayetinde o kirli ihtilalcı İttihat ve Terakki Particilerin yüzünden Osmanlıda hiçbir ilerleme kaydedilmedi.

Bilakis yok olup gitti.

Hayali ve göz boyama misali uyduruk bazı kurtarıcılık ve kahramanlıklarla memlekette nihayet yapay bir cumhuriyet kuruldu.

Cumhuriyet eşittir faziletken, tam tersine cumhuriyet eşittir rezalet oldu.

Zira o günden bugüne dek kan, gözyaşları, terör, ekonomiksel yokluk ve antiteknolojik bir Türkiye ile karşı karşıyaydık.

Cumhurun arkasında bulunmadığı ve hain planlarla İttihat Terakki Cemiyetinin bir uzantısı durumunda oluşan bir cumhuriyet netice vermedi.

Ülke küçültüldü.

Günümüze dek kavgalardan, darbelerden, millete karşı yapılan komplo teorilerinden oluşturulan bir askeri feodalite ne yazık ki bugüne kadar devam ede gelmiştir.

İşte darbeci İttihat Terakki Cemiyetinin uzantısı durumundaki Atatürkçülük, laikçilik, ulusalcılık adı altında CHP’nin altı oklu kirli pençeleriyle bu memleketi gözyaşlarıyla beraber kana buladı.

Masum insanların evlatları “terörle mücadele” adı altında şehit düşürüldü, nice ocaklar söndürüldü, ama bir arpa boyu kadar ilerleme kaydedilmedi.

Ne vakit ki Erdoğan’ın ekibiyle beraber kurmuş olduğu AK Parti dönemine geçildi, 14 yıldan beri birçok şey değiştirildi ve hala da değiştirilecek umudundayız.

Tabii ki 14 yılın sonunda Türkiye’nin askeri istihbarat uydusu GÖKTÜRK-1 fırlatıldı.

Elbette ki milli bir gururdur bu ve devamı da inşallah gelecektir.

Zira devletin başında “Adam gibi adam”lar var.

Bu insanların başını çeken de büyük insan, iman gücüyle dopdolu olan Recep Tayyip Erdoğan var.

Bize göre en önemlisi Avrupa Birliği’nin şimdiye kadar bünyesinde gizli olarak barındırdıkları başta DHKP-C, PKK olmak üzere ne kadar terör odakları varsa artık son günlerde Erdoğan tarafından deşifre edildi.

Ve batı dünyası da böylece kendini ele verdi.

Türkiye’nin ve diğer İslam ülkelerinin üzerine saldıkları terör odaklarının itlerini bünyesinde besleyen kirli ABD ile AB ve BM’nin içgüdüsü ortada.

Hepsi ele geçirildi.

Amma velâkin.

14 yıldan beri Erdoğan’a karşı yapılan nice ihanetler, ihanet senaryoları, darbe ve ihtilal unsurlarının oluşturulması, nihayetinde son olarak 15 Temmuz başarısız darbe girişimi…

Hatta bununla da yetinmediler.

Ringde mağlup düşen sahte kahraman “Batı Dünyası” son olarak ekonomiksel darbeye yöneldi.

Ama Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan, bunun da üstesinden geldi ve iki gün önce halkına seslenerek şöyle dedi;

“Herkes yastık altındaki dolarını bozsun, Dolara Euro’ya itibar edilmesin”

“Batı dünyası” orada da sırt üstü düşerek geriledi.

Bakalım bundan sonra ne gibi senaryolar yapacaklar?

Doğrusu merak ediyoruz.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Elbette ki bu GÖKTÜRK-1 projesi, Hava Kuvvetleri Komutanlığının projesi olarak, TAI, ASELSAN, TÜBİTAK, Ulusal Elektroni̇k ve Kri̇ptoloji̇ Araştırma Ensti̇tüsü, ROKETSAN, TR TECNOLOGY gibi Türk ortaklarının katılımı ve Thales Alenia Space sorumluluğunda yürütüldü.

Yakıtsız yaklaşık bin 70 kilogram kütleye sahip GÖKTÜRK-1, yüksek çözünürlüklü optik kamerayla, güneş eş zamanlı yörüngede görev yapacak.

Evet, sevgili okurlar.

Bakınız, Türkiye nereden nereye geldi?

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze dek nerdeyse 95 yıl geçti.

Bu 95 yıldan 14 yılı çıkarırsak.

Orada kalan 81 yıl boyunca devlet ne yaptı?

TÜBİTAK nerelerdeydi?

ROKETSAN, TR TECNOLOGY kimlerin elindeydi?

TAI, ASELSAN ne yapıyordu?

Gelen giden iktidarlar maalesef güdümlü, vesayetçi, ihtilalci, Kemalist, laikçi bir askeri hegemonyası gölgesinde yürüyordu.

Hem de şarapçı sarhoş kafaların yörüngesinde yürüyerek gidiyordu.

Ama bir arpa boyu kadar ilerleyemediler.

Zira o anlayışın hedefi; laikçilik, Atatürkçülük adına bu memleketi sanayi, ekonomi ve teknolojiksel olarak yükselişinden daha çok toplumu daha fazla dinsizleştirerek, batıl inançsızlığın milli eğitiminin hakimiyetiyle gençliği dağa gönderebilme senaryolarıyla uğraşan bir Türkiye vardı.

Darbeci bir askeri anlayış vardı.

Bu ülke ne kadar İslam’dan uzaklaştırılıyorsa…

Müslümanlara sahte yafta ve kirli fişleme yapılıyorsa…

Onlarca en büyük başarı oydu(!)

İşte o günün Türk Silahlı Kuvvetleri…

İşte bu günün Türk Silahlı Kuvvetleri…

Bize göre Türkiye, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile ekibinin varlığıyla yeni, güvenilir bir Türk Silahlı Kuvvetleriyle tanışıyor.

Elbette ki GÖKTÜRK-1’i fırlattılar ama Fransa’dan.

Olsun ama bir gün gelecek Kayseri’den, Konya’dan veya herhangi bir sanayi şehrimizden fırlatılabilecek ümidindeyiz.

Ama bize göre fırsat bu fırsat.

Ne yapılıyorsa yapılsın…

Her şeyden evvel tüm bu olup bitenlere rağmen, bu millete ve bu milletin gençliğine ve tüm aile bireylerine terû taze bir ahlak lazım.

Teknoloji ve ekonomi ne kadar önemliyse, milli ahlak ve İslam terbiyesiyle yetişen gençlik de o kadar önemli olmalıdır.

Yoksa hepsi bize göre laf-ı güzaf olur ve diğer bir deyimle “tıro-vıro” olur.

En derin saygı ve sevgilerimle.


Bu Makale 5493 kere okunmuştur.