İSLAM DEVLETİ BİREYLERE DE KEFİLDİR! (II)

Evet, sevgili okurlar.
İslam dini peygamberler silsilesinin son altın halkasıdır.
Yeryüzündeki tüm sistemlerin üstünde "mütekâmil bir sistemdir."
Ki kendi içinden temin edilmiş cihaz ve donatılara sahiptir.
Bizatihi hiçbir yerden ithal edilmemiş, kiralanmamış ve emanet olarak başka insanlardan temin edilmiş bir sistem değildir.
Yani yer yüzündeki devletlerin bir çoğunda, hukuksal sistem olsun, yürütme veya yasama sistemleri olsun, tamamen dışarıdan ithal edilmiş sistemlerdir.
Ama, yüce İslam dininin getirmiş olduğu sistem öyle değildir.
Hiçbir yerden ithal edilmemiş.
Hiçbir yerden kiralanmamış.
"Müştereken ve müteselsilen kullanalım” diye bir olguya da sahip değildir.
***
Birileri diyor ki;
Sosyalizm İslami hükümlere benzeyen bir sistemdir.
Eğer böyle bir şey söz konusu ise, Sosyalizm İslam’a benzetiliyorsa, o zaman benzetilen şeyleri kullanmak yerine aslını niçin kullanmıyoruz?
Akla bu soru da gelmelidir.
Mademki sosyalizm, yani insanların getirmiş olduğu iştiraki bir sistem söz konusuysa, bu da İslam’a benzetiliyorsa, o zaman asıl olan demek ki İslam’dır.
İslam’ın bu hükümleri niye kullanılmasın o zaman?
Gerçekten toplumsal olarak açıkça, ruhen ve ahlaken tefessüh etmiş, bozulmuş, çürümüş dahili bir hezimetle karşı karşıya kalınmış bir sistemle yönetiliyorsak, o zaman niye İslam’ı istemiyoruz?
İslamın hükümlerini ve sistemini İslam adına niye istemiyoruz?
Sosyalizm veya komünizm gibi başka yerlerden ad ve medet arıyoruz?
***
İslami sistemlerin adı Allahû Teâlâ tarafından konulmuş bir isimdir.
7 gök üstünden arşı aladan kararlaştırılmış, gelmiş semavi bir sistemdir.
Ve kıyamete kadar da toplumları ancak bu idare edebilecektir.
Zira yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim'in, “Ali İmran” suresinin 19. ayeti mealen aynen şöyle buyuruyor;
“Kesinlikle Allah nezdinde yegâne din, İslam dinidir ki yegâne nizam, yegâne kurtarıcı halaskar sistemler içerisinde İslam dininin getirmiş olduğu sistemlerdir”
Keza yine “Ali İmran” suresinin 85. ayeti de mealen şöyle buyuruyor;
“Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır”
Yani Allah’ın tüm beşeriyet için, özellikle inanan İslam toplulukları için gönderilen dinden başka herhangi bir nizam, sistem ve rejim arayışı içerisine girilirse, kesinlikle o toplumun getirmiş olduğu hiçbir sistem geçerli olamaz.
Ve kendine kabullenen o toplum kıyamet gününde de en büyük zararı görecektir.
Ayeti kerimenin meali bize açık yolu gösteriyor.
* * *
Bakınız, sevgili okurlar.
İnsanların yeryüzüne getirmiş olduğu sözde çağdaş uygulamalara; Demokrasi adı takılmış.
Veya sosyalizm.
Veya da sekülarizm. 
Yani laiklik gibi sistemlerin varlığı söz konusudur.
Hem de İslam karşıtı olarak söz konusu ise ki öyledir.
Mevcut içinde bulunduğumuz uygulamalar da zaten bunu gösteriyor.
Gerçekten toplumlar, özellikle İslam dünyası bunu mezalim olarak kabul etmelidir.
İnsanlar tarafından diğer toplumlara uygulama mezalimi demektir.
İslam dünyası, özellikle Türkiye, Mısır, Suriye, Irak, Afganistan gibi daha nice ülkeler var ki… 
Bu mezalimlerle dolu rejimlerden kendi ülkelerini terk edip kaçan yüz binlerce insan var ki… 
Her gün görsel medyadan gördüğümüz gibi kaçtıkları esnada denizlere dökülüp boğularak can veriyorlar. 
Eğer bu rejimler, bu sistemler, kurtarıcı birer sistem olsaydı, bugün insanlar kendi ülkelerini, kendi yöntemlerini bağırlarına basarak kabullenecekti ve başka yerlere kaçmazlardı.
Ama görünen köy kılavuz istemez.
Görüyoruz.
Gün geçmiyor ki Akdeniz’de İtalya kıyılarında ne kadar kaçak göçmen gemilerle denize dökülüp, boğularak ölüp gidiyor.
Bunların geneli o rejimlerin zalim uygulayıcıları yüzünden ülkelerini terk etmektedirler.
* * *
Türkiyemize gelince 
İnanın sevgili okurlar.
Çoğulcu demokratik parlamenter sistemi adı altında hizplere, partilere bölünmüş bir Türkiye ki insan temel hak ve özgürlüklerinin kenarından geçmeyen uygulamalar var.
Siyasilerin, yalanlarla dopdolu parlak nutukları var.
Allah korusun.
Gerçekten 12 yıldan beri ülkeyi yöneten Ak Partinin başında bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın getirmiş olduğu demokrasiyi geçici olarak bir nebzeciğini kabul etmek kaydıyla düşünülürse…
Bugün böyle yazılar yazabiliyorsak, konuşuyorsak bu değişimin suyu yüzü hürmetinedir.
Eğer bugünkü AK Partinin 12 seneden beri bu ülkeye aldırmış olduğu rahat bir nefes varsa ve ona da demokrasi deniliyorsa, varsayımla kabullenilebilir.
Ki bunda da uygulamanın varlığı söz konusudur.
Ama diğer partilerin bünyesinde taşımış olduğu ideoloji; halka hizmet götürmekten başka halka zulmederek, halkı ezerek zulüm yapmakla vardırlar.
O ideolojiler halkı köle ettirmekten başka bir şey değildir.
Bu nedenle diyoruz ki; 
Bu sistemler bu halkın kurtarıcısı olamaz.
Yegâne başvuru çaremiz; 7 kat göklerin üstünden gelen yüce İslam dininin sistemi olmalıdır.
Ve o ilahi sisteme yekvücut olarak, el uzatarak onunla tanışmalıyız ve sımsıkı ona sarılmalıyız.
Gün gelecek, bu ipin ucu da elimizden kaçırılacak, başka P…Ş’lerin eline geçecek ki pişmanlık fayda etmeyecek.
En derin saygı ve sevgilerimle.