PARLAK BEYİNLERİ BATIYA KAPTIRMAK 2 (!?)

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbetimizde memleketin önemli meselelerini özetleyerek sizinle paylaşmaya çalışmıştık.

 

Ne yapalım ki, dertler bitmiyor…

Hadiseler çok. Bini bir para lira misali…

Olup bitenleri bu  nedenle özetliyoruz.

Evet, Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıların ardı arkası kesilmiyor.

Terör desen o biçim.

Ekonomiksel sıkıntı desen o biçim.

Toplumsal ahlaki çöküntüler elbette ki zirvelere tırmanmaktadır.

Dünkü sohbetimizde de aynen değinmiştim.

Milli Eğitimin Müfredat politikası başta karma eğitim olmak üzere başlı başına memleketi karmaşaya sürüklemeye yetmektedir…
Nesli terörize etmek için, tabir yerindeyse yeter da artar bile.

‘’Görünen köy kılavuz istemez” misali…

Bu perspektiften yola çıkarsak, çok şeyleri görüyoruz.

Ama bu güne kadar Kemalist, Sekolarist bir düzenin baskısıyla yürütülmekte olan siyaset, yönetim, bu halka demokratik özgür bir anlatım fırsatı vermemiştir.

Yani yönetimlere, iktidarlara eleştiri getirme fırsatı tanınmamıştır.

Zira uygulanmakta olan sistematik rejim çok ayıplı, özürlü bir sistem olduğu için baskıcı bir uygulamayla “olumsuzlukları” hep örtbas etmiştir.

Türkiye gibi inanan bir toplum kendini özgürce ve milli iradesini hür bir şekilde yaşatamamış ve  yansıtamamıştır.

Her ne kadar muhafazakar olarak geçinen siyasi iktidarların parlak nutukları olmuşsa da, ama hiç bir derde deva olmamıştır.

Deyim yerindeyse ‘’Eski tas, eski hamam’’.

Tabiri caiz ise efsanevi Demirel’in Doğru Yol’ politikasının aynısı bugün uygulanmaktadır.

Keza Turgut Özal ile Mesut Yılmaz’ın Liberal Anap’ı gibi…
Ne yazık ki,

Ak parti son zamanlarda eski o Liberal Partilerin politikasının aynısını millete okuyor.

Oysa ki Recep Tayyip Erdoğan 2002 yıllarında kurduğu Ak Partisinin çizgisi bugün pek görülmüyor.

Yerinde olmayan parlak nutukların tozu toprağı o izleri tıkatmış adeta kapatmıştır.

Konuşan her yetkili, yani bakan ve parti sözcüleri halkın beklentilerini konuşamıyorlar.

Her gün biraz daha partinin etrafını saran menfaat grupları partinin 2002 kuruluşu biçimini neredeyse tarihe gömmüşlerdir.

Yukarıda toplumsal ahlaki çöküntülerden bahsettik bunun için önleyici tedbirler alınmıyor demiştik.

Terör odakları ayakta.

Dost görünüp, koalisyon ortağı olarak yutturmaya çalışan ABD açık ve net olarak PKK’yı Türkiye’ye saldırtmaktadır.. Ki bugün değil yıllardır bu böyle.

Şimdi de Suriye da aynı politika icra ediliyor…

Devlet olarak ülke olarak buna hiçbir tedbir alamıyoruz.

Milli Eğitim camiası gençliğe bilimsel ve kültürel olarak tedbir alamıyor ve önleyemiyor.

Daha 2 gün evvel İstanbul’da komşusu tarafından aldatılarak 8 yaşındaki çocuğun ırzına geçilmiş öldürülmüş, parçalanmış el arabası ile çöp kutusuna atılmıştır.

Hem de Türkiye’de, Moskova’da değil.

Yani İslam ülkesinde.

Gerisini siz düşünün sevgili okurlar..
Yorum siz ait.

En derin saygı ve sevgilerimle…