“YORULAN VARSA ÇEKİLSİN”

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AK Partili vekillerle yaptığı toplantıda çok çarpıcı ifadeler kullandı.

Beklenen de buydu zaten.

Ama anlayana!

Kulaklarına pamuk tıkanlar, elbette ki Cumhurbaşkanının sözlerini duymazlar.

Duymak da istemiyorlar.

Zira rant kaçıyor, beklentileri bulamıyorlar.

Gerektiğinde Cumhurbaşkanı tarafından adeta suçüstü ediliyorlar. 

İster bürokraside olsun, devletin imkânlarını ve gücünü kendi kirli emelleri uğruna kullanıp millete kuş bakışıyla bakanlara yönelik olsun…

Cumhurbaşkanı bu sözünde yerden göğe kadar haklıdır ve kibarca “Defol git” deme manasını taşıyor.

Evet, Cumhurbaşkanı diyor ki; “Yorulan varsa çekilsin”

Bu sözden daha güzel bir şey olamaz.

Aksi takdirde yorulmayan varsa, devam etsin ama samimiyetle devam edecek, fedakârlıkla devam edecek.

Dava uğruna, iman uğruna, toplumsal inanca sahip bir ümmet uğruna devam edecek.

Zira 2019 geliyor ve sonrasında 2023.

Cumhurbaşkanının hedeflediği 2023 apayrı bir projedir.

Gerçekten bu proje geç bile kalmıştır ama cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yılı olması hasebiyle 2023’te yeni bir Türkiye inşa edilir.

Öyle ümit ediyoruz ki Kemalist yaftaları altında değil, CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun iftiracı saldırganlığıyla değil, CHP’nin altı oklu laikçi, inkârcı anlayışıyla değil, bambaşka bir Türkiye olacak.

Milli ruhla tanışmış olacak bir Türkiye.

Geçmişteki büyük aba ecdadımızın iman meşaleleriyle yola çıkılarak devam etmelidir.

Nerede?

TBMM’de.

Nerede?

Siyasette.

Cumhurbaşkanının bu seslenişi elbette ki kapsamlıdır ve devamlı olmalıdır.

Tıpkı eski ANAP gibi, yani Mesut Yılmaz’ın Semra Özal’ın ANAP’ı gibi cebini doldurup da yorulan varsa elbette ki onlar ayrılmalıdır.

Ve onlardan uzak durmak da lazım…

Çünkü “şüyuu vukuundan beter” endişesiyle yola çıkan bir macera artık gerçekten AK Partinin bırakın ortasında görünmeyi, kıyısından kenarından bile geçmemesi lazım.

Zira 3 senelik bir süreç içerisinde AK Parti’ye stres geldiyse de bugün artık partinin lideri olan Erdoğan, inanıyoruz ki pür dikkatle partiye sahip çıkacaktır.

Onun için diyor ya “Yorulan varsa kenara çekilsin yerini başka arkadaşa bıraksın. Ben milletimle olmaya devam edeceğim”

Yani, benimle yürüyemiyorsa, ben yorgunum çalışamıyorum diyorsa hemen ayrılsın.

Keşke ayrılırken de partinin en yetkili kurulu tarafından malvarlıkları da incelemeye tabi tutulmuş olsa, daha çok değer kazanır bu parti.

Aksi takdirde kim ne yapmışsa, yanında kar kaldı.

Tıpkı Semra Özal ile Mesut Yılmaz’ın ANAP’ı gibi.

Daha ileriye gidersek tıpkı Demirel’in aile fotoğrafları gibi ve bankaları yağmalayan yeğenleri gibi…

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Siyasete girip sadece rant peşinde olup “davayı savunuyorum” bahanesiyle yola çıkanlar elbette ki devam edemezler.

Ama bir de bu var, hani diyorlar ya; “Görünen köy kılavuz istemez” misaliyle yola çıkarsak, o yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.V)’in Medine’de kurduğu İslam devleti, onun dünya irtihalinden sonra bile içine giren bir hayli münafık tıynetli insanlar ne yazık ki Medine devletine sahip çıkmak istediler.

Ama başaramadılar.

Zira Hz. Resulullah (S.A.V)’in arkasında bıraktığı o büyük hilafet varisleri çihar-i yarê Güzin olan dört halife vardı.

Onlar her şeyin üstesinden geliyorlardı.

Ama biz maalesef böyle bir şey yapsak dahi inanıyoruz ki başaramayız ve kimseye de dinletemeyiz.

Sayın Cumhurbaşkanımız, o konuşma dirayetiyle yapmış olduğu fiili uygulamalarıyla bir şeyler gerçekleştirebiliyor.

Ama yine de insanlara pek güvenilmez.

Onun için partiye giren “Ben hizmet eriyim” diyen dahi olsa yine kontrolden geçirmek lazım.

Zira çok kişi gördük.

Baldırı çıplak, hiçbir şeyi olmayan, hatta borç harç altında olan birçok müteahhit siyasete girerken illa ki muhafazakâr geçinen partilerin saflarında yer alıyor.

Ya bir yere belediye başkanı oluyor, ya bir yere başka görevler peşinde oluyor.

Cebini dolduruncaya kadar…

Ondan sonra tam bir sahtekar, zıtlaşıyor, parti genel başkanı dahil olmak üzere hiç kimseyi dinlemiyor.

Zaten payını almış, aradığını bulmuş ve semizlenmiş durumda oluyor.

Daha sonra siyasete ihtiyacı kalmayınca, bir yerlere gizleniyor ve olayları seyrediyor.

Ama Sayın Cumhurbaşkanının da dediği gibi; “Ne kadar iyi niyet beslersek besleyelim, illa ki birileri bu davaya sahip çıkıyorsa, rantsız, çıkarsız, menfaatsiz olmalıdır”.

En derin saygı ve sevgilerimle.