GÜL DEYİP GEÇMEYELİM

İnsanların doğrudan veya dolaylı yollardan yararlanması için on binlerce bitki yaratılmıştır. Renk, koku ve güzel görünümleri ile yeryüzünü yaşanabilir kılan en önemli canlılardan biri bitkilerdir.  
İnsanlar için pek çok bitki, başta besin kaynağı olmak üzere, ilaç hammaddesi, giyim ve kullanılan eşyaların çoğunu üretirler. Elbette, insanlar için her bitkinin önemi ve faydası ayrı olabilir. Ama, bunlar içinde GÜLLERİN yeri bambaşkadır. Çünkü, yaşadığımız çevrenin güzelleşmesinde, mutlu ve neşeli günlerde, diğer bitkilerin yanı sıra, çoğunluklar Güllerden yararlanılabilmektedir.  
İçinde bulunduğumuz bahar mevsiminde ve özellikle Mayıs ayında, çevremize baktığımızda, bitkiler arasında, bize en çok mutluluk veren Rengarenk Güller olduğunu ve yüzümüzde tebessümlerin oluşmasına sebep olabildiklerine şahit olmaktayız.
Bunun gibi, insan psikolojisi üzerine etkileri o kadar çoktur ki, bazen tarif edilmesi imkansız hale gelebilmektedir.
Örneğin,  
‘Cennet Annelerin Ayakları Altındadır’ kutsal sözüne mazhar olan annemize ‘Anneler Gününde’ en güzel gülü hediye etmek,
‘Bana Bir Harf Öğretenin Kölesi Olurum’ sözü ile işaret edilen öğretmenlerimize, ‘Öğretmenler Gününde’ gül hediye etmek, 
Bir gencimizin nişanlısına ve bir babanın eşine gül hediye etmesi veya
7 Haziran seçimlerinin yaklaştığı bu günlerde, seçim meydanlarında siyasi partilerin yaptıkları mitinglerde,  parti liderlerini görmek, konuşmalarını işitmek için toplanan halka, parti liderleri tarafından Güller fırlatmaktadır. Bu durum ise, Parti liderlerini,  meydanlarda toplanan halkı ve özellikle o gülleri yakalayan insanları ne kadar mutlu ettiğine şahit olabilmekteyiz. 
Bu yüzden, bitkiler içinde Mutluluk Sembolü diye aılan Güller ile ilgili, birçok güzelliğin yanı sıra, pek çok soru da aklımıza gelebilmektedir. 
Mesela, Gül üretmek isteyen çiftçiler ve Gül Sevenler’in aklına ‘bu kadar harika bir şekilde yaratılan güllerin üretimi zor mu veya kolay mı’ şeklinde soru veya sorular gelebilir. 
Aslına bakılırsa, Gül üretimi zor gibi gözükse de oldukça zevklidir. 
Güllerin üretiminde en meşakkatlisi GÜL TOHUM’ları ile yapılan yetiştiriciliktir. Gül tohumları ile yetiştiricilik yapmak için büyük bir emek harcamak gerekir. Ancak, gül üretmenin birkaç kolay yolu olup, bunlardan birisi ÇELİK ile yani Gül bitkisinden alınan dal parçası ile yetiştiriciliğin yapılmasıdır. Yetiştirilen güllerin boyları 1-2 metreye kadar uzayabilmektedir. Ayrıca, birçok gül çeşidi, uygun iklim ve toprak şartlarında yetiştirilerek, bakımlarının yapılması, hastalık ve zararlılara karşı önlem alınması halinde uzun yıllar yaşayacakları gözlenmiştir.
Ülkemizin birçok Gül çeşidine sahip olduğu ve bunlardan yararlanılması gerektiğini vurgulamakta yarar vardır. 
Mesela, GÜL BAHÇESİ diye anılan Isparta’da, bu günlerde Güller açmış olup, bunların hasadı genellikle 15 Mayıs’ta başlamış ve Haziran sonuna kadar devam edecektir. Hasat zamanında güzellikleri ile gözlerinizi kamaştıran bahçelerden toplanan güller, çuvallara doldurularak fabrikalara götürülüyor. Oradan nefis kokulu lokumlar, reçeller, kozmetik ve temizlik ürünleri olarak karşımıza çıkıyor. Böylelikle başta gül üreticileri olmak üzere binlerce insan geçimini bu yolla sağlamış oluyor. 
Başka bir örnek verilecek olursa, Muhammed Gülü (Gülü Muhammedi), Lale ve Yediveren gülü gibi pek çok gül çeşidi Diyarbakır ilimiz ile birlikte anılmıştır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Sonuç olarak, ülkemizin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine kadar pek çok ilinde Yöresel Gül çeşitlerinin olduğunu görüyor, okuyor veya işitiyoruz. Rengarenk yaratılan güllerin ticari olarak çoğaltılıp satılması, gül üreticileri ve ülkemizin ekonomisine katkı sağlanacaktır. Ayrıca, yurdumuzun daha da güzelleşmesine sebep olacaktır.