HORMONLU ÜRÜNLERİN TÜKETİMİ

En başta iyi bilinmelidir ki, bitkilerin içinde zaten hormonlar vardır ve bunların yararları oldukça fazla olup zararları hiç hükmündedir. Ancak, hormonlu bitkiler denildiğinde, insanın aklına çoğu zaman sağlığa zararlı ürünler akla gelmektedir. Bunun en önemli nedeni ise hormonlar hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaktan kaynaklanmaktadır.

Bitki içerisinde (doğal) veya bitki dışında (yapay) olarak üretilip, hormonal etkiye sahip tüm kimyasal maddeler büyümeyi düzenleyici maddeler olarak adlandırılmaktadır. Bu maddelerden sadece bitki içerisinde üretilenlere Bitkisel Hormonlar adı verilmektedir. Bu hormonlar, bitki organlarının parçaları denilen dokular içerisinde az miktarda üretilmektedir. Ayrıca, bu hormonlar, üretildikleri yerden başka dokulara da taşınmakta ve çok az dozda dahi etkilerini gösterebilmektedirler. Aynı zamanda bu hormonlar, taşındığı yerde bitkinin gelişmesinde rol oynayan ORGANİK MADDELER’dir.

Organik maddeler dediğimiz bu hormonlar, bitkilerin büyüme ve uzama süreçlerini kontrol ederler. Örneğin, bitkiler su, tuz, oksijen ve besin elementi aldıklarında, bu hormonlar, bu maddelerin bitki içindeki alınma süreçlerini kontrol etmektedirler. Bunların bitkiye ve insan sağlığına hiçbir zararı olmadığı gibi, pek çok yararı olduğunu belirtmekte yarar vardır.

Bitkilerin büyümesinde düzenleyici maddeler 2’ye ayrılmaktadır.

1) Büyüme uyaranlar ve

2) Büyümeyi engelleyenler

Büyümeyi düzenleyici maddelerin bitkiler üzerinde oluşturduğu yararlı veya zararlı etkileri, uygulanan maddenin dozuyla birlikte, bitki türüne, uygulanan dokuya, bitkinin veya dokunun yaşına, hangi gelişme aşamasında olduğuna ve fiziksel çevrenin etkisine bağlı olarak değişmektedir.

Sıklıkla tüketilen aşırı hormonlu gıdalar, insan vücudundaki hormon dengesinin ve bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişmeye, yağlanmaya, uykusuzluk, yorgunluk, baş ağrısı, egzama, hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği, depresyon, bağışıklık sisteminde zayıflık, yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, safra taşları, kanser vs gibi rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte bazen aşırı derecede hormona rastlamak mümkündür. Bunlara dikkat etmekte yarar vardır. Örneğin, bazı bitkilerin hormonlu olduğunu şu şekilde anlayabiliriz.

1) Domatesin çekirdeksiz olup, içinin çok sulu ve boş olması,

2) Patlıcanın içi çekirdeksiz ve süngerimsi bir yapıya sahip olması,

3) Karpuzun içindeki çekirdeklerin yeri boş olması.

Bu belirtilerle karşılaşıldığı zaman, bu ürünlerin aşırı hormonlu ve sağlığa zararlı oldukları söylenebilir. Bu yüzden , bu biçimdeki ürünleri tüketiminden kaçınılmalıdır.

Bitkilere hormon takviyesi özellikle zamansız yetiştirilen çeşitlerde daha çok fazladır. Bu nedenle, günümüzde, her mevsimde pek çok ürünü bulabiliyor olsak da, çilek, elma, üzüm, salatalık ve daha ismini belirtmediğimiz bazı meyve ve sebze türlerini, normal zamanlarında tüketmeye çalışmalıyız. Çünkü, bunların normal zamanda yetişmelerinde aşırı dozda hormon kullanım riski azalmaktadır. Son yıllarda, gazete ve dergi gibi yazılı basın veya televizyon gibi görüntülü yayınlarda, hormonlu ürünlerin insan sağlığına zararları dile getirilmesi, pek çok vatandaşımızın bilinçlenmesinde önemli katkı sağlamaktadır. Örneğin, Pazar ve marketlerde ‘ARILI DOMATES’ ibaresini taşıyan HORMONSUZ ÜRETİM ETİKETİ ile karşılaşmaktayız. Bu durum biz tüketicileri memnun etmektedir.

Sonuç olarak şunu ifade etmek isterim ki, hormonlar uygun dozda ve gerekli sayıdaki uygulamalarla bitkilerin üretiminde kullanılması halinde, kaliteli ve daha verimli ürünlerin

elde etmesine imkan tanıyabilmektedir. Ayrıca, bunların insan sağlığına da olumsuz etkileri olmaz. Önemli olan bitki yetiştiriciliğinde, hormonun bilinçli bir şekilde kullanılmasıdır. Bütün bunların fevkinde ise, insan sağlığı açısından son derece değerli olan ORGANİK ÜRÜNLERİN YETİŞTİRİCİLİĞİ VE TÜKETİMİNİ yaygınlaştırmaktır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da başta üniversiteler olmak üzere bir çok kuruluşta görev yapan ilgili uzmanlardan destek alınabilir.